25 Ağustos 2008

Küçüğüm sekiz yaşında..




Mutlu yıllar küçüğüm



hediyelerin veriliş ve paketlerin açılış aşaması:D
Odaya bir girdim ki kardeşlerim Ömer'e gelen hediye oyuncak ile oynuyorlar:D

Küçüğüm sekiz yaşında..

Oğlum;yaşama sebebim, balım, kaymağım, bitanem,hassas,iyi niyetli düşünceli,güler yüzlü bebeğim benim..

Ailemize geldiğin dönem çıkmazların olduğu bir dönemdi bizim için,sana hamile kaldığımı öğrendiğimde ağır antibiyotikler kullanmış vitamin ilaçları almıştım nereden bilebilirdim ki ailemize katılabileceğini,çünkü doktorlara göre benim çocuğum olamazdı ama Rabbim istedikten sonra oluyor işte,Rabbim ol dedikten sonra onu ne durdurabilir ki?

Evde tahlili yaptığım sabah o çift çizgiyi görünce ne yapacağımı şaşırdım,hıçkırarak ağlamaya başladım ilaç kullandığım bir dönemdi ve sen engelli olabilirdin.Bu karmaşık düşüncelerle akşama doktora gittim,bunları düşünmek için çok erken olduğunu söyledi doktor,daha kalp atışların bile duyulmuyordu bir hafta süre sonunda büyümüştün ve canlıydın kalp atışların duyulmuş ve elimizde ultrason fotoğrafı ile odadan çıktığımı hatırlıyorumda ne çok sevinçliydim.Babanla aldığımız kararı ertelemeye en azından zamana bırakmaya karar vermiştik...

Ben ne olursa olsun seni dünyaya getirmeye kararlıydım doktorlar isterlese yüzde yüz engelli bu bebek deseler dahi sen benim bebeğimdin ve doğmalıydın bana göre ve çok şükür ki sonuçlar iyi çıktı ve senin hiç bir şeyin yoktu,Rabbimin mucizesini yaşadık bir kez daha,o istesin yeterki tüm olumsuzlar yok olur..

Çok rahat hamilelik döneminin son günlerinde(27.08.2001) yüksek tansiyon nedeni ile hastaneye gidişimizde kollarımda seninle birlikte çıktık o hastahaneden.Çok tatlı bir bebektin,Gerçi tüm annelerin çocukları kendilerine dünya güzeli gözükse de sen yine de çok tatlıydın..

Çocukluğunda; uysal, akıllı, söz dinleyen, bir okadar da kendine güvenen sosyal biri oldun.Beş yaşında seni ilk kreşe bıraktığım gün hiç aklımdan çıkmayacak günlerden biri,seni kollarımdan koparırcasına almışlardı ve sen çığlık atarak ağlıyordun beni dışarı çıkardılar sen beni gördükçe daha çok ağlıyordun çünkü,sen içerde ben dışarda ağladık.Sonraları alıştın ama yine bana yapacağını yapıyordun,servise binene kadar ağladın ilk on beş gün ama okulu aradığımda hiç sorun olmadığını söylüyorlardı.Sonra her şey yoluna girdi sen alıştın ve kendi isteğinle gittin kreşe.

Sonra ki sene anaokuluna gidişinde hiç problem çıkarmadın zaten kocaman adam gibi akıllı bir çocuktun,tüm sosyal aktivitelerde rol aldın kendi isteğinle,ve ilköğretime başladın artık okullu bir çocuk olmuştun ve beni biraz zorlasanda okumayı da öğrendin ya çok şükür:)

Duygusal bir okadar da düşünceli,yardımsever güler yüzlü bir çocuksun inş büyüdüğün zamanda bu özelliklerini kaybetmezsin.Rabbim hayırlı bir evlat olmanı nasip eder inş.tüm kötülüklerden uzak ol,büyüklerine itiraz etme,yaşlılarımıza çok saygı ve sevgi göster emi benim akıllı oğlum..İyi ahlakınla çevrene örnek bir insan olursun inş..
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BİTANEM SENİ ÇOK SEVİYORUM YAKIŞIKLIM


20 Ağustos 2008

Dostum Selom geldi ve pikniğimiz..

Bu yaz geçmek üzere koşturmacalar, temizlikler, hastalıklar derken sonbahar geldi bile,Rabbim bu günlerimizi aratmasın.
Ömer Beyimizden inciler bizi şaşırtarak devam etmekte fakat ben not almadığım için bloguda çabuk güncelleyemediğim için ee birde benim gibi balık hafızalı bir annesi olunca yaşanılann diyaloglar hiç aklımda kalmıyor maalesef.Ömer çok agresif çok sinirli bir çocuk oldu hiç böyle değildi,resmen abisini taklid ediyor ,tamam abiyi biraz da olsa anlamaya çalışıyorum nede olsa şu bir türlü geçmeyen ergenlik döneminde olduğunu düşünerek kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum ama abimiz on beşinde bu yedi yaşında ki velete ne oluyorda bu kadar asabi oldu anlamış değilim.Bu yaz Ömer'le hiç ilgilenemedim diyebilirm , başta badana boya temizlik işleri ardından da babamın hastalığı derken başı boş çok kaldı, okuması ilerliyeceğine geriledi heceleyerek okumaya başladı ve birde bilmiş bilmiş "-anne sen bana hatırlatmıyorsun ki kitap okumayı hep senin yüzünden geriledim ben" demesi yok mu ? Şu bir kaç gündür her gün aralıklarla bir saat okutmaya gayret ediyorum inş okul açılana kadar telafi ederiz.
Aslında yazacak belli birşeyler yok karşık ve kısa bir yazı olacak ve bu postta sadece fotoğraflar konuşacak diyebilirm hee tabi benim çenem düşmezse orası ayrı bakalım yazının sonunda ne diyecem neler çıkacak hep birlikte görecez :)
****
Üç yıl önce forumlardan tanıştığım şimdi dostum dediğim Ankaradan selma geldi geçen hafta.
Kim demiş internetten arkadaş, dost edinilmez diye cümle aleme duyrulur ki benim canım arkadaşım net aleminden bulunmuştur :))
Dört gün kaldı ama zamnın nasıl geçtiğini anlamadık bile genelde bana hep kışın geldiği için bu gelişinde hiç evde oturtmadım onu her gün bir yerlere götürdüm ki kendileri gezmeyi çok fazla sevmezler ama maalesef benim gibi gezmeyi seven bir arkadaşı olduğu için eli mahkumdu tabi ki..
Neyse efenim geçelim fotoğraflara biraz da onlar konuşsun belli oldu benim çenem açılmaya başladı yoksa bu postun sonu gelmiyecek sizde okumadan sıkılıp sadece fotolora bakıp çıkmayasınız diye susmak en iyisi..
ilk gittiğimiz yer Değirmendire oldu ,oraya vapurla geçtik ben deniz yolculuğunu çok severim değişiklik olsun dedim ama maalesef selma hanım pek sevmezlermiş ya neyse ee ev sahibi ben olduğum için bana uymak zorunda kaldı tabi :) Üstteki pozlar Ömer beyimize ait görüldüğü üzere vapurda ve hariklar sahilinden bir iki poz..


Bu fotoğraflarda harikalar sahilinde ve annemlerin bahçesinde
selomu sallarken çektim oda benim babamla fotomu çekti ..



Bir gecede zorla Koceli fuarına götürdüm yine selocuğumu şansımıza Zara'nın konseri varmış gittiğimize pek memnun geri döndük efenim.. tabiki Ömer bizden çok memnun du o ayrı mesele lunaparktan zorla çıkardık onu,hee bu arada genç delikanlılarımız bize takılmadılar aynı akşam fuardaydık fakat sadece dönüş yolunda oyobüste buluştuk :P


Bunlar bizim delikanlılar sadece bizim görüştüğümüz zaman görüşürler,ne msn ne de telefonda hiç konuşmazlar ama hiç ayrı kalmamış gibi kaldıkları yerden devam ederler pek bir samimi olurlar bu her sene aynı nasıl arkadaşlık anlamadık ya neyse en azından bir arada olunca çok güzel vakit geçiriyorlar..



Bu fotorafta gözleriniz kamaşmasınn karşınızda iki güzel bayannnnnnn :P biri şişko güzel ama (bendeniz az buçuk şişko biriyim de)




Selmayı yolcu ettiğimiz pazar günü annemlerle birlikte pikniğe gittik ,altı kardeş olunca ee birde dördümüz evli olunca hee birde çocuklarımız olunca haliylen kalabalık bir aile oluverdik gitti gari:P Tek eksiğimiz iki damat,onlarında işleri vardı zaten, ne işleri varki aramızda dimi ama yabancılar otyursunlar otuırdukları yerde :P aslında ikide gelin vardı aramızda yabancı ama onlar gelmese çocuklarına kim bakardı o yüzden "-gelsinler" dedi kötü görümce ben :P şaka bir yana keşke eşim ve kızkardeşimin eşide olsa idi çok güzel bir gün geçirdik..Erkek kardeşim düzenledi pikniği babamı elinden geldiğince mutlu etmeye çalışıyor(uz),ne kadar çok hep bir arada vakit geçirisek bu günler bizim için mutlu bir anı olarak karelere yansıyor..






6 Ağustos 2008

Üzgünümm hemde çokk..

Aslında ne yazacağımı pek bilmiyorum, düzensiz karışık bir yazı olabilir, düzenleme falan yapmadan şuan aklımdan geçenler ve olanları paylaşıcam..
Babamın biyopsi sonuçları iyi çıkmadı maalesef :( Pazartesi günü itibari ile kemoterapi başlandı,şu an için çok kötü yönde etkilenmiyor çok şükür inş tedavi boyunca böyle iyi olur,mide bulantıları ve halsizlikler oluyor ama bunlarda olağan şeyler..Hastalığının başlangıcında olması biraz teselli bizim için ,doktorlar tedavi ile düzelebileceğini söylüyor ,Rabbim neylerse güzel eyler, imtihan dünyasındayız elimizden hiçbir şey gelmiyor maalesef,dua etmekten başka..

On gündür annemlerdeyim bazı akşamlar orada kalıyoruz bazen eve geliyoruz ama sabah yine gidiyoruz,her anı birlikte geçirmek istiyorum insanın başına gelmeyince anlamıyor maalesef.. Gelen misafirlere hizmet etmek yorucu olduğu kadar babam için geldiklerini düşününce ve babamın mutlu olduğunu görünce yorgunluk falan kalmıyor büyük bir zevkle hizmet ediyoruz sakın ha yanlış anlaşılmasın misafiri çok severiz ailecek. Sadece gün içinde gelen kişilerin sayısı otuz ile elli kişi arasında olunca biraz koşturmaca içinde oluyoruz o kadar,gelen kişilerin çokluğunu görünce babamın ne kadar çok sevilen biri olduğunu bir kez daha anladık..Biliyorum ki rabbimde seviyor babamı ve çok acı çektirmeyecek inş ,hastalığı verdiği gibi kaldırmasını da sağlayacak ve babam düzelecek buna inanmak istiyorum..

****





Bahçemizde yok yok,annem ve babamın sayesinde tabiî ki, pazarda olan tüm sebzelerden tutun da meyvelere kadar haliyle bahçeden toplanan sebzelerle yapılan yemeğinde tadına doyum olmuyor..
Domates toplarken Ömer’de bana yardım etti ve çok hoşuna gitti,henüz yeni olgunlaşırken domatesleri seçmede bana yardımcı oldu ..



Ömer kendine yeni yeni oyun alanları buluyor son günlerde ki favorisi yukarıda gördüğünüz direğe tırmanmak ve kaymak..



Kuzenler ,halam ve eniştem den oluşan ailenin sadece küçük bir kısmı..







Ailece yenilen bir kahvaltı sofrasından görüntüler..




İlk kez çaydanlıktan bardağa çay dökmenin şerefine erişen Ömer beyimiz ve “teyze çay dökerken benim fotoğrafımı çeker misin “demesi sonucu karşınızda Ömer..



Yağlı boya resim tablosu yapan teyzesini izleyen Ömer..




Dayı ve yeğenleri ..