17 Haziran 2008

İlk gözağrım mutlu yıllar

İlk göz ağrım ,yaşama sebebim ,canım oğlum ,yakışıklı delikanlım, annesinin gözbebeği,bitanem bu kelimelerin sonu yok, sana güzel kelimeler söylemekle tükenmez ki bebeğim..

Babanla evlendiğimiz ilk günden itibaren bir çocuğumuz olmasını ne çok istemiştik,ama sen biraz geç geldin yuvamıza yaklaşık iki yıl senin özleminle yandık tutuştuk,tedaviler den bıkan ben tam ümidimi kestiğim anda senin varlığını öğrenince dünyalar benim oldu..Baban yanımda değildi doktor hamilesiniz dediğinde.Tabi doktorun yanından çıkar çıkmaz babanı aradım ki,sevinç çığlıkları halen kulaklarımda..Çok rahat geçen bir hamilelik ve son günlerde yüksek tansiyon sebebi ile doğum gününe karar verildiğinde sana kavuşmak için nede çok heyecanlıydım,son gece geçemek bilmemişti,saatleri dakikaları hatta saniyeleri sayarak sabahladım..

Veee sen kucağımdaydın ne muhteşem bir duyguydu bu, senin o misler gibi kokunu içime çekerek başladım ağlamaya anneannen ve baban da benimle birlikte ağlıyorlardı,Rabbime binlerce kez şükrettim ki sağlıklı bir evlat vermişti bize.

Anne sütü almamak için elinden ne geliyorsa yaptın sana bir türlü sütümden içiremedim,kaşıkla verdim bir süre sonra onuda almadın,bir hafta sonra kazanan sen oldun ve biberonla mamaya başladın.Sonraları doktorunun dediği gibi anne sütü emmeyişinden olsa gerek sürekli hastalanırdın,ayda bir mutlaka ama onbeşte birde doktor teyzemizi görmeye giderdik,ama bu durum sen büyüdükçe düzeldi çok şükür..

Bir buçuk yaşındayken geçirdiğin havale yi ömrüm boyunca unutamam.Oysaki bir gün öncesi doktordaydık yine ve orta kulak iltihabı geçirdiğini anlamamış doktor ve bir de dört diş birden patlamaya hazır beklerken yüksek ateş sonucu,ateşini düşüremeyince babanla soluğu hastahanede aldık fakat yolda senin gözlerin kaydı gözlerin görünmüyor ağzından köpükler çıkıyordu baban arabayı zik zak çizerek sürüyordu bir yandan ona bağırıyordum arabayı durdur diye bir yandan seni kendine getirmeye çabalıyordum.Baban sakinleşince tekrar yola çıktık bir kaza olmasından korktuğum için babana düzeldiğini söyledim fakat halen ağzından köpükler çıkıyordu..Hastaneye vardığımızda düzelmiştin fakat ömrümden ömür gitmişti..Bir yandan baban ağlıyor bir yandan seninle ilgilenmem gerek ,baban sakinleşince tetkikler sonucunda hiç bir şeyin olmadığını öğrendiğimde ben başladım ağlamaya ,o ana kadar dişlerimi nasıl sıktıysam bir hafta boyunca çenem ağrıdı ,seni kucağımda göz göre kaybetmeyi yaşadım Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin..

İlkokula başladığın günde hep gözümün önünde ,doğduğun andan itibaren okula başlayacağın günü hayal ettim durdum ,benim biricik oğlum okullu olmuştu sonunda ölsemde gam yemem diye düşünüyordum o dönem,şimdi ise liseli bir delikanlı oluyorsun zaman ne çabuk geçiyor,oysa daha dün kucağımda seni seven ben, şimdi kendini öptürmüyorsun bile bana,delikanlı oldun ya büyüdün..

Şu dönem zor dönemdeyiz bunun farkındayım,gerek bizim sorunlarımız gerekse senin içinde bulunduğun ergenlik dönemi ister istemez birbirimizi kırmamıza sebep oluyor.Ama bu durum geçecek biliyorum,yine gözleri gülen, benim boynuma sarılan, hatta kucağıma atlıyan oğluşum olacaksın bunu nasıl sabırsızlıkla bekliyorum bilsen annecim..

Haketmediğin halde seni kırdığım incittiğimde olmuştur,hatta sesini yükseltiğin anlarda üzerine çok geldim ama hep senin iyiliğin için be güzel oğlum, seni çok sevdiğimi hiç unutma olur mu annecim..

Rabbimden tek dileğim,senin iyi ahlaklı,çevrene saygılı,atasına sahip çıkan,sağlıklı bir kişi olman..

İlk göz ağrım doğum günün kutlu olsun bitenem ,bu sevgi şaiirin dediği gibi"vurulmuş ceylanın yavrusuna su aradığı gibi" bir sevgi canım oğlum.

SENİ ÇOK AMA ÇoK SEVİYORUM YAŞAMA SEBEBİM!!






16 Haziran 2008

Karnelerrrrr

Merhaba,bir yıl daha geride kaldı ve karneler alındı,çok şükür ki karneler de bizi üzecek hiç bir şey yok..Karne günü Ömer'in öğretmeni beni çok duygulandırdı açıkçası:"sen çok özelsin benim için ,beni okuma bayramında çok gururlandırdın,senin velim olmandan dolayı çok mutluyum sen herşeyin en güzeline layıksın ve Ömer'de aynen senin gibi" demesi karşısında hem çok mutlu oldum hemde çok duygulandım.
****
Okuma bayramının hemen ardından Ömeri'min saçlarına elveda dedik,zaten benim ısrarımla uzamışlardı eşim her seferinde keslicek bu saçlar deyip duruyordu fakat ben takmıyordum tabi bildiğimi okuyordum ,ama Ömer'de istiyordu uzun saçlarını seviyordu,ama ne olduysa artık oda istemeyince saçlar kesildi..
İşte karşınızda kısa saçlı Ömer'im..
Perşembe akşamı Harikalar sahilindeki anfi tiyatro da Ömer'lerin de yıl sonu gösterisi vardı,o akşma ait fotolar..



Karne alınan gün çekilmiş fotoğraflar.




Veeeeeeeeeeee karnelerimizzzzzzzzzz :D Ömer'imin karnesi hepsi beş çok şükür,karneyi ilk eline aldığında "oleyyyyy geçmişim artık ikinci sınıfa gidecem ben"diye sevindi oğluşum benim.Karneler dağıtılırken tüm herkesin içinde,"artık yaz geldi sürekli oyun oynamak yok çok ders çalışacaz ,az oyun çok çalışmak"çalışkan oğlum benim herkesi güldürdü tabii..


Vee Enes'im takdir aldı oğluşum,bir tane dördü var geri kalan tüm dersleri beş,çok şükür geçen yıldan eser yoktu bu sene..

İnşallah tüm eğitim - öğretim hayatlarınız boyunca böyle başarılı olursunuz benim yaşama sebeplerim,canlarım..








Gösteri sırasında oynadıkları flamingo dansından bir bölüm




12 Haziran 2008

Okuma bayramı,oks,mezuniyet ve anneler günü etkinliği..





Merhaba, uzun ve karışık bir sürü şey anlatacam artık aklımda da kaldığı kadarı ile..
Önce geçen hafta olan Ömer’in okuma bayramından başlayalım..
Daha önce ki postta bahsettiğim gibi öğretmenimize plaket verme fikri çoğunluk tarafından kabul edilince , gidip plaketi yaptırdım,plakete sınıfın toplu bir fotoğrafı ve müdürden aldığım öğretmenimizin vesikalık bir fotoğrafını ekleyerek “okuma bayramı anısına “diyerek güzel bir sözle birlikte plaketi yaptırdım.Ayrıca okumaya geçtiklerine dair bir belge hazırlattım, baktım çok uygun fiyata geliyor kendim yapmaya uğraşmadım çok da güzel oldu tüm çocuklar ve öğretmenimiz çok beğendi.Birde toplanan sınıf paramızdan artınca yine çocuklara birer masa saati aldım kızlara pembe renkli erkeklere sarı, mavi, yeşil renkte olmak üzere ve birde onların paketlemesini yaptım aldığım yerde yapmadılar .Maksat çocukları sevindirmek dimi ama..

Okuma bayramı çok güzel geçti üç perdelik tiyatro oyununu tüm sınıf birlikte çok güzel oynadılar ,hepside birbirinden güzeldi açıkçası.Ardından bilmeceler,şarkılar,fıkralar ,şiirler ve zeybek oyunu,salsa ve flamingo danslarını yaptılar ve birer profesyonel gibi geldi hepside benim gözüme nede olsa bizim çocuklarımız ya belki de o bakımdan dır :P
En son olarak foklör öğretmenimiz ve çocukların öğretmenlerine bir sürprizi vardı,”öğretmenim” şarkısını hep birlikte söylediler ve ellerinde de “öğretmenim seni çok seviyoruz” harflerinden oluşan birer pankrat vardı o kısmıda ayrıca bir güzel di..

Sonunda plaketi takdim etti sınıf annelerimiz öğretmenimize,tabii yine azarı yedik “ben size hediye istemiyorum demedim mi” şeklinde ,sonrasında da her çocuk birer gül verdi öğretmenimize,ve daha sonrada sertifikaları ve hediyelerini alarak okuma bayramını bitirmiş olduk alkışlar eşliğinde.






Seyirci karşısına çıkmadan önce


Tiyatro oyununu oynarlarken,ve ardından renlrle ilgili bir oyunda ömerin bayrağı açması ile salon alkıştan inledi..












*******
Ve bu yoğun günler içinde benim evde badana vardı ,ve ben halen yerleşmiş değilim hayırlısı ile şu okullar bir kapansa da bende rahatca evde oturup işlerimi bitirsem.bu akşam mezuniyet töreni var ve yıl sonu gösterisi okul aile birliği olarak yine okulumuza bir katkısı olur bir açığımızı kaparız düşüncesi ile atmış kilo yufkadan gözleme hazırladık ve akşama sacın üzerinde pişirip satıcaz inş…


*******
Ve gelelim bizi bütün sene boyunca sıkıntıya boğan oks sınavına,yavrum çok heyecanlıydı son günlerde yerinde duramayan eli ayağına dolaşan biri oldu .




Sınav sabahı biraz sakindi neyse ki.Sınavın bitmesini beklerken o iki saat yıl gibi geldi sanki geçmek bilmedi o saatler.neyse son beş dk kala sınavdan çıktı Enes, yüzü çok asıktı eşime yandık dedim belli ki sınav iyi geçmedi neyse birbirimize telkin veriyoruz bi yandan Enes’e doğru gidiyoruz sakın bişey deme çocuğa emi diyerek.


Sınava başladığı ilk anda heyecandan elinin titremesine engel olamamış,optiği göremiyorudum dedi yavrum,ilk on soru eli titreyerek cevalamış ardından sakinlemiş.Matematik dışında iyiydi dedi sorun değil dedik tabiî ki,müfredatın dışın da sorular vardı matematikte dedi 8 boşu var olur mu oğlum diyorum evet ya diye iddia ediyor benimle neyse eve gelince tv den soruların cevaplarını kontrol ettik birlikte her doğruda hava zıplayan yanlışta da eyvah yaaaaaaa bu bildiğim cevaptı nasıl yanlış yapmışım diyerek kontrol ettik.Sonuçlar çok kötü değil çok da iyi değil 70net inş bir aksilik olmamıştır da istediğimiz Anadolu liselerinden birine yerleşiriz.




Akşama dayısı ile matematikde görmediğim dediği boş bırakılan soruları cevapladılar birlikte,bu seferde tühh ya ben nasıl yapamadım bunları ben hep biliyordum şeklinde ahlanmalarla geçti.Hakkında hayırlısı olur inş deyip sonuçların açıklanmasını bekliyecez artık..





Veee gelelim mezuniyet törenine sınavın ertesi günü okulun bahçesinde düzenlendi mezuniyet ve kep attılar çok heyacanlıydı yavrum yine ama annesi onadan heyecanlıydı tabi..
Darısı liseye ve üniversiteye olur inş..
Sertifikalarını alırken tüm öğrencilere duygu ve düşünceleri soruldu ve kendilerini tanıtmaları istendi,anne kamerayı açmış beklerken o anı ölümsüzleştirmek adına benim oğlum sunucunun arkasını dönmesinden fırsat bilerek mikrofonu hiç konuşmadan yanındaki arkadaşına uzattı ..
****
Salı sabahı öğretmen ve arkadaşları ile Ankara kızılcahamama gittiler,bütün senenin yorgunluğunu ,oks stresini üzerlerinden atabilmek için,sesi çok iyi geliyor her konuştuğumuzda çok memnun beyefendi hayatından memnun :D bu gece gelicek inşş çok özledim oğlumuuuuuu..

















Son olarakda katıldığım bir etkinlikten bahsederek yazımı noktalıyayım artık.Sevgili evren ve selcen arkadaşımızın anneler günü dolayısı ile düzenlediği “anneler günü kalpten gelen güzellikler “etkinliği adı altında birbirimize hediye yollamaktı ve bana sevgili ilkay arkadaşımız çıktı ve hediyesini yolladım, eline tam doğum gününde geçmiş buda çok sevindirici oldu benim için.Bana ise sevgili sibel arkadaşımız yolladı hediyelerin için çok teşekkürler arkadaşım kurabiyelerin enfesti görüntülerinin güzelliği kadar tadı ilede harikaydılar,maalesfki vazo kırlmıştı ama hiç önemli değil, içinden çıkan not çok hoştu çok teşekkürlerrrrrrr arkadaşım..




videoyu neden üst taraflara ekliyemedim onuda anlamış değilim..
kepler havaya atılırken..



28 Mayıs 2008

Bekleyiş dönemi çabuk bitsin..

Şu an çok kötü durumdayım herşeye ağlayann zızr zır biri oldum çıktım..Dışarda ,başkalarının yanında ne kadar güler yüzlüysem evde tek başıma kalınca en ufak hiç sebebesiz yere ağlar duruma geldim,en küçük duygusal bir yazı benii hüngür hüngür ağlatmaya yetiyor..Sanırım bunda gergin bir bekleyiş döneminde olmamızın çok etkisi var..Bitsin şu oks illetide oğlumda bizde rahatlasak artıkkkk:(( Bu kadar sancılı bir dönem olduğunu,beni bile bu kadar etkileyeceğini hiç tahmin etmiyordum..Oğlumun gözyaşları bitirdi beni bu sabahhh,koskoca delikanlıı hüngür hüngür ağlıyorduu :((( Sanırım farkında olmadan çok baskı yaptık yavrumaaaaaaaaa..Aslında yapmadıkk çok fazla değil her düşünceli anne babanın yaptığından farklı değil aslında söylediklerimiz, tavrımızzz..Çok karışığımm şu ann neyi doğru neyi yanlış yaptığımızı bile kestiremiyorumm...Rabbimm hayırsılını ver sen herşeyin en iyisini bilensinn..
*****
Son günlerde okulda sıkı bir program uyguluyorlar,ve bir haftada net sayısı 10 net yükseldii,şu an iyi gidiyor aslında,ancak önceki gün olan deneme sınavında yine net sayısı 10 net aşağıdaydıı ve bu durumdan oldukça etkilendi yavrumm,ne kadar dalgınsa deneme sırasında 16 dan 14 ü çıkarıp bulduğu sonuç 11 olmuş ve bu durumdan çok etkilenmişş canım benimm.."Bu kadar basit hatalar yaparsam benn hiç bir şekilde kazanamam" diyor..Oturdumm uzun uzun konuştumm her zaman yaptığım gibii..Sonuçta ölüm olmadığını,bunun bir kişilik sınavı değil sadece bilgi sınavı olduğunu ,kazanamazssa hiç bir şeyin değişmeyeceğinii,yinee benimm ilk gözağrım olacağınıı sınavın sonuncu ne olursa olsunn onu çok sevdiğimizi anlattım anlattımm anlattımmm..Dün okulun rehber öğretmeni ile görüşmüş buda benim için sevindirici bir olay eskiden olsa hiç bir şekilde gidipp danışmaz fikir almazdıı işin ciddiyitinde demek ki..Verdiği tavsiyeler; bilgisayar ve televizyon başında çok fazla vaikit geçirmemesi ve yüksek sesle kitap okumasını söylemiş..
Allahım sen herşeyi en iyi bilensin ,hakımızda hayırılısı neyse onu ver yarabbiimm..
*****
Gelelim Ömer'e önümüzdeki günlerde okuma bayramı var ve son hız çalışmalar devam ediyor provalar foklör çalışmaları bakalım neler sunacakalar çok merak ediyorum..
Öğretmenimiz hiç bir şekilde hediye kabul etmediği için, ayşemm de gördüğüm plaket yaptırıpp verme fikri çok hoşuma gittii,hatta plaketeee öğrencileirin öğretmenleri ile toplu bir fotoğrafını koydurupp isimleirini tek tek yazdıracam inşş ve bunu sınıf annelerine sununca kabul ettiler onlarında hoşuna gittii..ayrıca öğretmene yine sunduğum diğer bir teklif okumaya geçtiklerine dair her çocuğa özel bir belge hazırlama fikri idi bunuda çok beğendi öğretmenimiz ve bu konuda halen kararsızımm belgeleri kendimm mi hazırlasam yoksa matbada bastıttırsam mı ? Neyse biraz daha vaktimiz var ve bu konuda ki fikirlerinizide bekliyorum yardımcı olursanız sevinirim..
Babbamın kazdığı 7 meterlik kuyudan su çıkarırkenn Ömer'imm,çok sevdiii sürekli su çıkarıp,bahçeyi suladı durduu tüm gün neredeyse..

21 Mayıs 2008

Hastalığım ve satranç turnuvası

Geçtiğimiz hafta başlıyan kuru öksürük başıma iş açtı..Geçmedi ilerledi ve bronşit olmuşum:( Aynı anda da faranjit ve beni 4 gün boyunca yatırdı ve hiç kalkamadım..Cuma akşamı Enes benim o halimi görünce, kardeşininde "ben acıktımm annee" demesi üzerine makarna ve hazır çorba pişirdi,ardından bir güzel salata yaptı ve yemeğimizi yedik sonra bulaşıkları yıkadı.Kız erkek hiç farketmiyor Rabbim hayırlı evlatlar eylesin,kötü günümüzde yanımızda olsunlar inş..
Cumartesi günü son anda öğrendiğimiz yine bir satranç turnuvası vardı ve benim götürecek halim yoktu,Enes'in dershanesi olduğu için oda götüremedi ve gitme oğlum diyince Ömer başladı ağlamaya ben çok istiyorum turnuvaya katılmayı deyince dayanamadım ve amcamızla gönderdim turnuvaya,oda ancak öğlene kadar durabilirim dedi ve ben öğlene kadar ilaç üstüne ilaç içerek biraz daha iyi hissedince kendimi mecburen gittim..İlk maçı almış benim şanslı oğlum çünkü rakibi yine gelememişti .. Sonraki iki maçta yenildi..
İkinci maçında rakibi geç geldi,hatta bir ara nerdeyse ağlıyacak "yine mi benim rakim yok"


Akşam ki son maça abimizde geldi Kerem'in maçının bitmesini beklerken..



Pazar günü olan üç maçtanda sadece birisini kazandı ama yinede madalyamızı aldık,birinci sınıflara katıldıkları için madalya vermişler..




Cumartesi günü maçların saatleri arası çok olunca alışveriş merkezinin neredeyse altını üstüne getiren iki veleti alarak çok yakın olan cumartesi pazarında tezgahları olan halamızı ve eniştemizi ziyarete gittik,en azından orada oturma imkanım olur diye de aslında ben istedim çünkü alışveriş merkezinde peşlerinde koşmaktan çok yoruldum bir de hasta olunca zor geldi..Halasına yardım ettiler,bardakları dizdiler çok yoruldular çokkkk:P






Geliri ile ihtiyaç sahibi çocukların giderlerini karşılayacağımız kermesimiz vardı bugün,üç salon takımı iki mutfak takımı elimde dikilmek üzere beni beklerken hastalanınca maalesef sadece bir salon takımı dikebildim,vee çok şükür ki yeni bir makina alabildim ,zaten makinam bozuk olduğu için son güne kadar bekledim dikişler için neyseki aldım fakat hastalanınca mecburen arkadaşlara vermek zorunda kaldım öteki işleri..





Dün Ömer abisinin kucağında ağlayarak eve gelince aklım gitti çok korktum,ayağına çivi batmış ve kanıyordu neyseki tehlikeli bişeyi yoktu ama tetanoz aşısı için hastaneye götürmek için amcamız bekliyor kapıda ama ömer çırpındıkça çırpınıyor "ben gitmemm iyne olmam"ben kendimi iyi hissetmedğim için gidemiyorum abisi ile amcası götürecek nuh diyor peygamber demiyor velet,sonunda dedimki ya "bacağını kesecekler yada iyne olacaksın kendin seç tercih senin " anneeeee yaaaaaaaa ben bacağımı kestirmem tamam iyne olmaya razıyım"diyerek hastaneye gittiler fakat okulda oldukları aşı yeterliymiş gerek kalmamış iyne olmaya.Doktor "ayağının üzerine bu gün basma" demiş,ama bu kadar mı pinpirikli bir çocuk olur içi gitti arkadaşalrı sokakta oynarkenn balkondan onları seyrettti durdu. bas oğlum diyorum artık akşam oldu bişey olmaz ,"yaa annee doktor basma dedi" deyip bana kızdı sürekli..Gece tuvalete kalktığı anda bile sekerek gitmesi varya öldürdü beni uyku sırasında bile doktorun dediğinden dışarı çıkmadı akıllı oğlum benim..

***
NCITY alışveriş merkezi ile Kocaeli valiliği ve Van valiliğinin ortaklaşa düzenlediği bir kampanyadan bahsetmek istiyorum sizlere,en azından Kocaeli'de olup da bu kampnayadan haberi olmayanların belki bu şekilde haberi olmasında katkım olursa ne mutlu bana.. http://www.ucucbocegi.com/ bu linkten gerekli bilgileri alabilirsiniz..



15 Mayıs 2008

Vals yapan ufaklık ve mim

23 Nisan törenlerindeki video çekimini bir türlü ekliyememiştim,tekrar deneyince oldu ve bende izlemeniz için ekliyorum gösteriyi,iyi seyirler ..

Ömer'in gösterisini sabırla sonuna kadar izleyebilirseniz selamlama kısmı çok hoşuma gitti benim,bakalım sizlerin fikri ne olucak?

Belindeki kemeri gevşek bağlamışım sanırım ki kemer belinden düştü düşecek gibi duruyordu bende sürekli oğluşumu uyarmışım kemerini düzelt şeklinde:D

Yeğenim Aysima'nın gösterisinden harikaydılar..


Ömer'in gösterisi buyrun vals izlemeye :)

Sevgili arkadaşım yasemin beni mimlemiş sanırım sobe gibi şey,ancak cevaplıyabiliyorum yasemincim affola..Ayrıca teşekkürlerrrr..

Miimin konusu "hayatta saygı duyduğun üç kadın",eş dost akraba anne abla olmayacak..

İlk olarak Hz.Havle'nin hikayesi..

Kuran-ı Kerim’deki en manidar surelerden biri de 58. sırada yer alan "Mücadele" Suresi’dir. Medine’de inen bu surenin kadınlar açısından anlamlı bir hikáyesi (sebeb-i nüzulu-iniş gerekçesi) vardır. Mücadele, peygamberle tartışan kadın anlamına da gelir.

****

Hz. Havle bugün bile horlanmış, zorlanmış, terk edilmiş, önemsenmemiş, gençliğinden sonra kenara itilmiş bütün kadınların ortak isyanı olmuştur. Sembol olmuştur. Önemsenmediklerini zanneden kadınlara, "Hayır, Rabbiniz sizi önemsiyor. Rabbiniz sizin adınıza zulmeden erkeğe dünyada cezalar getirdiği gibi ahirette de hesap soracak". Üzülmeyin, sesinizi Rabbiniz duyuyor, halinizi görüyor cevabıdır Mücadele Suresi.

Olay şöyle gelişti:"Hz. Havle" iman eden bir kadındı. Evs (RA) isimli, sert tabiatlı bir adamla evliydi. Bir gün Evs (RA), karısını boşadı. Bu boşanmayı gerçekleştirirken de eskiden Araplar arasında yaygın olarak yapılan ve "zihar" olarak adlandırılan bir yöntemi kullandı.Araplar, eşlerinin bazı hassas noktalarını, anneleri-bacıları gibi evlenmeleri yasak olan akrabalarına benzetirlerse bu boşanma sebebi sayılırdı. Evs (RA) de eşine, "Sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek aralarındaki akdini sona erdirmek istedi.

İşte bu olaya muhatap olan Hz. Havle, soluğu Hz. Peygamber’in (SAV) yanında aldı. Hz. Havle tepkiliydi. Hz. Havle yorgundu. Hz. Havle bezgindi. Hz. Havle mağdurdu. Hz. Havle çaresizdi. Çareyi Hz. Peygamber’de (SAV) bulacaktı.

Havle (RA), Peygamber’in (SAV) evine geldi. Efendimiz (SAV) dinliyordu. İsyan edercesine kocasını, Peygamberimize şikáyet etmeye başladı. Şöyle diyordu: "Ey Allah’ın elçisi! Evs, benim malımı-mülkümü yedi. Gençliğimi tüketti. Onun için çocuklar doğurdum. Şimdi ise yaşlandım. Çocuk doğuramaz hale geldim. O da zihar yaparak beni boşadı. Beni ortada bıraktı. Ya Rabbi, halimi sana arz ediyorum. Bu halimi sana şikáyet ediyorum.

Havle’yi büyük bir dikkat ve saygıyla dinleyen Hz. Peygamber (SAV) bir an duraksadı. Sonra, "Bu tür boşamalarla ilgili Rabbimden bana herhangi bir ölçü gelmiş değildir" cevabını verdi. Çünkü O (SAV), Yüce Allah’tan vahiy gelmedikçe kendi heva ve arzusuna göre konuşmazdı. Yüce Allah’ın kendisine müsaade ettiği konular hariç, mutlaka vahiy beklerdi.

Ama çok geçmeden Yüce Rabbimiz, "Halimi sana iletiyorum" diyen bu mağdur kadının yakarışına cevap verdi. Ötelerden, ötelerin de ötesinden cevap geliyordu. Yüce Allah’ın, "Senin sesini, yakarışını, isyanını duydum. Yalnız değilsin, sözün duyulmuştur, gökte yankılanmıştır Havle! Arzu ettiğin konuda sana cevap verilecek ve sen rahatlayacaksın" anlamında ayeti inecektir.

Yüce Rabbimiz, Havle’ye cevap veriyordu. Öylesine bir cevap ki Medine’de yankılanmadık, konuşulmadık ne sokak ne ev bırakacaktı. Günlerce her mekánda Havle’nin yakarışına verilen cevap konuşulacaktı. Havle gibi mazlum ve mağdur bütün kadınlar, bir anlamda "erkeği cezalandıran" bu ayetleri gururla okuyacaklar.

Yüce Allah, karısını bu şekilde boşamak isteyen erkeğe bu işin çirkin olduğunu ilettikten sonra, ya köle azadı, ya iki ay üst üste oruç veya 60 fakiri doyurma cezası verecektir. Eşine dönmenin bedeli olarak. Tekrar eşine yaklaşmak istersen bunu ödeyeceksin. Kadın değil, erkek bunu ödeyecek. Çünkü kadın mağdur oluyordu. Rabbimiz, mağdurun yanında, mazlumun yanında.

"Mücadele" Suresi’nin ilk ayetleri indiğinde yüzü sevincinden ay gibi parlayan Peygamberimiz (SAV), Havle’yi çağıracak ve "Seni müjdelerim Havle! Allah senin sesini duymuştur" dedikten sonra ilk ayeti okuyacaktır: "Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikáyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir." (Mücadele 58, 1)

****

İkinci olarak Afra Hatun,hangimiz evladımızı şehit olacağını bilsek bile kaybetmeyi göze alabilir ki..

Afrâ Hâtun iman âbidesi çocuklar yetiştiren bir anne... Genç yavrularının Allah ve Rasûlü yolunda şehadetlerine sabreden bir hanım sahâbi... Üç çocuğunu Bedir savaşına katılması için teşvik eden kahraman bir İslâm hanımı... Genç şehitler annesi...

Afrâ Hatun şecaat ve cesaret sahibi kahraman bir hanımdı. Güçlü ve kuvvetliydi. Hayatın elem ve kederine, tahammüllüydü. Acılara karşı sabırlıydı. Allah ve Rasûlü yolunda sebat eder, dünyevî sıkıntı ve çilelere aldırmazdı. Bedir harbi olunca oğullarının hepsini savaşa göndermişti. Onların gösterdiği îmânî heyecandan son derece mutluluk duymuştu. Savaşta sergiledikleri kahramanlıklara çok sevinmişti. Hatta iki oğlunun şehadetine sevindiği kadar diğer oğlunun şehid olamadığına üzülmüştü.

Afrâ Hatun (r. anhâ) iki oğlunun şehid olduğunu haber alınca Allah'a hamd etti. Diğer oğlu Avf'ın onlarla birlikte şehid olamayışına üzüldü. İstiyordu ki, o da Allah yolunda cânını fedâ eylesin. Bu üzüntüsünü Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem efendimize gelerek şöyle dile getirdi:
“– Ya Rasûlallah!” İki çocuğum şehid oldu. Keşke Avf da aynı mertebeye ulaşsaydı. Acaba Avf onlardan daha mı geridedir:” dedi.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz iman dolu ve şehidlik özlemiyle dolu bir kalbe sâhib bu anneye şu cevâbı verdi:
“– Hayır! Muaz ve Muavviz hayattan tam lezzet alamadan genç yaşta şehid oldular. Fakat Avf da onlardan geride değildir.” buyurdu.

Avf (r.a) da kardeşlerinin şehadetinden sonra büyük bir cesaretle düşman safları içine atıldı. Kahramanca çarpıştı. Birçok düşmanı tepeledikten sonra şehâdet şerbetini içti. Cennette kardeşlerine kavuştu.
Ne gıptaya lâyık bir hareket!.. Ne kahramanlık!.. Ne fedakârlık!.. Ne candan bir gayret!.. Ne yüce bir imânî heyecan!.. Ne şerefli bir mertebe!.. Ne samimi bir muhabbet!.. Allah’ım bizlere de böylesi yücelikler nasîb et!.. İmânî heyecan ve gayretimizi müzdâd et!.. Bu şerefle yaşamayı ve ölmeyi lutfet!..
Afrâ Hâtun (r. anhâ) böylesine kahraman yiğitler yetiştiren bir anne. Çocuklarını birer iman âbidesi olarak yetiştiren ve onların Allah ve Rasûlü yolunda şehid olmalarına sevinen bahtiyar bir anne. Bu genç şehid kardeşler “Afrâ'nın oğulları” lakabıyla anılır olmuşlardır.
Allah onlardan razı olsun. Rabbımız bizleri şefaatlerine nâil eylesin. Amin.

****

Üçüncüsü ise ilk İslam şehidi Hz.Sümeyye,

Ebu Cehil bilhassa kölelerin Müslüman olmasına fena halde içerliyor, hiç hazmedemiyordu. Yaser hazretleri yabancı, Sümeyye Hatun ise köle idi. Kureyş zorbası Ebu Cehil, Hz. Yaser’in evini yaktırdı. Karısı ve oğlu ile beraber üçünü de zincire vurdurttu, sonra kırbaçlattırdı, daha sonra da hapsetti...

Dışarıda sıcak şiddetlenip, çölün kumları yanmaya başlayınca, zincirleri ile Yaser ailesini çöle çıkardılar. Bağladıkları zinciri çıkarmadan çölde sürüklemeye başladılar. Hz. Sümeyye’yi ateş gibi yanan kumlara gömüyorlar, Ammar’ı durmadan taşlıyorlardı... Bazan zavallıların önünde kuvvetli bir ateş yakılıyor, demir kıpkırmızı oluncaya kadar ateşte bırakıldıktan sonra, arka ve yanlarından geçiriliyordu...

Yaserler her şeye rağmen dinilerine sımsıkı sarılmışlardı.“Sizi Cennetle müjdelerim”Bu arada Hz. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bazı eshabı ile Mekke’nin dışına çıkmıştı. O, Ebu Cehil’in Yaser ailesine yaptığı işkenceyi gördü. Resûlullah efendimiz çok üzülmüştü. Onlara doğru dönerek; -Yaserler sabredin, dayanın. Size vaad olunan yer şüphesiz Cennet’tir müjdelerim sizi, buyurdu. Bu güzel cümle karşısında Yaser, Hz. Peygamber’e baktı ve;-Bize ne yaparlarsa yapsınlar. Allah’ın dininde kalacağız. Senin Allah’ın Resulü olduğuna şahadet ederim. Şüphesiz senin vaadin haktır, dedi.

İçi iman ile dolan Hz. Sümeyye, işkence yapan zalimlere dönerek bütün sesinin heyecanı ile;-İşte bedenlerimiz elinizde ey Allah’ın düşmanları istediğinizi yapın. Vaad olunan yerimiz Cennet’tir, dedi.

Bu gürleyen ses Ebu Cehil’in öfkesini daha da artırdı. Sümeyye’ye yaklaşarak; -Sen böyle kalmayacaksın, nihayet Muhammed’in dinini bırakıp bize döneceksin! dedi. İlk kadın şehidBunun üzerine Sümeyye Hazretleri şöyle haykırdı:-Sana ve inandığın putlara kötülükler olsun, ey Allah’ın düşmanı. Seni görmektense, bana ölmek daha iyidir. Bak duy! Allah Rabbimizdir, Muhammed Peygamberimizdir! Hz. Sümeyye’nin bu ağır konuşması karşısında Ebu Cehil’in aklı başından gitti. Birden mızrağı ile vurdu ve bunun tesiri ile Sümeyye Hatun ruhunu teslim etti. Böylece Sümeyye Hazretleri İslam’da ilk kadın şehid oldu.

******

Bende kabul ederlerse eğer canım arkadaşım selma yine biricim arkadaşım narişh'i ve sevgili özlem'i mimliyorum kolay gelsinnnnnnnnn...

8 Mayıs 2008

Karışık, kuruşuk :P

Evettttttttttt merhabaaaaa merhabaaaaaaaaaaaaa,yine 10 günlük bir aradan sonra buradayım.. Maalesef pc ye virüs girdi ve çökmüştü ancak düzeldi..
Neyse efem gelelimm bizde ne var ne çokkkkkk anlatalım bakalım nasıl bişeyler çıkacak ortaya biraz karışık olabilir şimdiden affola:D
Bu geçtiğimiz günlerde Enes'in gittiği okulda anneler günü dolayısı ile bir program vardı ve pasta yarışması yapılacaktı ve jüride Oktay usta olacaktı,eve gönderilen kâğıdı yüksek sesle okuduktan sonra eşimin beni ilk kez desteklemesi sen yaparsın güzel yapıyorsun demesi sonucu bu yarışmaya katılmaya karar verdim,gelen kağıdı doldurdum ve Enes'e verdim..Okuldan haber bekliyorum çıt yok katılım konusunda bilgi verirler diye düşünüyordum,neyse uzun lafın kısası benim yakışıklı ergenim katılım kâğıdını vermeyi unutmuş,nasip değilmiş dedim artık yapacak bişey yoktu,neyse yemesi evdekilere ve arkadaşlarıma kısmet olan pastam hee eve olduğu için süslemesini önemsemedim bu kadar süs yeter zaten dimi:D


Anneannelerde geçirilen güzel bir günden fotoğraflar,aşağıdaki taşlar babamın kendi çabası ile bahçede yaptığı 5metrelik olan kuyudan çıkarılan taşlar...


Dede ile torunlar..


Cuma akşamı Aysima bizimle geldi ve bizde kaldı ,ardından cumartesi akşamı Ömer bende gidip teyzemde kalıcam dedi ve izin verdim ilk kez bensiz gidip kalmak istemişti,saat 22.00 de gittiler,aradan iki saat geçince kızkardeşim aradı "Ömer ağlıyor ":D Gittik aldık tabii,bakalım ne zaman bensiz kalabilecek tek başına...


Gözlük yakışmı annneeeeeee:D
*****
Ömer'in yazısının çok bozuk olduğunu anlatmaştım daha önceleri,bu günler çok düzgün ve bir o kadar da özenli yazıyor..Sebebiii ne olabilir sizceeeeeeeee? Hadi düşünün bakalım :D Yok yokk bekletmeden kendim yazayım ben sebebini en iyisi :) Harçlığından bakkaldan simli bir tükenmez kalem almış ve okulda da dahil sürekli bu kalemi kullanıyor, ödevler bu kalemle yapılıyor hatta testler bile bu kalemle çözülüyor..Öğretmeni ile konuştum "aslında yasak" dedi,"ancak şimdilik yazmasında bir sakınca olmadığını yazısını düzelttiği için sevindiğini" söyledi "yavaş yavaş bıraktırırım ben" dedi" sen dert etme" diyede sarıldı öptü beni :D

*****
İlk testlerini yine geçtiğimiz günlerde oldular,10 soruda 5'i doğru 5'i yanlış,ama dikkatimi çeken ki aynı şey öğretmenimizin de gözünden kaçmamış,kısa soru ve cevapları olanlar doğru, uzun soru olanlar yanlış,buda uzun soruları okumadan sadece cevapları okuyarak işartelenmiş olduğu Ömer tarafından da onaylandı ..Evde; yanlış cevapladığı soruları ben sorduğumda hepsine doğru cevap verdi..İlk testimiz vatana millete hayırlı olsun:D yaklaşık bir 17 sene sürekli test çözek nasılsa ...
*****
Benim çok hoşuma giden okulda öğretmeni tarafından yazdırılan Ömere ait yazıları paylaşalım bakalım..
Önce anne hakkındaki yazısı;
"ANNECİM
Annem bana bazen kızar bazen sever ama ben annemi çok seviyorum,yaramazlık yaptığım zaman bana kızsada beni çok sevdiğini biliyorum ama yinede bazen bize kızıyor".
"BABAM
Bazen kızar ve bazen sever bazen para veriyor bazen para vermiyor,bazen kızıyor bazen kızmıyor,bikere beni toy ikiye (toysros) götürdü ve en pahalı oyuncağı aldı ,babamı çok seviyorum".
"ÖĞRETMENİM
Öğretmenim bazıödev veriyor bazı vermiyor,bazı türkçeden ödev veriyor,bazen hayat bilgisinden bazıda matematikten ödev veriyor,bize kitap okuyun diyor,bazı kalem alıyor bize bazıda kitap alıyor.Öğretmenimi çok seviyorum ben".
"ABİM
Abim zırt pırt,annemde yoksa hep gaz kaçırıyor(bunu bilinen kaba tabirle yazmış),annem ona çok kızıyor ama annemi hiç dinlemiyor o yokken hep yapıyor ve hep bana vuruyor hep benden kumandayı alır ve benim bisikletimi benden izinsiz alarak markete gider".



2 Mayıs 2008

Ertelene Ertelene Sonunda Kutlanan 23 Nisan..

23 nisan geçelii çok olduu ama biz gösterimizi çarşamba günü yapabildik ancak..Müdürümüzün oğlunun ameliyatı , hava muhalefeti derken ancak oldu ertlene ertelene bihal olduktan sonra kazasız belasız oldu bitti çok şükür..
Birde benim okul aile birliğinde olmamdan dolayı koşturmaca son sürat devam etti gösteri öncesi ve gösteri günü..Elli kilo yufkadan tüplü sacın üzerinde gözleme yapıp sattık,ve ben doğru düzgün izleyemedim bile tüm oklulun gösterisini ...Ömerin çıktığını bile müzük başladığında farkettim ne ananosu duymuşum ne başladıklarını farkedebildim,tabi koştur koştur geçtimm önlerine video çekimi yaptım ama yayınlayamadımm:( Sanırım uzun olduğu için olmadı..
Neyse geleleim gösteri sabahına,kıyafetleri o gün teslim edeceklerdi bize ve okulda üzerleri değişilecekti,benden utanan ömer tuturdu bende okulda giyinicem neyse okul yakın olmasına rağmen kabul ettimm,ama bu seferde kalabalığı görünce hadi eve gidelim diyince koşarak evde aldık soluğu,giyindi ve geldik sınıfa bıraktımm Ömeri ben işlerin başına koştum,bir ara yanına indim baktım bir telaş almış onu "anne ben saçlarımı dikemiyorum hemen gidelim kestirelim saçlarımı" olduu oğlummm der anne içinden :D neyse meğersee tüm arkadaşları saçlarını dikmişş bizimkininde saçları uzun olduğu için dikilmiyor haliyle konuşmalarımız çaba verdi ve onun bu haliyle çok yakışıklı olduğunu söyledik ve sonunda vazgeçti saç dikme isteğinden..
Vals yaptılar ve çokda güzel oynadılar öteki birinci sınıflardan çok daha güzeldiler mütevazı olamıyacam bu konuda hehehe:D

İstiklal marşının okunmasını beklerken nasıl yakalamışsam bu pozu hatırlamıyorum bile kısacık arada tartışmışlar bile :)




Gösteriye çıkmadan önce sınıfta beklerken...



yine sınıfta beklerkenn vee sahneyee çıkış anııııııııııııı,alkışşşşşşşşşşş :D





Yeğenim Aysima ;onların gösterileride harika oldu Üsküdara giderken isimli iki oyun oynadılar ama harıkaydılar küçük efeler küçükk hanımlarr görülmeye değerdii...

23 Nisan 2008

23 Nisan Kutlu Olsun..

Evettttttttttttt bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bildiğiniz gibi,bizim okulun gösterisi cumartesi günü yapılacak,Ömer'de stadyumda ki gösterilere gitmek istemediği için gitmedik,sabahtan benim toplantım vardı her zaman ki gibi,toplantıdan sonra Ömer'i de alarak,son günlerde çocukların gözdesi olan bez bebek "nana"gelicekti bir alışveriş merkezine,Ömer oraya gitmeyi çok istedi ona söz vermiştim götürmek için ,artık okuduğu içinde bu tür gösterileri gizlemek mümkün olmuyor,duraklara konulan reklam afişlerinden saatine varana kadar okuduğu için kaç kaçabilirsen :D Gerçi Ömer'e çok fazla izlettirmiyorum iki haftada bir oda yatma saatine kadar izliyor ama müptelası olmuş durumda,yaa yine çok uzattım,velhasılı benim toplantım çok uzun sürünce kızkardeşim aradı "boşuna gelmeyin abla izdiham var "deyince çok sevindim tabiki gitmedik.. "Çocuk bayramında evde mi oturacaz şimdi" kime ait sizce bu sözzzz tabiki biizm bilmiş Ömer beye :D Bende oğluşumu alarak harikalar sahilinde aldım soluğu ..Evimize çok yakın yürüyerek on beş dakikada gidiliyor..Şimdi biraz görsel şölen eşliğinde size sahilimizi tanıtmak istiyorum ,çevre illerde olanlar ve yolu bir şekilde Kocaeli'den geçenlerin gelip görmesi gerekli olan yerlerden biri bana göre..




Hayal kahramanlarının birebir boyuttaki heykelleriyle süslü olan sahil birçok sosyal tesisi de içinde barındırıyor..Fotoğrafların üzerine tıkladığınızda daha ayrıntılı görebilirsiniz..




Çocuk cıvıltıları arasında yüzünüzdeki gülümsemeyi engellenemeniz hayli zor. Bırakın çocukları, bizim için bile mantar bir evde namaz kılmak, Şirinlerin evinde yemek yemek ve bir yel değirmeninde körfezin manzarasına doğru çaylarımızı yudumlak oldukça güzel.Yel değirmeninin altında sahile, karşı kıyılara doğru bakarken insan gündelik yaşamdan soyutlandığını hissediyor adeta..



Çocuklar daha önce televizyonlarda gördükleri masal kahramanları ile yüzleşiyor, Barni’ye sarılıyor ya da Şirinlerle fotoğraf çektiriyorlar...





Önce simitçiden simit alınır ve sahilde denize karşı oturulup simit bir güzel mideye indirilir,sonrada ver elini oyuncaklarrrrrrrrrrrrrrrr...




Keloğlanın elinden tutulur tabii anne zoruyla :D,kangurunun torbasının içine girilir,kayaklardan başı dönene kadar kayılır,timsahın boynundaki pencereden anneye el sallanır...




Küçük gölde tüm olmaz dememe karşın günün önemine istinaden "çocuk bayramında beni kırmazsın dimi anne" sözleri karşısında kendi başına gezinti yapar,ama korkuğum kadar değil derinliği sadece kırk altı cm lik olan bir gölette...


20 Nisan 2008

Satranç,sakarlıklarım ve bahar şenliği..



Bugün oynadığı son maç ve bu maçı kazandı Ömer..
*****

Çarşamaba günü okulumuzda Bahar Şenliği yapıldı,askeriyenin bando takımı eşiliğinde çok eğlenceli bir gün oldu..Ayrıca Öğrenci ve öğretmenler ile birlikte ağaçlar dikildi bahçemize ve yine öğrenci ve velilerin katılımı ile sınıflarımız temizlendi,bizde okul aile birliği olarak sınıf annelerimizden pasta börek yapmalarını rica ettik ve çok güzel bir satışımız oldu ,tiyatro salonumuzun bir kaç eksiği vardı bunları giderecez inşş..
***
Cumartesi ve bugün Ömer; İl genelinde ve çevre illerinden 900 kişinin katılımı ile 23 Nisan Çocuk bayramı dolayısı ile düzenlenen satranç turnuvasına katıldı.İlk gün dört maç yapıldı,Ömer İlk maçı kazandı fakat oda rakibi gelmediği için hükmen yenmiş oldu sonraki üç maçta yenildi,fakat ömer bu yıl öğrendi satrancı ve karşısına hep güçlü rakipler çıktı,biri üç yılıık biri dört yılık biri iki yıllık satranç kursuna devam eden 9 ve 10 yaşlarındaki rakiplerini yenmesi oldukça güçtü.. Bugün yapılan müsabakalarda ise ilk maçını kaybetti son üç maçını kazandı ki yine yendiği iki rakibi kendinden büyük ve tecrübeli kişilerdi,sadece son rakibi kendi yaşıtı ve Ömer gibi sadece bu yıl oynamaya başlamış , Ömer yendi ve maça başlamadan konuşmalarına şahit oldum Ömer ikinci sınıfa gittiğini söylemiş çocuğa düzelttik tabi hemen acaba diyorum rakibi üzerinde duygusal baskı mı kurmak istedi ... Önemli olan katılması ve tecrübe kazanmasıydı ki açıkçası ben bu kadar maç kazanabilceğini tahmin etmiyordum inşş ileriki turnuvalarda başarı gösterir tabiki vazgeçmezse satranç oynamaktan..

İlk maç heyacanı...ve maça girmeden önce eltimin oğlu Kerem ile birlikte poğaça yerken


Satrancın düzenlendiği yer çok güzel denize sıfır ve parkı olan bir yerdi beklerken hiç sıkılmadılar ve oradan oraya koşturup durudular ..





İkinci maçına başlamayı beklerken...





Yine üçüncü maça çıkmadan önce parktaki spor aletlerinde spor yapan ve sonrada "anee bak kaslarım güçlenmiş mi" derken ve üçüncü maçında..




Denize taş atarkennnn..






Uçurtma uçurmaya çalışırken, kırlarda koştururken...




Denize taş atmaktan bıkıp usanmayan Ömer ve amca çocukları Kerem ve Betül..




Turnuva sonunda Horton isimli filme gitmeye karar verdik,Kerem,Betül ve eltim hep birlikte gittik,abimizde bize katıldı fakat o başka filme girdi,ama sabahın sekizinden beri dışarda oldukları için yorgun düşen ve sinemanın ikinci yarısına girmek istemediler,uyukladılar zaten içerde,hata oldu aslında yorgunken sinama fikri..






Sinema sonrası yemek ve oyun parkı hiç oynamadıkları için bütün gün napsın çocuklar :P Abimiz ne kadar büyümüş olsada yine çocuk işte yaaa :) onlarla birlikte oda oynadı:)


*****

Bu hafta çok yoğun günler geçirdim geçirmeyede devam ediyorum..Aslında bir ara bütün yaptığım işleri bir kenara bırakasım geldi çok bunaldığım zamanlarda..

Bu postta değişiklik yapıp biraz kendimden bahsetmek istiyorum,yani başıma gelen olaylardan,daha doğrusu sakarlıklarımdan..

****
Neyse,aylar evvel yengemler bana gelecek oldu yoğunluğumdan dolayı iki kez kabul edemedim ben davet ettim onların işleri oldu velhasıl bir türlü bir araya gelemedik..Görüşme amaçlı bir gün tertip ettik en azından mecbur kalınıp görüşülüyor günler sayeseinde..Geçtiğimiz Salı günü bendeydi kahvaltı günü yapıyoruz ki öğle yemeğinde çocuklarımız evde olduğu için ,yalnız bırakamamak adına..Tabikii ben yine ertledim ama çok değil perşembe gününe,okulumuzda bahar şenlikleri vardı ve bende okul aile birliğinde olunca yapılacak bir sürü iş de var eeeee birde günün yarısından çoğunu dışarda geçirince evde hiç misafir ağırlıyacak durumda değildi haliylen,evi çok ihmal etttimm ve iyi bir temizlik istiyordu..Neyse çarşamba günü bahar şenlikleri yapıldı,öğlen ikide eve geldim,ve o gün gitmem gereken bir arkadaş gurubum vardı birde pazarr ama evdede beni bekleyen bir sürü iş,pazarada arkadaşlarıomada gitmedim işlerimi bitirmem gerekliydi..Makinayla yıkadığım mutfak halımı serdim ,ama ardından içi bal dolu olan kavonuzu düşürüp kırdım,makinayı açmaya üşendiğim için elimle temizliyim dedim daha beter oldu açtım makinayı tekrar yıkadım halıyı,attım balkona yerleri sildim hoppppppp bir güzel kaydım ve sırt üstü yere çakıldım..
****


La havleee deyipp iş yapmaya devam ettimm,halı kuruyunca serdim yerine,yemek yapmak üzere dolaptan lahanayı alayım derken 4litrelik süt tencerseni halının üzerine devirdim :(( Kafayı yiyecek duruma geldim, bu arada başladım ağlamaya ama nasıl ağlıyorum hıçkırararak,ağladım ağladım sakinledim ,mecburen kalktım temizledim..Gece iki buçukta yattım işlerim daha tam bitmemişti ama benim pilim bitmişti :D..Sabah altı buçukta kalkıp tuvalet ve lavoba yıkadım kapı sildim,ömrümde ilk kez o saatte iş yaptım..Ama sonunda saat dokuz buçukta kahvaltı masam hazırdı çok şükürrrrr...Bir dahamı bu kadar evi ihmal ederim diyede kendi kendime sözler verdim durdum,bakalım ne zamana kadar tutacağım bu sözümü :D