
29 Eylül 2008
Buruk Bir Bayram

24 Eylül 2008
Blogum bir yaşında,son gelişmeler

15 Eylül 2008
Kötü Başlangıç
Ömer Talha'dan bahsediyorum bu yıl ikinci sınıf oldu ve geçen yıl ki öğretmenimiz mecburiyetten emekli oldu biz bunu sene sonundan itibaren biliyorduk fakat öğretmenimizi sözleşmeli görev yapmak üzere geri getirebiliriz belki diyede çok üzülmemiştik.
Neyse büyük bir heyecanla pazartesi günü okula gittiğimizde yeni öğretmenimizi haliyle öğrenciler kadar bizde merak ediyorduk veliler olarak,dışarıda tören sırasında çocukların yanında yoktu bizde törenden sonra sınıfa girdik çocuklarla birlikte bekledik,sınıfa bir bayan öğretmen geldi ve bize hiç bir şey demeden sınıfı boşaltmamızı söyledi,çıktık dışarıya ama yaptığının doğru olmadığını sesli bir şekilde herkes kendine yakın hissettiği kişiye söylüyordu,bana göre de en azından kendini tanıtıp bizi dışarı çıkarması gerekir diye düşündürdü,yanlışmıyım bilmiyorum ama bana göre öyle...
Tabi bekledik tenefüs olmasını ve Ömer'e sorduğumda "nasıl geçti öğretmeninizle ilk dersiniz "dediğimde ben Nafiye öğretmenimi geri istiyorum dedi ağlamaklı bir ifadeyle,bu öğretmen çok sinirli çok bağırıyor diyede ekledi ki baktım ki tüm çocuklar aynı şeyleri söylüyor.Tabi ki Ömeri sakinleştirdim.
Öğle tatilinde sınıfı temizlemek için sınıfa gittiğimde oradaki bir kaç veliden öğretmenin çocuklar üzerinde çok fazla şiddet içeren sözler sarfettiğini duydum ki kanım dondu sanki o anda :(
bir kaç sözünden örnek ve bu sözler daha ilk üç ders içinde söylenen sözler...
"birbinizin eşyasını habersiz alırsanız parmakalrınızın ucundan bıçakla keserim" heleki bu laf yenir yutulur cinsten değil bana göre,bir eğitimcinin bir öğretmenin daha ana kuzusu olan yavrulara bu sözü tanıştığı ilk derslerde söylemesini kaldıramadım ben ve benim gibi düşünen en az on beş veli dahası"ağzınıza çakarım,kemiklerinizi kırarım,gözlerinizi oyarım,saçlarınızdan camdan aşağı sarkıtırm sizi" gibi ağıza alınmıyacak cümlelerle kendini saydırmak istemesi ancak hasta ruhlu bir insana ait kelimeler diye düşünüyorum..
Akşama Ömer eve gelince bunların tekrar ettiğini söylemesi ve ogün içinde üç çocuğu tokatlaması ve kulaklarını çekmesi karşısında,benim çocuğuma yapılmamış olsada bu duruma kayıtsız kalamadım ve yedi sekiz arkadaşla birlikte ikinci gün sabahında müdür beye çıktık şikayetimizi dile gitirdik ve çok şaşırdı "iki yıldır okulumuzda sözleşmeli bir öğretmen olduğu çok iyi bir kişi olduğunu bu tür şikayetlerle ilk kez karşılaştığını" falan söyledi ve öğretmenle konuşacağını söyledi.İçimiz hiç rahat değildi tabiki bende okul aile birliğinde olmamın rahatlığı işle sürekli okuldaydım ve müdürün konuşmasının hiçbir şeyi etkilmediğini gördüm maalesef ,ilk günki kadar yoğun olmasada aynı şekilde davranışlarda bulunmaya devam etti,her gün mutlaka iki üç çocuk tokat yedi,kafalarına pet şişe ile vuruldu kulak çekmeler ve tehditlerde cabası...
Üçüncü günde ilçe milli eğitim müdürüne çıktık,asıl gayemiz eski öğretmenimizi geri getirebilmekti,kimsenin ekmeği ile oynamak gibi bir derdimiz olmadığını da üstüne basa basa belirtik hem kendi müdürümüze hem ilçe milii eğitim müdürüne...Milli eğitim müdürü"altı yıldır burada görevde olduğunu ama şimdiye kadar hiç bir emekli öğretmenle sözleşme yapmadıklarını ,açıkta bekleyen binlerce genç öğretmenin olduğunu bunu yaprsa onlara karşı haksızlık olacağın"ı söyledi ki sözlerine hak vermemek mümkün değil.bu konudaki ümidimizide yitirmiş olduk ama yeni öğretmenimiz hakkındaki şikayetlerimizi dile getirince presedüre göre haraket edeceğini,önce müdür beyle konuşacağını gerekirse öğretmenle konuşacağını bunlarda kafi gelmezse görevden alınacağını söyledi..
Ömer çok etkilnemiş ki gece uykusunda "ağlıyor ben çok korkuyorum,nafiye öğretmenim geri gelsin yeni öğretmenimiz çok bağırıyor"yavrum ne kadar kokrmuş ki rüyasında sayıklıyor zor sakinleştiridim o gece oğluşumu..
Bizim okul müdürümüzünde cuma günü söylediğine göre" iki kez uyarı aldı üçüncü uyarıda sözleşmenin fesh edileceği"
Öğretmenle muhattap olmadık ki önceki öğretmenimizi geri getirebiliriz umudu vardı içimizde oda olmadı:( Cuma günü Ömer'de nasibini aldı ve kulağı kızarmış bir şekilde yanıma geldi okul aile birliği odasına ağladı ağlayacak yinede öğretmene karşı hiç bir kötü söz söylemiyorum yanında yatıştırmaya çalıştım "yapmasaydın oğlum dedim hareketlerine dikkat et öğretmenini dinle kulağını çekmesin öğretmenin" dedim demek zorundaydım,eğerki" ayy ne oldu sana kulağın neden bu kadar kızarmış desem çok ağlayacak susturmam zorlaşıcak öğretmene daha bir kinlenicekti,doğru mu yanlış mı tartışılır..
Bugün öğlende toplantımız var tabiri caizse dananın kuyruğu kopacak...
****
Büyük oğluma Enes'e gelince çok zor karar verme aşamasından sonra hiç istemediğim bir düz liseye kaydını yaptırdık ve oda okuluna gidip geliyor.bu lise hakkındada hiç iyişeyler duymadım ama çevremizde gönderilecek en düzgün liselerden biri olduğunu öğrendik uzun araştırmalarımız sonucu,iki liseden bahsettiler bize biri evimeze yakın olan şimdi gittiği lise diğeri çarşıda merkezde olan birlise araba ile yarım sattlik bir mesefade.Eşimin işyerine yakınlığı evimize yakınlığını göz önüne alarak burayı tercih ettik etmek zorunda kaldık,seneekler kısıtlı olunca,geçiş dönminde çok korkuyorum açıkçası değişmesinden kötü arkadaşala uymasından,Rabbim yardımcısı olsun..
4 Eylül 2008
Yaş otuz beş yolun yarısı
Koskoca otuz beş yıl acısı tatlısı ile geride kalmıştır, fakat doğum günü çocuğu hiçbir şey anlamamıştır bu otuz beş yıldan, belki otuz beş yıl daha yaşasa bile yinede hiçbir şey anlamayacaktır…
Çocukluk dönemine ait çok güzel anıları olan bu doğum günü çocuğu, özellikle babası ile oynadığı oyunları hiç unutamıyor, belkide bu yüzdendir ki babasına ayrı bir düşkündür bu çocuk…Yine evinde babasının her gece sesli kitap okuması sonucu kitap okumayı sevmesini de babasına borçludur…
İlkokulda başarılı bir öğrencidir,yoksulluk günlerinde dahi babası tüm çocuklarına yaptığı gibi kızının da hiçbir şeyini eksik etmemiştir..
Anne ve babasının ,onunla konuşmamasını göze alarak kızını ortaokula yazdırır o müthiş baba.Doğum günü çocuğu babasını memnun ederek ortaokulu tek dersten bütünlemeye kalsa da bitirir.Fakat “ben okula gitmek istemiyorum “ diyerek babasını hayal kırıklığına uğratır ve babası da anlayış gösterir kızının bu isteğine.bilse ki kızı eğitim-öğretim yılı başladığı anda pişman olmuş fakata babasına hiçbir şey dememişतीर
Bu dönmede doğum günü çocuğunun annesi devreye girer ve kızını iki yıl dikiş kursuna bir yılda makine nakış kursuna göndererek el becerileri kazanmasına sebep olur düşünceli anne…
Bu arada babasının kızını okutabilme isteği devam etmekte en azından liseyi dışarıdan bitirebilmesi için kızını ikna etmeye çalışmaktadır .Fakat doğum günü çocuğu buna cesaret edemez…
Görücü usulu ile on sekizinde evlenir doğum günü çocuğu,yakışıklı mı yakışıklı iki oğlu olur bu evlilikten.
Kız kardeşi ve babasının desteği ile eşinin tüm karşı çıkmalarına rağmen ortaokuldan kalan tek derisini vererek açık liseye kaydını yaptırır.İki çocuklu bir anne aynı zamanda bir öğrencidir artık…
Bir müddet başkalarına dikiş diker harçlığını kazanır daha sonraları Avon’da temsilci olur ve takım öncüsü olarak kendi gurubunu kurup azda olsa para kazanmak ,eşine bağımlı olmamak çok hoşuna gider.Biraz ileriye giderek Amway ve Tappırwer işlerinide dener fakat onları uzun süre sürdüremez.Ayrıca siyasi bir partide beş yıldır kadın kollarında gönüllü olarak çalışmaktadır.bu arada bilgisayar kursuna giderek sertifikasını alır.Bütün bunları yaparken eşi sürekli yoluna köstek olmakta,fakat doğum günü çocuğu buna aldırmamakta ve bildiğini okumaktadır…
Kısmetse bir dönem sonra lise diploması elinde olacak olan doğum günü çocuğunun çok arzuladığı üniversite hayalleri gerçek olur inş.Şu sıra yine dikiş dikmeye başlamakta,gönlünde yatan kendi atölyesini kurmayı da çok istemektedir…
Doğum günü çocuğunu az da olsa tanıdınız,hakkında ne düşünüldüğünü bilmek istemektedir çok sevdiği arkadaşları tarafından…
25 Ağustos 2008
Küçüğüm sekiz yaşında..


Mutlu yıllar küçüğüm

hediyelerin veriliş ve paketlerin açılış aşaması:D
Oğlum;yaşama sebebim, balım, kaymağım, bitanem,hassas,iyi niyetli düşünceli,güler yüzlü bebeğim benim..
Ailemize geldiğin dönem çıkmazların olduğu bir dönemdi bizim için,sana hamile kaldığımı öğrendiğimde ağır antibiyotikler kullanmış vitamin ilaçları almıştım nereden bilebilirdim ki ailemize katılabileceğini,çünkü doktorlara göre benim çocuğum olamazdı ama Rabbim istedikten sonra oluyor işte,Rabbim ol dedikten sonra onu ne durdurabilir ki?
Ben ne olursa olsun seni dünyaya getirmeye kararlıydım doktorlar isterlese yüzde yüz engelli bu bebek deseler dahi sen benim bebeğimdin ve doğmalıydın bana göre ve çok şükür ki sonuçlar iyi çıktı ve senin hiç bir şeyin yoktu,Rabbimin mucizesini yaşadık bir kez daha,o istesin yeterki tüm olumsuzlar yok olur..
Çok rahat hamilelik döneminin son günlerinde(27.08.2001) yüksek tansiyon nedeni ile hastaneye gidişimizde kollarımda seninle birlikte çıktık o hastahaneden.Çok tatlı bir bebektin,Gerçi tüm annelerin çocukları kendilerine dünya güzeli gözükse de sen yine de çok tatlıydın..
Çocukluğunda; uysal, akıllı, söz dinleyen, bir okadar da kendine güvenen sosyal biri oldun.Beş yaşında seni ilk kreşe bıraktığım gün hiç aklımdan çıkmayacak günlerden biri,seni kollarımdan koparırcasına almışlardı ve sen çığlık atarak ağlıyordun beni dışarı çıkardılar sen beni gördükçe daha çok ağlıyordun çünkü,sen içerde ben dışarda ağladık.Sonraları alıştın ama yine bana yapacağını yapıyordun,servise binene kadar ağladın ilk on beş gün ama okulu aradığımda hiç sorun olmadığını söylüyorlardı.Sonra her şey yoluna girdi sen alıştın ve kendi isteğinle gittin kreşe.
Sonra ki sene anaokuluna gidişinde hiç problem çıkarmadın zaten kocaman adam gibi akıllı bir çocuktun,tüm sosyal aktivitelerde rol aldın kendi isteğinle,ve ilköğretime başladın artık okullu bir çocuk olmuştun ve beni biraz zorlasanda okumayı da öğrendin ya çok şükür:)
Duygusal bir okadar da düşünceli,yardımsever güler yüzlü bir çocuksun inş büyüdüğün zamanda bu özelliklerini kaybetmezsin.Rabbim hayırlı bir evlat olmanı nasip eder inş.tüm kötülüklerden uzak ol,büyüklerine itiraz etme,yaşlılarımıza çok saygı ve sevgi göster emi benim akıllı oğlum..İyi ahlakınla çevrene örnek bir insan olursun inş..
20 Ağustos 2008
Dostum Selom geldi ve pikniğimiz..

Bu fotoğraflarda harikalar sahilinde ve annemlerin bahçesinde selomu sallarken çektim oda benim babamla fotomu çekti ..

Bir gecede zorla Koceli fuarına götürdüm yine selocuğumu şansımıza Zara'nın konseri varmış gittiğimize pek memnun geri döndük efenim.. tabiki Ömer bizden çok memnun du o ayrı mesele lunaparktan zorla çıkardık onu,hee bu arada genç delikanlılarımız bize takılmadılar aynı akşam fuardaydık fakat sadece dönüş yolunda oyobüste buluştuk :P

Bunlar bizim delikanlılar sadece bizim görüştüğümüz zaman görüşürler,ne msn ne de telefonda hiç konuşmazlar ama hiç ayrı kalmamış gibi kaldıkları yerden devam ederler pek bir samimi olurlar bu her sene aynı nasıl arkadaşlık anlamadık ya neyse en azından bir arada olunca çok güzel vakit geçiriyorlar..

Bu fotorafta gözleriniz kamaşmasınn karşınızda iki güzel bayannnnnnn :P biri şişko güzel ama (bendeniz az buçuk şişko biriyim de)

Selmayı yolcu ettiğimiz pazar günü annemlerle birlikte pikniğe gittik ,altı kardeş olunca ee birde dördümüz evli olunca hee birde çocuklarımız olunca haliylen kalabalık bir aile oluverdik gitti gari:P Tek eksiğimiz iki damat,onlarında işleri vardı zaten, ne işleri varki aramızda dimi ama yabancılar otyursunlar otuırdukları yerde :P aslında ikide gelin vardı aramızda yabancı ama onlar gelmese çocuklarına kim bakardı o yüzden "-gelsinler" dedi kötü görümce ben :P şaka bir yana keşke eşim ve kızkardeşimin eşide olsa idi çok güzel bir gün geçirdik..Erkek kardeşim düzenledi pikniği babamı elinden geldiğince mutlu etmeye çalışıyor(uz),ne kadar çok hep bir arada vakit geçirisek bu günler bizim için mutlu bir anı olarak karelere yansıyor..
6 Ağustos 2008
Üzgünümm hemde çokk..
Babamın biyopsi sonuçları iyi çıkmadı maalesef :( Pazartesi günü itibari ile kemoterapi başlandı,şu an için çok kötü yönde etkilenmiyor çok şükür inş tedavi boyunca böyle iyi olur,mide bulantıları ve halsizlikler oluyor ama bunlarda olağan şeyler..Hastalığının başlangıcında olması biraz teselli bizim için ,doktorlar tedavi ile düzelebileceğini söylüyor ,Rabbim neylerse güzel eyler, imtihan dünyasındayız elimizden hiçbir şey gelmiyor maalesef,dua etmekten başka..
On gündür annemlerdeyim bazı akşamlar orada kalıyoruz bazen eve geliyoruz ama sabah yine gidiyoruz,her anı birlikte geçirmek istiyorum insanın başına gelmeyince anlamıyor maalesef.. Gelen misafirlere hizmet etmek yorucu olduğu kadar babam için geldiklerini düşününce ve babamın mutlu olduğunu görünce yorgunluk falan kalmıyor büyük bir zevkle hizmet ediyoruz sakın ha yanlış anlaşılmasın misafiri çok severiz ailecek. Sadece gün içinde gelen kişilerin sayısı otuz ile elli kişi arasında olunca biraz koşturmaca içinde oluyoruz o kadar,gelen kişilerin çokluğunu görünce babamın ne kadar çok sevilen biri olduğunu bir kez daha anladık..Biliyorum ki rabbimde seviyor babamı ve çok acı çektirmeyecek inş ,hastalığı verdiği gibi kaldırmasını da sağlayacak ve babam düzelecek buna inanmak istiyorum..
****


Bahçemizde yok yok,annem ve babamın sayesinde tabiî ki, pazarda olan tüm sebzelerden tutun da meyvelere kadar haliyle bahçeden toplanan sebzelerle yapılan yemeğinde tadına doyum olmuyor..
Domates toplarken Ömer’de bana yardım etti ve çok hoşuna gitti,henüz yeni olgunlaşırken domatesleri seçmede bana yardımcı oldu ..
16 Temmuz 2008
Biraz ondan ,biraz bundan, biraz şundan ..
Geçtiğimiz hafta sonunda ayşe, aysun ve emine buraya geleceklerdi çok güzel program planlamıştık ama maalesef babamın hastalığı dolayısı ile ertelemek zorunda kaldık,çok üzüldüm ama telafi edecem ve mutlaka sizi burada görmek istiyorum..

Soğutulmak üzere kuyuya atılan karpuz çıkarılırken ..


Afiyet olsun şeker kızlar ..
*****
Amcamızın oğlu Kerem sünnet oldu , Ömer iki buçuk yaşında sünnet olduğu için hiçbir şey hatırlamıyor,biz sünnet töreni falanda yapmamıştık dolayısı ile süslü püslü kıyafetler ile fotoğrafları da olmadığı için Ömer çok özendi kuzenine.Davetiye dağıtımı sırasında sürekli Keremin pelerini ile şapkasını takıp asasını elinde gezdirdi durdu,o anlarda çok üzüldüm erken mi yaptırdık diye çünkü çok özendi yavrum benim..Hatta sünnet töreni akşamın da “neden beni küçükken sünnet ettirdiniz bak Kerem’in ne çok parası var,bende şimdi olsaydım benimde çok param olacaktı” diye söylendi durdu küçük beyimiz…
Komşumun yaşça Ömer’den büyük kızı Ömer’e boncuk vermiş, eve geldi” anne ben bu boncuklardan kolye yapıcam” dedi, önce bana sonra kuzenine arkadaşlarına da bileklik yapacakmış neyse merakla başladı boncukları dizmeye, tabi bu arada ben ona iğne iplik verdim dizmesi konusunda hiç fikir vermedim kendisi bir küçük bir büyük boncuk şeklinde dizmiş.Tabi kolye işi ona sıkıcı gelince bilekliğe döndürdü işi, bitirdiğindeyse ortaya yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bileklik çıktı..Asıl meseleye gelelim çok uzattım yine lafı :D Ertesi akşam bana anlattığına göre küçük beyimizin;benim de evde olmayışımdan faydalanmış olsa gerek,etrafımızdaki iki bakkal ve iki markete giderek yaptığı bilekliği bir liraya satmak istemiş ve hiç birisi satın almamış,ayrıca mahallemizdeki çocuklara satmak istemiş onlarda almayınca çok üzülmüş,bana anlatırken nerdeyse ağlayacak o derece yani..Bende ona bir teklifte bulundum tabii sevinerek kabul etti, bilekliği ben satın aldım kuzenine hediye etmek üzere..Daha önceki postalarda bahsetmiştim, Ömer’i ailecek çok seven komşum var onun kızına anlattığımda hem çok güldü hem de çok kızdı neden almamışlar sanki bir lira için çocuğu üzmeye değer mi şeklinde neyse bana geldi bir akşam Mukadder abla kızmayacaksın ama sana bir şey söyliyecem Ömer’e ben bana bileklik yapmasını söyledim ama zam yapmış iki liraya çıkarmış fiyatı deyince çok güldüm,sanki çok satış yaptı da rağbet görünce fiyatı yükseltti küçük beyim :D

Evet gelelim sirk hikayemize, Kocaeli Fuarına İtalyan’ların Royal sirki geldi, eğlenirler diye kuzenlerimiz Aysima ve Ahmet Faruk ve kız kardeşimle birlikte sirke gittik.açıkçası ben sıkılırım diye düşünürken çok eğlenceli geçti bizim içinde..Hatta çocuklarda çok eğlendiler..Küçük atlar vardı, sirk öncesi isteyen çocukları üzerlerine bindirip gezdiriyorlardı Ömer ve Aysima hadi bizde binelim deyince aldım ikisini de atların bulunduğu yere gidince Aysima anında vazgeçti biraz ürktü,ama Ömer ile beklerken Ömer’de vazgeçti sonradan , sebebi de “çok pis kokuyorlar anne ben dayanamam bu kokuya” demesi oldu :D Köpeklerin ve atların gösterisi çok güzel ve eğlenceliydi, bu arada Ömer bana “ anne hayvanlara eziyet ediyorlar mıdır sence” sorusu karşısında bir kez daha ne kadar hassas bir oğlum olduğuna şahit oldum..
Veeee sıra gecenin finalinde :D biz sonradan çok güldük kardeşimle durup durup hem de aklımıza geldikçe J:)sizde gülün bakalım çekinmeyin emiiii gülün gülünnnnnnnnn :D Hatta kahkaha bile atabilirsiniz serbesttir yani :D iki aylık bir aslanı seyircilerin içinde gezdirip foto çekiyorlar çocukları gördükleri yere anında oturup aslanla birlikte fotoğraflarını çekiyorlardı tabii bizim çocukları da görünce hemen fotoğraflarını çektiler,yukarıda gördüğünüz fotoğraf on ytl yanlış duymadınız bildiğimiz fotoğrafa on ytl verdik biraz daha büyüğü onbeş ytl imiş içimden yuhh yani dedim sizi soyguncular siziiiiiii bende göz varmnı size para vericek derkennnnnnn, ama kız kardeşimin hiçbir şeye hayır diyememesi sonucu gecenin sonunda elimizde nur topu gibi bir aslanımız oldu ay pardon aslanla çekilmiş nur topu gibi bir fotoğrafımız oldu ..
3 Temmuz 2008
Babam zatürre:(
17 Haziran 2008
İlk gözağrım mutlu yıllar
İlk göz ağrım ,yaşama sebebim ,canım oğlum ,yakışıklı delikanlım, annesinin gözbebeği,bitanem bu kelimelerin sonu yok, sana güzel kelimeler söylemekle tükenmez ki bebeğim..
Babanla evlendiğimiz ilk günden itibaren bir çocuğumuz olmasını ne çok istemiştik,ama sen biraz geç geldin yuvamıza yaklaşık iki yıl senin özleminle yandık tutuştuk,tedaviler den bıkan ben tam ümidimi kestiğim anda senin varlığını öğrenince dünyalar benim oldu..Baban yanımda değildi doktor hamilesiniz dediğinde.Tabi doktorun yanından çıkar çıkmaz babanı aradım ki,sevinç çığlıkları halen kulaklarımda..Çok rahat geçen bir hamilelik ve son günlerde yüksek tansiyon sebebi ile doğum gününe karar verildiğinde sana kavuşmak için nede çok heyecanlıydım,son gece geçemek bilmemişti,saatleri dakikaları hatta saniyeleri sayarak sabahladım..
Veee sen kucağımdaydın ne muhteşem bir duyguydu bu, senin o misler gibi kokunu içime çekerek başladım ağlamaya anneannen ve baban da benimle birlikte ağlıyorlardı,Rabbime binlerce kez şükrettim ki sağlıklı bir evlat vermişti bize.
Anne sütü almamak için elinden ne geliyorsa yaptın sana bir türlü sütümden içiremedim,kaşıkla verdim bir süre sonra onuda almadın,bir hafta sonra kazanan sen oldun ve biberonla mamaya başladın.Sonraları doktorunun dediği gibi anne sütü emmeyişinden olsa gerek sürekli hastalanırdın,ayda bir mutlaka ama onbeşte birde doktor teyzemizi görmeye giderdik,ama bu durum sen büyüdükçe düzeldi çok şükür..
Bir buçuk yaşındayken geçirdiğin havale yi ömrüm boyunca unutamam.Oysaki bir gün öncesi doktordaydık yine ve orta kulak iltihabı geçirdiğini anlamamış doktor ve bir de dört diş birden patlamaya hazır beklerken yüksek ateş sonucu,ateşini düşüremeyince babanla soluğu hastahanede aldık fakat yolda senin gözlerin kaydı gözlerin görünmüyor ağzından köpükler çıkıyordu baban arabayı zik zak çizerek sürüyordu bir yandan ona bağırıyordum arabayı durdur diye bir yandan seni kendine getirmeye çabalıyordum.Baban sakinleşince tekrar yola çıktık bir kaza olmasından korktuğum için babana düzeldiğini söyledim fakat halen ağzından köpükler çıkıyordu..Hastaneye vardığımızda düzelmiştin fakat ömrümden ömür gitmişti..Bir yandan baban ağlıyor bir yandan seninle ilgilenmem gerek ,baban sakinleşince tetkikler sonucunda hiç bir şeyin olmadığını öğrendiğimde ben başladım ağlamaya ,o ana kadar dişlerimi nasıl sıktıysam bir hafta boyunca çenem ağrıdı ,seni kucağımda göz göre kaybetmeyi yaşadım Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin..
İlkokula başladığın günde hep gözümün önünde ,doğduğun andan itibaren okula başlayacağın günü hayal ettim durdum ,benim biricik oğlum okullu olmuştu sonunda ölsemde gam yemem diye düşünüyordum o dönem,şimdi ise liseli bir delikanlı oluyorsun zaman ne çabuk geçiyor,oysa daha dün kucağımda seni seven ben, şimdi kendini öptürmüyorsun bile bana,delikanlı oldun ya büyüdün..
Şu dönem zor dönemdeyiz bunun farkındayım,gerek bizim sorunlarımız gerekse senin içinde bulunduğun ergenlik dönemi ister istemez birbirimizi kırmamıza sebep oluyor.Ama bu durum geçecek biliyorum,yine gözleri gülen, benim boynuma sarılan, hatta kucağıma atlıyan oğluşum olacaksın bunu nasıl sabırsızlıkla bekliyorum bilsen annecim..
Haketmediğin halde seni kırdığım incittiğimde olmuştur,hatta sesini yükseltiğin anlarda üzerine çok geldim ama hep senin iyiliğin için be güzel oğlum, seni çok sevdiğimi hiç unutma olur mu annecim..
Rabbimden tek dileğim,senin iyi ahlaklı,çevrene saygılı,atasına sahip çıkan,sağlıklı bir kişi olman..
İlk göz ağrım doğum günün kutlu olsun bitenem ,bu sevgi şaiirin dediği gibi"vurulmuş ceylanın yavrusuna su aradığı gibi" bir sevgi canım oğlum.
SENİ ÇOK AMA ÇoK SEVİYORUM YAŞAMA SEBEBİM!!