14 Kasım 2011

HAYAT ÇOK KISA...


Ey hayat; ne kadar acımasızsın, ne kadar kısasın bunu bir kez daha acı bir tecrübeyle yaşattın bana...Aslında yaşadığımız anın kıymetini bilmeli her anı, her saniyeyi saliseler sonra ölecekmiş gibi yaşamalıyız ki kalp kırmalar olmasın değer mi kısa hayatta kalp kırmaya sevmek sevilmek varken...

Ne kadar yaşayabileceğini biliyor musun? 

O halde sarıl sevdiğine son nefesin gibi...!
(Marquez)


Nede güzel demiş dimi çok geç olmadan uygulayalım bunu lütfen.

Neden bu karamsar yazı diyeceksiniz haklı olarak çok sevdiğim, çok yakın arkadaşımın eşini kaybettik, henüz 47 yaşındaydı 15 ve 10 yaşında iki dünya güzeli kızını, eşini, annesini, babasını bırakarak gerçek aleme gitti maalesef.

On aydır Ankara'da hastahanedeydiler arkadaşım bir an olsun yalnız bırakmadı eşini her şeyi ile bakımını üstlendi,dört yıl öncesi de aynı şekilde annesine bakmıştı dört yıl ara ile en sevdiklerini kaybetmek çok acı.

Kendileri karı koca öğretmendiler,arkadaşım mecburi hizmet için gittiği Bingöl'de eşiyle tanışıp evlenmiş orada yaşıyordu 15 yıldır.Kardeşlerimle bilikte ölüm haberini alır almaz bizde yola çıktık vakit arkadaşımın yanında olma vaktiydi.

On altı saatlik yolculuktan sonra vardığımız Bingöl'de acı anlar yaşadık "bu şekilde mi evime gelecektiniz" diyerek ağlaştık:(

Arkadaşıma hayranlığım bir kez daha arttı batıda çok iyi şartlarda yetişmiş bir genç kız nasıl olur da oralarda yaşamayı göze alabilir di oraları görünce daha çok takdir ettim.Bingöl merkezde olmalarına rağmen ben hiç sevemedim oraları ya,yollarda panzerler, mayın araması yapan askerler, dağ tepelerinde kurulu olan 
karakollar,yol kenarlarında olan siperler offf offfff askerlerimize rabbim yardım etsin.

Belki kızacaklar olacaktır bana ama iyi ki oralarda yaşamıyorum iyi ki o şartlarda doğmamışım ben İzmit'i mi çok seviyorum.

4 Kasım 2011

Mis Gibi Zerrin'imin Mis Gibi Hediyesi ve Mim...



Merhabalar nasılsınız iyisinizdir inş? Malum bayram üzeri her yerde bayram için tatlı koşturmacalar var eminim,ne güzeldir o bayram temizlikleri sanki hiç temizlik yapılmıyormuşçasına bayrama özel yapılan temizlikler.Bayram alışverişleri bayram için yapılan tatlılar kısacası güzel ve heyecanlı bayram günlerinde herkeslere kolaylıklar diliyorum canım arkadaşlarım.

Şimi başlıktada belirttiğim gibi yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bu güzelim kurabiyeleri sevgili arkadaşım Zerrin .misssgibi gönderdi.Facede bir gün değişik pırasalı tarfileri olan  ve paylaşanlara ufak bir hediye göndereceğini yazmış sevgili Zerrin bende çok iyi okuduğumu anlamamışım çekilşli bir şey sandım çekilişlere de pek katılmam iki defa çatı katı blogumun hedye çekilişine katılmıştım nasılsa şansım yok ki diye yazdım tarifimi .

Aaaaa ne göreyim Zerrin'imin adres bilgilerimi istediği sıcacık mesajını almak beni çok mutlu etti ayrıcada  çok şaşırdım ve çok sevindim tabi vee sonuç fotoğraflarda gördüğünüz ama lezeetini bilmediğiniz o müthiş kurabiyeler çok ama çok güzellerdi hediye paketinin açılmasından beş dk sonraki halidir son fotolar:)  Ellerine sağlık canım tekrar çokk teşekkür ediyorum inceliğin ve zahmetin için...

Gelelim ikinci konumuz olan mime:) Sevgili Emine hanım  mutfakincisi mimlemiş beni kendisine çokk teşekkür ediyor ve geçiyorum cevabıma:)

Anladığım kadarı ile mim konusu bizde anısı olan şarkıları paylaşmak,gençliğimin hayallerim de ki şarkıların sahibi olan  ilk şarkım COŞKUN SABAH "AŞIĞIM SANA" şu an çok fazlaa dinlemesem de Coşkun Sabah'ın bu şarkısının yeri ayrıdır bende.

İkinci şarkımda eşimle  bizim şarkımız olan bir şarkıdır FATİH KISAPARMAK "KİLİM" bu şarkıyı ve Fatih Kısaparmak'ı halen çok severek dinlerim.


Ben sizleri mimledim ama hayatınızda sizi ençok etkiliyen kararlarınıdan birini sorsam acaba bu kadın deli mi dersiniz herhalde ama deli değilim...Ben gerçekten merak ediyorum hayatımızda verdiğimiz en önemli karar ???

Diye sormuş Emine hanım bende cevaplıyayyım bakalım:) Benim için en önemli karar 32 yaşındayken yarım kalmış lise eğitimimi tamamlamak oldu,ilk liseye kaydımı yaptırdığımda eşimin "liseyi bitirip de ne yapacaksın çalışabileceğini mi düşünüyorsun" demesi bende dahada hırs yapmıştı ve liseyi bitirdiğim yıl iş yerime yaptığım başvuru sonucu işe alınmam benim hayatımın dönüm noktasıdır ,liseyi bitirmek için başlangıcı yapmam benim için en önemli kararlardan biridir. İşe giriş hikayemi okumak isteyenler sadece bir tık yapmanız yeterli.İnş Üniversiteye girdiğimide buradan duyurmak kısmet olur şimdiki en büyük hayalim bu çünkü.




TÜM ARKADAŞLARIMIN KURBAN BAYRAMINI EN İÇTEN DİLEKLERİMLE KUTLAR TÜM GÜNLERİMİZİN BAYRAM TADINDA GEÇMESİNİ DİLERİM...


24 Ekim 2011

Yine Bildik bir acı...




Geçen hafta şehitlerimiz bu hafta deprem:( Nasıl üzücü nasıl kötü günler rabbim sabrımızı artırsın inş.Şehitlerimiz hakkında herkes bir şeyler yazdı bense sessiz kalmayı tercih ettim blogum da, boğazımda bir yumru, kelimeler kifayetsiz di çünkü.Ne denilenibilir di ki denilen her şey söylenmişti çünkü.
Rabbim kahhar isminle o insan dışı varlıkları kahreyle tez zamanda.

Dostlar, kısa-devre düşünmeyin: sakin düşünün: müslümanlık ırk değildir ama "müslüman ne yaparsa yapsın haklıdır" demek ırkçılıktır. Senai DEMİRCİ

 Demişti, ne kadar güzel söylemiş dimi a dostlar .Dünden itibaren sosyal paylaşım sitelerinde gördüklerim okuduklarım  kanımı donduruyor neredeyse,tam yapmak istedikleri şeyin kıyısındayız bölmek istiyorlar bölünüyoruz bölünmeyelim kendimize gelelim ne olur.
Marmara depremine''dinsizlikten'' diyenlerle, Van depremine ''Oh iyi oldu'' diyenler her millette bulunan başbelası cahil zihniyetler..
 Deprem bölgesindekiler kürt olabilirler her kürt pkk lımı Allah aşkına  kaldıki orada binlerce doktorumuz,binlerce öğretmenimiz ve polisimiz var,askerimiz var nasıl bir düşünce nasıl bir anlayıştır "oh olsun" demek hangi insanlığa sığar?
Müslümansak eğer neden ırkçılık yapıyoruz,değilsek de insanlığımız nerede?

99 Marmara depremini İzmit'te yaşayan biri olarak onların yaşadıklarını bizzat yaşıyorum sanki,o günler hiç geçmiyecek gibiydi.Gecenin karanlığında ne olduğunu anlamaya çalışırken karanlıktan gelen bir feryattı hiç unutamayacağım "babaaaaaa yavrumu kurtarr babaaaaa"Sonrasında tüpraşın patlama tehlikesine karşı zorla boşaltırken sokakları polislerin, eşimin "gitmiyeceğiz bir yere" demesi karşısında beş yaşındaki oğlumun babasının bacaklarına sarılarak " yanmak istemiyorum ne olur gidelim baba" şeklinde feryatları karşında düştüğümüz yolda 5 dklık mesafeyi 3 saate gidebilmemiz yine unutulmayacakar arasında.Aslında daha çok kötü anılarımız var yeter artık fazla yazmanında bir anlamı yok ben başladım mı susamıyorum çünkü:(

Normal hayatımıza hiç dönemeyecek gibiydik,ama ne oldu döndük normal yaşamımıza 
yaralarımızı sardık kaldığımız yerden devam dedik hayata.

Şimdi oradaki kardeşlerimizin yaralarını sarma vakti  elimizden ne geliyorsa yapalım
  
KIZILAY için 2868'e boş; AKUT için 2930'a AKUT yazarak; İHH için 3072'ye VAN yazarak mesaj atmak 5 TL ...

Yutiçi ve mng kargo ve ptt ücretsiz gönderim yapıyor hatta ptt evden gelip kolileri alıyor sadece duyarlı olmak bize düşen başkada bişey değil.

Kimin yazdığını bilmediğim ama okuyamayanların da okuması için belki el vicdan demelerine vesile olurum.

Ülkenin doğu ucu sallandı.Pazar günümüzü kaybettik..
şu kadar anne öldü,
şu kadar baba,
şu kadar oğul,kız..
ama en çok da..
... insanlık.

nasıl mı..?
Kürt onlar ( terörü destekliyorlar) ölsünler..
cahil onlar( yeterince entelektüel değiller ) ölsünler..

yok, yurttaşım yok.
sen ırkçının da aptal olanısın..
sen ırkçının da olayları birbirine en gerzekçe bağlayanısın..

iyi oldu dedin,sen yurdun kan kaybına..
iyi oldu dedin sen dedenin,
halanın,teyzenin..
masumun can kaybına..

"Arada birkaç terör yanlısı ölmüştür"de ve sifonu çekip rahatlat beynini ..

İnsanlık öldü deniliyordu..
Bugün kesinleşti..

Cesedi vicdan morgundan teslim alabilirsin yurtdaşım...

4 Ekim 2011

KALP KRİZİ VE DENGESİZ HEMŞİRE...


Bir patavatsıza haddini bildirmenin gururunu yaşıyorum,hemde sakinliğim ve güler yüzümle öyle değil böyle mat ederler işte eehehhehehe:)
Bakmayın güldüğüme aslında çok sinirlendim ama onun seviyesine inmedim.
Annemin trigliserid (kandaki yağ oranı)çok çok fazla sınır 200 iken anneminde değerler 437 bununla birlikte 
,yüksek tansiyondan dolayı kalp krızı geçirdi,çok şükür ki çok büyük değildi.
 Sonrasında kardiyoloji doktoru belli testler istedi ekg de sıra vardı annemi içeri ye soktuktan sonra
 efor testi için randevu almaya gittim randevumu aldım ve eko içinde kayıt yaptırdım
annemi baklemeye başladım dayımda annemle annemin yanındaydı
Ekg de çok beklediğimizden burasının da öyle olacağını sandığımdan kayıt yaptırdım nereden bilebilirdim 
orada çabuk sıra geleceğini ki hastanelere uzak biriyimdir tamamen tecrübesizim bu konularda.
Sıra anneme gelince annemin olmadığını ekg de olduğunu söylediğim anda 60lı yaşlarında
olduğunu tahmin ettiğim hemşire bağırmaya başladı ama nasıl bağırmak gelen geçen durup onu dinliyor
 bir anda orası kalabalıklaştı,neymiş efendim niçin annem yokken kayıt yaptırmışım buna hakkım yokmuş,
ne biçim insanmışım,böyle dengesizlikler yüzünden işler aksıyormuş.
Bütün bunları hemşire bozuntusu bağırarak söyledi,iki dk nın içinde saydı döktü.
Nasıl sinirlendim anlatamam,olduğumdan sakin olmaya çalışarak "
neden sesinizi yükseltiyorsunuz sağır değilim duyabiliyorum,bunları bağırmadan çağırmadan anlatabilirsiniz
dimi" dedim yine bağırarak bağırmıyorum ben işimi öğretme bana gibi alakasız yorum yaptı
"bana bakın dedim ben bilmiyordum bu bir bunu sakince söylediğinizde ne kaybedicektiniz,
bağırdınız da ne oldu elinize ne geçti,sizden çok mu korkmam gerekiyor,lütfen haddinizi bilin 
sizi şikayet etmek zorunda bırakmayın beni" dedim geçtim oturdum
Annem geldiğinde yanına gittim annemin geldiğini söyledim tavır aynen bu
 "tabi hanımefendi annenizi hemen alıyorum hazırlansın"

Diyeceğim o ki bizim buradaki hastaneler çok düzeldi eskiden kendilerini bir şey sanan hastabakıcıdan 
hemşiresine doktoruna kadar herkes karşısındakine insan gibi davranır oldular, hastanemiz bu yönden çok iyi,
gerçi her yönüyle iyi ama insan aşağılamalar yok artık insan gibi davranış görüyoruz 
yüksekten bakan doktorlardan eser kalmadı çok şükür.İşte arada böyle hâla kendini eskide kalmış
 yaşını başını almış dengesizler çıkabiliyor benim gibiler de hadlerini bildiriyor:)




29 Eylül 2011

KAHVALTI,KINA,DÜĞÜN VE BLOGUMUN YAŞ GÜNÜSÜ:)


Merhabalar efenim merhabalar,nasılsınız cümleden diye bir giriş yapalım bakalım da sonu nasılsa gelir :)
Neler yapmadım ki bu günlerde,koşturmaca devam ediyor işe başlamadan son günlerin tadını çıkarıyorum nasılsa işe başlayınca bu kadar rahat olamayacağım,gerçi çalışırken de her şeye yetişiyordum ama şimdikinin rahatlığı başka:)

Malumunuz okullar açıldı ,büyük oğlum bu sene yanımda daha ne isterim ,oda okuluna gidip geliyor,küçüğü deseniz oda aynı ilk veli toplantımız yapıldı.Son cümlemi yazarken aklıma geldi aslında bu blogu ilk açmamda ki amaç çocuklarımın yaptıklarını paylaşmak gelecekte onlara bir günlük bırakmaktı fakat onlar büyüdükçe benimde onlar hakkında paylaşımlarım azaldıkça blog günlük olmaktan çıkıp bu şeklini aldı.

Neyse gelelim benim cephedeki sağlık sorunlarıma,iğneye ipliği geçirirken gözlerimi kısmaya başlamıştım doktora gitmek vaktidir dedim ve gittim sonuç bir numaralı gözlük ve daimi takılacak ve hiç yakışmadı bana hiç sevemedim nasıl alışacağım bilmiyorum.Ayrıca şeker hastalığının başında olduğumda ortaya çıktı genel kontrol için doktora gittiğimde öğrendim.Diyet yapıp kesinlikle kilo vermem gerekliymiş sabah akşam altı ay boyunca kullanacağım bir ilaç ve günde bir saat yürüyüş önerdi doktor,eğer yapmazsam bu dediklerini ilerki yıllarda insülüne bağlı yaşarmışım eğer yaparsam da daha başında olduğum için engelleyebilirmişim her şey  benim elimde yani.Bir haftadır sıkı diyetteyim ve yürüyüşlerimi yapıyorum,zor bir süreç beni bekliyor ama sağlık için mecburen katlanmam lazım...

Üstteki fotoğraf öğrencimin evinde bir kaç arkadaşı ve benim için hazırlanmış 12 değişik birbirinden harika lezzetlerdi tabi o zaman diyette falan yok hepsinden değil ama yiyebildiğim kadarından yemiştim:)



Ve bu gördüğünüz kahvaltı masasını annemlerin bahçede Bursa'dan gelen misafirlerimiz için hazırladım.Orada görünen bazı kahvaltılıkların ayrıntılı görüntüsünü görmek ve tarifilerimden yararlanmak isterseniz hemen sizi buraya alalım lütfen:)








Kuzenimin(dayımın kızı) düğünü vardı misafirlerimizde onun için gelmişlerdi.





Fotoğraflar kına gecesi ve düğünden...







Veeeeeeee son konumuzda;blogumun yaş günü:) Blog camiasında beş yıldır bende sizlerleyim,yorumları ile beni yalnız bırakmayan tüm arkadaşalrım hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim,çok güzel arkadaşlıklar çok güzel dostluklar edindim blogum sayesinde,siz olmasaydınız bu kadar yıl sürdüremezdim,bazı zamanlar buralardan uzaklaştığım oldu ,bazı zamanlar sadece  sizleri  okuyup yorum yapamadan çıktım ama her halukârda sizinleyim ve siz istediğiniz sürece buradayım.Blogumun ilk yaş gününde yazdığım yazıyı okumak isterseniz buraya bir tık yapmanız yeterli:)
İyiki varsınız,iyiki benimlesiniz sizi seviyorum arkadaşlar...

13 Eylül 2011

Deniz,Kum,Güneş Kısaca Tatil....


Merhaba,ilk kez bir bayramda tatile çıktık ,tatil yerlerinde hiç bayram yok onuda görmüş oldum:) Büyük oğlum artık kocaman bir delikanlı olduğundan bu yıl ilk kez bizsiz arkadaşları ile  tatil yaptı,öyle olmasına rağmen eşim çok ısrar etti onunda bizimle gelmesi için ama oğlum istemediği için onu evde bırakarak Ömer ile birlikte düştük Antalya yollarına...
Yıllardır bildim bileli Kemer'de aynı yerde kalırız ben bir çok kez gitmemişimdir eşim çocuklarla tek başına gitmiştir.Dört yıldır gidememmiştik,orada belli bir çevremiz var arkadaşlarımız var denizinin çok güzel olduğunu,kaldığımız yer denize sıfır bir yer tüm bunlar için tatil dendi mi yer hep aynı,benim tatil anlayışımda sadece deniz yok zaten denizi sevmem birde kapalı olunca işkence oluyor resmen deniz,zaten denizede girmedim sayılır millet plajda bikinilerle güneşlenirken ben olduğum gibi, çok ilginç görüntü aslında ama yapacak da bir şey yok öyle işte:)
Genelde kafede oturup denize girenleri seyrettim,yada balkonda oturup kitabımı okudum.
Bir kere çarşıya gezmeye gittim oda kızları kıramadım,orada kızlar vardı tanıdık, yoksa hep aynı kemer çarşısında görecek çok da bir şey yok bana göre.

Bol fotoğraflı bir post baştan uyarayım ben:P


Kız kardeşimin kayın validesi Antalya merkezdeler,onlar bayramdan önce oraya gitmişlerdi,bir gün onların denize girdikleri yere gittik üstteki ve alttaki fotoğraflar oradan kareler...







Ömer normalde sudan korkar bir banyo yapma faslımız var evlere şenlik yüzünü anında kurular banyodayken düşünün her kafa yıkma işlemi biter ve yüz kurulanır,o derece korkar,açıkçası denizde de yüzebileceğini hiç ummuyordum,önceki yaz bir havuz maceramız hüsranla sonuçlanmıştı yüzmeye karşı çok isteksizdi,taki kemerde kendini denize atana dek gittiğimiz andan gelene dek zorla çıkardık denizden onu.Babası sayesinde yüzmeyi öğrendi hemde ikinci gün yüzüyordu artık,ancak gözlüksüz denize girmedi hiç o gözlükler hep vardı...




Kendi kendimi fotoğraf çekerken arkadaki karede de eşim ve oğlum var çok gülmüşüm ama sevdim bu fotoğrafımı:) Bir gecede kumsalda ateş yaktılar ve eğlence oldu,eğlenenler çok güzel eğlendi bense sadece seyrettim tabi.


Üstteki fotoğraf cafeden denizin görüntüsü oturduğum yerden müzik eşliğinde kâh derin düşüncelerde,kâh hareketli müziğin etkisi ile coşkulu bir şekilde denize girenleri ve babası ile oğlumu izledim.
Bizim son günümüzde çok yakın komşum ve arkadaşım (ortadaki bayan) geldi bir gün beraber olabildik ama yinede çok güzel bir gündü....


Son akşamımızda Kemer'de yaşan arkadaşlarımız yemeğe davet ettiler bizi çokk güzel bir sofra ve çok güzel güler yüzü ile ağırladı bizi sağolsun.Baştaki fotoğrafa dikkat el arabasının içinde ateş yakıp balıkaları orada kızarttılar,"seyyar mangalımız" dedi arkadaşımız "rüzgarın yönüne göre yer değiştiriyoruz" çok gülmüştük ama çokda mantıklı aslında dimi ama:)

Şimdilik hoş ve esen kalınız....

4 Eylül 2011

DOĞUM GÜNÜM


Evett acaba kim doğmuş bugün:P ?
Tam tamına 38 yıl önce dünyaya gelen bu kişi  bu blogun yazarı çokk sevgili muko:)
,38 yıl geçmiş ömürden ancak hiçte kendimi otuz sekiz yaşımı bitirmiş otuz dokuza girmiş gibi histtemiyorum, ben daha on sekiz yaşımdayım ruhum genç benim derlerya bende onlardanım galiba:)

Acısı tatlısı ile koskocamn otuz sekiz yıl içinde neler barındırmaki bu geçen yıllarda;çokk ama çokk güzel geçen çocukluk yılları,gençlik yıllarını yaşayamadan evlilik yıllarına geçiş,ardından iki tane dünya güzeli evlatların büyümesi ve iş hayatı her şey yaşanması gerekli ve yaşandı geçti,daha bakalım neler göreceğiz ömrümüz yettiği sürece.Önemli olan insanlık insan olabilmek her ufacık şeyden bile mutlu olmayı becerebilmek,becerebilene aşk olsun efenim duygusala bağlamadan yazımızı bitirelim eğer beni daha yakından tanımak isterseniz sizi buraya alalım lütfen 2008de yaş 35 olunca yazdığım bir yazıydı.

Bu post otamatik yayınlanacak lakin yayına girdiği anlarda ben evimden uzakta Antalya'da tatilde olacağım,dönünce görüşebilmek ümidi ile hoşçakalınnnnn...

28 Ağustos 2011

DİKİLENLER,HEDİYE,DOOM GÜNÜSÜ ve BAYRAM:)



Merhaba arkadaşlar,bol fotoğraflı bir post sizi bekliyor baştan söyleyeyim de:P Yukarıdaki fotoğraflarda gördüğünüz çok ama çok tatlı fıstık benim yeğenim Aysima,üzerindeki elbisesini diktim bayıldı bayıldı hanımefendi çok da süslüdür ama çokk da tatlıdır tek kız yeğenimdir kendileri ayrıca.






Üstteki ve alttaki fotoğraflarda kız kardeşim için dikildi tunikler çok güzel oldu ama etek bol geldi nasıl prova yaptıysam artık:P ve üzerindeki süslemelerde söküldü şu an, beğenmedik el birliği ile sökülmesine kara verdik:)






Geçenlerde mailime gelen bir mesaj dikkatimi çekti hemde gereksizlerdeydi,normalde bakmadan silerdim gereksizleri ama bu sefer okuyasım tutu ilgimi çekti mail neyse gelen mailde küçük bir bayram hediyesi vermek istediklerini adres bilgilerimi paylaşmamı rica ediyorlardı,maili inceleyince büyük bir firma olduklarını anladım,facede gurupları var ,gönderilen hediyeler için teşekkür eden kişileri görünce tereddüt etmeden adres bilgilerimi gönderdim .İkinci günün sonunda paketim evimdeydi,paketi açarken içinden miss gibi koku yayıldı  içinden çıkan kokulu süsdü birde çokkkk güzel benim çok beğendiğim renklerde yazın serin tutan bir eşarp geldi ve benn çok beğendim çokk mutlu oldum. Teşekkürler EVİTARE...



Evett gelelim dooom günüsüne:)Küçük oğluşum Ömer'imin dün doğum günüydü dolayısı ile yukarda ki pastayı onun için yaptım hazır almadım kendim yapmayı tercih ettim,tadı görüntüsünden dahada güzeldi yiyenlerin yalancısıyım bende:) Tarifini de ilerleyen günlerde yemek blogumda yayınlayacağım...






Ömer'im ; yakışıklı,hassas ,iyi niyetli,düşünceli,duygusal,yardımsever olan özelliklerin ömrün boyunca sürsün inş,annecim seni çok seviyorum,hep ama heppp mutlu ol inş....






Ne çabuk zaman geçiyor nasılda büyüyorlar yıl 2007 ve bu yazı ile doğum günü paylaşmışım sizlerle ardından 2008 de bu yazı,2009 da bu yazı,2010 da  blogumla çok ilgilenmemişim o aylarda oğlumun doğum günüsünü yazmamışım velhasılı geldik 2011' e beş yıldır sizlerle  paylaşmışım eskilere gittim okudukça ben ,eğer sizde merak edip okumak isterseniz buyrun:)






Malum önümüz bayram  şimdiden herkesin bayramını kutlarım bayramınız mübarek olsun şeker gibi bayramlar dilerim...

19 Ağustos 2011

Bir sürü dikilecek kumaş...


Merhaba arkadaşlar, ne sık günceller oldum blogumu şaşıyorum bu hallerime ben:) Nasılsınız bakalım iyisinizdir inş? Geldik ramazan ayının son on gününe sayılı gün nasıl da çabuk geçiyor...Benim eşim iftar davetlerine gitmez, yıllardır esnafçılık yaptığı için evde olmazdı iftarda  bunun verdiği alışkanlıkla sanırım hiç bir yere gitmez dolayısı ile iftar yemeklerimiz aile ile sınırlı kalmıştır yıllardır.(nereye bağlayacam bakalım sonunu)
Dün gece  20 kişiyi (annemler, kardeşlerim, gelinler - damatlar ve tek farklı kuzenim ve eşide vardı)ağırladım iftarda ama ama gel gelelim hiç fotoğraf çekmedim ki ben yani ben elinden hiç fotoğraf makinesi düşmeyen ben neredeyse yapışık ikiz gibi yaşadığımız makinemi atmışım mutfağın bir kenarına alıcam umudu ile unutup kalmış oracıkta:)

Bir tek ;ikinci kez yaptığım yemeğin pişmemiş halini çekmiştim dün geceye ait bir tek o fotoğraf var :) Kim sorsa yemek blogum var benim di mi ehehehe :P

Neyse iftarda neler yapmışım onları görelim isterseniz:
Közlenmiş kırmızı biberli mercimek çorbası (müthiş güzel oldu)
Patates tava (çokk güzelll)
firinda-nohutlu-patlican-yatirma (tıklarsanız eğer tarifine ulaşırsınız blogumda,harika bir yemek tavsiye ederim)
Pilav
Cacık
Patlıcan salatası
Güllaç
Kemalpaşa

İşte böylee güzel ve kalabalık bir geceden sonra darısı cumartesi akşamına inşş:)




Gelelim bu kumaş fotoğraflarına yazımla nasıl da alakalı dimi ama:P Bu kumaşların hepsi üç gün içinde dikilecek emir büyük yerden malum insanın kardeşi isterse yapamayacağı şey yok yani bana göre öyle
Pembe ile açık grı tunik olacak,leopar desenli bluz


Ütülenmemiş halide kötü ama neyse bitmişini görünce  güzel göreceksiniz inş,bu kumaştan da göğüs kısmı lastikli askılı bir elbise dikeceğim benim güzel fıstıkım Aysima'ya (yeğenim)


Üstteki desenli olan şifon kumaşa bayıldım ben ondan da lastikli bir bluz olacak,nar çiçeği renginden etek,koyu griden de etek olacak ikisi ile de kombin olabilecek kumaşlar.
Bunların dışında öteki kız kardeşime bayrama kadar bir tunik dikilecek eğer yetiştirebilirsem bayram sonu tatile gideceğimiz için kendime ince bir iki bir şey diksem fena olmayacak bakalım hangilerini yapabilecem:)

Ben kaçar biraz biraz dikiş dikmeye başlasam fena olmayacak ama önce biraz ihmal ettiğim bloggerlerimi dolaşalım bakalım dimi ama:) 
Haydin hoşçakalın esen kalın :)

16 Ağustos 2011

Rutin Ramazan Günleri



Merhaba,yine güzel bir çiçek ortanca ile fotoğraf açılışımızı yapalım bakalım,rabbim ne güzel çiçekler yaratmış değil mi arkadaşlar,ne kadar şükretsek az.Annemlerin bahçede çokça mevcut bu çiçekten...

Ramazanın ilk on beş günü geride kaldı bile,Bakmışız bayram gelmiş geçmiş gitmiş,okullar açılmış ben yine işe başlamışım,zaman nasıl da hızlı geçip gidiyor ve ömürden de günler hızla geçiyor ve biz yaşlanıyoruz:)

Evde olmaya alışkın olmayan ben şimdilerde evden hiç çıkmak istemiyorum ,alışınca çıkasım gelmiyor hiç,annemler yakın olmasına rağmen hazırlanıp evden çıkmak o kadar zor oluyor ki her seferinde kardeşim gelip alıyor beni o eve bırakıyor halbuki kendi başıma gitsem fena olmaz ama hazırlanmak var ya öldürüyor beni.Hiç bir yere gitmek istemiyorum,sadece iftar davetlerinde evden çıkıyorum.

Gece sahura kadar otur (hangi akla hizmetse) sabah da sahurdan sonra yat öğlene kadar uyu,sonra kalk ev işlerini yap ardından biraz pc ,biraz tv derken mutfağa geç  yemek hazırlıklarına başla.On beş gündür rutin böyle oldu ya offf tembellik de zor zanaat kardeşim:)



Annemlerin evi kalabalık,kız kardeşim ve erkek kardeşimle aynı bahçedeler böyle olunca sahurda da iftarda kalabalık bir şeklide geçiyor ve çokk güzel oluyor.
geçenlerde İstanbul'da ki kız kardeşim gelince bende gittim gece sabahladık tabi,sahurdaki sofranın fotoğrafları bunlarda,makinam yanımda olmadığı için cep telefonuyla çekildiği için net değil fotolar ama harika bir masaydı,annem kız kardeşim sağ olsun ,elleride çabuk mutfağa bir girdiler pir döndüler.Annem ara ara kayboluyordu biz bahçede otururken,meğer o arada mis gibi pide yapmış menemen yapmış ,kız kardeşimde sarma bile pişirmiş,kek yapmış kurabiye yapmış sanki sahur değilde çay saati mübarek:)

Yani velhasılı kalabalık ailede olmak çokk ama çokk güzel kardeşler bir araya geldik mi sohbetin muhabbettin tadına doyulmuyor ee sonunda da böyle bir sofra olursa değmeyin keyfimize...

Yıl 2007 aylardan eylül ve yine bir ramazan günü bu yazı ile başlamışım bloguma yazmaya.Ardından iftar yemeğine ait görüntülerin olduğu  bu yazı ve o zamanlar babamda bizimle  birlikte,eksiksiz ramazanlar ve babamın güler yüzü, çok özledim çokk:(




On yaşında ki oğlum bu sene ilk kez tam gün oruç tuttu şimdiye dek hep yarım gün tutmuştu.Tam tamına dört gün tutmayı başardı yavrum benim,ama ilk tuttuğu gün bizi gülme krizine sokmuştu resmen.susadıkça ben bozmak istiyorum diyor fakat bozamıyor du
"ama benim akciğerlerim böbreklerim,midem daha çok küçük dayanamıyorum artık ben" demesi bitirdi bizi zaten,ardından "tabi siz büyüksünüz sizin organlarınız büyük benim organlarım küçük onun için dayanamıyorum ben" diyerek bilmiş bilmiş konuştu yine:)



10 Ağustos 2011

Mahallede Ramazan Eğlencesi....




Evettttt ramazanında geldik onuncu gününe nasıl oruç tutacağız bu uzun günlerde derken on günü geride bıraktık  bile, on gün içinde dört iftar yemeğine katıldım fakat hiç fotoğraf çekmek aklıma gelmedi artık evimde  çekerim inş. 
Belediyemiz tarafından düzenlenen bu yıl üçüncüsü olan ,artık gelenekselleşen mahalle iftarlarında, dün gece bizim mahalledeydi ve benim evimin karşısında olan okulun bahçesinde olup da katılmamak olmazdı.Hiç bu kadar kalabalık bir şekilde iftar yapmamıştık,çok güzel geçti...




Özelikle Osmanlı döneminde halkın toplanması esnasında kültürel bir argüman olarak kullanılan helva da iftar sofralarının kurulacağı alanda pişiriliyor. Derince Belediyesi Aşevi Birimi, alana iftardan 2 saat önce gelerek irmik helvası pişiriyor. Mis gibi helva kokusuyla birlikte mahalleli soluğu iftar sofrasında alarak yemekten önce irmik helvası alıyor. Osmanlı geleneklerinin ön planda olduğu iftar akşamlarında, vatandaşların akşam namazından sonra en çok rağbet gösterdiği alan olan Seyyar Çayhanede, kandil mumlarıyla süslenmiş masalarda yemek üstü çay keyfi yapan vatandaşlar, günün yorgunluğunu atma fırsatı buluyor.





 Çocuklar için ayrılan bölümde oturan Ömer ve arkadaşları....







Derince’de Ramazan programları en çok da çocuklara hitap ediyor. Başkan Alemdar’ın talimatıyla çocuklara yönelik pek çok aktivite sıralayan Derince Belediyesi, çocuklara adeta geçmişten kesitler sunuyor. Pamuk şeker, patlamış mısır, topaç ve çocuklara yönelik tır tiyatrosunun yanı sıra Osmanlı dönemi horoz şekeri de bütün mahallelerde iftardan sonra dağıtılıyor. Osmanlı kıyafetleriyle alanda dolaşan animasyon ekibi ve ayrıca yine çocuklara özel Ramazan ve Çocuk dergisi çocukların Ramazan Ayı’nı süslerken, Başkan Alemdar da her zaman olduğu gibi çoğu programda çocuklarla birlikte hoşça vakit geçiriyor...





Hacivat karagöz çocuklara hediyeler dağıtır,ardından sihirbaz sahneye çıkar çocukları eğlendirir ve daha sonra yapılan şarkı söyleme yarışmasında on çocuk sahneye çağrılır ve içlerinden biri benim oğlum Ömer ve amcasının oğlu Keremdir.Ömer'in özgüveni küçüklüğünden beri bariz bir şekilde halen devam ediyor ,Çok şarkı bilmemesine rağmen onu sahnede görmek hiç şaşırtmadı beni nedense:) Sonuç mu Ömer dördüncü olur Kerem ise birinci,aslında aşağıdaki videoda var her şey,kısa kısa videoları birleştirip tek video haline getirdim,benim ciyak ciyak sesime katlanıp izleyenler olursa eğer iyi seyirlerr:))






6 Ağustos 2011

İçim Kapkara...



Bu akşam fotoğraftaki gibiyim karanlık, kapkaranlık ucu bucağı belirsiz dipsiz kuyuda gibiyim...Hep başkaları mı alınacak artık bende alınayam bazı şeylere çok mu,ama hayır olmaz alınamazsın sen gelinsin,yaşın kaç olursa olsun gelin damgası yapıştı mı üzerine kaçışın yok,sürekli yaparsın yaparsın bir kere hayır dersin senden kötüsü olmaz,her şeye güler geçersin,bir kez gülmez alınırsın bir söze ama alınmaya bile hakkın yok.Çünkü sen alıştırmışssındır öyle çirkef gelin olmazsan sonrasında alınmaya bile hakkın olmaz...

Kalp kırmak ne kadar kolay , helede bu mübarek günlerde...
Kimse karışmasın artık karışmıyorum görünüp laf sokmasınlar yeter artık,istediğim yere giderim istemediğim yere gitmem ne bu ya
Takmıyorum sanıyordum ama  takıyormuşum...

Ama artık yeter bende insanım ,kimse laf sokmasın direk yüzüme söylensin ne demek isteniyorsa,tamam yaşlı insan bende farkındayım, ama bende insanım ya insanın her anı bir olmuyor ki her zaman çekebildiğini bazen çekemiyorsun batıyor hemde nasıl batmak.

Aslında ortada çok da büyük bişey yok ama battı işte bu akşam,istediğim yere giderim ben eşime bile hesap vermiyorsam kimseye vermem,her yıl ramazanda yaşlılar diye evimde ağırlardım bu yıl yapmadım dördüncü akşamı anneme gittik ist dan kız kardeşim gelmiş bir araya toplandık tüm kardeşler vay efendim neymiş annesine giderlermiş onlara uğramazlarmış yahuu bir durun demii yokkkk ama gelinsin yaa önce onlara gideceksin başkasına gidemezsin annen bile olsa.

Aslında hiç bir zararlarını görmedim bu güne dek ancak bazen batıyor işte helede eşin anlamıyorsa seni daha da fazla batıyor.Ufak bir serzeniş ufak bir iç dökme ne diyim ki ben yine alınmayan bir gelin mi olsam yoksa artık tırnaklarımı çıkarma vakti mi gelmiş olsa bilemedim


"Gitmek gerekir bazen.. fazla yormadan, daha çok bıktırmadan.. eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan".
Can Yücel

3 Ağustos 2011

Çiçek,küçük oğluş,ergenim,üniversite :P


Rabbim sen ne büyüksün bu çiçeğin güzelliğini görüp de sana şükretmemek olur mu hiç? Daha önce hiç görmemiştim bu çiçeği "mum "çiçeğiymiş halamın kızına gidince gördüm o yetişirmiş mum çiçeğini bilirdim ama hiç açmış halini görmemiştim bayıldım ben ya siz?Fotoğrafın üzerine tıklarsanız daha yakından görürsünüz bu muhteşem güzelliği

Ramazanda geldi bitecek bile neredeyse,rabbim layıkıyla yaşamayı nasip etsin inş,sıcaklarda nasıl tutacağız nasıl dayanacağız derken üç gündür hava serindi kısmeten geçtiğimiz haftaya göre hele bu sabah yağmurun sesine uyandım nasıl da güzel yağdı,Allah'ım çok büyük hiç zorluk çıkarır mı kullarına,rabbimin hikmeti işte...

Her ramazanda bizim evde sürekli tartışma olur çünkü evin beyi sigara içemediğinden hepimize sataşır dururdu ama bu ramazan benim umudum iyi yöndeydi ve çok şükür üç gündür hiç bir vukuat çıkmadı çünkü eşim sigarayı bırakmıştı ,ilk günün akşamı Ömer'im "çok şükür bu günü tartışmasız atlattık,aynı bu gün gibi  ramazanda çabucak böyle geçip gider inş " dedi yavrum benim çok etkilenmiş demek ki...

Geçen  gece sahura pizza yapacaktım facedeydim geç saatlerde büyük oğlum da yanımda "kalkıp pizza hamurunu yoğurmalı diyeceğime kalkıp face hamurunu yoğurmalı" dedim,nasıl güldük,bu kadar işlemiş face beynimize çekil gitt ey faceee dibimden desem de o benim yakamı bırakmıyor ben ne yapabilir ki:) Piizanın tarifi için ise diğer bloguma buyrun lütfen :)

Yine Büyük oğlumla konuşuyoruz "bu yıl üniversite sınavlarına birlikte gireceğiz bana da yardım edersin senden faydalanırım ben" diyorum "tabi anne" dedi,neyse "bakmışssın aynı üniversiteyi tuttururuz" dedim "aman Allah korusun anne yaa ben Hakkariye giderim bak" dedi bana:p ben hâlen "aynı sırada otururmuşuz " diyorum nasıl kzııyor görmelisinizzzz....

Birde malum Afrikadaki insanlar açlıktan ölüyor bunun içinde küçük bir hatırlatma yapalım bir çoğunuz biliyordur ama yinede hatırlayalım

afikadaki açlıktan ölen insanlara yardım etmek için
İHH: "afrika" yaz 3072'ye gönder
Kimse Yok Mu: ''aclık'' yaz 5777 ye yolla
Diyanet: ''afrika'' yazıp 5601’e gönder 5 TL yardımda bulunun

Bu günki postta yapılanlar değilde konuşulanlarla geçti varsın olsun dimi ama,herkese hayırlı ramazanlarrrrrr.....