Ey hayat; ne kadar acımasızsın, ne kadar kısasın bunu bir kez daha acı bir tecrübeyle yaşattın bana...Aslında yaşadığımız anın kıymetini bilmeli her anı, her saniyeyi saliseler sonra ölecekmiş gibi yaşamalıyız ki kalp kırmalar olmasın değer mi kısa hayatta kalp kırmaya sevmek sevilmek varken...
Ne kadar yaşayabileceğini biliyor musun?
O halde sarıl sevdiğine son nefesin gibi...!
(Marquez)
Nede güzel demiş dimi çok geç olmadan uygulayalım bunu lütfen.
Neden bu karamsar yazı diyeceksiniz haklı olarak çok sevdiğim, çok yakın arkadaşımın eşini kaybettik, henüz 47 yaşındaydı 15 ve 10 yaşında iki dünya güzeli kızını, eşini, annesini, babasını bırakarak gerçek aleme gitti maalesef.
On aydır Ankara'da hastahanedeydiler arkadaşım bir an olsun yalnız bırakmadı eşini her şeyi ile bakımını üstlendi,dört yıl öncesi de aynı şekilde annesine bakmıştı dört yıl ara ile en sevdiklerini kaybetmek çok acı.
Kendileri karı koca öğretmendiler,arkadaşım mecburi hizmet için gittiği Bingöl'de eşiyle tanışıp evlenmiş orada yaşıyordu 15 yıldır.Kardeşlerimle bilikte ölüm haberini alır almaz bizde yola çıktık vakit arkadaşımın yanında olma vaktiydi.
On altı saatlik yolculuktan sonra vardığımız Bingöl'de acı anlar yaşadık "bu şekilde mi evime gelecektiniz" diyerek ağlaştık:(
Arkadaşıma hayranlığım bir kez daha arttı batıda çok iyi şartlarda yetişmiş bir genç kız nasıl olur da oralarda yaşamayı göze alabilir di oraları görünce daha çok takdir ettim.Bingöl merkezde olmalarına rağmen ben hiç sevemedim oraları ya,yollarda panzerler, mayın araması yapan askerler, dağ tepelerinde kurulu olan
karakollar,yol kenarlarında olan siperler offf offfff askerlerimize rabbim yardım etsin.
Belki kızacaklar olacaktır bana ama iyi ki oralarda yaşamıyorum iyi ki o şartlarda doğmamışım ben İzmit'i mi çok seviyorum.