26 Ekim 2009

Bizden Haberler...

Uzun zaman olmuş yazmayalı,üç haftacık:P Hiç yazmak istemedi canım,arada gelip baktım hep, çoğu arkadaşı blogunu okudum ama yorum yazmadım yazamadım bazen oluyor işte bana böyle,bugün dedimm "artık tembelliği bırak bir kenara Muko hanım sıva kolları bakalım" haydi vira bismillah:D

Okullar açıldı her şey düzene girdi çok şükür,yatma,kalkma saatleri belli, yemek saatleri düzenli ohh beee dünya varmış resmen,yazın neydi öyle herşeyimiz birbirine girmişti.

Ömer bu yıl geçen yıla göre daha iyi beni zorlamıyor çok şükür,artık sorumluluklarının bilincinde,en azından sürekli ödevler diye hatırlatmıyorum,kendisi yapıyor.Doğal sayılardan ilk sınavını oldular geçen hafta 80 almış,ama yaptığı hatalar okadar basitki,normal zamnda bildiği şeyler,ya acelecilikten yada sınav heyacanından kaynaklandığını düşünüyorum.

Ömer,üçüncü yılda yine satranç kursuna gidiyor,geçen yılın sonunda iki yıldır satranç kursu veren öğretmenimiz gelecek gördüğü çocukları ayırdı ,turnuvalara hazırlanmak üzere ayrı bir satranç öğretmenine teslim edildi,Bakalım turnuvalarda neler olucak...
Ayrıca okulun futbol takımına seçilmiş,iki haftadır okul turnuvalarında top koşturuyor.Ayrıca belediyemizin düzenlediği folklor kurslarına kayıt yaptırmamızı ısrarla istedi ona da kaydımızı yaptırdık.Bu kadar sosyal bir çocuk inşş derslerne gereken ilgiyi gösterir ve çok başarılı olur.

Düzenli her akşam kitap okuyoruz,eşim evde olmadığı için o hariç.İlk on beş dk Ömer sesli okuyor,abisi ile birlikte onu dinliyoruz sonra yarım saat sessiz okuyoruz hep birlikte.Okuma saati bitince her birimiz okuduğumuz bölümlerden aklımızda kalanı anlatıyoruz.Burada amaç Ömer'e kitap okumasını sevdirmek...İnşallah başarılı oluruz...



Fotoğrfalarda gördüğünüz Ömer'in küçücük kalemle ödevlerini yapması ,yapmaya çalışması aslında.Çünkü çok zorlandı ama ısrarla yeni bir kalem almadı o gece.Sonrasında sebebini öğrendim meğerse geçen yıl sınıflarında bir arkadaşı küçücük kalemle yazıyormuş, Ömer'in derdi ondan daha küçük kalemle yazıp sınıfın rekorunu kırmakmış:P



Yine geçtiğimiz günlerde Ömer 25 kuruş istedi ne yapacağımı sorunca "yavru bir kedi var annesi yok yanında, arkadaşlarımın annesi para vermemiş sen verirsin dimi annecim" diyerek bir güzel duygu sömürüsü yaparak benden 25 kuruşu aldı ve süt alıp sokakta buldukları yavru kediye içirdiler.Daha sonra kedinin çok üşüdüğünü söyleyip evden küçük bir havlu alıp kedinin üstüne örttüler.Ama bunları yaparken nasıl heyecanlılar görmelisiniz,altı yedi çocuk ordan oraya koşturuyorlar.Sonra baktım olacak gibi değil kediyi annesinin yanına bırakmaları gerektiğini anlattım ama kedinin annesini görmediğini söylediler ve neyse sonunda bakkal amcamız sahip çıktı yavru kediye....



Laf kedilerden açılmışken,dünde yine yavru bir kediye su içirmeye kalkınca yardımsever Ömer beyimiz, kedinin annesi Ömer'in elini tırmalamış,çok küçük iğne ucu kadar bir şey elini hemen sabunla yıkadık,Doktora da götürmedim ısırma olmadığı için...



Evde akşamları arkadaşları ile bir araya geldiklerinde kendi aralarında çok güzel oynarlar,yukarıdaki fotoğraf karelerinde görüldüğü gibi....

6 Ekim 2009

Yıllar Sonra-Acı Domates Sosu



Yıl 1990 en son görüştüğümüz yıl,öncesinde çocukluk döneminde çok güzel arkadaşlığımız oldu,onlar İstanbul'da otururdu anneannesi bizim burada oturdu ve bizimde uzaktan akrabalığımız vardı her hafta sonu gelirlerdi ve biz gece sabaha kadar otururduk çocukluğumuzda en son 1990 yılına dek.Adı geçen kişi Yasemin benim çocukluk arkadaşım.Yirmi gün önce Facebook da buldum onu ve ben çok sevindim,ve bulma tarihim öyle güzel bir ana denk gelmişti ki,kendisi şu an Almanya'da ikamet ediyor ve facebookta görüştükten üç gün sonra Türkiye'ye izine geleceği için mutlaka görüşme kararı aldık ve dün Yasemin bendeydi.O gelmeden önce acaba nasıl olacak,ortak paylaşımımız yoktu çünkü 19 yıl boyunca, nasıl geçer gün derken araya sanki hiç o koskocaman 19 yıl girmemiş gibi kaldığımız yerden devam ettik tüm gün ve gece boyunca hiç durmadan konuştuk.Yani ben çok mutlu oldum eminimki oda çok mutluydu...

Facebook açıldığı günlerde hiç ilgimi çekmiyordu üye olma gereksinimi bile duymamıştım,ama ilkokul fotoğrafımı orada olduğunu duyunca üye oldum geçen yıl o oluş,iyikide olmuşum dünyanın her bir yanına savrulmuş bir çok ilkokul arkadaşımı buldumve bir de Yasemini'mi tabiki...Şu günlerde de sanal bahçe çılgınlığı içinde yer almaktan mutluyum,çok zevkli bir oyun çok falza kaptırdım kendimi farkındayım ama geçecek onu da biliyorum:D

Neyse şimdilik benden bu kadar aşağaıda tarifini vereceğim acı domates sosunu anlatayım biraz,yıllardır evimde olan bu aylarda yaptığım yaza kadar yenilip bitilen acı severler için harika bir lezzet.Kısırın,patates salatasının,kurufasulyenin,bulgur pilavinin,kuru fasulyenin, kısacsı yemek masalarında salata niyetine yerine alan bizim ailecek vazgeçemediğimiz domates sosu karşınızda:)





İÇİNDEKİLER:

Bir kilo domates
Bir çay bardağı sirke
Bir çay bardağı sıvı yağ
sarımsak,tuz,
acı süs biber(acı sevme ye bağlı olarak göz kararı)
Kırmızı biber(göz kararı)

YAPILIŞI:

Domatesler,sarımsak,acı biber robottan geçirilerek kaynatılır,yağ ve sirke de ilave edilir,domatesler suyunu çekene kadar pişirİlir,tuz ilave edilir.Ayrıca küp küp doğranan kırmızı biberler kaynayan domatesin içine eklenir,bir iki taşım kaynatılır,sıcak sıcak kavnozlara dökülüp kavonozlar tes çevrilir soğumaya bırakılır...
Afiyet olsun

Ben on beş kilo domatese bir kilo acı biber,üç kilo kırmızı biber koydum...Çok acı oluyor bu şekilde...


28 Eylül 2009

Blogumun 3.yılı ve Kardeşimin Nişanı



Blog dünyasında iki yılı doldurmuş bulunmaktayım.Dolu dolu iki yıl siz arkadaşlarımla günden güne büyüyen kocaman bir aile gibi olduk.Her biriniz uzun süre blogunu güncellemediği zaman merak eder oldum,tıpkı ailemdeki kişileri görmeyince merak ettiğim, endişelendiğim gibi.Birbirimizin sevinçeleriyle sevindik,üzüntümüzle üzüldük,dertlerimizle tasalandık,mutluluğumuzla mutlu olduk.

Blogu ilk açtığım günlerde bende okunurmuyum, benimde arkadaş listem çok olur mu, nasıl yazabilecekmiyim derken iki yıldır çok şükür ki çok fazla takip edenim ve okuyanım var.Yine ilk açtığım yıllarda sadece çocuklarımdan yazarken şimdi ise kendimden ,sevinçlerimden üzüntülerimden,yapılan güzel pasta böreklerden,diktiğim dikişlerden,güncel yaşamdan kısacası hayatın içinde ne varsa paylaşır oldum ve bu durumdan da mutluyum.Her birinize ayrı ayrı çok teşekkür ederim beni yalnız bırakmadınız gerek yorumlarınızla gerek telefonla,gerek yüzyüze görüşüp tanışmalarımızla yanımda olduğunuz için.Sizi çok seviyorum...

Uzun uzadıya yazmıyacam demiştim ama yinede uzadı bile ,benim çenem düşük artık idare edersiniz :P
Geçen yıl ki yazım burada



Ve geçtiğimiz hafta sonu kızkardeşimin nişanı oldu,Buruk ama çok güzeldi.





Dursun Ali Erzincanlı duasıyla başladı nişan töreni.Ardından Dedemin yüzükleri takması ile devam etti.



Erkek tarafının bize çok ilginç gelen bir adetleri ile karşılaşmamız bizim için süpriz oldu.Tebrik etmeye gelen misafirler elllerinde bir bohça ile geldiler ve içindekileri açıp kardeşimin eline verdiler,tülbentleri de başına örttüler.Bizim taraf ilgi ve merakla izledi bu olayı,güzeldi ama:)



Sıra annem ve evdeki küçük kardeşimle fotoğraf çekilmeye gelince kardeşim dayanamayıp başladı ağlamaya,çünkü bu fotoğraf karesinde eksik olan babam yoktu yanında:( Asla da sevmez böyle başkalarının yanında duygularını göstermeyi ama dayanamdı işte:( Bizde de gözaşları hazırdı zaten düşmek için ama belli etmemeye çalışırken kardeşimin ağlaması ardından annemim hıçkırıklara boğulması karşısında o an kötüydü,ama bizler yaşıyoruz va maalesef babam aramızda değildi,Allah'ın takdiri elden bir şey gelmiyor.





Gecenin sonuna dek kardeşimin arkadaşları çok güzel mizik dinletisi ile misfirlerimizin ve bizim gönlümüzü feth ettiler.





Yukarda görmüş olduğunuz nişan tepsisinide bir diğer kızkardeşim Ayşegül süsledi,eski bir tepsi ne hale geldi marifetli olunca böyle şayler yapıyor işte:)

24 Eylül 2009

Bayram,Okul,Gül Tatlısı


Bayramı da geride bıraktık.Bayramları zaten oldum olası pek sevmezdim artık hiç sevmediğim kesin.Babamsız ilk bayramdı ve çok kötüydü.İlk kez bayramda mezarlığa gittim ve düğün yeri gibi olduğunu görünce şaşkınlığım kat kat arttı,meğer oralarda
da bayram kutlamaları yapılıyormuş da haberimiz yokmuş:( İnsanın başına gelmeyince bilmiyor maalesef.Tek başımaydım ilk defa mezarında babamla baş başaydım ben konuştum, konuştum,konuştummmm ama hiç cevap vermedi veremedi,Yağmurun altında birlikteydik; onu ne çok özlediğimi söyledim, onsuz evimizin hiç tadının olmadığını ,her an çıkıp gelecekmiş gibi hissettiğimi,bu özlemimin her gün kat be kat arrttığını,yapılacak olan kardeşimin nişan töreninde onsuz bir cemiyetin nasıl olacağını,evdeki her eksikliği hiç birimize hissttirmeden nasıl yaptığını bu günlerde daha iyi bir anladığımızı anlattım durdum.Hıçkırıklar müsade ettiği sürece kuran-ı mı okuyup, dularımı edip,elini öpemeden (hiç öptürmezdi ya)mezar taşını okşayıp, sevip geri geldim...Rabbim cennetinde buluşmayı nasip eylesin inşallah...




Bayramın ilk günü akşama kadar leyla gibiydim akşama annemlere gittim,onlarla birlikte dedeme geçtik,ilk akşam olması sebebi ile dayımlar, teyzemler hep orada toplanırlar onlarıda görmüş oldum yoksa tek tek evlerinde ziyaret edecek gücü bu bayram kendimde göremedim...

İkinci gün yine hiç evden çıkmadım akşama çocuklar illa hep birlikte bir şeyler yapalım istediler fakat babamız çok yorgun olduğu için kabul etmedi,"ben izin veriyorum siz istedinizi yapın" deyince Ömer:"baba zaten senden izin almıyoruz ki biz zaten gideceğiz annemle de sende gelsen diye söyledik" deyince güldürdü bizi de:)

Üstteki fotoğrafta babasına dayanmış yüzü asık babasının gitmek istemeyişine oldukça bozulmuş olan Ömer beyimiz.Sonrasında baba oğul bir koltuğa, ana oğul da diğer bir koltuğa uzanır ve dinlenirler,Ömer'in de ayağıdır sadece gözüken fotoğrafta:D



Üçüncü günü çocukları kıramadığım için ortak bir kararla G-Force filmini izlemeye sinemaya gittik bakmak isteyenler buyrun,Ben ve Enes sevmedik filmi ama Ömer beğendi çok da güldü.
Dönüşte de okul için eksik olan eşyalarımızı aldık evimize geldik ve mahallemde olan bir kaç büyüğümü ziyaret ettim... Bayram çocuklara artık,bayram gelmiş neyimeeee deyip durdum....



Yeni eğitim-öğretim yılı tüm öğrencilere ve tüm öğretmenlere hayırlı olsun...
Zaman ne çabuk geçiyor üçüncü sınıf oldu bile Ömer,fotoğraf çok taze daha bu sabah çekildi:)

Enes'im de lise iki oldu ona bakınca karşımda kocaman bir adam görünce inanamıyorum benim oğlum olduğuna zaman hızlıca akıp gidiyor ve biz yaşlanıyoruz...
Onuda bu sene kararlı görmek çok hoşuma gitti,"işi sıkı tutucağım anne, ortalama notumu yüksek getireceğim,üniversite sınavında ortalamalar etkili" demesine çok sevindim inşallah hep böyle olur,okulun ilk günü diye söylenmiş söz değildir umarım...

****
Tamek gelenksel yemek yarışmasına iki tarfile katılmıştım,640 tarifin yarıştığı halk oylamasında kolay kumpir 3. oldu ,Fırında nohutlu patlıcan yatırma ise 13. oldu.Oy vererek beni yalnız bırakmayan tüm herkese çok teşekkür ederim...

Artık 1 ekimde jürinin belirleyeceği ilk beşte sıra,bekleyelim bakalım neler olacak.Bakmak isteyenler buraya lütfen ...


*****

Size ramazan da yaptığım gül tatlısın tarfini vereyim çok güzel oldu şiddetle tavsiye edilir...




İçindekiler


1 Su bardağı sıvıyağ
yarım su bardağı yoğurt
1 su bardağı irmik
1 yumurta
yarım paket oda sıcaklığında margarin
1 paket vanilya
yarım paket kabartmatozu
1 çorba kaşığı sirke
1 tutam tuz
aldığı kadar un
1 su bardağı kadar ceviz yada fındık

ŞERBETİ :

3 Su bardağı su
2.5 Su bardağı şeker
çeyrek limonun suyu

Hazırlanışı

1. Önce şerbetinin malzemelerini bir tencereye koyun ve kaynatın.
2. Hamurun un , kabartmatozu ve vanilya hariç tüm malzemelerini karıştırın.
3. kabartmatozu , vanilyayı ve aldığı kadar unu ilave edin.Kulak memesi yumusaklığında bir hamur elde edilir.
4. Hamur ikiye kesilir. Bir parçası merdane ile 3-4 mm kalınlığında açılır.
5. Çay bardağı ile kesilir.
6. 6 adet yuvarlak yarılırı üst üste gelecek şekilde yanyana dizilir.
7. rulo şeklinde sarılır.
8. ikiye kesilir.
9. tepsiye dizilir.
10. ortalarına cevizyada fındık yerleştirebilirsiniz.
11. orta hararetli fırında üzerleri kızarana (20-25 dakika) kadar fırınlanır.
12. şerbetini üzerine dökün. Tatlıların şerbeti iyi çekmesi için alt üst cevirerek şerbeti iyice cekmesi saglanır.


Afiyet Olsun.


17 Eylül 2009

Ramazan Ayını Uğurlarken...


Bir ramazan ayınıda geride bırakmak üzereyiz,sıcaklara denk geldi, çok uzun günler,nasıl tutulacak düşünceleri içindeyken bitti bile.İftar davetleri,koşturmacalar günlerin nasıl geçtiğini anlamadan bu güzel ayıda geride bıraktık sayılır. Rabbim tuttuğumuz oruçları,yaptığımız ibadetleri kabul eylesin inş...

Bizim oturduğumuz mahallede, ben buraya gelin geldiğimden bu yana ramazan ayında,topun patlamasına yakın bütün mahallenin çocukları bir araya toplanır ve hep birlikte topun patlamasını beklerler ve bekledikleri yer ise 17 yıldır aynı yer hiç değişmedi,tabi bekleyen çocuklar değişti:)Top patladığı andan itibaren tüm çocuklar çığlık çığlığaaaa koşarak evlerine dağılır,çocuklar için böyle güzel bir olay gelenek haline geliyor nerdeyse:)

Aşağıdaki videoda o anlardan sadece bir kısmı çekebildiğim kadarı ile:)







Geçenlerde İstanbul Çenegelköy'de oturan halama gittik tüm kardeşlerim ve biz ailecek,çok ama çokk güzel bir geceydi halamın çocukları,damatlar ,gelinler derken 30 kişiydik.Halam o yaşında bile bize taş çıkarır cinsinden çok güzel bir sofra hazırlamıştı,hele karpuzu nasılda süslemişti çok güzeldi çokkkk,ben pek düzgün görüntüleyemedim ama yinede çekebildiğm kadarı ile karpuzumuzuda görün istedim:)



Bu fotoğrfta da çocukların bir kısmı,aslında çoğunluğu sayılır bir kaç kişi eksikti hepsi kuzen çocukları oluyor:)

Aşağıdaki videoda çocukların eğlendği anlardan yakalayabildiğim kadarını görüntüledim,hepsi birlikteyken nasıl bir bağırış nasıl bir ses aman Allah'ım başımız şişmedi desem yalan olucak:D




*****
Aramıza yakışıklı bir bey daha katıldı,çok sevdiğim arkadaşım komşum Ayşegül'ün bebeği oldu daha bir haftalık Berke bey de aramıza hoşgeldi diyorum buradan biliyorum ki annesi beni takip ediyor:P

7 Eylül 2009

Kolbastı ve Ödülüm...




Bizim çılgın ikiliden kolbastı izlemek isteyenler ekran başına ayy pardon bilgisayar başına:)
Çılgın ikili kim peki?Yeşilli olan benim oğluşum Ömer Talha,ötekide amcasının oğlu Kerem,iyi seyirler:)





Yaratıcı blog ödülü aldım bende hemde bir değil dört arkadaşımdan çokda sevindim açıkçası...

Fatma'cım,meleklerimin melek annesi Dilek'cim, Gülücüklerimin güzel anneleri Zeynep'cim ve yine benim için çok değerli olan Ayşe ablacım beni bu ödüle layık görmüşler...Kendilerine çokk ama çokk teşekkür ediyorum.

Bunun için bazı kurallar varmış onları yazmama gerek yok sanırım çünkü bu ödül furyası geride kaldı sanırım ben yazana dek,bende bu ödülü listemde olan ve okumaktan, yorum yazmaktan büyük keyif aldığım tüm arkadaşlarıma gönderiyorum,her biri benim için ayrı birer yaratıcı blog...

Gelelim diğer bir kuralına,kendim hakkında yedi ilginç şey yazmam gerekli hakkımda ki ilginçlikler değilde hakkımda yedi şey yazmaya çalışayım bakalım neler çıkacak.

1-Çıktığım veya indiğim tüm merdivenleri mutlaka sayarım...
2-Kaldırım taşlarının aralarındaki çizgilere asla basmam mutlaka orta yerlerine basarım...
3- Mutfak işlerini çok severim,bütün gün mutfakta bişeyler pişiririm, pasta börek yapayım sıkılmam ama ev işinden nefret ederim mecbur olmasam hiç yapmıyacam da işte:P
4-Ütü yapmaktan nefret ederim,eşimin kıyafetleri dışında düzenli ütü yapmam,lazım oldukça yaparım:D
5-Elim çok hızlıdır çabucak herşeyi hallebildiğime güvenip işlerimi hep son ana bırakırım,sonrada deli gibi koşturur ter su içinde kalır ama hallederim ...
6-Fotoğraf çekmeyi çok severim,tabiri caizse otu çöpü çekerim...
7-Uykuyu çok severim başımı yastığa koyduğum an uyurum...

****

Şimdi yine unutmadan tamek geleneksel yemek yarışmasında oylama devam ediyor ve ilk onun içinde değilim vereceğiniz oylar benim için çok önemli.Hatırlatmada bulunayım dedim,oy vermeyenler için sizin için zahmete değersem sadece 30 sn ye de üye olup oy verebilirsiniz...

Kolay kumpir

http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6571

Fırında nohutlu patlıcan yatırma

http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6570

her iki tarifimide oylamanız gerekiyor


şimdiden teşekkürler...

4 Eylül 2009

Yaş 35'i Bir Geçe...





Şair amcama göre yolu yarıladım hatta üzerinden bir yıl bile geçti,ki o bir yıl ömrümün en kötü yılı, yaşadağımız müddetçe neler görücez bakalım.Rabbim kimseyi o hastalıkla imtihan etmesin...

Günden güne iyi olacağıma daha da kötü hissediyorum kendimi,özlemi çok büyük ve hiç dinmeyecek bir özlem içimdeki.Dünyadan göç etmemişte her an gelecekmiş gibi sanki.
Mutluyumuşum, her şey yolundaymış gibi rol yapmaktan da sıkıldım artık...Belki dışardan gören ne kadar çabuk acısı dindi diyordur ama içimde kopan fırtınları hiç kimse bilmiyor.Ömer'imin gözümde gördüğü her damlayı koşup silmesi "yine dedem için dimi,ağlama artık yeter anne" demesi,hemen gözyaşlarımı silip "tamam yok bişey oğlum" demekten,arkadaşlarımın yanında gülmekten,annemlerde olduğum zamanlar hep birlikte oynadığımız mutluluk oyunundan,içim kan ağlasada hayatın akışına kendimi kaptırmaktan bıktım,yoruldum,usandım...

Doğum günüm olsa ne yazar buruk,acı ve eksik bir doğum günü...Sadece yaşamam gereken bir yıl daha geride kaldı,elde var hüzün,elde var acı,elde var gözyaşı...

Umut mu o ne ki...

28 Ağustos 2009

Ömer Talha'm Sekiz Yaşında...



Dün Ömer Talha'mın doğum günüydü,Ramazan dolayısı ile kutlama yapmayı hiç düşünmediğim halde oğluşumun en yakınlarını benden habersiz davet etmesi sonucu,bir şekilde emri vaki oldu yani, ufak bir kutlama yaptık kendi aramızda...Pastayı da kendim yaptım iftardan sonra olduğu için pastadan başka ikram edilecek bir şey yapmadım...Çok mutlu oldu yavrum demek ki ihmal etememek gerekiyormuş sebep ne olursa olsun,ufacık şeylerden mutlu olabilen yavrum hep böyle olursun inş...



Abisi ve kuzenleri ile birlikte doğum günü çocuğumuz :)




Halamız,büyük halamızın kızı ama Ömer'in Merve halası:) ve babaannemiz...
Anneannemiz hasta olduğu için gelemedi...



Arkadaşları ve teyzemizle birlikte...
Son fotoğrafa dikkatli bakarsanız Ömer orada çok üzgün:D Sebebi ise tüm fotoğraflarda abisi varmış, onun doğum günü değilmiş de, sanki abisinin doğum günüymüş diye üzülmüş doğum günü çocuğumuz:)



Ve Ömer'imin uzun zamandır istediği benimde hep ertelediğim,doğum günü hediyesi olarak aldığım balıklarımız,isimleri ise turuncu olan "nemo" ötekisi ise " çen" yazılışı nasıl bilmiyorum çizgi film sedrikteki çen bu çen:P

Çok mutlu oldu balıkları görünce,hep mutlu ol emi benim yakışıklı akıllı oğlum,ömrün boyunca tüm güzellikler seninle olsun annecim.Seni çok seviyorum...

25 Ağustos 2009

Benden Haberler...



Birçok şey var size söylemek istediğim,aslında blogu açarken sadece Ömer Ve Enes hakkında yazacağım bir blogtu ama artık kendimden sevinçlerimden, üzüntülerimden, çocuklarımdan, güncel yaşamdan, kısacası yaşama dair ne varsa yazıyorum,hoşumada gidiyor sizinle paylaşmak aslında,iyi mi kötü mü yapıyorum hiç bir fikrim yok en azından şimdilik bu böyle devam edecek onu biliyorum.

Neyse sırasıyla geçtiğimiz günlerde yaşadıklarımızdan yazmaya başlayalım bakalım,Ankara'dan Selma arkadaşım geldi,net dünyasında tanıdığım sanalı reele çeviridiğimiz artık dostum olan kişi benim Selom geldi ve çok güzel günler geçiridik size resimliyebildiğim kadarını anlatmak isterim...



Yine aynı dönem tanıştığımız ortak arkadaşımız Rüya'ya gittik İstanbul'a ve benim hem 17 yıllık arkadaşım hem yine ortak arkadaşımız olan İkbal götürdü bizi,üç kafadar çok güzel yolculuk yaptık,aaolsun Rüya'cım bizi çok güzel ağırladı gülüş cümbüş vaktin nasıl geçtiğini anlmadık bile.



Çocuklarda hiç sıkılmadılar kâh bizim yanımızda kâh çocuk odasında vakit geçirdiler sanki uzun yıllardır tanışıyorlarmış gibiydiler.Ama dönüş yolunda o boğaz köprüsünde trafiğe takılmadık mı aman Allahım İstanbul'lular nasıl çekiyorlar o çileyi hergün anlamak çok zor tam bir saatte köprünün ayağına gelebildik ama sıkıldık mı hayıııııııır çok eğlenceliydi bizim için:)



Gelelim benim için yine önemli olan bir olaya,ben yedi yıldır kadın kollarında siyasetin tam içindeyim,ilk başladığım zamanlar siyestin s sini bile bilmezken şu anda geldiğim konum benim için çok önemli,Başkanımız il ana kademeye geçince arkadaşlarım benim başkan olmam konusunda aday gösterdiler ki hiç böyle bir niyetim yoktu,ama bu duruma çok sevindim ki beni nasıl sevdiklerini bana nasıl güvendiklerini görmek onur vericiydi.Ve yine ilçe başkanımız tarafından aday gösterilen bizim içimizden olmayan ama yine teşkilattan bir başka aday daha vardı zaten tanıdığım bir arkadaştı oda,ikimiz arasında karar veremediler ilçe başkanı ve il kadın kolları başkanımız. Kararı vermek üzere kadın kolları genel başkanı ile görüşmek üzere Kartepede eğimde olan genel başkanımızın yanına gittik,tanıştık çok güzel bir gün geçirdik aşağıdaki fotolar da o güne ait,çok güzel bir yer hele kışın dahada güzel oluyor,mutlaka duymuşsunuzdur tam bir kayak merkezi...

Gelelim sonuca arkadaşım başkan oldu çünkü bekardı gerekçeleri buydu,daha rahat olacağı için,ama banada yardımcılık görevini verdiler ki bu kadın kollarında ikinci kişi demek ve benim için yine çok onur verici bir durum oldu.








Vee asıl süpriz benim için asıl bomba haber geliyorrr az sonraaaaaaaaaaaa:)


az sonraaaaaaaaaaaaaaa:)


daha az sonraaaaaaaaaaaaaaaa:)


Derken yazma vakti gelsin artık demi sevgili okurum:)bu yaşımda açık lisede okuyordum ve tek krediden dolayı mezun olamamıştım ve ek sınav çıkmıştı fakat dil ve anlatımdan muaf olunmayacağını son dk öğrendiğim için ekstradan dört sınav çıkmıştı benim için ve hiç çalışmadan girdiğim dört sınavı vererek mezun oldum şükür.
Artık bende lise meznuyum:)Çok mu önemli belki değil ama benim için çok önemliydi,çünkü bu yola beni babam sürmüştü "okumanın yaşı yok kızım" derdi hep "sen yapacaksın ben biliyorum" beni teşvik etmesi sayesinde bu meznuyetimi ona borçluyum ben,sevincmi onunla paylaşamamak en kötüsü,mezun olduğumu öğrendiğim gün hem sevinçten hem üzüntüden hıçkıra hıçkıra ağladım,babam yanımda yoktu o görememişti,ama beni hep teşvik etmişti:(

Hatta geçtiğimiz kış "Mukadder sen bitiriyorsun artık ne yapacaksın üniversiteye devam edecek misin " diye sorduğunda "babam istiyorum ama kursa gitmeden olmaz" demiştimde,sadece emekli maaşı olan babam "kardeşin bu yıl mezun oluyor nasılsa İstanbul'da ki evide kapanacak hemen seni yazdırırız kursa gidersin sınavada girersin sen yaparsın"diyerek her zaman arkamda olan babam yoktu ki artık:((

Eşim ilk yıllarda hep yoluma köstek olmuştu ama şimdi oda kararlığımı görünce mezun olduğumu söyledğimde ilk sorduğu soru "bu yıl mı gireceksin üniversite sınavına" demesi de benim için çok güzeldi...Demek ki artık yaşım kaç olursa olsun benim vazgeçmiyeceğimi oda anlamıştı...


****
Şimdi yine unutmadan tamek geleneksel yemek yarışmasında oylama devam ediyor hatırlatmada bulunayım dedim,ilk onun içindeyim hatta şuanda birinci durumdayım
oy vermeyenler için sizn için zahmete değersem oylarınızı bekliyorum...

Kolay kumpir
fırında nohutlu patlıcan yatırma

her iki tarifimide oylamnız gerekiyor

http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/tum-tarifler.php?orderType=like

şimdiden teşekkürler...

17 Ağustos 2009

Tamek Yemek Yarışması




Geçtiğimiz günlerde bir mail aldım ve mailde Tamekmutfakkeyfi.com sitesinin düzenlediği yemek yarışmasına katılıp katılamayacağım soruldu,ben çok şaşırdım çünkü yemek blogu değildi benim blogum ama kabul etim bu teklif açıkçası beni onure etti:)
adresimi aldılar ve eve özel bir davetiye gönderdiler ve birde içinde tamek ürünleri olan bir koli.




Gönderdikleri tamek ürünleri olan koli:)

Ve yarışma bu sabah itibarı ile başladı
http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/tum-tarifler.php

ve ben sizden oylarınızı bekliyorum :)Tabi zorlama yok yani de oy verseniz hiç fena olmaz hani:D
İki tarifle yarışmaya katıldım ilki aşağıda gördüğünüz Fırında Nohutlu Patlıcan Yatırma...




http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6570

linki burada,tarifi ise orada:)





Kolay Kumpir

linki burada
http://www.tamekmutfakkeyfi.com/yemekyarismasi/detay.php?id=6571

tarifi orada:)


şimdiden çokkk teşekkürler efenim oylarrrrrrrrrrrrr gelsinnnnnn:P