28 Eylül 2009

Blogumun 3.yılı ve Kardeşimin Nişanı



Blog dünyasında iki yılı doldurmuş bulunmaktayım.Dolu dolu iki yıl siz arkadaşlarımla günden güne büyüyen kocaman bir aile gibi olduk.Her biriniz uzun süre blogunu güncellemediği zaman merak eder oldum,tıpkı ailemdeki kişileri görmeyince merak ettiğim, endişelendiğim gibi.Birbirimizin sevinçeleriyle sevindik,üzüntümüzle üzüldük,dertlerimizle tasalandık,mutluluğumuzla mutlu olduk.

Blogu ilk açtığım günlerde bende okunurmuyum, benimde arkadaş listem çok olur mu, nasıl yazabilecekmiyim derken iki yıldır çok şükür ki çok fazla takip edenim ve okuyanım var.Yine ilk açtığım yıllarda sadece çocuklarımdan yazarken şimdi ise kendimden ,sevinçlerimden üzüntülerimden,yapılan güzel pasta böreklerden,diktiğim dikişlerden,güncel yaşamdan kısacası hayatın içinde ne varsa paylaşır oldum ve bu durumdan da mutluyum.Her birinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim beni yalnız bırakmadınız gerek yorumlarınızla gerek telefonla,gerek yüzyüze görüşüp tanışmalarımızla yanımda olduğunuz için.Sizi çok seviyorum...

Uzun uzadıya yazmıyacam demiştim ama yinede uzadı bile ,benim çenem düşük artık idare edersiniz :P
Geçen yıl ki yazım burada



Ve geçtiğimiz hafta sonu kızkardeşimin nişanı oldu,Buruk ama çok güzeldi.





Dursun Ali Erzincanlı duasıyla başladı nişan töreni.Ardından Dedemin yüzükleri takması ile devam etti.



Erkek tarafının bize çok ilginç gelen bir adetleri ile karşılaşmamız bizim için süpriz oldu.Tebrik etmeye gelen misafirler elllerinde bir bohça ile geldiler ve içindekileri açıp kardeşimin eline verdiler,tülbentleri de başına örttüler.Bizim taraf ilgi ve merakla izledi bu olayı,güzeldi ama:)



Sıra annem ve evdeki küçük kardeşimle fotoğraf çekilmeye gelince kardeşim dayanamayıp başladı ağlamaya,çünkü bu fotoğraf karesinde eksik olan babam yoktu yanında:( Asla da sevmez böyle başkalarının yanında duygularını göstermeyi ama dayanamdı işte:( Bizde de gözaşları hazırdı zaten düşmek için ama belli etmemeye çalışırken kardeşimin ağlaması ardından annemim hıçkırıklara boğulması karşısında o an kötüydü,ama bizler yaşıyoruz va maalesef babam aramızda değildi,Allah'ın takdiri elden bir şey gelmiyor.





Gecenin sonuna dek kardeşimin arkadaşları çok güzel mizik dinletisi ile misfirlerimizin ve bizim gönlümüzü feth ettiler.





Yukarda görmüş olduğunuz nişan tepsisinide bir diğer kızkardeşim Ayşegül süsledi,eski bir tepsi ne hale geldi marifetli olunca böyle şayler yapıyor işte:)

24 Eylül 2009

Bayram,Okul,Gül Tatlısı


Bayramı da geride bıraktık.Bayramları zaten oldum olası pek sevmezdim artık hiç sevmediğim kesin.Babamsız ilk bayramdı ve çok kötüydü.İlk kez bayramda mezarlığa gittim ve düğün yeri gibi olduğunu görünce şaşkınlığım kat kat arttı,meğer oralarda
da bayram kutlamaları yapılıyormuş da haberimiz yokmuş:( İnsanın başına gelmeyince bilmiyor maalesef.Tek başımaydım ilk defa mezarında babamla baş başaydım ben konuştum, konuştum,konuştummmm ama hiç cevap vermedi veremedi,Yağmurun altında birlikteydik; onu ne çok özlediğimi söyledim, onsuz evimizin hiç tadının olmadığını ,her an çıkıp gelecekmiş gibi hissettiğimi,bu özlemimin her gün kat be kat arrttığını,yapılacak olan kardeşimin nişan töreninde onsuz bir cemiyetin nasıl olacağını,evdeki her eksikliği hiç birimize hissttirmeden nasıl yaptığını bu günlerde daha iyi bir anladığımızı anlattım durdum.Hıçkırıklar müsade ettiği sürece kuran-ı mı okuyup, dularımı edip,elini öpemeden (hiç öptürmezdi ya)mezar taşını okşayıp, sevip geri geldim...Rabbim cennetinde buluşmayı nasip eylesin inşallah...




Bayramın ilk günü akşama kadar leyla gibiydim akşama annemlere gittim,onlarla birlikte dedeme geçtik,ilk akşam olması sebebi ile dayımlar, teyzemler hep orada toplanırlar onlarıda görmüş oldum yoksa tek tek evlerinde ziyaret edecek gücü bu bayram kendimde göremedim...

İkinci gün yine hiç evden çıkmadım akşama çocuklar illa hep birlikte bir şeyler yapalım istediler fakat babamız çok yorgun olduğu için kabul etmedi,"ben izin veriyorum siz istedinizi yapın" deyince Ömer:"baba zaten senden izin almıyoruz ki biz zaten gideceğiz annemle de sende gelsen diye söyledik" deyince güldürdü bizi de:)

Üstteki fotoğrafta babasına dayanmış yüzü asık babasının gitmek istemeyişine oldukça bozulmuş olan Ömer beyimiz.Sonrasında baba oğul bir koltuğa, ana oğul da diğer bir koltuğa uzanır ve dinlenirler,Ömer'in de ayağıdır sadece gözüken fotoğrafta:D



Üçüncü günü çocukları kıramadığım için ortak bir kararla G-Force filmini izlemeye sinemaya gittik bakmak isteyenler buyrun,Ben ve Enes sevmedik filmi ama Ömer beğendi çok da güldü.
Dönüşte de okul için eksik olan eşyalarımızı aldık evimize geldik ve mahallemde olan bir kaç büyüğümü ziyaret ettim... Bayram çocuklara artık,bayram gelmiş neyimeeee deyip durdum....



Yeni eğitim-öğretim yılı tüm öğrencilere ve tüm öğretmenlere hayırlı olsun...
Zaman ne çabuk geçiyor üçüncü sınıf oldu bile Ömer,fotoğraf çok taze daha bu sabah çekildi:)

Enes'im de lise iki oldu ona bakınca karşımda kocaman bir adam görünce inanamıyorum benim oğlum olduğuna zaman hızlıca akıp gidiyor ve biz yaşlanıyoruz...
Onuda bu sene kararlı görmek çok hoşuma gitti,"işi sıkı tutucağım anne, ortalama notumu yüksek getireceğim,üniversite sınavında ortalamalar etkili" demesine çok sevindim inşallah hep böyle olur,okulun ilk günü diye söylenmiş söz değildir umarım...

****
Tamek gelenksel yemek yarışmasına iki tarfile katılmıştım,640 tarifin yarıştığı halk oylamasında kolay kumpir 3. oldu ,Fırında nohutlu patlıcan yatırma ise 13. oldu.Oy vererek beni yalnız bırakmayan tüm herkese çok teşekkür ederim...

Artık 1 ekimde jürinin belirleyeceği ilk beşte sıra,bekleyelim bakalım neler olacak.Bakmak isteyenler buraya lütfen ...


*****

Size ramazan da yaptığım gül tatlısın tarfini vereyim çok güzel oldu şiddetle tavsiye edilir...




İçindekiler


1 Su bardağı sıvıyağ
yarım su bardağı yoğurt
1 su bardağı irmik
1 yumurta
yarım paket oda sıcaklığında margarin
1 paket vanilya
yarım paket kabartmatozu
1 çorba kaşığı sirke
1 tutam tuz
aldığı kadar un
1 su bardağı kadar ceviz yada fındık

ŞERBETİ :

3 Su bardağı su
2.5 Su bardağı şeker
çeyrek limonun suyu

Hazırlanışı

1. Önce şerbetinin malzemelerini bir tencereye koyun ve kaynatın.
2. Hamurun un , kabartmatozu ve vanilya hariç tüm malzemelerini karıştırın.
3. kabartmatozu , vanilyayı ve aldığı kadar unu ilave edin.Kulak memesi yumusaklığında bir hamur elde edilir.
4. Hamur ikiye kesilir. Bir parçası merdane ile 3-4 mm kalınlığında açılır.
5. Çay bardağı ile kesilir.
6. 6 adet yuvarlak yarılırı üst üste gelecek şekilde yanyana dizilir.
7. rulo şeklinde sarılır.
8. ikiye kesilir.
9. tepsiye dizilir.
10. ortalarına cevizyada fındık yerleştirebilirsiniz.
11. orta hararetli fırında üzerleri kızarana (20-25 dakika) kadar fırınlanır.
12. şerbetini üzerine dökün. Tatlıların şerbeti iyi çekmesi için alt üst cevirerek şerbeti iyice cekmesi saglanır.


Afiyet Olsun.


17 Eylül 2009

Ramazan Ayını Uğurlarken...


Bir ramazan ayınıda geride bırakmak üzereyiz,sıcaklara denk geldi, çok uzun günler,nasıl tutulacak düşünceleri içindeyken bitti bile.İftar davetleri,koşturmacalar günlerin nasıl geçtiğini anlamadan bu güzel ayıda geride bıraktık sayılır. Rabbim tuttuğumuz oruçları,yaptığımız ibadetleri kabul eylesin inş...

Bizim oturduğumuz mahallede, ben buraya gelin geldiğimden bu yana ramazan ayında,topun patlamasına yakın bütün mahallenin çocukları bir araya toplanır ve hep birlikte topun patlamasını beklerler ve bekledikleri yer ise 17 yıldır aynı yer hiç değişmedi,tabi bekleyen çocuklar değişti:)Top patladığı andan itibaren tüm çocuklar çığlık çığlığaaaa koşarak evlerine dağılır,çocuklar için böyle güzel bir olay gelenek haline geliyor nerdeyse:)

Aşağıdaki videoda o anlardan sadece bir kısmı çekebildiğim kadarı ile:)







Geçenlerde İstanbul Çenegelköy'de oturan halama gittik tüm kardeşlerim ve biz ailecek,çok ama çokk güzel bir geceydi halamın çocukları,damatlar ,gelinler derken 30 kişiydik.Halam o yaşında bile bize taş çıkarır cinsinden çok güzel bir sofra hazırlamıştı,hele karpuzu nasılda süslemişti çok güzeldi çokkkk,ben pek düzgün görüntüleyemedim ama yinede çekebildiğm kadarı ile karpuzumuzuda görün istedim:)



Bu fotoğrfta da çocukların bir kısmı,aslında çoğunluğu sayılır bir kaç kişi eksikti hepsi kuzen çocukları oluyor:)

Aşağıdaki videoda çocukların eğlendği anlardan yakalayabildiğim kadarını görüntüledim,hepsi birlikteyken nasıl bir bağırış nasıl bir ses aman Allah'ım başımız şişmedi desem yalan olucak:D




*****
Aramıza yakışıklı bir bey daha katıldı,çok sevdiğim arkadaşım komşum Ayşegül'ün bebeği oldu daha bir haftalık Berke bey de aramıza hoşgeldi diyorum buradan biliyorum ki annesi beni takip ediyor:P

7 Eylül 2009

Kolbastı ve Ödülüm...




Bizim çılgın ikiliden kolbastı izlemek isteyenler ekran başına ayy pardon bilgisayar başına:)
Çılgın ikili kim peki?Yeşilli olan benim oğluşum Ömer Talha,ötekide amcasının oğlu Kerem,iyi seyirler:)





Yaratıcı blog ödülü aldım bende hemde bir değil dört arkadaşımdan çokda sevindim açıkçası...

Fatma'cım,meleklerimin melek annesi Dilek'cim, Gülücüklerimin güzel anneleri Zeynep'cim ve yine benim için çok değerli olan Ayşe ablacım beni bu ödüle layık görmüşler...Kendilerine çokk ama çokk teşekkür ediyorum.

Bunun için bazı kurallar varmış onları yazmama gerek yok sanırım çünkü bu ödül furyası geride kaldı sanırım ben yazana dek,bende bu ödülü listemde olan ve okumaktan, yorum yazmaktan büyük keyif aldığım tüm arkadaşlarıma gönderiyorum,her biri benim için ayrı birer yaratıcı blog...

Gelelim diğer bir kuralına,kendim hakkında yedi ilginç şey yazmam gerekli hakkımda ki ilginçlikler değilde hakkımda yedi şey yazmaya çalışayım bakalım neler çıkacak.

1-Çıktığım veya indiğim tüm merdivenleri mutlaka sayarım...
2-Kaldırım taşlarının aralarındaki çizgilere asla basmam mutlaka orta yerlerine basarım...
3- Mutfak işlerini çok severim,bütün gün mutfakta bişeyler pişiririm, pasta börek yapayım sıkılmam ama ev işinden nefret ederim mecbur olmasam hiç yapmıyacam da işte:P
4-Ütü yapmaktan nefret ederim,eşimin kıyafetleri dışında düzenli ütü yapmam,lazım oldukça yaparım:D
5-Elim çok hızlıdır çabucak herşeyi hallebildiğime güvenip işlerimi hep son ana bırakırım,sonrada deli gibi koşturur ter su içinde kalır ama hallederim ...
6-Fotoğraf çekmeyi çok severim,tabiri caizse otu çöpü çekerim...
7-Uykuyu çok severim başımı yastığa koyduğum an uyurum...

****

Şimdi yine unutmadan tamek geleneksel yemek yarışmasında oylama devam ediyor ve ilk onun içinde değilim vereceğiniz oylar benim için çok önemli.Hatırlatmada bulunayım dedim,oy vermeyenler için sizin için zahmete değersem sadece 30 sn ye de üye olup oy verebilirsiniz...

Kolay kumpir

http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6571

Fırında nohutlu patlıcan yatırma

http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6570

her iki tarifimide oylamanız gerekiyor


şimdiden teşekkürler...

4 Eylül 2009

Yaş 35'i Bir Geçe...





Şair amcama göre yolu yarıladım hatta üzerinden bir yıl bile geçti,ki o bir yıl ömrümün en kötü yılı, yaşadağımız müddetçe neler görücez bakalım.Rabbim kimseyi o hastalıkla imtihan etmesin...

Günden güne iyi olacağıma daha da kötü hissediyorum kendimi,özlemi çok büyük ve hiç dinmeyecek bir özlem içimdeki.Dünyadan göç etmemişte her an gelecekmiş gibi sanki.
Mutluyumuşum, her şey yolundaymış gibi rol yapmaktan da sıkıldım artık...Belki dışardan gören ne kadar çabuk acısı dindi diyordur ama içimde kopan fırtınları hiç kimse bilmiyor.Ömer'imin gözümde gördüğü her damlayı koşup silmesi "yine dedem için dimi,ağlama artık yeter anne" demesi,hemen gözyaşlarımı silip "tamam yok bişey oğlum" demekten,arkadaşlarımın yanında gülmekten,annemlerde olduğum zamanlar hep birlikte oynadığımız mutluluk oyunundan,içim kan ağlasada hayatın akışına kendimi kaptırmaktan bıktım,yoruldum,usandım...

Doğum günüm olsa ne yazar buruk,acı ve eksik bir doğum günü...Sadece yaşamam gereken bir yıl daha geride kaldı,elde var hüzün,elde var acı,elde var gözyaşı...

Umut mu o ne ki...