1 Şubat 2010

Bir Çok Şey...

Uzun bir aradan sonra merhaba,yoğun günlerde hiç yazmak istemedim,hani bazen olur ya bende beni takip edenler bilir bazen bir durgunluk çöker üzerime blogu günceleyemem,bir çok blog arkadaşımı okuyorum fakat yorum yazamıyorum işte böye günlerdi yine geçen bir ay.Çalışmaya devam ediyorum,herşey düzene girdi çok şükürçocuklar ve ben alıştık bu duruma,heleki ilk aylığımı almak çokk- güzeldi valla ne yalan söyliiimm:)

Neyse geçtiğimiz günlerde neler yapmışız onlardan yazalım artık:P
Okullar kapanmadan bir hafta önce kadardı sanırım Ömer Talha'mın yine bir satranç turnuvası vardı tabiki sonuç yine hüsran,altı maçtan sadece ikisini kazandı beyimiz.Son maçında tam tamına 70 dk içerde kaldı dedim bu sefer yenecek galiba ama yine olmadı,çünkü maçın başladığı ilk 15 dk da mutlaka çıkardı yensede yenilsede.Köstek olmuyorum hiç bir şekilde her defasında dahada motive etmeye çalışıyorum.Artık nasip, birazda istek olsa evde hiç oynamıyor abisiyle biraz oynasalar böyle olmaz adım gibi eminim.çünkü tatilde her gün oynadılar ve abimizn dedği "bayağı güzel oynamaya" başladı,bakalım bundan sonrakilerde neler yapacak...


Gelelim karnelere Ömer'de herşey yolunda çok şükür,biraz daha çalışşsa fena olmayacak çünkü iki tane dördü var.Enes'in ise bir zayıfı var bir ikisi gerisi dört ve beş çok şükür diyorum buna geçen seneyi düşününce.






Okullarla birlikte bende tatile çıktım iki hafta evdeyim çok şükür.geçen hafta Ankaraya selom'a gittik oğluşlarımla birlikte,çok güzel dört gün geçirdik,canımm güler yüzlü, misafirperver arkadaşım benimm bizi çok güzel bir şekilde ağırladı,güleryüzü ve samimiyeti herşeye bedeldi zaten.

Yukarıdaki fotoğrafta ankaraya giderken otobüste oğluşumla ben ve Ankara'da Ömer buzda kaydı ve ilk olmasına rağmen çokda güzeldi bence.



Bu fotoğrafta ise yine gezdiğimiz günlerden birinden kalma karelere yansıyanlar var.Arkadaşım Selma ve kızı Emine ,oğlu Oğuz, ben ve oğluşlar Enes ve Ömer Talha...




Anıtkabire gitiik,çok güzeldiiiiii,hele müze süperdi ya bayıldım ben,geçmişimizde neler yaşamışlar neler çekmişler bizzat yaşamış gibi oldum,Çanakkale savaşını ve Sakarya meydan muharebesini canlandırmışlar top tüfek sesleri ile sanki o anları yaşadım.Şimdi bizler ne kadar rahat yaşıyoruz ki hepsi onların sayesende...

Müzeden hiç çıkasım gelmedi,Ömer sıkıldı aslında ilgisini çeken sadece maket gemiler oldu.Aaa unutuyordum Atatürk'ün balmumunundan yapılmış heykeli ne kadar sahiciydi öyle,sanki her an çıkıpda yanıma gelicekmiş gibiydi.













Biz Ankara'ya giderken burada hava karlı ve fırtınalıydı ama Ankara'da hiç kar yoktu ama soğuk çok soğuktu,çok üşüdüm ben böyle soğuk görmemmiştim daha önce.

Orada ki son gecemizde bir kar yağdı her yer bembeyaz oldu. Bu fotoğraflarda dönüş yolunda çekildi,kartopu bile oynadık desem abrtmış olurmuyum bilmem ama en azından oyndık işte çok uzun süreli olmasa bile:)











Arkadaslarım ayşe ablacım, href="http://kurdelem.blogspot.com/">mihriban,semra, keyfeseyran ,bu Günes Isigi ödülü ile beni çok mutlu ettiler.Ancak çok geç olduğu için kurallara uymuyorum ve bu ödülü listemdeki tüm arkadaşlarıma armağan ediyorum bende.

Kendilerine cook tesekkür ediyorum.
Allahim herkese günes isigi kadar saglik, günes isigi kadarda saadet ve mutluluk versin insallah.



Vee gelellim son ve bence en önemli konumuza muhtaç çocuklarımız için örgü etkinliğimiz vardı okumak isteyenler buraya buraya lütfen çok güzel işler çıkıyor,ve gönderenlerin ördükleri elime geçmeye başladı güzel ve duyarlı arkadaşlarım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum ve tabiki asıl şanslı bu soğuk günlerde başlarında bir beresi bile olmayan, sırtlarında bir yeleği bile olmayan o çocuklar olucak,daha teslim etmedim herkesin göndermeleri bitsin gidip yerien teslim edicem ve size fotoğraflarını ve kimlerin gönderdiklerini tek tek göstericem inş.

Çok uzun birpost oldu farkındayım üşenmeyip okuyan herkese şimdiden teşekkürü bir boç bilirm efenim:)

3 Ocak 2010

Yardım Etkinliği ve Kursiyerlerim...

Image Hosted by ImageShack.us

Çok sevdiğim arkadaşım
Beyhan'nın bir forumu var çok cici çok şeker insanların paylaşımda bulunduğu ve kendi aralarında etkinlikler düzenlendiği aynı sahibesi gibi çok sevdiğim bir forum,

kadınca forumunda düzenli olarak yapılacak etkinliklerin ikincisinde ev sahipliği yapıyorum.


Derince Belediyesi tarafından yeniden elden geçirilen Şefkat Mağazası, yüzleri güldürüyor. Daha önce ikinci eşyaların bulunduğu Şefkat Mağazası, Derince Belediye Başkanı Dr. Aziz Alemdar’ın duyarlılığı sonucu yepyeni giyim eşyalarıyla donatıldı.
Mağazada, yeni ve kaliteli bay, bayan ve çocuk giyim eşyaları rafları süslüyor. İhtiyaç sahibi vatandaşlar önce Derince Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne giderek alışveriş çeklerini alıyor daha mağazaya giderek diledikleri gibi alışveriş yapıyor.

Bu şefkat mağazamızda ihtiyaç sahipleri aradıkları herşeyi bulabiliyorlar ama son zamanlarda gelen istekler doğrultusunda örgüye ihtiyaç olduğu için ilçemizde bunu duyurduk ve yardım etmek isteyen bayanlar kendi ördüklerini teslim etmeye başladılar.Bende bu durumu kadınca forumunda paylaşınca saolsun sevgili Beyhan'cığımın da desteği ile böyle bir etkinliği başlatmış olduk.

Şimdi yapilicaklar, 4 yas üstü yani 4-5-6-7-8-9-10-11-12 yaslara kadar süveter, atki, sapka bere, yelek, hirka, yani ne örebilirsek örmeye calisacagiz, örgü oldugu icin tam kis zamani bir faydasi olur düsüncesiyle 1 ay gibi bir süre koyduk...

Sayi yok yani istedigimiz kadar örebiliriz yani 27 Aralik 2009- 30 ocak 2010 tarihleri arasinda etkinligimiz baslamistir, ve sayi yok arkadaslar istediginiz kadar örebilirsiniz, 1-2-3 hic fark etmez, sonucta ihtiyac sahibi cok kisi oldugu icin direk magazaya gidicek bu yapilanlar.

Etkinliğe katılmak isteyenler benimle iletişime geçebilirler.Hatta isteyen her arkadaşım bannerini blogunda yayınlayabilir ve çok da sevinirim katılımınız olursa, aslında benden çok bu örgülere ihtiyacı olan çocuklar sevineceklerdir.




İşim çok iyi gidiyor bazı eksikler düzelmeye başladı bile,hani benim kafama taktığım bazı kursiyerlerimin kabaca konuşmaları düzene girmeye başladıkça daha çok seviniyorum,hele emeklerimin karşılığını görmek inanılmaz mutlu ediyor beni,bir kısmı pantalonları bitirmek üzere.

Kurs ortamı çok güzel hale gelmeye başladı,birbirimizi tanıdıkça hem eğlenceli,hemde iş yaparak geçrilen günler oldu çok şükür.

Geçenlerdemüfettiş geldi sınıfa benim elim ayağıma dolaştı tabiri caizse,sonuçta ilk denetlenmem di ve çok tedirgin olmuştum.Ama sonuç mükemmeldi,defterlerimi inceledi herşeyin doğru ve yolunda gittiğini söyleyip imzasını çaktı müfettiş bey:D
asıl güzel olanı kursiyerlerime hocanızdan memnun musunuz sorusunu sorduğunda aldığım cevap beni nasıl mutlu etti anlatamam,hepsi benden ne kadar memnun olduğklarını,benim çok sabırla onlara yanaştığımı hepsiyle tek tek ilgilendiğimi ve beni seneye yine burada görmek istediklerini söyeldiler...VE bana dönerek "ooo hocam ne güzel kursiyerleriniz sizden çok memnun" diyince bende "onlardan memnunum her şey karşılıklı, onlarda beni dinliyorlar ve sayıyorlar öylede olunca sonuç böyle güzel oluyor" dedim.







Yanımda makinamın olduğu gün kursiyerlerimden birinin eteğinin bitmiş halini de çektim,aslında bir çok güzellikler var ama zamanla onları da paylaşıcam inş,bu ilki olsun .



21 Aralık 2009

Ortaya Karışık alırmısınız? :)

Günler dolu dolu geçiyor,öğrettiklerimin sonucunu görmek çok güzel ikinci etekler bitti üçüncüler bazılarında bitmek üzere,ortaya çıkan güzellikleri görünce kendileri bile inanamıyor,hayretle bakışıyorlar buda beni çok mutlu ediyor.İlk etekleri dikecekleri zaman hocam iyi kumaş almamıza gerek yok diyorlardı ısrarla, nasılsa dikemiyecez ilk acemilik olacağı için iyisi olmasada olur görüşündeydiler ama ben ısrarla olacak, en güzelini dikeceksiniz siz beni dinleyin yeter dedikçe ve sonucunu gördükçe haklıymışsınız demeye başladılar ve bana daha fazla güvenir oldular.
Her şey yavaş yavaş rayına oturuyor,onlar beni ben onları anlamaya çalıştıkça güzel bir ortamımız oldu çok şükür.

Fotoğraf makinamı Enes okula götürdüğü gün düşürünce bozuldu ve maalesef elimde kurs yerimle ilgili fotolar yok ama en kısa sürede olacak inş.





Yukarıdaki fotoğrafta annemde kaldığımız bir hafta sonu kuzenlerin yatakta oynarken ki halleri:)

Ömer Talha cephesinde sorun yok çok şükür,ödevler kimi zaman ben gelmeden yapılıyor kimi zaman birlikte yapmamız için bekliyor,performans ödevlerini okulda yapıyorlar bu çok iyi oldu hem kendileri yapmış oluyor hemde aileler yarışmamış oluyor çocukların kendi yetenekleri doğrultusunda hazırlanması en güzeli zaten.İki ödevin birinden 98 birinden 90 aldı.Yazılılarıda iyi geçiyor çok şükür.

Enes'te bu sene çok iyi geçen seneye oranla tabi,bu sene sadece bir zayıfı var ve diğer dersleri 5-4 bu beni çok sevindiriyor,aslında çok fazla çalışmıyor sadece okulda öğretmeni dinlemsi sayesinde böyle, biraz çalışssa takdir alabilir ama kendini hiç üzmüyor,napalım bunada şükür diyorum:D





Yine geçtiğimiz günlerde yeğenim Ahmet Faruk'un doğum günü vardı bu karelerde o günden çekilmiş...Enes görüldüğü üzere artık bir kocaman delikanlı:)




Sevgili primarima arkadaşımın düzenlediği yeni yıl etkinliğine bende katıldım ve bana meral arkadaşımdan aşağıda görmüş olduğunuz hediye geldi ve yerini aldı bile çok beğendim,buradan kendisine çok teşekkür ediyorum.Bende bu gece hediyemi paketledim yarın iş dönüşü kargoya vereceğim inş.

14 Aralık 2009

Son gelişmeler ve İstanbul...

Merhabalar efenim merhaba:)
Yine ara verdim blogumu güncelleyemedim bir türlü,vakit az,zaman yok,zaman varken ben yok derken böyle geçti gitti günler,ömürde böyle bitiyor işte ve biz yaşamamızın hiç bir anına önem vermiyoruz en azından ben öyle.
Neyse ben derin konulara dalmadan şöyle sıyrılayım bakalım da neler oluyormuş neler yaşıyormuşuz onldan bahsedeyim size:D

Yeni tempoma ayak uydurmaya çalışıyorum halen,halen diyorum çünkü tam anlamı ile alışmış değilim.Tek sorun ev işleri aslında gece iş yapmak hiç istemiyorum.Yemek yap ye mutfağı topla,ardından Ömer'in ödevleri ile ilgilen,anneyi özlemiş olan yavrunun nazlanmasına karşılık ver:P ancak yetiyor bana:)Hafta sonuda evi inceden temizliyorum en azından şimdilik böyle gidecek.
Eskiden geceleri geç saate kadar oturan ben artık 23.30 en geç on iki oldumu doğru yatağa atıyorum kendimi,ancak yetiyor:P

Yetişkin eğitimi ne zor bişeymiş yaşayarak öğreniyorum bende.Çeşit çeşit insanlar,bazısı kibar tam bir hanımefendi,bazısı ise tam tersine çok kaba,al ver gel git tarzında konuşanlar,ha diye cevap verenler, bu duruma katlanamıyorum her duyduğumda bu tarz konuşmaları güler yüzle sakince uyarıyorum ama alışılmış bikere aileden öyle görmüş,kapalı çevrede yetişmiş belkide dışarı ile tek bağı geldiği bu kurs olan kişileri, genç kızları nasıl eğiteceğim bende bilmiyorum,ama şunu biliyorumki sabrımla ve örnek davranışlarımla yaza istediğim gibi kişiler olacaklar bunda kararlıyım.

Bir gün boyunca düz teğel bile yapamayanın dediğimi ısrarla yanlış yapanların yanısıra,anında yapan, anında anlayanlarda var çok şükür.Kendi burnun dikine gidenler,bana bildiğim işi öğretmeye kalkanlar,45 yaşındai bayanın bile hocam dediği halde 30 yaşındakinin Mukadder hoca diye seslendiği veya 24 yaşındaki bir genç kızın abla baksana diyebildiği çeşit çeşit insan profili.

Sanmayın ki tüm öğrencilerim böyle değil tabiki 17 yaşındakinin, iki günde hiç dikiş bilmediği halde eteği dikip bitirmesi, sakinliği saygısı ile örnek öğrencim olanlar çoğunlukta,çok şükürki çoğu etekleri bitirdiler bazısı ikinci eteği bitirmek üzere.





Pazar günü havanın onca yağmasına rağmen arkadaşlarla soluğu İstanbul'da aldık,önce üsküdarda çay içtik,ardından Aziz Mahmut Hüdai Hazretleri türbesine gittik.

Aziz Mahmut Hüdai Hazretleri mütevazi bir hayat sürdürmüş ve dergahında birçok öğrenci yetiştirmiştir.Bir duası vardır…

^^Beni sevenler..türbemde bir kez dahi gelip fatiha okuyanlar…denizde boğulmasın…ömrü boyunca yokluk yüzü görmesin…^^…





Ardından Hıdiv Kasrına geçtik,oradan çamlıca tepesine çıktık manzara görülmeye değerdi doğrusu her ne kadar hava çok soğuk ve yağmurlu bile olsa çok güzel bir gün geçirdim...



25 Kasım 2009

Yeni işim,yeni bir ben:)




Çokkkkk sevgili okuyucularım, blogdaşlarım (ne demekse),arkadaşlarım, canlarım, beni sessizce takip eden takipçilerim,nasılsınız cümleden:P Özledim sizi yahu,okumayı yorum yazmayı blogumla ilgilenmeyi,siz de beni özleniz mi:D

Neyse bu kadar şamata yeter demi arkadaşlar,ciddi olalım bakalım hemen şımarmayalım öyle,şiişştt muko hanım kendinize gelin burası öyle şımaraılacak bir yer değil demi:PÇok saygın ve bir okadar da ciddi bir kurum:P

Ne diyorum ki ben ya ,çenem düştü ama bu sefer boş boş düştü hemde:)
Sağlığım gayet iyi çok şükür artık baş dönmelerim geçti, Rabbime binlerce kez hamd olsun ki aylarca sürmedi ve üç haftada bitti,ama ilaçlarımı kullanmaya halen devam ediyorum doktorum emriyle tabiki:D

Eee bu arada işede başladım ya hani çok fazla vakit bulamıyorum şu sıra bilgisayara oturmaya,ama hele bir iş temposuna alışayım bunuda halledicem eminim bundan:)
Haftanın beş günü iki ayrı gurupla çalışacağım,birinci gurupda 15 kişi var ikinci gurupta 13 kişi,ikinci gurupla henüz tam anlamı ile tanışamadık,bayram üzeri olduğu için haliyle herkesin işleri var,bayram sonu başlıyacazğız Allah kısmet ederse.

Birinci gurupla yarın ikinci dersimiz olacak.16 ila 36 yaş aralığında gözleri ışıl ışıl parlayan,peşimde hocam hocam diye gezinen öğrencilerim var.İlk gün açıkçası korkuyordum nasıl olacak, nasıl yapacam gibi endişelerim vardı,fakat bunun yersiz bir korku olduğunu anladım ve hemen öğretmen moduna girdim bile,çok zor olmadı yani,sanki yıllardır öğretmenlik yapıyormuş gibiyim:) Dün öğretmenler günü sebebi ile bir program vardı ve orada öğretmen vasfı ile bulunmak çok güzel bir duyguydu.

Bana düşen sadece şimdilik bu iş temposuna çabucak ayak uydurmak olucak,çünkü halen ev işlerini aksatabiliyorum, bazen çok düzenli, bazı günlerde ise iş dönüşü yaparım diye bırakabiliyorum,buda hiç iyi olmuyor.Ama en sevdiğim tarafı,eve geldiğimde herkesin yataklarını toplamış olduğunu görmek oluyor,çünkü evden ilk ben çıkıyorum eşim ve çocukları uyurken bırakıyorum,"bana yardımcı olursanız başarırım" diyorum sürekli ve buda işe yardı çok şükür:)

Çocuklar çok istekli görünüyorlardı çalışmam için hiç sorun olmayacak derken,Ömer Talha biraz sorun çıkardı,görünüşte benim çalışmam için istekli fakat psikolojisi bozuk sanırım çünkü,geçen hafta sürekli kolu ağrıdı,gece yatarken üzerine yatıyor,arkadaşları ile oynarken hiç ağrısı yok,kolunu hareket ettiriyorum yine sorun yok ama evde baş başa kaldık mı sürekli ağlamaklı bir halde kolum ağrıyor demesi üzerine doktora götürdüm fakat fiziksel hiç bir şeyi yok.Ardından Baş dönmeleri başladı,aynı benim hastalığım dönemimde ki hareketleri takrarladı durdu,artık biraz sert oldum ona karşı sonrasında bişeyi kalmadı.Ve normalde geceleri yatağını ıslatırdı Ömer ama çok şükür ki yedi aydır bırakmıştı ve yine işe ilk başladığım günlerde üç akşam peş peşe yaptı,ama oda geride kaldı.Sanırım bu şekilde tepki verdi,ilgi çekmeye çalıştı ama şimdilik hepsi geride kaldı inşallah bir daha tekrarlanmaz.

Kurban bayramınız mübarek olsun,Rabbim kestiğimiz kurbanları kabul eylesin inşallah...

17 Kasım 2009

Sonunda Olduuuuuuuuuu:)



Çok heyecanlıyımm çok sevinçliyim,mutlu muyum onu bilmiyorum ama dün geceden itibaren gözüme uyku girmedi desem yeridir ki ben başımı yastığa koyduğum an uyuyan ben bu gece iki saat uyuyabildim.Sebebi az sonraaaaaaaaaaaaaaa:)

Artık günden güne daha iyi oluyorum son üç gündür yatmadım,ara ara ben burdayım deyip beni sendeletse de razıyım çok şükür bu günüme son on günü düşününce bunada şükür diyorum ve geçecek inşallah buna da inanıyorum.Dün doktoruma kontrole gittim,ilaçları tekrarladı dinlenmem gerektiğini, stresten uzak durmam gerektiğini(nasıl mümkün olacaksa)kısa bir süreç olmayacağını söyledi,beklemekten başka çarem yok rabbim neylerse güzel eyler diyorum ve günün bomba haberine(benim için) geçiyorum sevgili okuyucum:)

Lise diplomamı aldığım gün Ko-Mek(Kocaeli Meslek Edindirme Kursları)na başvurumu yapmıştım usta öğretici olarak,dikiş,mefruşat ve makina nakış dallarında öğretmenlik yapabilmek için.Elimde bekarken halk eğitim kurslarından alınmış üç belgem vardı ve bu yeterliydi çalışmam için.Başvurumun üzerinden çok geçti Ko-Mek'te eğitimler başladığı için ümidimi kesmiştim ama geçen cuma günü mülakata çağırdılar kendimi çok kötü hisstmeme rağmen gittim bu benim için kaçırılmaması gereken bir fırsattı çünkü.
Neyse Gebze'de açık olduğunu oraya gidip gidemeyeceğimi sordular kesinlikle evet dedim fakat bu dönem başlayan yeni bir yasa gereği benim durumumda olanlar artık usta öğreticilik yapamaycaklarmış,kız meslek lisesi giyim bölümünden mezun olmak yada çıraklık eğitim merkezinden usta öğretici belgem olmalıymış bunu öğrendim sevinç ve hüznü aynı anda yaşamış oldum.Sonra bana yasal engelei şabailirsek siiznle çalışmayı isteriz dediler ve beni arayacaklarını söylediler.Hiç umudum kalmamıştı artık.

Ama dün doktordan çıktığımda beni ardılar ve görüşmek için tekrar çağırdılar giderken nasıl heyecanlıyım oldu diye gittim çünkü neden olmayan bişey için çağırsınlar ki:)Neyse görüşmelerimiz sonucu iş tekliflerini kabul ettim ve artık bende istediğim işte hemde çok iyi imnkanlarla çalışacağım.Çalışma saatleri hafta içi dokuz ila dört arası benim için süper bu,sonuçta çocukları da ihmal etmemiş olucam onlardan iki saat sonra eve gelicem çok da büyük bir kayıp değil bence...

Eve gelene dek ağladım çünkü beni dışardan liseyi bitirmem konusunda sürekli teşvik eden babam yanımda değldi bu sevincimi onunla paylaşmamıştım,her zaman onun desteğini arkamda hissetmeye öyle alışmışım ki onun yokluğu çokk fazla üzüyor beni,nasıl alışacam bilmiyorum:( Onun sayesinde bu durumdayım görüyarsan,duyuyorsann eğer babamm seninle gurur duyuyorum,iyiki senin gibi bir babaya sahiptim,seni çokk seviyorummmmmmmmm....

11 Kasım 2009

İç Kulakta Sıvı Kaybı,Çok Kötü Yaptı Beni...



Bu gün sekizinci gün ve ben yatıyorum,başlıktan da anlaşıldığı gibi hastalığım iç kulakta sıvı kaybı ve bu hastalığın insanı bu derece etkileyebileceğini hiç düşünmemiştim hatta bu hastalık hakkında hiç bilgim yoktu aslında,taki başıma gelene dek...
Geçen hafta sabah başım dönmesine uyandım,uykumda başımın şiddetli bir şekilde dönmesine kalktım ancak ayakta durmak ne mümkün,otururken yatarken ayaktayken her türde başım çok şiddetli bir şekilde dönüyordu ve tüm gözümün önündeki herşey birbirine geçmiş vaziyet alıyordu,gözümü kapadığım anda da aynısı devam ediyordu o daha da korkunçtu.Birde mide bulantısı eşlik etti tabi bu halime .O kadar kötü bir duygu ki yaşmayan bilemez diyorum.
Öğlene kadar ha geçer ha geçer diye hastaneye gitmedim,ama şiddettini artırarak devam etti,hatta kafamı sağdan sola bile çevirmem başımın dönmesi için geçerli oluyordu.Daha sonra şiddetli bir şekilde kusunca,hastanede aldım soluğu.Tahliller yapıldı ,serum takıldı ve ilaçlar verilerek nöroloji ve kulak burun boğaz doktoruna görünmem gerektiği söylenerek acilden çıkmış oldum.
KBB doktoruna gittim gerekli tüm incelemeleri yaptı ve emar (MR) verdi beş gün boyunca endişeli bir bekleyiş sonunda çok şükür ki MR temiz çıktı.
Ama şikayetlerim hâlen geçmedi bazen çok iyi hissediyorum kendimi bazen çok kötü,zaten doktorumun demesine göre en az 3 hafta en çok 8 ay sürebiliyormuş,tek duam en kısa sürede geçmesi ve normal hayatıma geri dönebilmek.
Başımı sağa sola çevirmek yok,aşağı yukarı bakmak yok,vucudumla hareket edicem başımı unutacakmışım,ani hareketlerden kaçınıcam,ses,gürültü,ışık,stres,sıkıntı ve üzüntüden uzak durucakmışım. Hiç bir yere yalnız gitmeyecek hatta lavaboya bile birinin gözetimi altında gidecekmişim.Bunları nasıl başrıcam bilmiyorum zaten kendimi kötü hissettiğim durumlarda dikkat ediyorum ama biraz da iyi oldum mu tamamen unutup ani hareketler yapınca ben burdayım diyor zaten hemen sendeliyorum.
Ayrıca verilen haplardan biri sinir hapı ve beni sürekli uyutuyor ve çok kötü bir durum buda,saf saf bakınıyorum o hapı içtiğim zaman içmek istemediğimi söyledim doktoruma maalesef kesinlikle içmem gerektiğini söyledi.
İnşallah en kısa sürede atlatırım,dualarınıza ihtiyacım var benide unutmayın emi dualarınızda...Rabbim kimseyi hastalıkla imtihan etmesin...

2 Kasım 2009

Yenilginin Hüznü-46.pdçs Etkinliği



Kocaeli Satranç İl Temsilciliği ile Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesinin bu yıl altıncısını düzenlediği Cumhuriyet Kupası Satranç Turnuvası 29 Ekim perşembe günü ile 1 kasım pazar günleri arasında yapıldı.Ve bu turnuvuya Ömer katılmak istememişti bizde zorlamadık haliyle,ama başvurunun saat 21.00 de son bulacağı akşam Ömer saat 20.00 da katılmaya karar vermesi(beyefendinin anca aklı başına gelmiş olmalı)bilgisayaramızın da problem yaratarak açılmaması sonucu komşumuza giderek kaydını yaptırdı çok bilmiş beyimiz.Turnuva yeri bize çok uzak ve ulaşımı da ters olduğu için ben gidemedim izlemeye,amcası götürdü zaten abisi da eşlik etti ona, bir günde babamız götürdü o günde ben müsait olmayınca gidemedim bu sefer.Neyse turnuvada kayıtlı gözükmüyormuş Ömer ilk gün amcasının uğraşları sonucu Ömer de turnuvuya katılmış oldu.

Heee şimdii bu kadar lafın sonucu Ömer acaba derece almış mı diye merak eder mi sayın ve çok sevgili okuyucum:)
Maalesef yine derece falan elde edemedik,yenilen aslan yenilgiye doymazmış bizim ki de o misal her turnuvaya ısararla katılıyoruz bakalım elbet bir gün derece elde ederiz demi sevgili okurum:)

Gerçi bu turnuvada 16 yaş altı birbirleriyle eşleşti hele ki bir rakibi 16 yaşında çıkmış karşısına, sonrakilerde genelde kendinden büyüktü,neyse efenim altı maçın ikisini kazandı yenilgiye doymayan yakışıklı oğluşum benim:)

Ama abisine göre acelecilikten kaybetti,"hiç düşünmeden oynuyor sırf oynamış olmak için"diye söylüyor abimiz.



Bu son dört gün satrançla dolup taşan evimiz,birde Ömer'in abisi ile oynama isteği ile gündemdeki yerini korudu.Yukarıdaki fotoğraflarda abimizin satranç oynarken ki şekilleri:)
Birde bana sıkı sıkı tenbihledi "sakın haaa bu fotoğrafları bloga falan ekleme" "tamam annecim" desemde eklemeden olurmu yaaa:)

Hatta bir an var ki onu canlı canlı izlettirmeden olmaz demi ama:P,Ömer beyin abisini yendiği an:)





Enese kızdı durdu kardeşine "benimle oynadığın gibi oynasaydın turnuvada maçların beşini alırdın"şeklinde.
Enes beni mahvedicek ama olsunnnnnn:P






Yine geçtiğimiz günlerde kareşimin nişan bohçasını götürdük oğlan evine,adet olmuş işte oğlan anası ve kız anası böyle şeyleri çok sevdiği için kıramadık bizde:D Gerçi bu tür adetler hoş şeyler bence de,ama şu erkek tarafının kıza,kız tarafınında erkeğe bişeyler alması falan bana hep ters gelmiştir sanki kendilerine bişey alamıyorlarmış gibi:)Güzel bir gündü,erkek tarafı çok güzel ev sahipliğile bizi ağırladı.




46. PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİNİN EV SAHİBİ sevgili Aynur-nurmutfakta arkadaşımız. İnş geç kalmamışımdır, bende bu tariflimle etkinliğe katılıyorum ve Aynur'cuğumada başarılar diliyorum.

Patates Çanağinda Rus Salatasi


İçindekiler

5-6 adet patates
Maydanoz veya dereotu
1 kase yoğurt
3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı salça
Rus salatası için:
yoğurt,havuç,patates,bezelye,mayonez

Hazırlanışı

Patatesleri iyice yıkayın ve haşlamak üzere tencereye koyun. Haşlandıktan sonra kabuğunu soyarak iyice ezin. Ezmek için çatal kullanabilirsiniz. Daha sonra patateslerin içine doğranmış maydanozları ekleyin. İsteğe göre karabiber, kırmızı biber ve tuz ekleyin. İyice karıştırın. Ceviz büyüklüğünde parçalar alarak bardak şeklinde şekillendirin.İçini oyarak kase şekli verin.Ayrı bir yerde hazırlanan rus salatasını çanakların içine yerşleştirin ve istenilen şekilde servis yapın...

26 Ekim 2009

Bizden Haberler...

Uzun zaman olmuş yazmayalı,üç haftacık:P Hiç yazmak istemedi canım,arada gelip baktım hep, çoğu arkadaşı blogunu okudum ama yorum yazmadım yazamadım bazen oluyor işte bana böyle,bugün dedimm "artık tembelliği bırak bir kenara Muko hanım sıva kolları bakalım" haydi vira bismillah:D

Okullar açıldı her şey düzene girdi çok şükür,yatma,kalkma saatleri belli, yemek saatleri düzenli ohh beee dünya varmış resmen,yazın neydi öyle herşeyimiz birbirine girmişti.

Ömer bu yıl geçen yıla göre daha iyi beni zorlamıyor çok şükür,artık sorumluluklarının bilincinde,en azından sürekli ödevler diye hatırlatmıyorum,kendisi yapıyor.Doğal sayılardan ilk sınavını oldular geçen hafta 80 almış,ama yaptığı hatalar okadar basitki,normal zamnda bildiği şeyler,ya acelecilikten yada sınav heyacanından kaynaklandığını düşünüyorum.

Ömer,üçüncü yılda yine satranç kursuna gidiyor,geçen yılın sonunda iki yıldır satranç kursu veren öğretmenimiz gelecek gördüğü çocukları ayırdı ,turnuvalara hazırlanmak üzere ayrı bir satranç öğretmenine teslim edildi,Bakalım turnuvalarda neler olucak...
Ayrıca okulun futbol takımına seçilmiş,iki haftadır okul turnuvalarında top koşturuyor.Ayrıca belediyemizin düzenlediği folklor kurslarına kayıt yaptırmamızı ısrarla istedi ona da kaydımızı yaptırdık.Bu kadar sosyal bir çocuk inşş derslerne gereken ilgiyi gösterir ve çok başarılı olur.

Düzenli her akşam kitap okuyoruz,eşim evde olmadığı için o hariç.İlk on beş dk Ömer sesli okuyor,abisi ile birlikte onu dinliyoruz sonra yarım saat sessiz okuyoruz hep birlikte.Okuma saati bitince her birimiz okuduğumuz bölümlerden aklımızda kalanı anlatıyoruz.Burada amaç Ömer'e kitap okumasını sevdirmek...İnşallah başarılı oluruz...



Fotoğrfalarda gördüğünüz Ömer'in küçücük kalemle ödevlerini yapması ,yapmaya çalışması aslında.Çünkü çok zorlandı ama ısrarla yeni bir kalem almadı o gece.Sonrasında sebebini öğrendim meğerse geçen yıl sınıflarında bir arkadaşı küçücük kalemle yazıyormuş, Ömer'in derdi ondan daha küçük kalemle yazıp sınıfın rekorunu kırmakmış:P



Yine geçtiğimiz günlerde Ömer 25 kuruş istedi ne yapacağımı sorunca "yavru bir kedi var annesi yok yanında, arkadaşlarımın annesi para vermemiş sen verirsin dimi annecim" diyerek bir güzel duygu sömürüsü yaparak benden 25 kuruşu aldı ve süt alıp sokakta buldukları yavru kediye içirdiler.Daha sonra kedinin çok üşüdüğünü söyleyip evden küçük bir havlu alıp kedinin üstüne örttüler.Ama bunları yaparken nasıl heyecanlılar görmelisiniz,altı yedi çocuk ordan oraya koşturuyorlar.Sonra baktım olacak gibi değil kediyi annesinin yanına bırakmaları gerektiğini anlattım ama kedinin annesini görmediğini söylediler ve neyse sonunda bakkal amcamız sahip çıktı yavru kediye....



Laf kedilerden açılmışken,dünde yine yavru bir kediye su içirmeye kalkınca yardımsever Ömer beyimiz, kedinin annesi Ömer'in elini tırmalamış,çok küçük iğne ucu kadar bir şey elini hemen sabunla yıkadık,Doktora da götürmedim ısırma olmadığı için...



Evde akşamları arkadaşları ile bir araya geldiklerinde kendi aralarında çok güzel oynarlar,yukarıdaki fotoğraf karelerinde görüldüğü gibi....

6 Ekim 2009

Yıllar Sonra-Acı Domates Sosu



Yıl 1990 en son görüştüğümüz yıl,öncesinde çocukluk döneminde çok güzel arkadaşlığımız oldu,onlar İstanbul'da otururdu anneannesi bizim burada oturdu ve bizimde uzaktan akrabalığımız vardı her hafta sonu gelirlerdi ve biz gece sabaha kadar otururduk çocukluğumuzda en son 1990 yılına dek.Adı geçen kişi Yasemin benim çocukluk arkadaşım.Yirmi gün önce Facebook da buldum onu ve ben çok sevindim,ve bulma tarihim öyle güzel bir ana denk gelmişti ki,kendisi şu an Almanya'da ikamet ediyor ve facebookta görüştükten üç gün sonra Türkiye'ye izine geleceği için mutlaka görüşme kararı aldık ve dün Yasemin bendeydi.O gelmeden önce acaba nasıl olacak,ortak paylaşımımız yoktu çünkü 19 yıl boyunca, nasıl geçer gün derken araya sanki hiç o koskocaman 19 yıl girmemiş gibi kaldığımız yerden devam ettik tüm gün ve gece boyunca hiç durmadan konuştuk.Yani ben çok mutlu oldum eminimki oda çok mutluydu...

Facebook açıldığı günlerde hiç ilgimi çekmiyordu üye olma gereksinimi bile duymamıştım,ama ilkokul fotoğrafımı orada olduğunu duyunca üye oldum geçen yıl o oluş,iyikide olmuşum dünyanın her bir yanına savrulmuş bir çok ilkokul arkadaşımı buldumve bir de Yasemini'mi tabiki...Şu günlerde de sanal bahçe çılgınlığı içinde yer almaktan mutluyum,çok zevkli bir oyun çok falza kaptırdım kendimi farkındayım ama geçecek onu da biliyorum:D

Neyse şimdilik benden bu kadar aşağaıda tarifini vereceğim acı domates sosunu anlatayım biraz,yıllardır evimde olan bu aylarda yaptığım yaza kadar yenilip bitilen acı severler için harika bir lezzet.Kısırın,patates salatasının,kurufasulyenin,bulgur pilavinin,kuru fasulyenin, kısacsı yemek masalarında salata niyetine yerine alan bizim ailecek vazgeçemediğimiz domates sosu karşınızda:)





İÇİNDEKİLER:

Bir kilo domates
Bir çay bardağı sirke
Bir çay bardağı sıvı yağ
sarımsak,tuz,
acı süs biber(acı sevme ye bağlı olarak göz kararı)
Kırmızı biber(göz kararı)

YAPILIŞI:

Domatesler,sarımsak,acı biber robottan geçirilerek kaynatılır,yağ ve sirke de ilave edilir,domatesler suyunu çekene kadar pişirİlir,tuz ilave edilir.Ayrıca küp küp doğranan kırmızı biberler kaynayan domatesin içine eklenir,bir iki taşım kaynatılır,sıcak sıcak kavnozlara dökülüp kavonozlar tes çevrilir soğumaya bırakılır...
Afiyet olsun

Ben on beş kilo domatese bir kilo acı biber,üç kilo kırmızı biber koydum...Çok acı oluyor bu şekilde...