23 Kasım 2008

Çocuk İstismarı ...!

Mutlaka bir çoğunuzun bilgisi vardır bu günlerde çocuklara yönelik cinsel taciz ve tecavüzler günden güne artarak devam ediyor,bu konuda www.annecocuk.com bir kampanya başlattı ve bu kampanyaya katılımınız belkide bir şeyler yapılmasını sağlar..

Ben bir türlü banneri bloguma ekleyemedim sürekli sayfada hata veriyor hatta bunun için şablonumu değiştim belki şablonda hata vardır diye ama yinede düzelmedi size bannerlerin kodunu vereyim eklemek isteyen akadaşlar bloglarına eklesin..


[url=http://kampanya.annecocuk.com/index.php?id=2][img]http://kampanya.annecocuk.com/resim2/Cocukistismari_v1.gif[/img][/url]

[url=http://kampanya.annecocuk.com/index.php?id=2][img]http://kampanya.annecocuk.com/resim2/Cocukistismari_325x329.jpg[/img][/url]

13 Kasım 2008

Bu Çocuğa Dikkat !!

Yukarıdaki fotoğraftan anlaşıldığı gibi bu postun başlığını gazate küpürü ile aynı yazdım,Enes dokuz yaşından bu yana aynı futbol takımında futbol oynuyor ve istikrarlı bir şeklide ilerliyor ve bilir kişiler geleceği olduğunu söylüyorlar.Bu yüzden sürekli yerel gazetelerde çıkıyorlardı takımları ile birlikte fakat geçtiğimiz günlerde ilk kez Enes hakkında özel haber yapmışlar ve övgü dolu sözler de bulunmuşlar biz çok sevindik tabiki,yakın bir zamanda profosyenel takımlar da onu görmek süpriz olmayacak demişler.Resmin üzerine tıklarsanız büyüyecektir umarım:)

Aşağıda yazın İzmir'e Buca sporla maç yapmaya gittikleri zamandan,Fenerbahçe ile yapılan maçlardan birlikte çekilmiş fotığraflardan bir demet...




******
Ömer'e gelince ise kitap okutmakta zorlanıyorum öğretmenin verdiği ödev dışında asla bişey yaptıramıyorum,sadece verilen ödevler yapılıyor o kadar,bu konuda nasıl davranıcağımı şaşırdım açıkçası,mutlaka bol bol kitap okuması gerekli test çözmesi gerekli ama yapmıyor işte :(
bu hafta benimle birlikte pazara gelmek istedi ve bende onun okuldan gelmesini bekleyip birlikte pazara çıktık.Eşimin iş yerinin yakının da kuruluyor pazar ve her gittiğimizde mutlaka uğrarız ,neyse asıl meseleye geleyim lafı uzatmadan:)Ömer'e resim klasörü lazımdı,ben kendim alabilirim anne dedi tamam dedim verdim eline parayı o kırtasiyeye bende pazara çıktım babasının yanında buluşmak üzere ayrıldık.Pazardan döndüğüm de gelmişti Ömer fakat kırtasiyeye değilde büyük alışveriş merkezi var kırtasiye ile aynı yerde oraya gitmiş küçük beyimiz,kırtasiye reyonunu görevliye sormuş,orada istediği ekşınmenli(action man)klasöre ulaşamamış yükseteymiş onuda görevliden yine yardım isteyerek almış, kasaya gelmiş sıraya girerek parasını ödeyip babasının yanına gelmiş.Ben gelince de bana "anne ben sana sormadan bişey yaptım" dedi,"ne yaptın oğlum" deyince "bana sorsan ben güzel bişey başardım,kendi kendime prestije gittim,ama senden izinsiz gitmem hatalıydı kabul ediyorum şimdi bana kızarsan kız"dedi çok bilmiş akıllı oğluşum,annesinin balıdır o balı...
*******

Üsttteki ve alttaki fotoğraflar da yeğenim Ahmet Faruğun doğum gününden,annem ve kızkardeşim var yukarıdaki fotoğrafta,allatakinlerde de ailenin ufacık bir bölümü...

4 Kasım 2008

Müjde...


İmzaları topluyordum öğretmen için bildiğiniz gibi, on altı kişi ancak verdi imzasını ne oluyorsa imza atınca sanki soruşturma öğretmen için değilde veliler hakkında açılacakmış gibi çekinmiyormu bazıları kafayı yiyecek duruma gelmedim değil yani :D
neyse sonunda çoğunluğu sağlayınca geçtiğimiz perşembe günü dikeçeyi milli eğitim müdürüne verdim,sorunların çözülmüş olduğunu sanıyormuş, devam ettiğini söyleyince "tamam dedi ben dilekçenizi işleme koyuyorum öğretmenin sözleşmesini fesh ediyorum fakat gelecek öğretmen yine sınıf öğretmeni olmayacak bunu bilin" dedi artık herşeye razıydık ve beklemeye başladık çok şükür ki uzun sürmedi bu bekleyiş ve okulda öğretmenin görevine son verildi.Yinede üzüldüm acaba yanlış mı yaptık diye sorular döndü durdu beynimde, çünkü dün çocukların ona yazdığı mektupları duydum gitmesi karşısında üzüldüklerini hatta Ömer tenefüste ağladığını bile söyleyince acaba yanlış yapan biz mi olduk demeye başladım?Hatta dün Ömer'in öğretmenine sarılıp öpmesi karşısında dondum kaldım resmen çok şaşırdım.Eve gelince Ömer'e sordum "sen öğretmenini böyle öptün mü hiç daha önce" hayır dedi "bugün neden öptün peki" dedim" yolcu ettim öğretmeni gidiyordu ya içimden geldi "dedi...İyice kafam karıştı doğru mu yaptık yanlış mı yaptık halen bilmiyorum açıkçası... Fakat çocuklara yaptıkları söylediği sözler aklıma geldikçe bir yanım pişman olmuyor.
Dün yeni öğretmenimiz geldi bugun ders başı yaptı çok şükür ki sınıf öğretmeni ve beş yıllık genç bir bayan çok güler yüzlü ve içten geldi bana tabiki ilk izlenimlerim bunlar,Ömer'de çok sevdiğini söylüyor ki tüm çocuklar aynı yönde sevdiğini belirtiyorlar...
Artık bekleyip görmektan başka çaremiz yok,inş doğrusunu yapmışızdır ve yeni gelen öğretmen çocuklar içinde iyi bir insan, iyi bir öğretmen, iyi bir abla ,iyi bir örnek insan olur...

24 Ekim 2008

Sorunlar bitmiyor ...



Öğretmen meselemiz hâlen çözülmedi nasıl çözülecek? Çözülecek mi onuda bilmiyorum yoruldum açıkçası...Şiddet olayları ilk günlerdeki yoğunluktaki gibi olmasa da devam ediyor maalesef ve bu konuda Ömer hiç bir şekilde konuşmuyor konuşmak istemiyor,ne olursa olsun anlatmıyor.Abisine anlatmış " anneme söyleme sakın" demiş,bu derece korkutmuş öğretmen ...Bir akşam yemekten sonra masada ikimiz kaldık konuşuyoruz okula getirdim lafı tabi,derslerden falan bahsettik neyse ben yine öğretmeni hakkında sorular sormaya başladım
"anne bana Adem peygamberin hikayesini anlatırmısın" diyerek çok güzel bir şekilde konu değiştirdi...
***
Önceki günde eve morali çok bozuk bir şekilde geldi "ne oldu oğlum" dememle birlikte hıçkırarak ağlamaya başladı ve hiç bir şey anlatmadı ve sebebini halen bilmiyorum...
***
Müdür beyde arkasında maalesef eğitimi çok güzelmiş deyip duruyor...Ben yapabilecekelerimi sonuna kadar yapmaya kararlıyım sonuç sıfır olsa bile en azından bunuda yapsaydım dememek için...İmza topluyorum ve baştan imza vermek istemeyenlerde imzaladı otuz kişilik sınıfta 18 kişi oluyoruz ,önemli olan çoğunluk değilmiş zaten resmi olması için bir kişinin bile dilekçe vermesi yeterliymiş bakalım neler olacak,iki ay geçti biz halen bu sorunlarla uğraşıyoruz...
***
Derslerine gelince istekli yapıyor ama korkudan sanırım çünkü isteği ile yapmazdı hep benim hatırlatmam gerekirdi,okuması ilerledi çok şükür yinede çok seri değil ama başa göre daha iyi,ritmik saymalarda 2- 3-4-5 leri ezberlediler .Kitap okuması benim zorumla oluyor ve öğretmen kitap okuyup özet çıkarın demezse okumuyordu kendiliğinden,ama bir kaç gündür kendi isteği ile yatma saati gelince alıyor istediği hikaye kitabını yarım saat okuyup öyle uyuyor,son sayfasınıda benim yanımda sesli okuyor ve dakika tutuyoruz,bu şekilde her gece okuduğu kelime sayısı artınca hoşuna gidiyor İnşallah böyle gider ...
***
Yazın yüzmeye gitmeyi çok istediği halde fırsat bulupda bir türlü yazdıramadım Ömer'i yüzme kursuna,hatta tam tahlilerini yaptırdığım gün babamın sonuçlarının kötü geldiğini öğrenmiştim ve öylede kalmıştı hâlen çok istiyor yüzme kursuna gitmeyi,dayısıda su altı hokeyinde milli takımda yüzücü ona çok özeniyor sanırım "bende dayım gibi yüzücü olacam onun gittiği kulube gitmek istiyorum dayım bana öğretir orada yüzmeyi" diyor.Bu konuda biraz esnek davranıyorum çünkü yeterince sosyal bir oğlum var,yazın amcasının sayesinde amcasının oğlu Keremle birlikte futbol okluluna gitti ama pek sevmedi.
Bu yıl yine satranç kursuna başladı ve bu hafta sonu satranç turnuvası var bakalım ne olacak..
***
İki hafta boyunca okulun bahçesinde beden öğretmenin çalıştırdığı öğrencileri izledi durdu okul çıkışında ,okul evimize çok yakın zaten, sonrasında da "anne bende çalışmalara katılıyorum" deyip üç gün boyunca onlarla birlikte çalıştı ve şimdi düzenli kursa gidiyor meğer gidip kendini yazdırmuş kursa ve kurs valeybol kursu imiş...
*****
Enes'le problerimiz bu sırada çok fazla bugün üç gün oldu konuşmuyorum onunda özür dileme gibi bir derdi yok..Çok üzdü beni geçen akşam çokkk:( Bana hiç haketmediğim sözler sarfetti ki beni çok kırdı beynimden vurulmuşa döndüm:( Nasıl başedicem nasıl geçicek bu zorlu süreç hiç bilmiyorum...hergün evde tartışma hiç sabırlı değilim o bana sesini yükselttikçe bende yükseltiyorum ,o daha fazla ardından ben daha fazla... Sonradan çok üzülüyorum biliyorum ki oda üzülüyor ama dengeyi kuramıyoruz bir türlü...Bana çok işi düşüyor bunun farkındayım ama bende iyi değilim benimde dengem bozuk,maalesef hiç bir şey güllük gülistanlık olmuyor olamıyor...Dün eve geldiğinde selam verdi selamını bile almadım ,konuşmaya çabalıyor artık dedim içimden ama dün gece yine tartıştık...Ne zor bir dönemmiş bu ergenlik,geçmiyor ya bitmiyor bir türlü ne zaman düzelicek ne zaman ana- oğul olabilecez yeniden,ne zaman tartışmadan bağırmadan bir gecemiz sakin geçicek...Rabbim yardımcımız olsun...

22 Ekim 2008

Uluslararası Arkadaşlık Ödülü / Friendship Around The World Award


Sevgili arkadaşlarım Zülbiye , Ayşe , Şirin , Annecik, Emine , Siyap , Aslı , Zehra beni bu güzel ödüle layık bulmuşlar çok sevindim, ilk önce Zülbiye'de gördüm daha sonra Ayşe ve Şirin derken bir baktım ki sekiz arkadaşım beni bu ödüle layık görmüşler ayrı ayrı herbirinize çok teşekkür ederim..
***
Ödülün amacı arkadaş listemizdeki bloggerları dünya çapında tanıtabilmek.Ödül alıcı tarafından devrediliyor. Her seferinde farklı isimler söylenmeli ki ödül sürekli aynı kişiler arasında dönüp durmasın, zincirin büyümesi için sizi seçen kişiden bir fazla kişiye göndermeniz gerekiyormuş,tabii ben sekiz arkadaştan ödülü aldığım için çok kalabalık bir liste olacağından ilk Zülbiye'de görüğüm için onun listesindeki kişilerden bir fazlasını yazıyorum...Karar vermekte zorlanacağım kesin fakat tek tek tüm listemdeki arkadaşlarımı dolaştım ödül almamış arkadaşları belirlemeye çalışacağım,kusurum olursa da affola...
***
Blog arkadaşlıkları benim için çok önemli oldu her birinizi uğrayamadığım zamanlarda merak eder oldum,sizleri görmesemde seviyorum sıcacık arkadaşlıklarımızı günün birinde inş reele taşırız...Sizleri seviyorummmmmmmmmmmmmm....
***
Şimdi de bu ödülü devr ettiğim arkadaşlarım:

21 Ekim 2008

Görsel DNA testi

Sevgili arkadaşım Şirin beni sobelemişti bir zamanlar,çok teşekkür ediyorum canım, bana çıkan sonuçları aşağıdaki resimlerde olduğu buyrun bakalım ben kimmişim :D
sonuçlar aşağı yukarı beni yansıtıyor ...








Bende eğer kabul ederlerse sevgili arkadaşım biricik dostum Selma'yı ,eltim Şengül'ü ve çiçeği burnunda gelin adayımız Ceyda'yı sobeliyorum...
TESTİN YAPILDIĞI ADRES:http://www.visulog.com/Default.aspx

16 Ekim 2008

Kötü günlerin sonu mutluluk...

Aylardır çekilen üzüntüler son buldu çok şükür...İçimde ki sevinç kelimelere nasıl dökülür nasıl anlatılır bilemiyorum açıkçası,Rabbim herkese bu duyguyu yaşatsın tek bildiğim çok mutluyum...
Babam benim devrilmeyen koca çınarım yendi hastalığını çok şükür Rabbimin büyüklüğüne bir kez daha şahit olduk hastalığı verdiği gibi almasını da bildi,ki en başta ben hiçn inanmıyordum iyi olacağına kendimi inandırmak istesemde başarılı olamıyordum bu konuda...Ama oldu işte ciğerindeki kitleden eser kalmamış kitle yok olumuş çok şükür çok şükür binlerce kere şükürler olsun Allahıma..Bir hafta sonra tüm vucutta yapılacak olan taramadan sonra inş yine böyle yüzümüz gülecek şimdi buna inanıyorum işte...

İki aydır ilk kez dün yüzünün güldüğünü gördüm bu ne güzel bir duygudur yarabbim,saçlar dökülmüş, zayıflamış karşımda farklı bir babam var fakat atlattı ya bunlarda geçici rahatsızlıklar ve yine eski babam olucak karşımda inş...
Bababam normalde iki kişi konuşurken yanında "ssssssssss" der anlamıda susun demek :D durup duruken ,özellikle bizi kızdırmak için yapardı eskiden,son üç aydır hiç yapmamıştı,dün kızkardeşimle konuşuyoruz yanında, başladı "ssssssssss" yapmaya,güya bizi kızdıracak "yarabbim şükürler olsun sana,yap baba yapp istediğin kadar yap kızmıcam artık sana" dedim nasıl gülüyor canım ya,Rabbim kimseyi canları ile imtihan eylemesin..

Babamın çok kötü olduğu günlerde aşağıdaki satırları karalamıştım o duygu yoğunluğu ile bir yandan ağlıyordum,Rabbim o günlere döndürmesin...

Güzel günlere dönmeyi beklemek,
Hep umud etmek,
Belki neden olmasın demek,
Beklemek, beklemek ,beklemek.
Olmayacağını bilerek beklemek,
Karşında eridiğini hissederek beklemek,
Neler olacağını bilmeden beklemek,
Canını canına vermeyi istemek,
Elinden bişey gelmediğini görmek,
Kahrolmak,çıldırmak,haykırmak,
Çaresizce beklemek.
O cansız, ağrı çeken gözlerinin içine bakarak,
SENİ SEVİYORUM diyebilmek.
Sırtımı dayadığım devrilmeyen çınarım,
Ne olur bu bekleyişte hüsrana uğratma,
Yeniden canlan,hep yanıbaşımda ol.
Sakın ha sakın vazgeçme!
Seni bekleyenlerin seni ne çok sevdiğini unutma!

13 Ekim 2008

Ailece Oynanan Oyun,Acılı Domates Sosu

Ömer'in bayram harçılıklarının bir kısmı ile takva yarışı isimli oyunu aldık,oyunun amacı dinimizin öngördüğü ibadetleri ve iyi davranışları sevdirmek,öğretmek aynı zamanda kötü davranışlardan uzak durmasını sağlıyacak bir oyun.Ömer çok istekli oynuyor bayramdan bu yana hergün mutlaka bir kez oynanıyor hatta beni ve babasınıda zorluyor birlikte oynamak için abisi ve ben zaten oynuyoruz her istediğinde olmasa bile ona eşlik ediyoruz banada Enese'de zevkli geldi oyuna katılıyoruz...Asıl mesele babamızın da Ömer'in ısrarlarına dayanamaması karşısında ailecek bir oyunda bir araya gelmemizdi :D Çünkü Babamız top dışında Ömer'le hiç bir oyunda oynamaz.Ömer'in çok hoşuna gitti bu durum babasına:"babacım ne güzel ailece oyun oynuyoruz çok zevkli dimi baba" diyerek oyun boyunca babsının ilgisini çekmeye çalıştı durdu...
Kuzenleri ile oyunu oynarken,arada abisinide yanlarına çağırıp işin içinden çıkmadığı durumlarda hakem olmasını sağladı :)

Annemlerin bahçesinden toplanmış nar ve kış armudu,narı çok sevrim ki Ömer'de çok seviyor ama ona narları temizleyip verme kısmından hoşlanmıyorum,tembel anne oluyorum galiba,ama mecburen temizliyorum çünkü kendi uğraşmayı sevmiyor beyefendi...



Annesi oğluşunu yıkar, Ömer'de tv keyfi yaparken annesinin temizlediği narları mideye indirirken :d

En çok istediğim şeylerden biri uyumadan önce kitap okuma alışkanlığı kazanması,ama Ömer ısrarla kaçıyor bu durumdan, tabi yine çoğu zaman galip gelen ben oluyorum...





Şimdi de yapmış olduğum acılı domates sosunun tarifini vericem,belki yapmak isteyen olur.Kısırın ,kuru fasulyenin yanında özellikle çok güzel gidiyor...
Bir kilo domates
Bir çay bardağı sirke
Bir çay bardağı sıvı yağ
sarımsak,tuz,
acı süs biber(acı sevme ye bağlı olarak göz kararı)
Kırmızı biber(göz kararı)
domatesler,sarımsak,acı biber robottan geçirilerek kaynatılır,domatesler suyunu çekene kadar pişirlir,tuz ilave edilir.Ayrıca küp küp doğranan kırmızı biberler kaynayan domatesin içine eklenir,bir iki taşım kaynatılır,sıcak sıcak kavnozlara dökülüp kavonozlar tes çevrilir soğumaya bırakılır...
afiyet olsun
ben on beş kilo domatese yarım kilo acı biber,üç kilo kırmızı biber koydum..

5 Ekim 2008

Sobe ve ortaya karışık...

Sevgili arkadaşım Zehra sobeledi beni, çok teşekkürler canım.Şimdi sobe cevaplarını verme zamanı haydi bakalım hep birlikte beni daha yakından tanımaya ne dersiniz :)

İsminiz?
Mukadder.

Nerelisiniz?
Aslında okadar karışık ki ben bile çözemedim yıllardır, bakalım siz çözebilecekmisiniz:D
Babamın babası dedem on üç yaşında Rize'den İzmit'e gelmiş burada büyümüş evlenmiş babaannemde Rize'li fakat oda İzmit'in Yuvacık Beldesinde doğup büyümüş,dolayısı ile babamda burada doğup büyümüş...Anneme gelince;annemin babası dedem,Yugoslavya göçmeni,anneannem Yunanistan göçmeni fakat annemde İzmit'in Karamürsel ilçesinde doğup büyümüş...

Velhasılı bende İzmit doğumlu olup karedenizli mi, yoksa boşnak mı oluyorum, yoksa hiçbiri mi orası muamma :D

aslında melezim galiba ...

aaaaaa bu arada eşimide söyliyeyim oda Bulgaristan göçmeni benim kafam çok karışık ben nereliyim yavvvvv :P
Bu sorunun cevabını da benim kadar uzun yazan var mı acaba merak ettim şimdi:D

Yaşadığınız yer?
İzmit.

Mesleğiniz?
Aslında dikiş öğretmeniyim,fakat yıllar evvel ücra bir köyde görev verildiğinden ve hafta içi o köyde kalmam gerektiği için babamda izin vermemişti orada çalışmama ve öylece kaldı yapamadım yani...Şimdi ise ev hanımıyım.

Hobileriniz?
Hobi mi değil mi bilemicem ama sevdğim şeyler;bilgisayar başında vakit geçirmek,hergün bilgisayarla ilgili yeni bir şey keşfetmek ve onları öğrenmek, kitap okumak,dikiş dikmeyi ve örgü örmeyide çok severim,alışveriş yapmak ve sevdiğim arkadaşlarımla gezmek...

Evlimisiniz?
Evet on altı yıldır evliyim...

Kaç çocuğunuz var?
İki oğlum var...

En sevdiğiniz yemek?
Hiç yemek ayrımı yapmam,ciğer ve işkembe çorbası asla yemem bunun dışında her şeyi çok severim belli olmuyor mu halimden:D

Sevdiğiniz müzik türü?
Klasik tabirle kulağa hoş gelen her müziği dinlerim ama arabesk hariç hee birde caz tabi ...

Nerelere gitmek istersiniz?
İlk önce Karedenizlik varya hani köklerimde o yüzden orayı görmeyi çok istiyorum,sonra doğu bölgelerinide görmeyi istiyorum,aslında ülkemin her yerini çok görmeyi istiyorum,yurt dışında görmeyi istediğim bir yer yok...

Bende bu sobeyi eğer kabul ederlerse Betül,Özlem, Emine,Yaren ve Nino ya paslıyorum...

*****
Babam çok şükür daha iyi azda olsa yemek yemeye başladı ve konuşabiliyor da artık çok şükür gözleride canlı bakıyor,halen hastahanede fakat günden güne iyi oluyor ,kan değerleri çok düşüktü ve yavaş yavaş yükseliyor inşallah her şey yoluna girer ve eski sağlığına geri döner...

*****
Bayram da genellikle Hastanedeydim sadece bir kaç büyüğümü ziyerete gittim,geri kalanlar ise affetsinler moral bozuk olunca bişey yapasım yoktu maalesef..

Bayramın ikinci gününden bu yana Ömer'de karın ağrısı var, ilk gece acildeydik tüm tetkikler yapıldı fiziksel hiç bir şeyi yok,ancak ağrı başladığı anda ağlamaya başlıyor gerçekten bir şeyi var sanki ama fiziksel bir sorunu yok hemen "şurup ver anne" diye yalvarıyor içi dışı ağrı kesici şurup oldu :( İşin enterasını "karnımı ov anne" diye yalvarıyor elim karnında olduğu sürece ağrı yok elimi çektiğm anda başlıyor ağlamaya "karnım da karnım".Dün gece yine "karnım ağrıyor" diye ağlamaya başladı ve "şurup ver anne" deyince "şurup yok oğlum artık yeter" dedim biraz sesimi yükselterek ve elimide istemeden uyudu ve bugün bu saat oldu çok şükür ağrıyor demedi...İnşallah kortuğum başıma gelmemiştir, pisikolojik gibi görünüyor...


dipnot*Babam bugün hastahaneden çıktı çok şükür şimdi haberini aldım çok sevindimmmmmmmmmmm....

29 Eylül 2008

Buruk Bir Bayram


Bu günlerde çok doluyum,hüzün,üzüntü karma karışık duygular içinde bir bayrama giriyorum(z).
Babam,sırtımı dayadığım ağacım,bitanem hastanede yatıyor bir haftadır ve onun cansız bakışlarını,zor çıkan sesiyle konuşmaya çalışmasına dayanamıyorum...O hali ile bile bana "sen neden durgunsun?Her şey yolunda mı?Moralin neden bozuk senin" diye düşünen bir babam var benim...Rabbim kimseye canlarının hastalığı ile imtihan eylemesin...

İlk defa bir bayramda annemlerin evi boş bomboş olucak kardeşlerim olsada babamın annemin yokluğunda bir bayram nasıl geçecek bilmiyorum,Baklavayı çok seven babam bu bayram baklava yiyemiyecek ki su bile içemiyor,her bayram annem gece geç şerbetlerdi baklavayı ama annem sabah kalktığında baklavanın yarısı bitmiş olurdu,tatlı tatlı didişirlerdi her bayram sabahı...Az evvel ben şerbetledim onların baklavasını yine içim el vermedi baklavasız bir bayram geçirmlerine evleri boş olsada :( Rabbim onların yokluğunu göstermesin...

Yüreğinize damla damla umut, günlerinize bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdikleriniz hep yanınızda olsun, yüzünüz ve gülüşünüz hiç solmasın. Bayramınız mübarek olsun...


Mutlu Bayramlar...