26 Haziran 2011

Karneler ve Doğum günü



   Merhabalar diyerek başlayalım bakalım bu yazımıza klavyemden ve yüreğimden neler dökülecek a dostlar:)     Bildiğiniz gibi yaz geldi ,okullar kapandı karneler alındı,doğum günü kutlandı ağlandı sızlandı  neredeyse haziran sonuna geldik bile.
     Yazacaklarımın özetiydi yukarıdaki paragraf:) Ömer Talha'm beşinci sınıfa geçti bu sene,birinci dönem karnesinde iki üç iki dört vardı ,karneyi aldığı zaman çok üzüldü takdir alamadığı için ama dersler başlayınca yine aynıydı derslere karşı,tamam ödevlerini benim hatırlatmama gerek kalmadan yapıyordu ama o kadar işte fazladan çalışma yoktu hiç.Neyse okulların kapanmasına yakın e okuldan notlarına bakıyorum oda yanımda  baktik ki üçler dört olmuş dörtler de beş çok sevindii tabiri cazise uçtu havalara "görsün bakalım halam da Ömer'den nasıl adam olurmuş,Ömer okumazmış ya görsün karnemi de anlasın Ömer'den adamda olacak okuyacak da Ömer" ben şaşırdım üzüldüm "ne diyorsun oğlum " dediğimde "birinci dönem halamın dediklerini ne çabuk unuttun ben unutmadım buda kapak olsun halama " dedi şaştım kaldım,nasılda üzülmüş nasılda dert etmiş kendine yavrum,bilinçsizce yapılan bir konuşma karşısında hırslanması belki güzel karşılanır bazılarımız tarafından ama benim hiç hoşuma gitmedi bu durum yavrum nasılda içine atmış ki o ana kadar bana hiç bir şey söylemedi ne zaman ki karnesinde ki notları gördü o zaman dedi.
     Nese karne günü teşekkür aldığını görünce çok ağlamış yavrum,eve geldiğinde de abisine gösteririken karnesini yine ağlamış Allahtan ben gelene kadar sakinlemişde yoksa beraber ağlardık kıyamam ben yavruma. 2 puanla takdiri kaçırmış "Kerem(amcasının oğlu) 85 puanla takdir alıyorken onunda iki dördü var ben 83 puanla takdir alamadım" dedi durdu günlerce...
   Gelelim Enes'e teşekkür de yok takdirde yok ama sınıfını geçti şükür seneye lise son  asıl sıkıntılar o zaman başlayacak üniversite derdimiz başlıyor bakalım hayırlısı...










Yakışıklı oğluşum benim geçtiğimiz günlerde 17 yaşını doldurdu 18 yaşına bastı artık kocamn bir delikanlı oğlum var ergenim oldu delikanlı.Ona bakınca ancak anlıyorum günden güne yaşlandığımı yoksa ben daha 18 imdeyim de ortada yadsınamayacak gerçek var tam karşımda 18 lik delikanlım:)
  Evde küçük bir kutlama yaptık beyimize sonra oda o gece arkadaşları ile çıktı artık delikanlı yaa bize takılır mı:P


18 Haziran 2011

Babamsız Babalar Günü



      Babası sağ olanlar için ne güzel bir gündür babalar günü ,oysa benim gibi babası  asıl vatanında olanlar içinse en acı günlerdendir,her yerde babalar günün hatırlatan reklamlar almış başını gitmektedir,bilmezler mi ki babası olmayanların nasıl üzüldüklerini,nasıl içlerinin yandığını,her baba kelimesinde ciğerlerinin parçalandığını...
      Tam tamına iki sene seksen altı gün oldu babamı görmeyeli,sıcaklığını hissetmiyeli,sesini duymayalı...Nasıl acıdır ki bu; gün geçtikçe çoğalan,özlemi yıllar geçtikçe çığ gibi büyüyen...
       Babam!  ince düşünceli,nazik,kıymet bilen,değer veren,adamlığın tüm vasıflarını taşıyan iyi insan adam gibi adam yegane varlığım seni ne çok özledim bilsen.Bahçemizde ki kiraz ağacındaki kirazlara dokunurken sanki seninleymiş gibi hissettim geçenlerde ,nede olsa sen ekip büyütmüştün,tüm ağaçlarımız gibi kiraz ağacımızı da.Sensiz nasılda boyunu bükük  tüm ağaçlarımızın tıpkı bizim gibi.O bahçeye her girdiğimde helede yaz aylarında sanki seni görecekmişim gibi heyecana kapılıyorum,çünkü her gelişimde bahçede olurdun,bazen her gün üst üste gelsem bile sanki aylardır görmüyormuş gibi "ooo kimler gelmiş hoş geldin kızım" diyecekmişsin gibi...O sesini duymak için seni bir kerecik görmek için neler vermezdim.Elindeki hortumla bahçeyi sularken geldiysem yanına mutlaka beni ısalatırdın "yapma baba" dedikçe daha çok koştururdun peşimde bense çocuk gibi zevk alırdım bu durumdan.Hele ki yine bahçemizdeki salıncakta beni yakaladın mı ,nasılda havalara uçururdun,ben "yeter artık babam" dedikçe daha çok sallardın,bilseydim gün gelecek erkenden aramızdan ayrılacağını hiç yeter dermiydim:( Çok sinirlendiğimi bildiğin için yemek yerken özellikle çok şapırdatarak yerdin ki beni kızdırmaya uğraşırdın bende kızardım sana,bilseydim hiç kızarmıydım.En son hastalanmadan önce evimin badanasını sen yapmıştın,halâ öyle duruyor biliyormusun babam ? Tüm duvarlarda senin ellerinin izi kokusu var sanki,kıyamıyorum o izleri yok etmeye.En son senin için yaptığım sütlacı ne çok beğenmiştin,keşke sağ olsaydın da yeniden  yiyebilseydin...
      Biliyorum ki keşkeler seni geri getiremiyecek ve yine biliyorum ki Allahıma çok şükür sana karşı  hiç pişmanlığım yok,sadece tek pişmanlığım sana daha çok sarılmayışım seni daha çok öpmeyişim.Umuyorum sen gerçek vatanında mutlu bizse sensiz yaralı.Biliyor musun babam baba demek çok zor artık çünkü cevap verecek kimse yok :(

1 Haziran 2011

Kitap Fuarı ve Ebru...




Yoğun ve yorucu ama bir o kadar da eğlenceli geçen günlerden sonra kocaman bir merhaba diyerek sevgi ve selamlarımı gönderiyorum sayın okurum ve sevgili arkadaşlarım:)
İki ilçe sergisi,bir yerel sergi ve ardından da genel sergimizi atlattıktan sonra yine karşınızdayım:) Dört haftadır hiç tatil yapmadım yoruldum öldüm bittim ama ayaktayım hâlâ:) Bizim işimizin de yorucu geçen kısmı sergilerimiz fakat sergilerimiz olmazsa da emeğimizin karşılığını görmek zor olur işte böyle bir durumda güzelcene sergilerimizi yaptık çok şükür.

Bu arada Kocaeli'nde üçüncüsü düzenlenen kitap fuarı oldu geçtiğimiz günlerde,çok güzeldi açıkçası,bir gün öğrencilerimi de alıp kitap fuarına gittik,verilen süre bana yetmediği için bir arkadaşımla biz daha fazla kaldık ve üç saat sonunda henüz tam anlamıyla gezemediğimiz stantlar vardı fakat elimiz kolu dolu olarak geri döndük
Oradaki coşkuyu görünce helede gençlerin ilgisini görünce umudum arttı ,inş okuyan gençliğimiz olacak buna inanmak istiyorum...Bu yıl yapılan bir araştırmada Türkiye'de en çok kitap okunan iller arasında İstanbul,Ankara ve İzmir'den sonra Kocaeli'nin gelmesi çok sevindirici ve  kitap fuarlarının büyük katkısı  olduğunu düşünüyorum...




Büyük şehir belediyemiz üzerine düşen görevi layıkıyla yapıyor,imkanları sağlıyorlar yeter ki bir şeyler için çabalansın.Açılış günü İzmit'in yürüyüş yolunda dünyaca ünlü yazarların canlı  maketleri kitap okudular gün boyu,Sabah erkenden işe ve okula gidenler, İzmit yürüyüş yolunda bir sürprizle karşılaştı. Her gün gittikleri yolda tarihi çınar ağaçlarının dalları  kitaplarla doluydu. Önce şaşıran vatandaşlar, daha sonra kitapları aldı. Ayrıca, yürüyüş yolu boyunca ünlü yazarların, canlı maketi de yerini aldı. Yazarlar, kitap okuyarak vatandaşları selamladı.
Ayrıca, kitaplardan oluşan bir kıyafet giyen kitap adam da etkinliğe katıldı. Kimisi kitap adamın üzerindeki kitapları okudu, kimisi ise el sallayarak sevgisini dile getirdi.









Veeeeee gelelim bana üstteki fotoğrafa bakınca belkide bir çoğunuz ne yaptığımı anlamışsınızdır,evett bir bu eksikti bunda el attım sonunda sayın okuyucum:)


Ebru yaptım ebruuu:) Bir işi yaparken bu kadar mı zevk alınır,çok ama çok zevkliydi,ilk kez yapmama rağmen orada bulunan hoca elimin yatkın olduğunu bunu geliştirmem gerektiğini söyledi ve beni tebrik etti,Çokk keyif aldım çokkkkk.Tek üzüntüm koskoca sekiz ayda karşı sınıfımda ebru yapanlar olmasına rağmen kokuyor diye sınıfa hiç girmedim şimdiki aklım olsaydı her fırsatı değerlendirir ebru yapımının tüm inceliklerini öğrenirdim.Ama Allah kısmet ederse önümüzdeki dönem hiç bir fırsatı kaçırmayı düşünmüyorum ve bu işi öğrenmek istiyorum...