19 Ağustos 2011

Bir sürü dikilecek kumaş...


Merhaba arkadaşlar, ne sık günceller oldum blogumu şaşıyorum bu hallerime ben:) Nasılsınız bakalım iyisinizdir inş? Geldik ramazan ayının son on gününe sayılı gün nasıl da çabuk geçiyor...Benim eşim iftar davetlerine gitmez, yıllardır esnafçılık yaptığı için evde olmazdı iftarda  bunun verdiği alışkanlıkla sanırım hiç bir yere gitmez dolayısı ile iftar yemeklerimiz aile ile sınırlı kalmıştır yıllardır.(nereye bağlayacam bakalım sonunu)
Dün gece  20 kişiyi (annemler, kardeşlerim, gelinler - damatlar ve tek farklı kuzenim ve eşide vardı)ağırladım iftarda ama ama gel gelelim hiç fotoğraf çekmedim ki ben yani ben elinden hiç fotoğraf makinesi düşmeyen ben neredeyse yapışık ikiz gibi yaşadığımız makinemi atmışım mutfağın bir kenarına alıcam umudu ile unutup kalmış oracıkta:)

Bir tek ;ikinci kez yaptığım yemeğin pişmemiş halini çekmiştim dün geceye ait bir tek o fotoğraf var :) Kim sorsa yemek blogum var benim di mi ehehehe :P

Neyse iftarda neler yapmışım onları görelim isterseniz:
Közlenmiş kırmızı biberli mercimek çorbası (müthiş güzel oldu)
Patates tava (çokk güzelll)
firinda-nohutlu-patlican-yatirma (tıklarsanız eğer tarifine ulaşırsınız blogumda,harika bir yemek tavsiye ederim)
Pilav
Cacık
Patlıcan salatası
Güllaç
Kemalpaşa

İşte böylee güzel ve kalabalık bir geceden sonra darısı cumartesi akşamına inşş:)




Gelelim bu kumaş fotoğraflarına yazımla nasıl da alakalı dimi ama:P Bu kumaşların hepsi üç gün içinde dikilecek emir büyük yerden malum insanın kardeşi isterse yapamayacağı şey yok yani bana göre öyle
Pembe ile açık grı tunik olacak,leopar desenli bluz


Ütülenmemiş halide kötü ama neyse bitmişini görünce  güzel göreceksiniz inş,bu kumaştan da göğüs kısmı lastikli askılı bir elbise dikeceğim benim güzel fıstıkım Aysima'ya (yeğenim)


Üstteki desenli olan şifon kumaşa bayıldım ben ondan da lastikli bir bluz olacak,nar çiçeği renginden etek,koyu griden de etek olacak ikisi ile de kombin olabilecek kumaşlar.
Bunların dışında öteki kız kardeşime bayrama kadar bir tunik dikilecek eğer yetiştirebilirsem bayram sonu tatile gideceğimiz için kendime ince bir iki bir şey diksem fena olmayacak bakalım hangilerini yapabilecem:)

Ben kaçar biraz biraz dikiş dikmeye başlasam fena olmayacak ama önce biraz ihmal ettiğim bloggerlerimi dolaşalım bakalım dimi ama:) 
Haydin hoşçakalın esen kalın :)

16 Ağustos 2011

Rutin Ramazan Günleri



Merhaba,yine güzel bir çiçek ortanca ile fotoğraf açılışımızı yapalım bakalım,rabbim ne güzel çiçekler yaratmış değil mi arkadaşlar,ne kadar şükretsek az.Annemlerin bahçede çokça mevcut bu çiçekten...

Ramazanın ilk on beş günü geride kaldı bile,Bakmışız bayram gelmiş geçmiş gitmiş,okullar açılmış ben yine işe başlamışım,zaman nasıl da hızlı geçip gidiyor ve ömürden de günler hızla geçiyor ve biz yaşlanıyoruz:)

Evde olmaya alışkın olmayan ben şimdilerde evden hiç çıkmak istemiyorum ,alışınca çıkasım gelmiyor hiç,annemler yakın olmasına rağmen hazırlanıp evden çıkmak o kadar zor oluyor ki her seferinde kardeşim gelip alıyor beni o eve bırakıyor halbuki kendi başıma gitsem fena olmaz ama hazırlanmak var ya öldürüyor beni.Hiç bir yere gitmek istemiyorum,sadece iftar davetlerinde evden çıkıyorum.

Gece sahura kadar otur (hangi akla hizmetse) sabah da sahurdan sonra yat öğlene kadar uyu,sonra kalk ev işlerini yap ardından biraz pc ,biraz tv derken mutfağa geç  yemek hazırlıklarına başla.On beş gündür rutin böyle oldu ya offf tembellik de zor zanaat kardeşim:)



Annemlerin evi kalabalık,kız kardeşim ve erkek kardeşimle aynı bahçedeler böyle olunca sahurda da iftarda kalabalık bir şeklide geçiyor ve çokk güzel oluyor.
geçenlerde İstanbul'da ki kız kardeşim gelince bende gittim gece sabahladık tabi,sahurdaki sofranın fotoğrafları bunlarda,makinam yanımda olmadığı için cep telefonuyla çekildiği için net değil fotolar ama harika bir masaydı,annem kız kardeşim sağ olsun ,elleride çabuk mutfağa bir girdiler pir döndüler.Annem ara ara kayboluyordu biz bahçede otururken,meğer o arada mis gibi pide yapmış menemen yapmış ,kız kardeşimde sarma bile pişirmiş,kek yapmış kurabiye yapmış sanki sahur değilde çay saati mübarek:)

Yani velhasılı kalabalık ailede olmak çokk ama çokk güzel kardeşler bir araya geldik mi sohbetin muhabbettin tadına doyulmuyor ee sonunda da böyle bir sofra olursa değmeyin keyfimize...

Yıl 2007 aylardan eylül ve yine bir ramazan günü bu yazı ile başlamışım bloguma yazmaya.Ardından iftar yemeğine ait görüntülerin olduğu  bu yazı ve o zamanlar babamda bizimle  birlikte,eksiksiz ramazanlar ve babamın güler yüzü, çok özledim çokk:(




On yaşında ki oğlum bu sene ilk kez tam gün oruç tuttu şimdiye dek hep yarım gün tutmuştu.Tam tamına dört gün tutmayı başardı yavrum benim,ama ilk tuttuğu gün bizi gülme krizine sokmuştu resmen.susadıkça ben bozmak istiyorum diyor fakat bozamıyor du
"ama benim akciğerlerim böbreklerim,midem daha çok küçük dayanamıyorum artık ben" demesi bitirdi bizi zaten,ardından "tabi siz büyüksünüz sizin organlarınız büyük benim organlarım küçük onun için dayanamıyorum ben" diyerek bilmiş bilmiş konuştu yine:)



10 Ağustos 2011

Mahallede Ramazan Eğlencesi....




Evettttt ramazanında geldik onuncu gününe nasıl oruç tutacağız bu uzun günlerde derken on günü geride bıraktık  bile, on gün içinde dört iftar yemeğine katıldım fakat hiç fotoğraf çekmek aklıma gelmedi artık evimde  çekerim inş. 
Belediyemiz tarafından düzenlenen bu yıl üçüncüsü olan ,artık gelenekselleşen mahalle iftarlarında, dün gece bizim mahalledeydi ve benim evimin karşısında olan okulun bahçesinde olup da katılmamak olmazdı.Hiç bu kadar kalabalık bir şekilde iftar yapmamıştık,çok güzel geçti...




Özelikle Osmanlı döneminde halkın toplanması esnasında kültürel bir argüman olarak kullanılan helva da iftar sofralarının kurulacağı alanda pişiriliyor. Derince Belediyesi Aşevi Birimi, alana iftardan 2 saat önce gelerek irmik helvası pişiriyor. Mis gibi helva kokusuyla birlikte mahalleli soluğu iftar sofrasında alarak yemekten önce irmik helvası alıyor. Osmanlı geleneklerinin ön planda olduğu iftar akşamlarında, vatandaşların akşam namazından sonra en çok rağbet gösterdiği alan olan Seyyar Çayhanede, kandil mumlarıyla süslenmiş masalarda yemek üstü çay keyfi yapan vatandaşlar, günün yorgunluğunu atma fırsatı buluyor.





 Çocuklar için ayrılan bölümde oturan Ömer ve arkadaşları....







Derince’de Ramazan programları en çok da çocuklara hitap ediyor. Başkan Alemdar’ın talimatıyla çocuklara yönelik pek çok aktivite sıralayan Derince Belediyesi, çocuklara adeta geçmişten kesitler sunuyor. Pamuk şeker, patlamış mısır, topaç ve çocuklara yönelik tır tiyatrosunun yanı sıra Osmanlı dönemi horoz şekeri de bütün mahallelerde iftardan sonra dağıtılıyor. Osmanlı kıyafetleriyle alanda dolaşan animasyon ekibi ve ayrıca yine çocuklara özel Ramazan ve Çocuk dergisi çocukların Ramazan Ayı’nı süslerken, Başkan Alemdar da her zaman olduğu gibi çoğu programda çocuklarla birlikte hoşça vakit geçiriyor...





Hacivat karagöz çocuklara hediyeler dağıtır,ardından sihirbaz sahneye çıkar çocukları eğlendirir ve daha sonra yapılan şarkı söyleme yarışmasında on çocuk sahneye çağrılır ve içlerinden biri benim oğlum Ömer ve amcasının oğlu Keremdir.Ömer'in özgüveni küçüklüğünden beri bariz bir şekilde halen devam ediyor ,Çok şarkı bilmemesine rağmen onu sahnede görmek hiç şaşırtmadı beni nedense:) Sonuç mu Ömer dördüncü olur Kerem ise birinci,aslında aşağıdaki videoda var her şey,kısa kısa videoları birleştirip tek video haline getirdim,benim ciyak ciyak sesime katlanıp izleyenler olursa eğer iyi seyirlerr:))






6 Ağustos 2011

İçim Kapkara...



Bu akşam fotoğraftaki gibiyim karanlık, kapkaranlık ucu bucağı belirsiz dipsiz kuyuda gibiyim...Hep başkaları mı alınacak artık bende alınayam bazı şeylere çok mu,ama hayır olmaz alınamazsın sen gelinsin,yaşın kaç olursa olsun gelin damgası yapıştı mı üzerine kaçışın yok,sürekli yaparsın yaparsın bir kere hayır dersin senden kötüsü olmaz,her şeye güler geçersin,bir kez gülmez alınırsın bir söze ama alınmaya bile hakkın yok.Çünkü sen alıştırmışssındır öyle çirkef gelin olmazsan sonrasında alınmaya bile hakkın olmaz...

Kalp kırmak ne kadar kolay , helede bu mübarek günlerde...
Kimse karışmasın artık karışmıyorum görünüp laf sokmasınlar yeter artık,istediğim yere giderim istemediğim yere gitmem ne bu ya
Takmıyorum sanıyordum ama  takıyormuşum...

Ama artık yeter bende insanım ,kimse laf sokmasın direk yüzüme söylensin ne demek isteniyorsa,tamam yaşlı insan bende farkındayım, ama bende insanım ya insanın her anı bir olmuyor ki her zaman çekebildiğini bazen çekemiyorsun batıyor hemde nasıl batmak.

Aslında ortada çok da büyük bişey yok ama battı işte bu akşam,istediğim yere giderim ben eşime bile hesap vermiyorsam kimseye vermem,her yıl ramazanda yaşlılar diye evimde ağırlardım bu yıl yapmadım dördüncü akşamı anneme gittik ist dan kız kardeşim gelmiş bir araya toplandık tüm kardeşler vay efendim neymiş annesine giderlermiş onlara uğramazlarmış yahuu bir durun demii yokkkk ama gelinsin yaa önce onlara gideceksin başkasına gidemezsin annen bile olsa.

Aslında hiç bir zararlarını görmedim bu güne dek ancak bazen batıyor işte helede eşin anlamıyorsa seni daha da fazla batıyor.Ufak bir serzeniş ufak bir iç dökme ne diyim ki ben yine alınmayan bir gelin mi olsam yoksa artık tırnaklarımı çıkarma vakti mi gelmiş olsa bilemedim


"Gitmek gerekir bazen.. fazla yormadan, daha çok bıktırmadan.. eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan".
Can Yücel

3 Ağustos 2011

Çiçek,küçük oğluş,ergenim,üniversite :P


Rabbim sen ne büyüksün bu çiçeğin güzelliğini görüp de sana şükretmemek olur mu hiç? Daha önce hiç görmemiştim bu çiçeği "mum "çiçeğiymiş halamın kızına gidince gördüm o yetişirmiş mum çiçeğini bilirdim ama hiç açmış halini görmemiştim bayıldım ben ya siz?Fotoğrafın üzerine tıklarsanız daha yakından görürsünüz bu muhteşem güzelliği

Ramazanda geldi bitecek bile neredeyse,rabbim layıkıyla yaşamayı nasip etsin inş,sıcaklarda nasıl tutacağız nasıl dayanacağız derken üç gündür hava serindi kısmeten geçtiğimiz haftaya göre hele bu sabah yağmurun sesine uyandım nasıl da güzel yağdı,Allah'ım çok büyük hiç zorluk çıkarır mı kullarına,rabbimin hikmeti işte...

Her ramazanda bizim evde sürekli tartışma olur çünkü evin beyi sigara içemediğinden hepimize sataşır dururdu ama bu ramazan benim umudum iyi yöndeydi ve çok şükür üç gündür hiç bir vukuat çıkmadı çünkü eşim sigarayı bırakmıştı ,ilk günün akşamı Ömer'im "çok şükür bu günü tartışmasız atlattık,aynı bu gün gibi  ramazanda çabucak böyle geçip gider inş " dedi yavrum benim çok etkilenmiş demek ki...

Geçen  gece sahura pizza yapacaktım facedeydim geç saatlerde büyük oğlum da yanımda "kalkıp pizza hamurunu yoğurmalı diyeceğime kalkıp face hamurunu yoğurmalı" dedim,nasıl güldük,bu kadar işlemiş face beynimize çekil gitt ey faceee dibimden desem de o benim yakamı bırakmıyor ben ne yapabilir ki:) Piizanın tarifi için ise diğer bloguma buyrun lütfen :)

Yine Büyük oğlumla konuşuyoruz "bu yıl üniversite sınavlarına birlikte gireceğiz bana da yardım edersin senden faydalanırım ben" diyorum "tabi anne" dedi,neyse "bakmışssın aynı üniversiteyi tuttururuz" dedim "aman Allah korusun anne yaa ben Hakkariye giderim bak" dedi bana:p ben hâlen "aynı sırada otururmuşuz " diyorum nasıl kzııyor görmelisinizzzz....

Birde malum Afrikadaki insanlar açlıktan ölüyor bunun içinde küçük bir hatırlatma yapalım bir çoğunuz biliyordur ama yinede hatırlayalım

afikadaki açlıktan ölen insanlara yardım etmek için
İHH: "afrika" yaz 3072'ye gönder
Kimse Yok Mu: ''aclık'' yaz 5777 ye yolla
Diyanet: ''afrika'' yazıp 5601’e gönder 5 TL yardımda bulunun

Bu günki postta yapılanlar değilde konuşulanlarla geçti varsın olsun dimi ama,herkese hayırlı ramazanlarrrrrr.....

30 Temmuz 2011

Oğluşumm iyileşir ve muko sahalara geri döner:P




Merhabalar,Başlıktan da anlaşıldığı gibi oğluşum iyileşti çok şükür ,gergin bir on beş gün geçirdik fakat sonucun güzel olması tüm yaşadıklarımıza değdi...İlk fotoğraf karemiz hastalığının ilk günlerinde yataktan çıkmadığı dönemlere ait,yemeğini bile oturduğu yerde,yattığı yerde oda zorla ne isterse onu ve çok az yiyordu.

Çok şükür ki operasyona gerek kalmadı yüzünde izler var fakat bunlarda zamanla geçekmiş,altı ay boyunca sürekli kullanacağımız bir krem ve güneşe çıkmadan önce mutlaka güneş kremi kullanacağız,mr sonucu temiz çıktı çok şükür ama halen olay gününü hiç bir şekilde hatırlamıyor,sadece olay anı değil olay günü tamamen silinmiş,bilinçaltı hatırlamak istemiyormuş,çok korktuğu için olabilir dedi doktor çünkü fiziksel bir şeyi yok rabbime binlerce kez hamd olsun....





Yine ilk yataktan kalkıp da bende bilgisayarda oyun oynayacağım dediğinde nasılda sevinmiştik,şimdi yine rutine döndü her şey,"Ömer çok fazla oturdun yeter artık" demeye başladım bile çoktannnnn:)) Varsın otursun sürekli pcde varsın sürekli tv izlesin valla artık çok da umrumda değil yeterki sağlıklı olsun yeterki hiç bir şeyi olmasın....




 Oğluşumun ilk ayaklandığı dönemlerde onada moral olur düşüncesiyle annemlerle pikniğe gittik,ama beyimiz bakmışız ki bir anda tek başına oturuyor bakmışız tek başına bir ağaca dayanmış dikiliyor,bazende kuzenleri ile oynuyor,hep yüzündeki yaralarla ilgiliydi sanırım ve birazda ilgi çekmekti amacımız:) yine diyorum ya çok şükür geride kaldı hepsi,binlerce kez şükürler olsun rabbime....




Piknikten kareler üsttekilerde,sol alttaki fotoğrafta soldan sağa kardeşlerim küçükten büyüğe dizilmişiz altı kardeşiz ben en büyükleri otuz sekiz yaşında en küçüğümüz ise yirmi yaşında maşallah annem iyi çalışmış:)Çok kardeşli olmak çokk güzelll kız kardeşler ayrı bir güzel,fakat ben asla cesaret edemem bu kadar çok çocuğu büyütmeye,iki tane yeter dimi ama:)







Üstteki fotoğrafta da erkek kardeşlerim kız kardeşimi birden yakalayıp tepe bir yer vardı oraya çıkarırlarken,aslında bundan öncesi beni kaptılar aynı şekilde ben nasıl çığlık çığlığa bağırıyorum korktum düşürecekler beni nede olsa kilolu ablaları vardı:P Sahilde ki herkesler bize bakıyormuş o anda,ama çok eğlenceliydi orası ayrı....








Başlıkta yazdım ya "muko sahalara geri döner" diye,genelde buraya çok fazla yansıtmıyorum ama facedeki arkadaşlar bilir benim çok gezdiğimi genelde hiç bir etkinliği kaçırmadığımı,Rafet el Roman konseri vardı ve ben tabi ki oradaydım ve ilk sıralardan izlemek çok güzeldi,ayrıca konserden önce BİN ROMAN BİN KEMAN gurubundan sahneye sığdıkları kadarı ile keman dinletisi yaptılar ve çokk güzeldi ,bu konu ile ayrıntılı haber ve keman dinletisi dinlemek isteyenler buraya lütfen...







Yine başka konserdeydi bu muko ve oğlu Ömer ve çok sevdiği arkadaşı Ayşegül,kızı Nilsu ve yeğenim Ahmet Faruk,Büyük oğluşum tatilde olduğu için aramızda yoktu,beyefendi büyüdü ya artık ilk kez bizsiz arkadaşları ile tatile çıktı,neyse ki hayırlısı ile gidip geldi....Fanta festivalindeydik Manga ve Tarkan vardı...Sırf Tarkan için gittim aman Allahım nasıl kalabalıktı elli bin kişiden bahsetti gazeteler,ama  süperdiiiiiii Tarkannn gerçekten dünya starı...


   

Veee son paylaşımımda yine benle ilgili geçtiğimiz hafta o sıcaklarda üç gün boyunca İstanbul'a gittim geldim derdim neydi derseniz iğne oyası semineri vardı ,kendimi geliştirmek istedğimden öğrenmediğim işleri öğrenmek istiyorum çokda güzel geçti sertifikamı da aldım,Belki bir çoğunuz bilir DERYA ŞAHİN EL SANATLARI MERKEZİ var ,Derya hocamın sayesinde Ankara Bel-mek ten gelen çok değerli Semahat Tamtürk hocamızdan güzel şeyler öğrendik,iki ayda bir düzenlenecek bu seminer ve bende kısmetse katılıp kendimi daha çok geliştireceğim.

18 Temmuz 2011

Kötü Bir Kaza :(





Merhaba
Haziran sonu itibarı ile işim bitti üç aylık uzun bir tatile girdim,yani artık işssiz bir ev hanımı var kaşınızda:P on gün boyunca temizlikler yapıldı ev parlatıldı,kış boyu yüzeysel yapılan temizilikler den sonra gerçekten parladık:P


Geçen hafta pazartesi günü akraba günü bendeydi yaklaşık otuz yedi kişiyi ağırladıktan sonra salı günü Ömer Talha'm bisikletten düştü:( Önünede arkadaşımın kızını almış bisiklet sürerken taşa takılıp takla atarak yüz üstü yere çakılması sonucu sol yanak derin sıyrıklar içinde:( 


Yavrumun o halini görmek berbattı çok kötü bir durum yanak tamamen kan içinde ve sürekli "bismillahirrahmanirrahim" ve "Allahım bu bir rüya olmalı" diyen bir oğluş ve abartısız sürekli tekrarlandı bu sözler hastaneye gidene dek.Olayın nasıl olduğunu hatırlamıyor işin kötüsü son dört ay olan olayları da hatırlamıyor ,çekilen temografiler röntgenler ve bekleme süresi çok kötüydüü çokkkk:( Abisini gördüğü an "sen ne zaman Bolu'dan geldin" demesi koskocaman delikanlımı ağlatmaya yetti ben zaten bitmiş durumdayım,bana "sen ne zaman işten geldin neden işte değilsin" şeklinde sorular ,Allahtan bizi tanıyordu ve adreslerde telefonlarda sorun yoktu sadece son dört ay silinmiş gibiydi,ne karne aldığı gün ne pikniğe gittikleri
 gün hiç ama hiç bir şey yoktu.


Mide bulantısı,baş dönmeleri ve üstelik uyumaması gerekirken sürekli uyumaya çalışması beni çileden çıkarıyordu kesin bişeyler çıkacak gözüyle sonuçları bekler olmuştum o anlarr çok köttü rabbim kimseye yaşatmasın:( Belki yüz bin defa veya iki yüz bin defa artık sayısını bilmiyorum "bana ne oldu" şeklinde sorması sabırla cevaplarken daha saniyesinde aynı soruyu tekrarlaması da işin ciddi olduğunu düşünmeme sebep olmuştu.Bu soru akşama kadar devam etti cevapladığım anda unutup tekrar soruyordu,akaşamada yüzünde ki  sargıların ne işi olduğunu yüzünde sormaya başladı yüzüme ne oldu demeye başladı bu seferde:(


Neyse ki sonuçlar temiz çıkmıştı ve rahatlamışmıydım hayır tabiki neden hafıza kaybı vardı,ve üstelik doktor bunun ne kadar sürede geçeceğini bilmediğini beynin hasar gördüğünü bekleyip göreceğimizi söyledi,yüzündeki yaralar içinde plastik cerrahla görüşmemiz gerektiği söylendi zira ağırdı yaraları:( Çok şükür iki günde hatırlamadığı her şeyi hatırladı,sadece olay gününü hiç hatırlamıyor,sanırım oda  bilinçaltı hatırlamak istemediğinden, bakalım kontrole gittiğimizde doktorumuz ne diyecek bu duruma.


Plastik cerrah şimdilik bir tedavi uyguluyor tedaviye cevap verip vermemesine göre operasyona karar verilecek,üç gündür evde kendim yapıyorum pansumanını çünkü ılık su  ve sabunla yıkanması gerekiyormuş yaranın her gün, sanki kapanıyor gibi yaraları inşş kapanır ve operasyona gerek kalmaz.


Zaten çok hassas olan oğluşum  tamamen alıngan oldu,en ufak bir şeyi kafasına takıp kendini uykuya verebiliyor,konuşkan hiç susmayan biri iken zor cevap veren biri haline gelebiliyor kolayca.Yüzünün geçmeyeceğini,çok çirkin olacağını onu kimsenin sevmeyeceğini düşünüyordu,onu ikna ettim sanırım ama bi yerlerde eksiklik var ki en ufak bir şeyde psikolojisini bozabiliyor.


Hastanedeki pansuman sırasında yüzünü görmek isteyince doktorda gösterdi anında kötü oldu baş dönmesi ve uykuya verdi kendini arabaya kadar tekerlekli sandalye ile getirdik,tüm günü uyuyarak geçirmişti o gün.Bir gün de pansuman dönüşü evdeki eksikler için markete girdik zorla onuda indirdik arabadan açılır belki diye "ne istersen söyle de alalım "dedik "tek bir şey istiyorum" dedi "söyle hemen "dedik " iyileşmek istiyorum,onu da alabilirmisiniz " demesi bitirdi bizi:((( Sanırım destek almak şart...

26 Haziran 2011

Karneler ve Doğum günü



   Merhabalar diyerek başlayalım bakalım bu yazımıza klavyemden ve yüreğimden neler dökülecek a dostlar:)     Bildiğiniz gibi yaz geldi ,okullar kapandı karneler alındı,doğum günü kutlandı ağlandı sızlandı  neredeyse haziran sonuna geldik bile.
     Yazacaklarımın özetiydi yukarıdaki paragraf:) Ömer Talha'm beşinci sınıfa geçti bu sene,birinci dönem karnesinde iki üç iki dört vardı ,karneyi aldığı zaman çok üzüldü takdir alamadığı için ama dersler başlayınca yine aynıydı derslere karşı,tamam ödevlerini benim hatırlatmama gerek kalmadan yapıyordu ama o kadar işte fazladan çalışma yoktu hiç.Neyse okulların kapanmasına yakın e okuldan notlarına bakıyorum oda yanımda  baktik ki üçler dört olmuş dörtler de beş çok sevindii tabiri cazise uçtu havalara "görsün bakalım halam da Ömer'den nasıl adam olurmuş,Ömer okumazmış ya görsün karnemi de anlasın Ömer'den adamda olacak okuyacak da Ömer" ben şaşırdım üzüldüm "ne diyorsun oğlum " dediğimde "birinci dönem halamın dediklerini ne çabuk unuttun ben unutmadım buda kapak olsun halama " dedi şaştım kaldım,nasılda üzülmüş nasılda dert etmiş kendine yavrum,bilinçsizce yapılan bir konuşma karşısında hırslanması belki güzel karşılanır bazılarımız tarafından ama benim hiç hoşuma gitmedi bu durum yavrum nasılda içine atmış ki o ana kadar bana hiç bir şey söylemedi ne zaman ki karnesinde ki notları gördü o zaman dedi.
     Nese karne günü teşekkür aldığını görünce çok ağlamış yavrum,eve geldiğinde de abisine gösteririken karnesini yine ağlamış Allahtan ben gelene kadar sakinlemişde yoksa beraber ağlardık kıyamam ben yavruma. 2 puanla takdiri kaçırmış "Kerem(amcasının oğlu) 85 puanla takdir alıyorken onunda iki dördü var ben 83 puanla takdir alamadım" dedi durdu günlerce...
   Gelelim Enes'e teşekkür de yok takdirde yok ama sınıfını geçti şükür seneye lise son  asıl sıkıntılar o zaman başlayacak üniversite derdimiz başlıyor bakalım hayırlısı...










Yakışıklı oğluşum benim geçtiğimiz günlerde 17 yaşını doldurdu 18 yaşına bastı artık kocamn bir delikanlı oğlum var ergenim oldu delikanlı.Ona bakınca ancak anlıyorum günden güne yaşlandığımı yoksa ben daha 18 imdeyim de ortada yadsınamayacak gerçek var tam karşımda 18 lik delikanlım:)
  Evde küçük bir kutlama yaptık beyimize sonra oda o gece arkadaşları ile çıktı artık delikanlı yaa bize takılır mı:P


18 Haziran 2011

Babamsız Babalar Günü



      Babası sağ olanlar için ne güzel bir gündür babalar günü ,oysa benim gibi babası  asıl vatanında olanlar içinse en acı günlerdendir,her yerde babalar günün hatırlatan reklamlar almış başını gitmektedir,bilmezler mi ki babası olmayanların nasıl üzüldüklerini,nasıl içlerinin yandığını,her baba kelimesinde ciğerlerinin parçalandığını...
      Tam tamına iki sene seksen altı gün oldu babamı görmeyeli,sıcaklığını hissetmiyeli,sesini duymayalı...Nasıl acıdır ki bu; gün geçtikçe çoğalan,özlemi yıllar geçtikçe çığ gibi büyüyen...
       Babam!  ince düşünceli,nazik,kıymet bilen,değer veren,adamlığın tüm vasıflarını taşıyan iyi insan adam gibi adam yegane varlığım seni ne çok özledim bilsen.Bahçemizde ki kiraz ağacındaki kirazlara dokunurken sanki seninleymiş gibi hissettim geçenlerde ,nede olsa sen ekip büyütmüştün,tüm ağaçlarımız gibi kiraz ağacımızı da.Sensiz nasılda boyunu bükük  tüm ağaçlarımızın tıpkı bizim gibi.O bahçeye her girdiğimde helede yaz aylarında sanki seni görecekmişim gibi heyecana kapılıyorum,çünkü her gelişimde bahçede olurdun,bazen her gün üst üste gelsem bile sanki aylardır görmüyormuş gibi "ooo kimler gelmiş hoş geldin kızım" diyecekmişsin gibi...O sesini duymak için seni bir kerecik görmek için neler vermezdim.Elindeki hortumla bahçeyi sularken geldiysem yanına mutlaka beni ısalatırdın "yapma baba" dedikçe daha çok koştururdun peşimde bense çocuk gibi zevk alırdım bu durumdan.Hele ki yine bahçemizdeki salıncakta beni yakaladın mı ,nasılda havalara uçururdun,ben "yeter artık babam" dedikçe daha çok sallardın,bilseydim gün gelecek erkenden aramızdan ayrılacağını hiç yeter dermiydim:( Çok sinirlendiğimi bildiğin için yemek yerken özellikle çok şapırdatarak yerdin ki beni kızdırmaya uğraşırdın bende kızardım sana,bilseydim hiç kızarmıydım.En son hastalanmadan önce evimin badanasını sen yapmıştın,halâ öyle duruyor biliyormusun babam ? Tüm duvarlarda senin ellerinin izi kokusu var sanki,kıyamıyorum o izleri yok etmeye.En son senin için yaptığım sütlacı ne çok beğenmiştin,keşke sağ olsaydın da yeniden  yiyebilseydin...
      Biliyorum ki keşkeler seni geri getiremiyecek ve yine biliyorum ki Allahıma çok şükür sana karşı  hiç pişmanlığım yok,sadece tek pişmanlığım sana daha çok sarılmayışım seni daha çok öpmeyişim.Umuyorum sen gerçek vatanında mutlu bizse sensiz yaralı.Biliyor musun babam baba demek çok zor artık çünkü cevap verecek kimse yok :(

1 Haziran 2011

Kitap Fuarı ve Ebru...




Yoğun ve yorucu ama bir o kadar da eğlenceli geçen günlerden sonra kocaman bir merhaba diyerek sevgi ve selamlarımı gönderiyorum sayın okurum ve sevgili arkadaşlarım:)
İki ilçe sergisi,bir yerel sergi ve ardından da genel sergimizi atlattıktan sonra yine karşınızdayım:) Dört haftadır hiç tatil yapmadım yoruldum öldüm bittim ama ayaktayım hâlâ:) Bizim işimizin de yorucu geçen kısmı sergilerimiz fakat sergilerimiz olmazsa da emeğimizin karşılığını görmek zor olur işte böyle bir durumda güzelcene sergilerimizi yaptık çok şükür.

Bu arada Kocaeli'nde üçüncüsü düzenlenen kitap fuarı oldu geçtiğimiz günlerde,çok güzeldi açıkçası,bir gün öğrencilerimi de alıp kitap fuarına gittik,verilen süre bana yetmediği için bir arkadaşımla biz daha fazla kaldık ve üç saat sonunda henüz tam anlamıyla gezemediğimiz stantlar vardı fakat elimiz kolu dolu olarak geri döndük
Oradaki coşkuyu görünce helede gençlerin ilgisini görünce umudum arttı ,inş okuyan gençliğimiz olacak buna inanmak istiyorum...Bu yıl yapılan bir araştırmada Türkiye'de en çok kitap okunan iller arasında İstanbul,Ankara ve İzmir'den sonra Kocaeli'nin gelmesi çok sevindirici ve  kitap fuarlarının büyük katkısı  olduğunu düşünüyorum...




Büyük şehir belediyemiz üzerine düşen görevi layıkıyla yapıyor,imkanları sağlıyorlar yeter ki bir şeyler için çabalansın.Açılış günü İzmit'in yürüyüş yolunda dünyaca ünlü yazarların canlı  maketleri kitap okudular gün boyu,Sabah erkenden işe ve okula gidenler, İzmit yürüyüş yolunda bir sürprizle karşılaştı. Her gün gittikleri yolda tarihi çınar ağaçlarının dalları  kitaplarla doluydu. Önce şaşıran vatandaşlar, daha sonra kitapları aldı. Ayrıca, yürüyüş yolu boyunca ünlü yazarların, canlı maketi de yerini aldı. Yazarlar, kitap okuyarak vatandaşları selamladı.
Ayrıca, kitaplardan oluşan bir kıyafet giyen kitap adam da etkinliğe katıldı. Kimisi kitap adamın üzerindeki kitapları okudu, kimisi ise el sallayarak sevgisini dile getirdi.









Veeeeee gelelim bana üstteki fotoğrafa bakınca belkide bir çoğunuz ne yaptığımı anlamışsınızdır,evett bir bu eksikti bunda el attım sonunda sayın okuyucum:)


Ebru yaptım ebruuu:) Bir işi yaparken bu kadar mı zevk alınır,çok ama çok zevkliydi,ilk kez yapmama rağmen orada bulunan hoca elimin yatkın olduğunu bunu geliştirmem gerektiğini söyledi ve beni tebrik etti,Çokk keyif aldım çokkkkk.Tek üzüntüm koskoca sekiz ayda karşı sınıfımda ebru yapanlar olmasına rağmen kokuyor diye sınıfa hiç girmedim şimdiki aklım olsaydı her fırsatı değerlendirir ebru yapımının tüm inceliklerini öğrenirdim.Ama Allah kısmet ederse önümüzdeki dönem hiç bir fırsatı kaçırmayı düşünmüyorum ve bu işi öğrenmek istiyorum...