21 Mayıs 2008

Hastalığım ve satranç turnuvası

Geçtiğimiz hafta başlıyan kuru öksürük başıma iş açtı..Geçmedi ilerledi ve bronşit olmuşum:( Aynı anda da faranjit ve beni 4 gün boyunca yatırdı ve hiç kalkamadım..Cuma akşamı Enes benim o halimi görünce, kardeşininde "ben acıktımm annee" demesi üzerine makarna ve hazır çorba pişirdi,ardından bir güzel salata yaptı ve yemeğimizi yedik sonra bulaşıkları yıkadı.Kız erkek hiç farketmiyor Rabbim hayırlı evlatlar eylesin,kötü günümüzde yanımızda olsunlar inş..
Cumartesi günü son anda öğrendiğimiz yine bir satranç turnuvası vardı ve benim götürecek halim yoktu,Enes'in dershanesi olduğu için oda götüremedi ve gitme oğlum diyince Ömer başladı ağlamaya ben çok istiyorum turnuvaya katılmayı deyince dayanamadım ve amcamızla gönderdim turnuvaya,oda ancak öğlene kadar durabilirim dedi ve ben öğlene kadar ilaç üstüne ilaç içerek biraz daha iyi hissedince kendimi mecburen gittim..İlk maçı almış benim şanslı oğlum çünkü rakibi yine gelememişti .. Sonraki iki maçta yenildi..
İkinci maçında rakibi geç geldi,hatta bir ara nerdeyse ağlıyacak "yine mi benim rakim yok"


Akşam ki son maça abimizde geldi Kerem'in maçının bitmesini beklerken..



Pazar günü olan üç maçtanda sadece birisini kazandı ama yinede madalyamızı aldık,birinci sınıflara katıldıkları için madalya vermişler..




Cumartesi günü maçların saatleri arası çok olunca alışveriş merkezinin neredeyse altını üstüne getiren iki veleti alarak çok yakın olan cumartesi pazarında tezgahları olan halamızı ve eniştemizi ziyarete gittik,en azından orada oturma imkanım olur diye de aslında ben istedim çünkü alışveriş merkezinde peşlerinde koşmaktan çok yoruldum bir de hasta olunca zor geldi..Halasına yardım ettiler,bardakları dizdiler çok yoruldular çokkkk:P






Geliri ile ihtiyaç sahibi çocukların giderlerini karşılayacağımız kermesimiz vardı bugün,üç salon takımı iki mutfak takımı elimde dikilmek üzere beni beklerken hastalanınca maalesef sadece bir salon takımı dikebildim,vee çok şükür ki yeni bir makina alabildim ,zaten makinam bozuk olduğu için son güne kadar bekledim dikişler için neyseki aldım fakat hastalanınca mecburen arkadaşlara vermek zorunda kaldım öteki işleri..





Dün Ömer abisinin kucağında ağlayarak eve gelince aklım gitti çok korktum,ayağına çivi batmış ve kanıyordu neyseki tehlikeli bişeyi yoktu ama tetanoz aşısı için hastaneye götürmek için amcamız bekliyor kapıda ama ömer çırpındıkça çırpınıyor "ben gitmemm iyne olmam"ben kendimi iyi hissetmedğim için gidemiyorum abisi ile amcası götürecek nuh diyor peygamber demiyor velet,sonunda dedimki ya "bacağını kesecekler yada iyne olacaksın kendin seç tercih senin " anneeeee yaaaaaaaa ben bacağımı kestirmem tamam iyne olmaya razıyım"diyerek hastaneye gittiler fakat okulda oldukları aşı yeterliymiş gerek kalmamış iyne olmaya.Doktor "ayağının üzerine bu gün basma" demiş,ama bu kadar mı pinpirikli bir çocuk olur içi gitti arkadaşalrı sokakta oynarkenn balkondan onları seyrettti durdu. bas oğlum diyorum artık akşam oldu bişey olmaz ,"yaa annee doktor basma dedi" deyip bana kızdı sürekli..Gece tuvalete kalktığı anda bile sekerek gitmesi varya öldürdü beni uyku sırasında bile doktorun dediğinden dışarı çıkmadı akıllı oğlum benim..

***
NCITY alışveriş merkezi ile Kocaeli valiliği ve Van valiliğinin ortaklaşa düzenlediği bir kampanyadan bahsetmek istiyorum sizlere,en azından Kocaeli'de olup da bu kampnayadan haberi olmayanların belki bu şekilde haberi olmasında katkım olursa ne mutlu bana.. http://www.ucucbocegi.com/ bu linkten gerekli bilgileri alabilirsiniz..



15 Mayıs 2008

Vals yapan ufaklık ve mim

23 Nisan törenlerindeki video çekimini bir türlü ekliyememiştim,tekrar deneyince oldu ve bende izlemeniz için ekliyorum gösteriyi,iyi seyirler ..

Ömer'in gösterisini sabırla sonuna kadar izleyebilirseniz selamlama kısmı çok hoşuma gitti benim,bakalım sizlerin fikri ne olucak?

Belindeki kemeri gevşek bağlamışım sanırım ki kemer belinden düştü düşecek gibi duruyordu bende sürekli oğluşumu uyarmışım kemerini düzelt şeklinde:D

Yeğenim Aysima'nın gösterisinden harikaydılar..


Ömer'in gösterisi buyrun vals izlemeye :)

Sevgili arkadaşım yasemin beni mimlemiş sanırım sobe gibi şey,ancak cevaplıyabiliyorum yasemincim affola..Ayrıca teşekkürlerrrr..

Miimin konusu "hayatta saygı duyduğun üç kadın",eş dost akraba anne abla olmayacak..

İlk olarak Hz.Havle'nin hikayesi..

Kuran-ı Kerim’deki en manidar surelerden biri de 58. sırada yer alan "Mücadele" Suresi’dir. Medine’de inen bu surenin kadınlar açısından anlamlı bir hikáyesi (sebeb-i nüzulu-iniş gerekçesi) vardır. Mücadele, peygamberle tartışan kadın anlamına da gelir.

****

Hz. Havle bugün bile horlanmış, zorlanmış, terk edilmiş, önemsenmemiş, gençliğinden sonra kenara itilmiş bütün kadınların ortak isyanı olmuştur. Sembol olmuştur. Önemsenmediklerini zanneden kadınlara, "Hayır, Rabbiniz sizi önemsiyor. Rabbiniz sizin adınıza zulmeden erkeğe dünyada cezalar getirdiği gibi ahirette de hesap soracak". Üzülmeyin, sesinizi Rabbiniz duyuyor, halinizi görüyor cevabıdır Mücadele Suresi.

Olay şöyle gelişti:"Hz. Havle" iman eden bir kadındı. Evs (RA) isimli, sert tabiatlı bir adamla evliydi. Bir gün Evs (RA), karısını boşadı. Bu boşanmayı gerçekleştirirken de eskiden Araplar arasında yaygın olarak yapılan ve "zihar" olarak adlandırılan bir yöntemi kullandı.Araplar, eşlerinin bazı hassas noktalarını, anneleri-bacıları gibi evlenmeleri yasak olan akrabalarına benzetirlerse bu boşanma sebebi sayılırdı. Evs (RA) de eşine, "Sen bana anamın sırtı gibisin" diyerek aralarındaki akdini sona erdirmek istedi.

İşte bu olaya muhatap olan Hz. Havle, soluğu Hz. Peygamber’in (SAV) yanında aldı. Hz. Havle tepkiliydi. Hz. Havle yorgundu. Hz. Havle bezgindi. Hz. Havle mağdurdu. Hz. Havle çaresizdi. Çareyi Hz. Peygamber’de (SAV) bulacaktı.

Havle (RA), Peygamber’in (SAV) evine geldi. Efendimiz (SAV) dinliyordu. İsyan edercesine kocasını, Peygamberimize şikáyet etmeye başladı. Şöyle diyordu: "Ey Allah’ın elçisi! Evs, benim malımı-mülkümü yedi. Gençliğimi tüketti. Onun için çocuklar doğurdum. Şimdi ise yaşlandım. Çocuk doğuramaz hale geldim. O da zihar yaparak beni boşadı. Beni ortada bıraktı. Ya Rabbi, halimi sana arz ediyorum. Bu halimi sana şikáyet ediyorum.

Havle’yi büyük bir dikkat ve saygıyla dinleyen Hz. Peygamber (SAV) bir an duraksadı. Sonra, "Bu tür boşamalarla ilgili Rabbimden bana herhangi bir ölçü gelmiş değildir" cevabını verdi. Çünkü O (SAV), Yüce Allah’tan vahiy gelmedikçe kendi heva ve arzusuna göre konuşmazdı. Yüce Allah’ın kendisine müsaade ettiği konular hariç, mutlaka vahiy beklerdi.

Ama çok geçmeden Yüce Rabbimiz, "Halimi sana iletiyorum" diyen bu mağdur kadının yakarışına cevap verdi. Ötelerden, ötelerin de ötesinden cevap geliyordu. Yüce Allah’ın, "Senin sesini, yakarışını, isyanını duydum. Yalnız değilsin, sözün duyulmuştur, gökte yankılanmıştır Havle! Arzu ettiğin konuda sana cevap verilecek ve sen rahatlayacaksın" anlamında ayeti inecektir.

Yüce Rabbimiz, Havle’ye cevap veriyordu. Öylesine bir cevap ki Medine’de yankılanmadık, konuşulmadık ne sokak ne ev bırakacaktı. Günlerce her mekánda Havle’nin yakarışına verilen cevap konuşulacaktı. Havle gibi mazlum ve mağdur bütün kadınlar, bir anlamda "erkeği cezalandıran" bu ayetleri gururla okuyacaklar.

Yüce Allah, karısını bu şekilde boşamak isteyen erkeğe bu işin çirkin olduğunu ilettikten sonra, ya köle azadı, ya iki ay üst üste oruç veya 60 fakiri doyurma cezası verecektir. Eşine dönmenin bedeli olarak. Tekrar eşine yaklaşmak istersen bunu ödeyeceksin. Kadın değil, erkek bunu ödeyecek. Çünkü kadın mağdur oluyordu. Rabbimiz, mağdurun yanında, mazlumun yanında.

"Mücadele" Suresi’nin ilk ayetleri indiğinde yüzü sevincinden ay gibi parlayan Peygamberimiz (SAV), Havle’yi çağıracak ve "Seni müjdelerim Havle! Allah senin sesini duymuştur" dedikten sonra ilk ayeti okuyacaktır: "Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikáyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir." (Mücadele 58, 1)

****

İkinci olarak Afra Hatun,hangimiz evladımızı şehit olacağını bilsek bile kaybetmeyi göze alabilir ki..

Afrâ Hâtun iman âbidesi çocuklar yetiştiren bir anne... Genç yavrularının Allah ve Rasûlü yolunda şehadetlerine sabreden bir hanım sahâbi... Üç çocuğunu Bedir savaşına katılması için teşvik eden kahraman bir İslâm hanımı... Genç şehitler annesi...

Afrâ Hatun şecaat ve cesaret sahibi kahraman bir hanımdı. Güçlü ve kuvvetliydi. Hayatın elem ve kederine, tahammüllüydü. Acılara karşı sabırlıydı. Allah ve Rasûlü yolunda sebat eder, dünyevî sıkıntı ve çilelere aldırmazdı. Bedir harbi olunca oğullarının hepsini savaşa göndermişti. Onların gösterdiği îmânî heyecandan son derece mutluluk duymuştu. Savaşta sergiledikleri kahramanlıklara çok sevinmişti. Hatta iki oğlunun şehadetine sevindiği kadar diğer oğlunun şehid olamadığına üzülmüştü.

Afrâ Hatun (r. anhâ) iki oğlunun şehid olduğunu haber alınca Allah'a hamd etti. Diğer oğlu Avf'ın onlarla birlikte şehid olamayışına üzüldü. İstiyordu ki, o da Allah yolunda cânını fedâ eylesin. Bu üzüntüsünü Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem efendimize gelerek şöyle dile getirdi:
“– Ya Rasûlallah!” İki çocuğum şehid oldu. Keşke Avf da aynı mertebeye ulaşsaydı. Acaba Avf onlardan daha mı geridedir:” dedi.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz iman dolu ve şehidlik özlemiyle dolu bir kalbe sâhib bu anneye şu cevâbı verdi:
“– Hayır! Muaz ve Muavviz hayattan tam lezzet alamadan genç yaşta şehid oldular. Fakat Avf da onlardan geride değildir.” buyurdu.

Avf (r.a) da kardeşlerinin şehadetinden sonra büyük bir cesaretle düşman safları içine atıldı. Kahramanca çarpıştı. Birçok düşmanı tepeledikten sonra şehâdet şerbetini içti. Cennette kardeşlerine kavuştu.
Ne gıptaya lâyık bir hareket!.. Ne kahramanlık!.. Ne fedakârlık!.. Ne candan bir gayret!.. Ne yüce bir imânî heyecan!.. Ne şerefli bir mertebe!.. Ne samimi bir muhabbet!.. Allah’ım bizlere de böylesi yücelikler nasîb et!.. İmânî heyecan ve gayretimizi müzdâd et!.. Bu şerefle yaşamayı ve ölmeyi lutfet!..
Afrâ Hâtun (r. anhâ) böylesine kahraman yiğitler yetiştiren bir anne. Çocuklarını birer iman âbidesi olarak yetiştiren ve onların Allah ve Rasûlü yolunda şehid olmalarına sevinen bahtiyar bir anne. Bu genç şehid kardeşler “Afrâ'nın oğulları” lakabıyla anılır olmuşlardır.
Allah onlardan razı olsun. Rabbımız bizleri şefaatlerine nâil eylesin. Amin.

****

Üçüncüsü ise ilk İslam şehidi Hz.Sümeyye,

Ebu Cehil bilhassa kölelerin Müslüman olmasına fena halde içerliyor, hiç hazmedemiyordu. Yaser hazretleri yabancı, Sümeyye Hatun ise köle idi. Kureyş zorbası Ebu Cehil, Hz. Yaser’in evini yaktırdı. Karısı ve oğlu ile beraber üçünü de zincire vurdurttu, sonra kırbaçlattırdı, daha sonra da hapsetti...

Dışarıda sıcak şiddetlenip, çölün kumları yanmaya başlayınca, zincirleri ile Yaser ailesini çöle çıkardılar. Bağladıkları zinciri çıkarmadan çölde sürüklemeye başladılar. Hz. Sümeyye’yi ateş gibi yanan kumlara gömüyorlar, Ammar’ı durmadan taşlıyorlardı... Bazan zavallıların önünde kuvvetli bir ateş yakılıyor, demir kıpkırmızı oluncaya kadar ateşte bırakıldıktan sonra, arka ve yanlarından geçiriliyordu...

Yaserler her şeye rağmen dinilerine sımsıkı sarılmışlardı.“Sizi Cennetle müjdelerim”Bu arada Hz. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bazı eshabı ile Mekke’nin dışına çıkmıştı. O, Ebu Cehil’in Yaser ailesine yaptığı işkenceyi gördü. Resûlullah efendimiz çok üzülmüştü. Onlara doğru dönerek; -Yaserler sabredin, dayanın. Size vaad olunan yer şüphesiz Cennet’tir müjdelerim sizi, buyurdu. Bu güzel cümle karşısında Yaser, Hz. Peygamber’e baktı ve;-Bize ne yaparlarsa yapsınlar. Allah’ın dininde kalacağız. Senin Allah’ın Resulü olduğuna şahadet ederim. Şüphesiz senin vaadin haktır, dedi.

İçi iman ile dolan Hz. Sümeyye, işkence yapan zalimlere dönerek bütün sesinin heyecanı ile;-İşte bedenlerimiz elinizde ey Allah’ın düşmanları istediğinizi yapın. Vaad olunan yerimiz Cennet’tir, dedi.

Bu gürleyen ses Ebu Cehil’in öfkesini daha da artırdı. Sümeyye’ye yaklaşarak; -Sen böyle kalmayacaksın, nihayet Muhammed’in dinini bırakıp bize döneceksin! dedi. İlk kadın şehidBunun üzerine Sümeyye Hazretleri şöyle haykırdı:-Sana ve inandığın putlara kötülükler olsun, ey Allah’ın düşmanı. Seni görmektense, bana ölmek daha iyidir. Bak duy! Allah Rabbimizdir, Muhammed Peygamberimizdir! Hz. Sümeyye’nin bu ağır konuşması karşısında Ebu Cehil’in aklı başından gitti. Birden mızrağı ile vurdu ve bunun tesiri ile Sümeyye Hatun ruhunu teslim etti. Böylece Sümeyye Hazretleri İslam’da ilk kadın şehid oldu.

******

Bende kabul ederlerse eğer canım arkadaşım selma yine biricim arkadaşım narişh'i ve sevgili özlem'i mimliyorum kolay gelsinnnnnnnnn...

8 Mayıs 2008

Karışık, kuruşuk :P

Evettttttttttt merhabaaaaa merhabaaaaaaaaaaaaa,yine 10 günlük bir aradan sonra buradayım.. Maalesef pc ye virüs girdi ve çökmüştü ancak düzeldi..
Neyse efem gelelimm bizde ne var ne çokkkkkk anlatalım bakalım nasıl bişeyler çıkacak ortaya biraz karışık olabilir şimdiden affola:D
Bu geçtiğimiz günlerde Enes'in gittiği okulda anneler günü dolayısı ile bir program vardı ve pasta yarışması yapılacaktı ve jüride Oktay usta olacaktı,eve gönderilen kâğıdı yüksek sesle okuduktan sonra eşimin beni ilk kez desteklemesi sen yaparsın güzel yapıyorsun demesi sonucu bu yarışmaya katılmaya karar verdim,gelen kağıdı doldurdum ve Enes'e verdim..Okuldan haber bekliyorum çıt yok katılım konusunda bilgi verirler diye düşünüyordum,neyse uzun lafın kısası benim yakışıklı ergenim katılım kâğıdını vermeyi unutmuş,nasip değilmiş dedim artık yapacak bişey yoktu,neyse yemesi evdekilere ve arkadaşlarıma kısmet olan pastam hee eve olduğu için süslemesini önemsemedim bu kadar süs yeter zaten dimi:D


Anneannelerde geçirilen güzel bir günden fotoğraflar,aşağıdaki taşlar babamın kendi çabası ile bahçede yaptığı 5metrelik olan kuyudan çıkarılan taşlar...


Dede ile torunlar..


Cuma akşamı Aysima bizimle geldi ve bizde kaldı ,ardından cumartesi akşamı Ömer bende gidip teyzemde kalıcam dedi ve izin verdim ilk kez bensiz gidip kalmak istemişti,saat 22.00 de gittiler,aradan iki saat geçince kızkardeşim aradı "Ömer ağlıyor ":D Gittik aldık tabii,bakalım ne zaman bensiz kalabilecek tek başına...


Gözlük yakışmı annneeeeeee:D
*****
Ömer'in yazısının çok bozuk olduğunu anlatmaştım daha önceleri,bu günler çok düzgün ve bir o kadar da özenli yazıyor..Sebebiii ne olabilir sizceeeeeeeee? Hadi düşünün bakalım :D Yok yokk bekletmeden kendim yazayım ben sebebini en iyisi :) Harçlığından bakkaldan simli bir tükenmez kalem almış ve okulda da dahil sürekli bu kalemi kullanıyor, ödevler bu kalemle yapılıyor hatta testler bile bu kalemle çözülüyor..Öğretmeni ile konuştum "aslında yasak" dedi,"ancak şimdilik yazmasında bir sakınca olmadığını yazısını düzelttiği için sevindiğini" söyledi "yavaş yavaş bıraktırırım ben" dedi" sen dert etme" diyede sarıldı öptü beni :D

*****
İlk testlerini yine geçtiğimiz günlerde oldular,10 soruda 5'i doğru 5'i yanlış,ama dikkatimi çeken ki aynı şey öğretmenimizin de gözünden kaçmamış,kısa soru ve cevapları olanlar doğru, uzun soru olanlar yanlış,buda uzun soruları okumadan sadece cevapları okuyarak işartelenmiş olduğu Ömer tarafından da onaylandı ..Evde; yanlış cevapladığı soruları ben sorduğumda hepsine doğru cevap verdi..İlk testimiz vatana millete hayırlı olsun:D yaklaşık bir 17 sene sürekli test çözek nasılsa ...
*****
Benim çok hoşuma giden okulda öğretmeni tarafından yazdırılan Ömere ait yazıları paylaşalım bakalım..
Önce anne hakkındaki yazısı;
"ANNECİM
Annem bana bazen kızar bazen sever ama ben annemi çok seviyorum,yaramazlık yaptığım zaman bana kızsada beni çok sevdiğini biliyorum ama yinede bazen bize kızıyor".
"BABAM
Bazen kızar ve bazen sever bazen para veriyor bazen para vermiyor,bazen kızıyor bazen kızmıyor,bikere beni toy ikiye (toysros) götürdü ve en pahalı oyuncağı aldı ,babamı çok seviyorum".
"ÖĞRETMENİM
Öğretmenim bazıödev veriyor bazı vermiyor,bazı türkçeden ödev veriyor,bazen hayat bilgisinden bazıda matematikten ödev veriyor,bize kitap okuyun diyor,bazı kalem alıyor bize bazıda kitap alıyor.Öğretmenimi çok seviyorum ben".
"ABİM
Abim zırt pırt,annemde yoksa hep gaz kaçırıyor(bunu bilinen kaba tabirle yazmış),annem ona çok kızıyor ama annemi hiç dinlemiyor o yokken hep yapıyor ve hep bana vuruyor hep benden kumandayı alır ve benim bisikletimi benden izinsiz alarak markete gider".



2 Mayıs 2008

Ertelene Ertelene Sonunda Kutlanan 23 Nisan..

23 nisan geçelii çok olduu ama biz gösterimizi çarşamba günü yapabildik ancak..Müdürümüzün oğlunun ameliyatı , hava muhalefeti derken ancak oldu ertlene ertelene bihal olduktan sonra kazasız belasız oldu bitti çok şükür..
Birde benim okul aile birliğinde olmamdan dolayı koşturmaca son sürat devam etti gösteri öncesi ve gösteri günü..Elli kilo yufkadan tüplü sacın üzerinde gözleme yapıp sattık,ve ben doğru düzgün izleyemedim bile tüm oklulun gösterisini ...Ömerin çıktığını bile müzük başladığında farkettim ne ananosu duymuşum ne başladıklarını farkedebildim,tabi koştur koştur geçtimm önlerine video çekimi yaptım ama yayınlayamadımm:( Sanırım uzun olduğu için olmadı..
Neyse geleleim gösteri sabahına,kıyafetleri o gün teslim edeceklerdi bize ve okulda üzerleri değişilecekti,benden utanan ömer tuturdu bende okulda giyinicem neyse okul yakın olmasına rağmen kabul ettimm,ama bu seferde kalabalığı görünce hadi eve gidelim diyince koşarak evde aldık soluğu,giyindi ve geldik sınıfa bıraktımm Ömeri ben işlerin başına koştum,bir ara yanına indim baktım bir telaş almış onu "anne ben saçlarımı dikemiyorum hemen gidelim kestirelim saçlarımı" olduu oğlummm der anne içinden :D neyse meğersee tüm arkadaşları saçlarını dikmişş bizimkininde saçları uzun olduğu için dikilmiyor haliyle konuşmalarımız çaba verdi ve onun bu haliyle çok yakışıklı olduğunu söyledik ve sonunda vazgeçti saç dikme isteğinden..
Vals yaptılar ve çokda güzel oynadılar öteki birinci sınıflardan çok daha güzeldiler mütevazı olamıyacam bu konuda hehehe:D

İstiklal marşının okunmasını beklerken nasıl yakalamışsam bu pozu hatırlamıyorum bile kısacık arada tartışmışlar bile :)




Gösteriye çıkmadan önce sınıfta beklerken...



yine sınıfta beklerkenn vee sahneyee çıkış anııııııııııııı,alkışşşşşşşşşşş :D





Yeğenim Aysima ;onların gösterileride harika oldu Üsküdara giderken isimli iki oyun oynadılar ama harıkaydılar küçük efeler küçükk hanımlarr görülmeye değerdii...

23 Nisan 2008

23 Nisan Kutlu Olsun..

Evettttttttttttt bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bildiğiniz gibi,bizim okulun gösterisi cumartesi günü yapılacak,Ömer'de stadyumda ki gösterilere gitmek istemediği için gitmedik,sabahtan benim toplantım vardı her zaman ki gibi,toplantıdan sonra Ömer'i de alarak,son günlerde çocukların gözdesi olan bez bebek "nana"gelicekti bir alışveriş merkezine,Ömer oraya gitmeyi çok istedi ona söz vermiştim götürmek için ,artık okuduğu içinde bu tür gösterileri gizlemek mümkün olmuyor,duraklara konulan reklam afişlerinden saatine varana kadar okuduğu için kaç kaçabilirsen :D Gerçi Ömer'e çok fazla izlettirmiyorum iki haftada bir oda yatma saatine kadar izliyor ama müptelası olmuş durumda,yaa yine çok uzattım,velhasılı benim toplantım çok uzun sürünce kızkardeşim aradı "boşuna gelmeyin abla izdiham var "deyince çok sevindim tabiki gitmedik.. "Çocuk bayramında evde mi oturacaz şimdi" kime ait sizce bu sözzzz tabiki biizm bilmiş Ömer beye :D Bende oğluşumu alarak harikalar sahilinde aldım soluğu ..Evimize çok yakın yürüyerek on beş dakikada gidiliyor..Şimdi biraz görsel şölen eşliğinde size sahilimizi tanıtmak istiyorum ,çevre illerde olanlar ve yolu bir şekilde Kocaeli'den geçenlerin gelip görmesi gerekli olan yerlerden biri bana göre..




Hayal kahramanlarının birebir boyuttaki heykelleriyle süslü olan sahil birçok sosyal tesisi de içinde barındırıyor..Fotoğrafların üzerine tıkladığınızda daha ayrıntılı görebilirsiniz..




Çocuk cıvıltıları arasında yüzünüzdeki gülümsemeyi engellenemeniz hayli zor. Bırakın çocukları, bizim için bile mantar bir evde namaz kılmak, Şirinlerin evinde yemek yemek ve bir yel değirmeninde körfezin manzarasına doğru çaylarımızı yudumlak oldukça güzel.Yel değirmeninin altında sahile, karşı kıyılara doğru bakarken insan gündelik yaşamdan soyutlandığını hissediyor adeta..



Çocuklar daha önce televizyonlarda gördükleri masal kahramanları ile yüzleşiyor, Barni’ye sarılıyor ya da Şirinlerle fotoğraf çektiriyorlar...





Önce simitçiden simit alınır ve sahilde denize karşı oturulup simit bir güzel mideye indirilir,sonrada ver elini oyuncaklarrrrrrrrrrrrrrrr...




Keloğlanın elinden tutulur tabii anne zoruyla :D,kangurunun torbasının içine girilir,kayaklardan başı dönene kadar kayılır,timsahın boynundaki pencereden anneye el sallanır...




Küçük gölde tüm olmaz dememe karşın günün önemine istinaden "çocuk bayramında beni kırmazsın dimi anne" sözleri karşısında kendi başına gezinti yapar,ama korkuğum kadar değil derinliği sadece kırk altı cm lik olan bir gölette...


20 Nisan 2008

Satranç,sakarlıklarım ve bahar şenliği..



Bugün oynadığı son maç ve bu maçı kazandı Ömer..
*****

Çarşamaba günü okulumuzda Bahar Şenliği yapıldı,askeriyenin bando takımı eşiliğinde çok eğlenceli bir gün oldu..Ayrıca Öğrenci ve öğretmenler ile birlikte ağaçlar dikildi bahçemize ve yine öğrenci ve velilerin katılımı ile sınıflarımız temizlendi,bizde okul aile birliği olarak sınıf annelerimizden pasta börek yapmalarını rica ettik ve çok güzel bir satışımız oldu ,tiyatro salonumuzun bir kaç eksiği vardı bunları giderecez inşş..
***
Cumartesi ve bugün Ömer; İl genelinde ve çevre illerinden 900 kişinin katılımı ile 23 Nisan Çocuk bayramı dolayısı ile düzenlenen satranç turnuvasına katıldı.İlk gün dört maç yapıldı,Ömer İlk maçı kazandı fakat oda rakibi gelmediği için hükmen yenmiş oldu sonraki üç maçta yenildi,fakat ömer bu yıl öğrendi satrancı ve karşısına hep güçlü rakipler çıktı,biri üç yılıık biri dört yılık biri iki yıllık satranç kursuna devam eden 9 ve 10 yaşlarındaki rakiplerini yenmesi oldukça güçtü.. Bugün yapılan müsabakalarda ise ilk maçını kaybetti son üç maçını kazandı ki yine yendiği iki rakibi kendinden büyük ve tecrübeli kişilerdi,sadece son rakibi kendi yaşıtı ve Ömer gibi sadece bu yıl oynamaya başlamış , Ömer yendi ve maça başlamadan konuşmalarına şahit oldum Ömer ikinci sınıfa gittiğini söylemiş çocuğa düzelttik tabi hemen acaba diyorum rakibi üzerinde duygusal baskı mı kurmak istedi ... Önemli olan katılması ve tecrübe kazanmasıydı ki açıkçası ben bu kadar maç kazanabilceğini tahmin etmiyordum inşş ileriki turnuvalarda başarı gösterir tabiki vazgeçmezse satranç oynamaktan..

İlk maç heyacanı...ve maça girmeden önce eltimin oğlu Kerem ile birlikte poğaça yerken


Satrancın düzenlendiği yer çok güzel denize sıfır ve parkı olan bir yerdi beklerken hiç sıkılmadılar ve oradan oraya koşturup durudular ..





İkinci maçına başlamayı beklerken...





Yine üçüncü maça çıkmadan önce parktaki spor aletlerinde spor yapan ve sonrada "anee bak kaslarım güçlenmiş mi" derken ve üçüncü maçında..




Denize taş atarkennnn..






Uçurtma uçurmaya çalışırken, kırlarda koştururken...




Denize taş atmaktan bıkıp usanmayan Ömer ve amca çocukları Kerem ve Betül..




Turnuva sonunda Horton isimli filme gitmeye karar verdik,Kerem,Betül ve eltim hep birlikte gittik,abimizde bize katıldı fakat o başka filme girdi,ama sabahın sekizinden beri dışarda oldukları için yorgun düşen ve sinemanın ikinci yarısına girmek istemediler,uyukladılar zaten içerde,hata oldu aslında yorgunken sinama fikri..






Sinema sonrası yemek ve oyun parkı hiç oynamadıkları için bütün gün napsın çocuklar :P Abimiz ne kadar büyümüş olsada yine çocuk işte yaaa :) onlarla birlikte oda oynadı:)


*****

Bu hafta çok yoğun günler geçirdim geçirmeyede devam ediyorum..Aslında bir ara bütün yaptığım işleri bir kenara bırakasım geldi çok bunaldığım zamanlarda..

Bu postta değişiklik yapıp biraz kendimden bahsetmek istiyorum,yani başıma gelen olaylardan,daha doğrusu sakarlıklarımdan..

****
Neyse,aylar evvel yengemler bana gelecek oldu yoğunluğumdan dolayı iki kez kabul edemedim ben davet ettim onların işleri oldu velhasıl bir türlü bir araya gelemedik..Görüşme amaçlı bir gün tertip ettik en azından mecbur kalınıp görüşülüyor günler sayeseinde..Geçtiğimiz Salı günü bendeydi kahvaltı günü yapıyoruz ki öğle yemeğinde çocuklarımız evde olduğu için ,yalnız bırakamamak adına..Tabikii ben yine ertledim ama çok değil perşembe gününe,okulumuzda bahar şenlikleri vardı ve bende okul aile birliğinde olunca yapılacak bir sürü iş de var eeeee birde günün yarısından çoğunu dışarda geçirince evde hiç misafir ağırlıyacak durumda değildi haliylen,evi çok ihmal etttimm ve iyi bir temizlik istiyordu..Neyse çarşamba günü bahar şenlikleri yapıldı,öğlen ikide eve geldim,ve o gün gitmem gereken bir arkadaş gurubum vardı birde pazarr ama evdede beni bekleyen bir sürü iş,pazarada arkadaşlarıomada gitmedim işlerimi bitirmem gerekliydi..Makinayla yıkadığım mutfak halımı serdim ,ama ardından içi bal dolu olan kavonuzu düşürüp kırdım,makinayı açmaya üşendiğim için elimle temizliyim dedim daha beter oldu açtım makinayı tekrar yıkadım halıyı,attım balkona yerleri sildim hoppppppp bir güzel kaydım ve sırt üstü yere çakıldım..
****


La havleee deyipp iş yapmaya devam ettimm,halı kuruyunca serdim yerine,yemek yapmak üzere dolaptan lahanayı alayım derken 4litrelik süt tencerseni halının üzerine devirdim :(( Kafayı yiyecek duruma geldim, bu arada başladım ağlamaya ama nasıl ağlıyorum hıçkırararak,ağladım ağladım sakinledim ,mecburen kalktım temizledim..Gece iki buçukta yattım işlerim daha tam bitmemişti ama benim pilim bitmişti :D..Sabah altı buçukta kalkıp tuvalet ve lavoba yıkadım kapı sildim,ömrümde ilk kez o saatte iş yaptım..Ama sonunda saat dokuz buçukta kahvaltı masam hazırdı çok şükürrrrr...Bir dahamı bu kadar evi ihmal ederim diyede kendi kendime sözler verdim durdum,bakalım ne zamana kadar tutacağım bu sözümü :D

13 Nisan 2008

Moralim Çok Bozuk :(

Dün Enes'in ara kernesi verilecekti dolayısı ile okulda toplantı vardı..Başlıktada yazdığım gibi eve moralim çok bozuk bir şekilde döndüm..Her zaman ki gibi eşimin gelmeyişi ile tek başıma gittim toplantıya..Notları güzel kötü değil fakat oks de bir yere yerleşebilmesi için net sayısını 10 veya 15 net daha yükseltmesi gerektiğini bunuda Enes isterse yapabileceğini söyledi rehber öğretmenimiz,zaten üzüldüğüm nokta bu, zeki çocuk çok şükür çalışırsa yapamayacağı yok,ama azim ve gayreti hiç yok :( Neyse rehber öğretmeni Enes'e inandığını yapabileceğini söyledi..Sıra gelmişti branş öğretmenleri ile görüşmeye; hemen hemen hepsi derslerde uyuduğunu ilgisiz olduğunu son bir aydır vazgeçtiğini herşeyi boşladığını söylediler..Umarım geçici bir dönemdir ve en kısa sürede toparlanır zaten ne kaldıki şuradabir buçuk ay gibi bir süre daha sıksa dişini de oda bizde rahatlasak...
****
Asıl benim moralimin bozulmasına sebep;son branş öğretmenine gittiğimde elimde çizelgeye baktı ve Enes için;benim derslerimde uyuyan bir öğrenci için yapabilecek hiç bir şeyim ve diyecek hiç bir sözüm yok demesii heleki bunu kalabalığın içinde demesine çok üzüldüm:( Enes'in gittiği okula ,üstlendikleri misyona yakıştıramadım bu davranışı..Tamam bu meseleyi bizim çözmemiz gerekli,ancak ana babadan sonra öğretmen gelmez mi? Bu şeklide davranması hoş mu?..
Türkçe öğretmeni ile sorunları olduğu halde çok güzel konuştuk çözümler üzerinde fikir alışverişinde bulunduk,Enes'i derste cep telefonu ile mesajlaşırken yakaladığı halde bu şekilde davranmadı gayet güler yüzlü konuştu,öteki öğretmenin yaptığı ise çok zoruma gitti..
*****
Evedönünce babayla olan iletişimin nasıl olacağındaydı,kapıda karşıladı beni babası içerde onun duymasına engel olucak şekilde "anne ne olur bişey söyleme babama zaten bu sıra aramız iyi bozulmasın" demesi karşısında ortada kaldığımı sıkıştığımı hissettim..Ama söylemeden her bir şeyi saklamak olmaz dı telefon meselesinden hiç bahsetmedim ama uyuduğunu söyledim.. Tabi koptu kızılca kıyamet :( çok kızdı bağırdı, çağırdı, sakinledi, yine kendi yaşamından örnekler verdi sonra ben girdim devreye konuştu konuştu konuştuuk konuştukkkkkkk... Aslında her zaman yaptığımız gibi.. Gözyaşları ve hıçkırıklar arasında sözler verildi..İnş en kısa sürede kendini toparlar azimli gayretli bir öğrenci olur tek istediğimiz onun iyiliği onun geleceği için, inşallah bunun farkındadır...
Ağladı ağladıı uyuduuuuuu :((
*****
Gelelim Ömer beyimize,ara karnede herşey süper hepsi çok iyi ama ben oğlumun çok iyi olmadığını biliyorum..Yazma becerisine iyi demiş ama yazısı çok bozuk mesela,okuma becerisne çok iyi demiş ama halen seri okuyamıyor..Bizim öğretmenimize göre herşey süper herkes çok iyi açıkçası anlamış değilim..Mesela yazısı çok bozuk Ömer'in ama önemli değil diyor istediği zaman düzgün yazıyor mu yazıyor yeterli öğretmene göre,yılların çok tecrübeli bir öğretmeni herkes çok övüyor..Ama bende yeğenim Aysima'nın öğretmeni ile karşılaştırıyorum ister istemez,mükememeliyetçi bir öğretmen en ufak bir hatayı kabullenmiyor inci gibi güzel yazıyor yeğenim,en ufak bir bozuklukta sildirip yeniden yazdırıyor veya sayfayı yırttığı bile olmuş,dkkada 70 kelime okuyor yeterli görmüyor .Bizim öğretmenimizde tam tersi "sıkmayın çocuğumu diyor Ömer için,o bizi şaşırtacak ben eminim bundan "diyor..İki farklı öğretmen iki farklı zıt kutup gibi eğitim ..Açıkçası aklım çok karışık...

11 Nisan 2008

Annemin Çarşaf Böreği

Geçtiğimiz hafta sonu sabah annemin telefonu ile uyandım "hadi börek yaptım sizde gelin kahvaltıya" demesi ile bütün işleri bırakıp sabah sabah düştük yola..Sırf ne içinnnnnnn hep bir arada kardeşlerim,eşleri ve kızkardeşlerimle birlikte kahvaltı yapmak için.Tabii çarşaf böreği bahaneeeeee:P Hehehe ben sırf börek için gittimm belirteyim yani:) Ama bir güzel olmuştu üç büyük tepsi anında bitti,ama altı kardeş olursak birde iki gelinimiz ee birde çocuklar var biter tabi dimii:D






Kahvaltıdan sonra oyanayan koltuk tepelerinden inmeyen Ömer ve Aysima'yı gülerek izleyen Yunus Eren'ide yiyip bitirdim tabii halasının kuzusudur o..







Evde zaptemek ne mümkün iki yaramazı zaten havada çok güzel olunca bahçede çok müsait oynamaları için babam tarafından herşey emirlerine amade olarak dizayn edilmiş,fotoya dikkat basket potamızda babamın icadı :D





Sonra basket oynamaktan sıkılan iki kafadar yanlarına büyük yeğenimide alarak evden aldıkları meyve bıçakları ile buldukları ağaç dallarını yontup kalem şekline getirdiler bir saate yakın güzel oyalandılar,hatta bir ara Ömer bahçedeki çitin üzerine çıkmaktan geri kalmadı tabi :D



Sonra kalem yapmaktan sıkılan iki velet bahçe çitlerine tırmandılar şekilden şekile girdiler,ÖMer'de ara ara birden teyzesine gidip şekilde ki gibi sarıldı durdu,kızkardeşimi

n tüm tembihlemelerine rağmen bu fotoyu eklemden geçemedimm,affola Ayşegül'ümmmm :D

****

Ömer Talha okulda düzenlenen satranç turnuvasına katıldı rakibi ondan bir yaş büyük ve asıl satranç kursuna giden bir öğrenci,Ömer'in gittiği okulda satranç bilen bir öğretmenin boş vakitlerinde satranç öğrenmek isteyenlere gönüllü verdiği bir kurs..Hem folklör hem satranç ağır gelir düşüncesi ile asıl kursa vermedik,ama keşke verseymişiz diyorum şimdi çünkü Ömer hiç kaçırmadan gitti kursa.Neyse gelelim satranç turnuvasına dört maç berabere bitirdiler fakat beşinci maçta yenildi Ömer..Teselli verdik ama çok üzüldü yinede "tabii ama anne rakibim Aşkın hocanın öğrencisi onun için yenildim ben"dedi durduuuuuu...

****
Hayat süprizlerle doludur çoğu zaman..Mutluluk kimi zaman bir tebessümde kimi zamanda verilen emekte saklıdır benim için.. Kızkardeşimin mutluluk ve alınteri ile yaptığı buişleri sizlerin göz zevkine sunuyorum..Beğenilerinizin yanısıra eleştirilerinizde beni mutlandıracaktır...

3 Nisan 2008

Bizden Haberler ve sobee..

Ömer iyileşti çok şükür artık ateşlenmiyor ve başıda ağrımıyor,ilaç ve antibiyotik tedavisi henüz bitmedi fakat okula gidiyor,çok şükür iki gecedir rahat uyudu ..
****
Enes Türkiye futbol şampiyonasına katıldı ..(http://mukonungunlugu.blogspot.com/2007/12/trkiye-futbol-ampiyonas.html)
Fakat elendiler bu duruma hiç üzülmedim..
dipciknot*Gaddar bir oks anası değilim ben biline :D
Zaten sadece deneme amaçlı girdikleri bir turnuvada Kocaeli'yi temsil etmeyi başardılar bu onlar için güzel bir deneyim oldu tabiki bizim içinde,ama tam oks üzeri derslere çok güzel motive olmuşken boşuna geçen bir hafta olmuş oldu..
Belirli guruplar var aşmaları gereken bu böyle sürekli olup gidecekti oks üzeri, benim hiç hoşuma gitmemişti bu durum ama elenmeleri hayırlarına oldu diyorum ben ..Enes zaten biz elenicez diyordu çünkü güçlü rakipler varmış gurupta hepsi İstanbul takımları imiş şanslarına ..Eşimin dediği gibi dualarım kabul oldu galiba :)
****

SOBE

Sevgili arkadaşım İncegül (http://fikriminincegulleri.blogspot.com/) beni sobelemiş..A dan Z ye tüm harflerin çağrştırdıkları sobe konusu içimden geldiği gibi o an aklıma gelenleri yazıcam hiç düşünmeden hadi bakalım iyi okumalarrrrrr:)

A-AİLE=Ailem hepsi ayrı ayrı benim canlarım(yukarıdaki fotoğraf)..
B-BABAM=Canımm, fedakar, hassas yürekli, düşünceli biriciğim..
C-CAMİ=İbadet
Ç-ÇOCUK=Oğullarım ,yaşama sebeplerim benim onlar..
D-DEDEM=Yardımsever,güleryüzlü ,düşünceli, hassas,imanlı(Allah rahmet eylesin çok özledimm çokk)..
E-EKMEK=Yemeden duramıyorum,ne olacak benim bu kilolarla halim bilmem :P
F-FİL=:P
G-GÜZEL=Ben :P hehehehe:P
H-HASTA=Rabbim tüm hastalara şifa versin inş,dermansız hastalıkla bizleri imtihan eylemesin..
I-IŞIL=Değişmediyse oğluşumun aşkı :D
İ-İNSAN=En üstün varlık..
J-JALEeeeeeeee :P
K-KURAN-I KERİM=Yaşam felsefesi..
L-LİMON=Ekşiiiiiiiiii..
M-MERHAMET=Tüm insanlar da olması gerekli..
N-NİNE=Babaannem..
O-OKUL=Çok önemli eğitim yuvası..
Ö-ÖRTÜ=Başörtüm..
P-PİL=Oyuncaklara almaktan bıktımmmmmmmm:P..
R-RADYO=Çok severim dinlemesini,özellikle gece:D..
S-SELMA=Dostummmmm..
Ş-ŞÜKRETMEK=Her zaman,her durumda..
T-TEVAZU=Olmak gerekli..
U-UMUT=Belki bir gün,umutsuz olmaz..
Ü-ÜLKE=Türkiye'm..
V-VATAN=Bölünmez,ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bölüemeyecekler..
Z-ZAMAN=Kıymetli,çok değerli,bir anı bile boş geçmemeli..
Bende; döner dönmez ayaklarının tozu eli sobeye katılmasını istediğm sevgili Ayşe'cim (http://ardaverda.blogspot.com/) ve Rümeysa'cım (http://rumeysaninruyasi.blogspot.com/) sobeliyorum kabul ederseniz tabiki...

1 Nisan 2008

Sinüzit oldu oğluşum :((


Hastalandı yine oğluşum:(
Pazar sabahı yine baş ağrısı ve ateşle birlikte uyandı ağrı kesici ve üst solunum yolları şurubunu verince açıldı,o gün yine halkoyunları çalışmasına gitti gayet iyi idi,gece yine ateşlendi:(
Ağrı kesicin etkisi geçene kadar iyi sonrasında birden nasıl yanıyor ..
Dün bütün gün ateşini düşürene kadar neler çektim,soğuk su ile kompleks yapıyorum biraz iyi gibi sonrasında yine ateş yükseliyor,doktora gidene kadar bu şekilde geçti baygın baygın yattı durdu:(
Ağır üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyormuş ve baş ağrılarının sebebide sinüzit olduğu içinmiş :(
Antibiyotik tedavisine başladık,dün gece bir kez ateşlendi , bugün bu saat oldu çok şükür yükselmedi ateşi..
Şimdi daha iyi en azından kalkabiliyor yataktan,dün hiç kalkamıyordu..
****
Dün yine o baygın hali ile bile beni düşünüyordu ..Başına soğuk havluyu bırakıp ona yemek hazırlamaya mutfağa geçtiğimde,"annecim bu bez çok ısındı,sana zahmet olucak ama gelip değiştirsene yoruyorum seni yine hem bana yemek hazırlıyorsun hemde ben çağırınca hemen geliyorsun"
****
Bugünlerde aşırı düşünceli ve duygusal oldu tamam hep öyleydi ama bu sıra daha fazla..
****
Yine çok ateşli olduğu bir ara "anne ya ben çok yanıyorum cayır cayır yanıyorum ölcem ben galiba"
Şeklinde sayıklamaları ile zaten mahvolmuş ben bittimm bittimmmmm...