5 Ekim 2008

Sobe ve ortaya karışık...

Sevgili arkadaşım Zehra sobeledi beni, çok teşekkürler canım.Şimdi sobe cevaplarını verme zamanı haydi bakalım hep birlikte beni daha yakından tanımaya ne dersiniz :)

İsminiz?
Mukadder.

Nerelisiniz?
Aslında okadar karışık ki ben bile çözemedim yıllardır, bakalım siz çözebilecekmisiniz:D
Babamın babası dedem on üç yaşında Rize'den İzmit'e gelmiş burada büyümüş evlenmiş babaannemde Rize'li fakat oda İzmit'in Yuvacık Beldesinde doğup büyümüş,dolayısı ile babamda burada doğup büyümüş...Anneme gelince;annemin babası dedem,Yugoslavya göçmeni,anneannem Yunanistan göçmeni fakat annemde İzmit'in Karamürsel ilçesinde doğup büyümüş...

Velhasılı bende İzmit doğumlu olup karedenizli mi, yoksa boşnak mı oluyorum, yoksa hiçbiri mi orası muamma :D

aslında melezim galiba ...

aaaaaa bu arada eşimide söyliyeyim oda Bulgaristan göçmeni benim kafam çok karışık ben nereliyim yavvvvv :P
Bu sorunun cevabını da benim kadar uzun yazan var mı acaba merak ettim şimdi:D

Yaşadığınız yer?
İzmit.

Mesleğiniz?
Aslında dikiş öğretmeniyim,fakat yıllar evvel ücra bir köyde görev verildiğinden ve hafta içi o köyde kalmam gerektiği için babamda izin vermemişti orada çalışmama ve öylece kaldı yapamadım yani...Şimdi ise ev hanımıyım.

Hobileriniz?
Hobi mi değil mi bilemicem ama sevdğim şeyler;bilgisayar başında vakit geçirmek,hergün bilgisayarla ilgili yeni bir şey keşfetmek ve onları öğrenmek, kitap okumak,dikiş dikmeyi ve örgü örmeyide çok severim,alışveriş yapmak ve sevdiğim arkadaşlarımla gezmek...

Evlimisiniz?
Evet on altı yıldır evliyim...

Kaç çocuğunuz var?
İki oğlum var...

En sevdiğiniz yemek?
Hiç yemek ayrımı yapmam,ciğer ve işkembe çorbası asla yemem bunun dışında her şeyi çok severim belli olmuyor mu halimden:D

Sevdiğiniz müzik türü?
Klasik tabirle kulağa hoş gelen her müziği dinlerim ama arabesk hariç hee birde caz tabi ...

Nerelere gitmek istersiniz?
İlk önce Karedenizlik varya hani köklerimde o yüzden orayı görmeyi çok istiyorum,sonra doğu bölgelerinide görmeyi istiyorum,aslında ülkemin her yerini çok görmeyi istiyorum,yurt dışında görmeyi istediğim bir yer yok...

Bende bu sobeyi eğer kabul ederlerse Betül,Özlem, Emine,Yaren ve Nino ya paslıyorum...

*****
Babam çok şükür daha iyi azda olsa yemek yemeye başladı ve konuşabiliyor da artık çok şükür gözleride canlı bakıyor,halen hastahanede fakat günden güne iyi oluyor ,kan değerleri çok düşüktü ve yavaş yavaş yükseliyor inşallah her şey yoluna girer ve eski sağlığına geri döner...

*****
Bayram da genellikle Hastanedeydim sadece bir kaç büyüğümü ziyerete gittim,geri kalanlar ise affetsinler moral bozuk olunca bişey yapasım yoktu maalesef..

Bayramın ikinci gününden bu yana Ömer'de karın ağrısı var, ilk gece acildeydik tüm tetkikler yapıldı fiziksel hiç bir şeyi yok,ancak ağrı başladığı anda ağlamaya başlıyor gerçekten bir şeyi var sanki ama fiziksel bir sorunu yok hemen "şurup ver anne" diye yalvarıyor içi dışı ağrı kesici şurup oldu :( İşin enterasını "karnımı ov anne" diye yalvarıyor elim karnında olduğu sürece ağrı yok elimi çektiğm anda başlıyor ağlamaya "karnım da karnım".Dün gece yine "karnım ağrıyor" diye ağlamaya başladı ve "şurup ver anne" deyince "şurup yok oğlum artık yeter" dedim biraz sesimi yükselterek ve elimide istemeden uyudu ve bugün bu saat oldu çok şükür ağrıyor demedi...İnşallah kortuğum başıma gelmemiştir, pisikolojik gibi görünüyor...


dipnot*Babam bugün hastahaneden çıktı çok şükür şimdi haberini aldım çok sevindimmmmmmmmmmm....

29 Eylül 2008

Buruk Bir Bayram


Bu günlerde çok doluyum,hüzün,üzüntü karma karışık duygular içinde bir bayrama giriyorum(z).
Babam,sırtımı dayadığım ağacım,bitanem hastanede yatıyor bir haftadır ve onun cansız bakışlarını,zor çıkan sesiyle konuşmaya çalışmasına dayanamıyorum...O hali ile bile bana "sen neden durgunsun?Her şey yolunda mı?Moralin neden bozuk senin" diye düşünen bir babam var benim...Rabbim kimseye canlarının hastalığı ile imtihan eylemesin...

İlk defa bir bayramda annemlerin evi boş bomboş olucak kardeşlerim olsada babamın annemin yokluğunda bir bayram nasıl geçecek bilmiyorum,Baklavayı çok seven babam bu bayram baklava yiyemiyecek ki su bile içemiyor,her bayram annem gece geç şerbetlerdi baklavayı ama annem sabah kalktığında baklavanın yarısı bitmiş olurdu,tatlı tatlı didişirlerdi her bayram sabahı...Az evvel ben şerbetledim onların baklavasını yine içim el vermedi baklavasız bir bayram geçirmlerine evleri boş olsada :( Rabbim onların yokluğunu göstermesin...

Yüreğinize damla damla umut, günlerinize bin tatlı mutluluk dolsun. Sevdikleriniz hep yanınızda olsun, yüzünüz ve gülüşünüz hiç solmasın. Bayramınız mübarek olsun...


Mutlu Bayramlar...

24 Eylül 2008

Blogum bir yaşında,son gelişmeler



Bu gun blogda yazmaya başlayalı tam bir yıl oldu,startı bu yazıyla vermiştim nede çok heyecanlıydım,yapabilecekmiydim duygularımı yaşanananları yazıya dökebilecekmiyim korkuları ile başladım bir yıl oldu bile...

Net dünyasında ilk tanıştığım forum olan bebişler de oğlumun güncesini tutuyordum,orada tanıştığım sevgili edacım sayesinde bir çok arkadaşım gibi bende blog sahibi oldum,fakat orada hiç bişey yapmadım sadece bebişlerdeki yazdıklarımı kopyala yapıştır yaptım ve hiç cazip gelmiyordu o dönem blog olayı.Daha sonraları ilgi ile takip ettiğim ayşemin bloguna yorum yazmak istedim fakat bir türlü yazamıyordum, şimdi aklıma geldikçe gülüyorum :) Ayşe'mden yardım istedim oda saolsun bana şu anda ki kullandığım blog adresini aldı ve sadece Ayşe'ye yorum yazmaya başladım.Sonraları yine Ayşe'min desteği ile "sen neden yazmıyorusun,sende yazabilirisin" şeklindeki telkinleri ile denemekten zarar gelmeyeceğini olmazsa bırakırım düşüncesi ile başladım yazmaya.İlk yorumları bekleyişim,neden kimse yazmıyor diye pes etmiştim ilk günden meğerse yorumlara onay vermem gerekliymiş bunuda kendi çabamla bulunca bir baktım ki Ayşem den yorum var,sonrasında şimdilerde blog yazmayan yine bebişlerden tanıdığım Ayşe'nin, aysunun ,kızkardeşimin arkadaşının tesadüfen benim blogumu görmesi ve yine ilk yorum yazanlardan biri olan serpil, birannenurgul ,yarenin yorumlarını görmek süperdi benim için...Tabi sonraları bende başladım arkadaşlarımın linklerinde gördüğüm ilgimi çeken bloglara yazmaya ve bana geri dönşülerle kocaman bir aile gibi olduk.Her yayınladığım postta kaç yorum olmuş kaç kişi yazmış diyerek günde kaç kez pc başına geçerdim meraktan benide okuyan var mı acaba diye:) İki,beş,on ,yirmi,otuz,hatta ve hatta elli yorumu görmek benim için ulaşılmaz bir şeyken şimdi bu kadar yorumların gelmesi beni çok sevindiriyor.Her yazdığım yazıyı önce canım arkadaşım selmaya okutup onun yorumunu alınca rahatlıyordum ki halen öyle,acab abartı var mı, yazım düzgün mü,yanlışlıklarım var mı gibi sorularla hâlen başını şişirirm canım arkadaşımın,çünkü kelimlerle aram pek iyi değildir olanları düzgün bir biçimde ve okuyanları sıkmadan yazabilmeyi çok isterim ama elimden gelen ancak bu kadarı ve beni bu şekilde sevenlerde olduğu için çok mutluyum ayrıca çok sevdim bu blog arkadaşlığını blogta yazmayı,en azından oğlum büyüdüğünde neler yapmış neler söylemiş kendisi de okuyabilecek buda sevindirici olan diğer bir yanı tabi..

Neyse efenimm ben hepinizi çok seviyorummmmmmmmm,ömrüm yettiğince blog camiasında bende varım....

*******

Gelelim Ömer'in öğretmen meselesine,geçen hafta toplantı yaptı sözde öğretmenimiz ilk cümlesi"geçen hafta olan olaylardan dolayı özür diliyorum fakat kendimi suçlu görmüyorum" diyerek söze başladı, "beni bu okuldan kimse gönderemez, ben bu sınıfa bayılmıyorum" diyerek de açıkçası bizi tehdit etti,sürekli çocuklarımızı aşağıladı,geçen seneki öğretmenimizle mukayeseler yaptı durdu.Sonra yapacakalarından bahsetti,eğitim sistemini anlattı ,bizlerden neler istediğini söyledi, sabırla söz almayı bekledim sonra "şikayetlerinizi dinleyebilirim konuşacaklarınız varsa dinlerim" dediği anda bir arkadaş oğlunun geçen yıl ateşli oldu hallerde bile okula istekle geldiğini bu yılsa okula gelmek istemediğini söyleyince öğretmen hanım müsvettesi diyecem izninizle,o korkunun sebebini bulmak lazım dedği anda dayanamadım daha fazla ve söz aldım ve gayet sakin bir şekilde sebebin kendisi olduğunu çocukları çok korkuttuğunu şiddetle hiç bir şey elde edemiyeceğini aksine başarısızlığın ve ruhsal durumu bozuk bir çok çocuğun sebebinin kendisi olacağını söyledim,tabi arkadaşlarda bana destek çıktı he bu arada bazı veliler "döveceksiniz tabi hakederlerse döversiniz" demesi beni çıldırttı,"ben dövmüyorsam bir Allahın kuluda oğlumu dövemez" dedim," tabiki disiplin şart dinlemedikleri takdirde cezada verisiniz bağırısınızda ama şiddet ve hakaret yapamazsınız" deyince " ben şiddet uygulamıyorum" dedi,"tokat atmak şidet değil mi" dediğimde aldığım cevap dahada kötüydü "ben oğlumuda dövüyorum hakedenide döverim" dedi yüzsüzce ve "tamam ben çocuklarınızla uğraşmıyorum ne halleri varsa görsünler "dedi ve sınıfı terketti...

Bizde ardından yine müdüre çıktık bir hafta bekleyelim dedi tamam bekleyelim dedik,dün müdürle görüştüğümde hiç bir şey yapmayacağını anlamış oldum maalesef..

Bir hafta boyunca ders yapmadılar gibi birşey,öğleden sonraları beden dersi yaptı dört gün boyunca...

Hareketlerinde düzelme olduğunu sanıyordum ki yanıldığımı dün maalesef anladım,çocukları çok korkuttuğu için sınıfta olanları söylemiyorlar ,maalesef bazı çocuklardan duyduğum kadarı ile Ömer'e takmış durumda,eksik yazdığı harflerde,yanlış okuduğu her şeyde kafasına kitapla vuruyor ve çok bağırıyormuş ama bunu Ömer söylemiyor sadece bağırdığını söylüyor..

İki haftada ömrümden iki yıl geçmiş gibi,gerekli yerlere başvuralarımızı yaptık imza toplama aşamasındayız,eğer ki öğretmen gönderilmezse karar verdik Ömer'i okuldan alıcaz...

15 Eylül 2008

Kötü Başlangıç

Eğitim-Öğretim yılı başladı geçen hafta herkese hayırlı olsun ,ama bizim için pek hayırlı olduğu söylenemez maalesef :(
Ömer Talha'dan bahsediyorum bu yıl ikinci sınıf oldu ve geçen yıl ki öğretmenimiz mecburiyetten emekli oldu biz bunu sene sonundan itibaren biliyorduk fakat öğretmenimizi sözleşmeli görev yapmak üzere geri getirebiliriz belki diyede çok üzülmemiştik.
Neyse büyük bir heyecanla pazartesi günü okula gittiğimizde yeni öğretmenimizi haliyle öğrenciler kadar bizde merak ediyorduk veliler olarak,dışarıda tören sırasında çocukların yanında yoktu bizde törenden sonra sınıfa girdik çocuklarla birlikte bekledik,sınıfa bir bayan öğretmen geldi ve bize hiç bir şey demeden sınıfı boşaltmamızı söyledi,çıktık dışarıya ama yaptığının doğru olmadığını sesli bir şekilde herkes kendine yakın hissettiği kişiye söylüyordu,bana göre de en azından kendini tanıtıp bizi dışarı çıkarması gerekir diye düşündürdü,yanlışmıyım bilmiyorum ama bana göre öyle...

Tabi bekledik tenefüs olmasını ve Ömer'e sorduğumda "nasıl geçti öğretmeninizle ilk dersiniz "dediğimde ben Nafiye öğretmenimi geri istiyorum dedi ağlamaklı bir ifadeyle,bu öğretmen çok sinirli çok bağırıyor diyede ekledi ki baktım ki tüm çocuklar aynı şeyleri söylüyor.Tabi ki Ömeri sakinleştirdim.
Öğle tatilinde sınıfı temizlemek için sınıfa gittiğimde oradaki bir kaç veliden öğretmenin çocuklar üzerinde çok fazla şiddet içeren sözler sarfettiğini duydum ki kanım dondu sanki o anda :(
bir kaç sözünden örnek ve bu sözler daha ilk üç ders içinde söylenen sözler...
"birbinizin eşyasını habersiz alırsanız parmakalrınızın ucundan bıçakla keserim" heleki bu laf yenir yutulur cinsten değil bana göre,bir eğitimcinin bir öğretmenin daha ana kuzusu olan yavrulara bu sözü tanıştığı ilk derslerde söylemesini kaldıramadım ben ve benim gibi düşünen en az on beş veli dahası"ağzınıza çakarım,kemiklerinizi kırarım,gözlerinizi oyarım,saçlarınızdan camdan aşağı sarkıtırm sizi" gibi ağıza alınmıyacak cümlelerle kendini saydırmak istemesi ancak hasta ruhlu bir insana ait kelimeler diye düşünüyorum..

Akşama Ömer eve gelince bunların tekrar ettiğini söylemesi ve ogün içinde üç çocuğu tokatlaması ve kulaklarını çekmesi karşısında,benim çocuğuma yapılmamış olsada bu duruma kayıtsız kalamadım ve yedi sekiz arkadaşla birlikte ikinci gün sabahında müdür beye çıktık şikayetimizi dile gitirdik ve çok şaşırdı "iki yıldır okulumuzda sözleşmeli bir öğretmen olduğu çok iyi bir kişi olduğunu bu tür şikayetlerle ilk kez karşılaştığını" falan söyledi ve öğretmenle konuşacağını söyledi.İçimiz hiç rahat değildi tabiki bende okul aile birliğinde olmamın rahatlığı işle sürekli okuldaydım ve müdürün konuşmasının hiçbir şeyi etkilmediğini gördüm maalesef ,ilk günki kadar yoğun olmasada aynı şekilde davranışlarda bulunmaya devam etti,her gün mutlaka iki üç çocuk tokat yedi,kafalarına pet şişe ile vuruldu kulak çekmeler ve tehditlerde cabası...

Üçüncü günde ilçe milli eğitim müdürüne çıktık,asıl gayemiz eski öğretmenimizi geri getirebilmekti,kimsenin ekmeği ile oynamak gibi bir derdimiz olmadığını da üstüne basa basa belirtik hem kendi müdürümüze hem ilçe milii eğitim müdürüne...Milli eğitim müdürü"altı yıldır burada görevde olduğunu ama şimdiye kadar hiç bir emekli öğretmenle sözleşme yapmadıklarını ,açıkta bekleyen binlerce genç öğretmenin olduğunu bunu yaprsa onlara karşı haksızlık olacağın"ı söyledi ki sözlerine hak vermemek mümkün değil.bu konudaki ümidimizide yitirmiş olduk ama yeni öğretmenimiz hakkındaki şikayetlerimizi dile getirince presedüre göre haraket edeceğini,önce müdür beyle konuşacağını gerekirse öğretmenle konuşacağını bunlarda kafi gelmezse görevden alınacağını söyledi..

Ömer çok etkilnemiş ki gece uykusunda "ağlıyor ben çok korkuyorum,nafiye öğretmenim geri gelsin yeni öğretmenimiz çok bağırıyor"yavrum ne kadar kokrmuş ki rüyasında sayıklıyor zor sakinleştiridim o gece oğluşumu..

Bizim okul müdürümüzünde cuma günü söylediğine göre" iki kez uyarı aldı üçüncü uyarıda sözleşmenin fesh edileceği"
Öğretmenle muhattap olmadık ki önceki öğretmenimizi geri getirebiliriz umudu vardı içimizde oda olmadı:( Cuma günü Ömer'de nasibini aldı ve kulağı kızarmış bir şekilde yanıma geldi okul aile birliği odasına ağladı ağlayacak yinede öğretmene karşı hiç bir kötü söz söylemiyorum yanında yatıştırmaya çalıştım "yapmasaydın oğlum dedim hareketlerine dikkat et öğretmenini dinle kulağını çekmesin öğretmenin" dedim demek zorundaydım,eğerki" ayy ne oldu sana kulağın neden bu kadar kızarmış desem çok ağlayacak susturmam zorlaşıcak öğretmene daha bir kinlenicekti,doğru mu yanlış mı tartışılır..

Bugün öğlende toplantımız var tabiri caizse dananın kuyruğu kopacak...
****

Büyük oğluma Enes'e gelince çok zor karar verme aşamasından sonra hiç istemediğim bir düz liseye kaydını yaptırdık ve oda okuluna gidip geliyor.bu lise hakkındada hiç iyişeyler duymadım ama çevremizde gönderilecek en düzgün liselerden biri olduğunu öğrendik uzun araştırmalarımız sonucu,iki liseden bahsettiler bize biri evimeze yakın olan şimdi gittiği lise diğeri çarşıda merkezde olan birlise araba ile yarım sattlik bir mesefade.Eşimin işyerine yakınlığı evimize yakınlığını göz önüne alarak burayı tercih ettik etmek zorunda kaldık,seneekler kısıtlı olunca,geçiş dönminde çok korkuyorum açıkçası değişmesinden kötü arkadaşala uymasından,Rabbim yardımcısı olsun..

4 Eylül 2008

Yaş otuz beş yolun yarısı

Otuz beş yıl önce bugün annesinin dediğine göre “akşam ile yatsı ezanı arasında” dünyaya gözlerini açan şahsiyet yine şairin demesine göre yolu yarılamış bulunmakta…Tabiî ki şaire göre öyledir,doğum günü çocuğuna soracak olsanız daha on yedisi bitmekte on sekizinden gün almakta hissetmekte केंदिनी।



Koskoca otuz beş yıl acısı tatlısı ile geride kalmıştır, fakat doğum günü çocuğu hiçbir şey anlamamıştır bu otuz beş yıldan, belki otuz beş yıl daha yaşasa bile yinede hiçbir şey anlamayacaktır…

Çocukluk dönemine ait çok güzel anıları olan bu doğum günü çocuğu, özellikle babası ile oynadığı oyunları hiç unutamıyor, belkide bu yüzdendir ki babasına ayrı bir düşkündür bu çocuk…Yine evinde babasının her gece sesli kitap okuması sonucu kitap okumayı sevmesini de babasına borçludur…

İlkokulda başarılı bir öğrencidir,yoksulluk günlerinde dahi babası tüm çocuklarına yaptığı gibi kızının da hiçbir şeyini eksik etmemiştir..
Anne ve babasının ,onunla konuşmamasını göze alarak kızını ortaokula yazdırır o müthiş baba.Doğum günü çocuğu babasını memnun ederek ortaokulu tek dersten bütünlemeye kalsa da bitirir.Fakat “ben okula gitmek istemiyorum “ diyerek babasını hayal kırıklığına uğratır ve babası da anlayış gösterir kızının bu isteğine.bilse ki kızı eğitim-öğretim yılı başladığı anda pişman olmuş fakata babasına hiçbir şey dememişतीर


Bu dönmede doğum günü çocuğunun annesi devreye girer ve kızını iki yıl dikiş kursuna bir yılda makine nakış kursuna göndererek el becerileri kazanmasına sebep olur düşünceli anne…

Bu arada babasının kızını okutabilme isteği devam etmekte en azından liseyi dışarıdan bitirebilmesi için kızını ikna etmeye çalışmaktadır .Fakat doğum günü çocuğu buna cesaret edemez…

Görücü usulu ile on sekizinde evlenir doğum günü çocuğu,yakışıklı mı yakışıklı iki oğlu olur bu evlilikten.

Kız kardeşi ve babasının desteği ile eşinin tüm karşı çıkmalarına rağmen ortaokuldan kalan tek derisini vererek açık liseye kaydını yaptırır.İki çocuklu bir anne aynı zamanda bir öğrencidir artık…

Bir müddet başkalarına dikiş diker harçlığını kazanır daha sonraları Avon’da temsilci olur ve takım öncüsü olarak kendi gurubunu kurup azda olsa para kazanmak ,eşine bağımlı olmamak çok hoşuna gider.Biraz ileriye giderek Amway ve Tappırwer işlerinide dener fakat onları uzun süre sürdüremez.Ayrıca siyasi bir partide beş yıldır kadın kollarında gönüllü olarak çalışmaktadır.bu arada bilgisayar kursuna giderek sertifikasını alır.Bütün bunları yaparken eşi sürekli yoluna köstek olmakta,fakat doğum günü çocuğu buna aldırmamakta ve bildiğini okumaktadır…
Kısmetse bir dönem sonra lise diploması elinde olacak olan doğum günü çocuğunun çok arzuladığı üniversite hayalleri gerçek olur inş.Şu sıra yine dikiş dikmeye başlamakta,gönlünde yatan kendi atölyesini kurmayı da çok istemektedir…

Doğum günü çocuğunu az da olsa tanıdınız,hakkında ne düşünüldüğünü bilmek istemektedir çok sevdiği arkadaşları tarafından…

25 Ağustos 2008

Küçüğüm sekiz yaşında..




Mutlu yıllar küçüğüm



hediyelerin veriliş ve paketlerin açılış aşaması:D
Odaya bir girdim ki kardeşlerim Ömer'e gelen hediye oyuncak ile oynuyorlar:D

Küçüğüm sekiz yaşında..

Oğlum;yaşama sebebim, balım, kaymağım, bitanem,hassas,iyi niyetli düşünceli,güler yüzlü bebeğim benim..

Ailemize geldiğin dönem çıkmazların olduğu bir dönemdi bizim için,sana hamile kaldığımı öğrendiğimde ağır antibiyotikler kullanmış vitamin ilaçları almıştım nereden bilebilirdim ki ailemize katılabileceğini,çünkü doktorlara göre benim çocuğum olamazdı ama Rabbim istedikten sonra oluyor işte,Rabbim ol dedikten sonra onu ne durdurabilir ki?

Evde tahlili yaptığım sabah o çift çizgiyi görünce ne yapacağımı şaşırdım,hıçkırarak ağlamaya başladım ilaç kullandığım bir dönemdi ve sen engelli olabilirdin.Bu karmaşık düşüncelerle akşama doktora gittim,bunları düşünmek için çok erken olduğunu söyledi doktor,daha kalp atışların bile duyulmuyordu bir hafta süre sonunda büyümüştün ve canlıydın kalp atışların duyulmuş ve elimizde ultrason fotoğrafı ile odadan çıktığımı hatırlıyorumda ne çok sevinçliydim.Babanla aldığımız kararı ertelemeye en azından zamana bırakmaya karar vermiştik...

Ben ne olursa olsun seni dünyaya getirmeye kararlıydım doktorlar isterlese yüzde yüz engelli bu bebek deseler dahi sen benim bebeğimdin ve doğmalıydın bana göre ve çok şükür ki sonuçlar iyi çıktı ve senin hiç bir şeyin yoktu,Rabbimin mucizesini yaşadık bir kez daha,o istesin yeterki tüm olumsuzlar yok olur..

Çok rahat hamilelik döneminin son günlerinde(27.08.2001) yüksek tansiyon nedeni ile hastaneye gidişimizde kollarımda seninle birlikte çıktık o hastahaneden.Çok tatlı bir bebektin,Gerçi tüm annelerin çocukları kendilerine dünya güzeli gözükse de sen yine de çok tatlıydın..

Çocukluğunda; uysal, akıllı, söz dinleyen, bir okadar da kendine güvenen sosyal biri oldun.Beş yaşında seni ilk kreşe bıraktığım gün hiç aklımdan çıkmayacak günlerden biri,seni kollarımdan koparırcasına almışlardı ve sen çığlık atarak ağlıyordun beni dışarı çıkardılar sen beni gördükçe daha çok ağlıyordun çünkü,sen içerde ben dışarda ağladık.Sonraları alıştın ama yine bana yapacağını yapıyordun,servise binene kadar ağladın ilk on beş gün ama okulu aradığımda hiç sorun olmadığını söylüyorlardı.Sonra her şey yoluna girdi sen alıştın ve kendi isteğinle gittin kreşe.

Sonra ki sene anaokuluna gidişinde hiç problem çıkarmadın zaten kocaman adam gibi akıllı bir çocuktun,tüm sosyal aktivitelerde rol aldın kendi isteğinle,ve ilköğretime başladın artık okullu bir çocuk olmuştun ve beni biraz zorlasanda okumayı da öğrendin ya çok şükür:)

Duygusal bir okadar da düşünceli,yardımsever güler yüzlü bir çocuksun inş büyüdüğün zamanda bu özelliklerini kaybetmezsin.Rabbim hayırlı bir evlat olmanı nasip eder inş.tüm kötülüklerden uzak ol,büyüklerine itiraz etme,yaşlılarımıza çok saygı ve sevgi göster emi benim akıllı oğlum..İyi ahlakınla çevrene örnek bir insan olursun inş..
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BİTANEM SENİ ÇOK SEVİYORUM YAKIŞIKLIM


20 Ağustos 2008

Dostum Selom geldi ve pikniğimiz..

Bu yaz geçmek üzere koşturmacalar, temizlikler, hastalıklar derken sonbahar geldi bile,Rabbim bu günlerimizi aratmasın.
Ömer Beyimizden inciler bizi şaşırtarak devam etmekte fakat ben not almadığım için bloguda çabuk güncelleyemediğim için ee birde benim gibi balık hafızalı bir annesi olunca yaşanılann diyaloglar hiç aklımda kalmıyor maalesef.Ömer çok agresif çok sinirli bir çocuk oldu hiç böyle değildi,resmen abisini taklid ediyor ,tamam abiyi biraz da olsa anlamaya çalışıyorum nede olsa şu bir türlü geçmeyen ergenlik döneminde olduğunu düşünerek kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum ama abimiz on beşinde bu yedi yaşında ki velete ne oluyorda bu kadar asabi oldu anlamış değilim.Bu yaz Ömer'le hiç ilgilenemedim diyebilirm , başta badana boya temizlik işleri ardından da babamın hastalığı derken başı boş çok kaldı, okuması ilerliyeceğine geriledi heceleyerek okumaya başladı ve birde bilmiş bilmiş "-anne sen bana hatırlatmıyorsun ki kitap okumayı hep senin yüzünden geriledim ben" demesi yok mu ? Şu bir kaç gündür her gün aralıklarla bir saat okutmaya gayret ediyorum inş okul açılana kadar telafi ederiz.
Aslında yazacak belli birşeyler yok karşık ve kısa bir yazı olacak ve bu postta sadece fotoğraflar konuşacak diyebilirm hee tabi benim çenem düşmezse orası ayrı bakalım yazının sonunda ne diyecem neler çıkacak hep birlikte görecez :)
****
Üç yıl önce forumlardan tanıştığım şimdi dostum dediğim Ankaradan selma geldi geçen hafta.
Kim demiş internetten arkadaş, dost edinilmez diye cümle aleme duyrulur ki benim canım arkadaşım net aleminden bulunmuştur :))
Dört gün kaldı ama zamnın nasıl geçtiğini anlamadık bile genelde bana hep kışın geldiği için bu gelişinde hiç evde oturtmadım onu her gün bir yerlere götürdüm ki kendileri gezmeyi çok fazla sevmezler ama maalesef benim gibi gezmeyi seven bir arkadaşı olduğu için eli mahkumdu tabi ki..
Neyse efenim geçelim fotoğraflara biraz da onlar konuşsun belli oldu benim çenem açılmaya başladı yoksa bu postun sonu gelmiyecek sizde okumadan sıkılıp sadece fotolora bakıp çıkmayasınız diye susmak en iyisi..
ilk gittiğimiz yer Değirmendire oldu ,oraya vapurla geçtik ben deniz yolculuğunu çok severim değişiklik olsun dedim ama maalesef selma hanım pek sevmezlermiş ya neyse ee ev sahibi ben olduğum için bana uymak zorunda kaldı tabi :) Üstteki pozlar Ömer beyimize ait görüldüğü üzere vapurda ve hariklar sahilinden bir iki poz..


Bu fotoğraflarda harikalar sahilinde ve annemlerin bahçesinde
selomu sallarken çektim oda benim babamla fotomu çekti ..



Bir gecede zorla Koceli fuarına götürdüm yine selocuğumu şansımıza Zara'nın konseri varmış gittiğimize pek memnun geri döndük efenim.. tabiki Ömer bizden çok memnun du o ayrı mesele lunaparktan zorla çıkardık onu,hee bu arada genç delikanlılarımız bize takılmadılar aynı akşam fuardaydık fakat sadece dönüş yolunda oyobüste buluştuk :P


Bunlar bizim delikanlılar sadece bizim görüştüğümüz zaman görüşürler,ne msn ne de telefonda hiç konuşmazlar ama hiç ayrı kalmamış gibi kaldıkları yerden devam ederler pek bir samimi olurlar bu her sene aynı nasıl arkadaşlık anlamadık ya neyse en azından bir arada olunca çok güzel vakit geçiriyorlar..



Bu fotorafta gözleriniz kamaşmasınn karşınızda iki güzel bayannnnnnn :P biri şişko güzel ama (bendeniz az buçuk şişko biriyim de)




Selmayı yolcu ettiğimiz pazar günü annemlerle birlikte pikniğe gittik ,altı kardeş olunca ee birde dördümüz evli olunca hee birde çocuklarımız olunca haliylen kalabalık bir aile oluverdik gitti gari:P Tek eksiğimiz iki damat,onlarında işleri vardı zaten, ne işleri varki aramızda dimi ama yabancılar otyursunlar otuırdukları yerde :P aslında ikide gelin vardı aramızda yabancı ama onlar gelmese çocuklarına kim bakardı o yüzden "-gelsinler" dedi kötü görümce ben :P şaka bir yana keşke eşim ve kızkardeşimin eşide olsa idi çok güzel bir gün geçirdik..Erkek kardeşim düzenledi pikniği babamı elinden geldiğince mutlu etmeye çalışıyor(uz),ne kadar çok hep bir arada vakit geçirisek bu günler bizim için mutlu bir anı olarak karelere yansıyor..






6 Ağustos 2008

Üzgünümm hemde çokk..

Aslında ne yazacağımı pek bilmiyorum, düzensiz karışık bir yazı olabilir, düzenleme falan yapmadan şuan aklımdan geçenler ve olanları paylaşıcam..
Babamın biyopsi sonuçları iyi çıkmadı maalesef :( Pazartesi günü itibari ile kemoterapi başlandı,şu an için çok kötü yönde etkilenmiyor çok şükür inş tedavi boyunca böyle iyi olur,mide bulantıları ve halsizlikler oluyor ama bunlarda olağan şeyler..Hastalığının başlangıcında olması biraz teselli bizim için ,doktorlar tedavi ile düzelebileceğini söylüyor ,Rabbim neylerse güzel eyler, imtihan dünyasındayız elimizden hiçbir şey gelmiyor maalesef,dua etmekten başka..

On gündür annemlerdeyim bazı akşamlar orada kalıyoruz bazen eve geliyoruz ama sabah yine gidiyoruz,her anı birlikte geçirmek istiyorum insanın başına gelmeyince anlamıyor maalesef.. Gelen misafirlere hizmet etmek yorucu olduğu kadar babam için geldiklerini düşününce ve babamın mutlu olduğunu görünce yorgunluk falan kalmıyor büyük bir zevkle hizmet ediyoruz sakın ha yanlış anlaşılmasın misafiri çok severiz ailecek. Sadece gün içinde gelen kişilerin sayısı otuz ile elli kişi arasında olunca biraz koşturmaca içinde oluyoruz o kadar,gelen kişilerin çokluğunu görünce babamın ne kadar çok sevilen biri olduğunu bir kez daha anladık..Biliyorum ki rabbimde seviyor babamı ve çok acı çektirmeyecek inş ,hastalığı verdiği gibi kaldırmasını da sağlayacak ve babam düzelecek buna inanmak istiyorum..

****





Bahçemizde yok yok,annem ve babamın sayesinde tabiî ki, pazarda olan tüm sebzelerden tutun da meyvelere kadar haliyle bahçeden toplanan sebzelerle yapılan yemeğinde tadına doyum olmuyor..
Domates toplarken Ömer’de bana yardım etti ve çok hoşuna gitti,henüz yeni olgunlaşırken domatesleri seçmede bana yardımcı oldu ..



Ömer kendine yeni yeni oyun alanları buluyor son günlerde ki favorisi yukarıda gördüğünüz direğe tırmanmak ve kaymak..



Kuzenler ,halam ve eniştem den oluşan ailenin sadece küçük bir kısmı..







Ailece yenilen bir kahvaltı sofrasından görüntüler..




İlk kez çaydanlıktan bardağa çay dökmenin şerefine erişen Ömer beyimiz ve “teyze çay dökerken benim fotoğrafımı çeker misin “demesi sonucu karşınızda Ömer..



Yağlı boya resim tablosu yapan teyzesini izleyen Ömer..




Dayı ve yeğenleri ..








16 Temmuz 2008

Biraz ondan ,biraz bundan, biraz şundan ..

Merhaba, blogumuzu güncellemeyeli epey bir süre geçmiş,yaşanılanlar geçmişte kaldı fakat arşivde yer almasını istediğim için olanları sırası ile yazıcam..
****
Babam görünüşte iyi fakat, ak ciğerde bir kitle tespit edildi ve bugün biopsi yapıldı sonuç ona göre belli olacak,inş sadece görünüşte değil gerçekten de iyidir babacım benimL Kandaki mikrop normal değerlerin altına düştü,buna şükür ediyoruz.Babamın piskolojisi kötü durumda onun yanında ne kadar güçlü isek yanından ayrıldıktan sonra bir o kadar güçsüz hissediyoruz. ,biopsi sonucu inş dermansız hastalık çıkmaz, rabbim neylerse güzel eyler deyip bekleyip hayırlısı ne ise onu görücez inş..
****
İki hafta önce Ayşemmmmmmmle tanıştık üç yıl sonunda,yinede Ayşe’min sayesinde oldu tabii saol canım benim sıcaklığını yüz yüze gelince de hissedebilmek çok güzeldi bir kez daha yanılmadığım için çok sevinçliyim.Ankara’ya giderlerken beni aradı bir kahve içimlik de olsa görüşelim deyince sünnet dolayısı ile evde olan misafirleri kayınvalideye emanet edip soluğu annemlerin orada aldım yol üzeri bulmaları daha kolay olacaktı ve bahçe içinde çocuklarla daha rahat edebiliriler diye annemlerin orayı tercih ettim..İsteğimiz gibi ağırlayamadık ani olunca, ama telafi edeceğim için de rahatım aslında.Ailecek sizi tanıdığımız için çok mutlu olduk Ayşe’m,annem babam kız kardeşim de sizleri çok sevdi..İler ki günlerde bol bol görüşürüz artık inş..

Geçtiğimiz hafta sonunda ayşe, aysun ve emine buraya geleceklerdi çok güzel program planlamıştık ama maalesef babamın hastalığı dolayısı ile ertelemek zorunda kaldık,çok üzüldüm ama telafi edecem ve mutlaka sizi burada görmek istiyorum..


Soğutulmak üzere kuyuya atılan karpuz çıkarılırken ..




Afiyet olsun şeker kızlar ..


*****

Amcamızın oğlu Kerem sünnet oldu , Ömer iki buçuk yaşında sünnet olduğu için hiçbir şey hatırlamıyor,biz sünnet töreni falanda yapmamıştık dolayısı ile süslü püslü kıyafetler ile fotoğrafları da olmadığı için Ömer çok özendi kuzenine.Davetiye dağıtımı sırasında sürekli Keremin pelerini ile şapkasını takıp asasını elinde gezdirdi durdu,o anlarda çok üzüldüm erken mi yaptırdık diye çünkü çok özendi yavrum benim..Hatta sünnet töreni akşamın da “neden beni küçükken sünnet ettirdiniz bak Kerem’in ne çok parası var,bende şimdi olsaydım benimde çok param olacaktı” diye söylendi durdu küçük beyimiz…





Komşumun yaşça Ömer’den büyük kızı Ömer’e boncuk vermiş, eve geldi” anne ben bu boncuklardan kolye yapıcam” dedi, önce bana sonra kuzenine arkadaşlarına da bileklik yapacakmış neyse merakla başladı boncukları dizmeye, tabi bu arada ben ona iğne iplik verdim dizmesi konusunda hiç fikir vermedim kendisi bir küçük bir büyük boncuk şeklinde dizmiş.Tabi kolye işi ona sıkıcı gelince bilekliğe döndürdü işi, bitirdiğindeyse ortaya yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bileklik çıktı..Asıl meseleye gelelim çok uzattım yine lafı :D Ertesi akşam bana anlattığına göre küçük beyimizin;benim de evde olmayışımdan faydalanmış olsa gerek,etrafımızdaki iki bakkal ve iki markete giderek yaptığı bilekliği bir liraya satmak istemiş ve hiç birisi satın almamış,ayrıca mahallemizdeki çocuklara satmak istemiş onlarda almayınca çok üzülmüş,bana anlatırken nerdeyse ağlayacak o derece yani..Bende ona bir teklifte bulundum tabii sevinerek kabul etti, bilekliği ben satın aldım kuzenine hediye etmek üzere..Daha önceki postalarda bahsetmiştim, Ömer’i ailecek çok seven komşum var onun kızına anlattığımda hem çok güldü hem de çok kızdı neden almamışlar sanki bir lira için çocuğu üzmeye değer mi şeklinde neyse bana geldi bir akşam Mukadder abla kızmayacaksın ama sana bir şey söyliyecem Ömer’e ben bana bileklik yapmasını söyledim ama zam yapmış iki liraya çıkarmış fiyatı deyince çok güldüm,sanki çok satış yaptı da rağbet görünce fiyatı yükseltti küçük beyim :D





Evet gelelim sirk hikayemize, Kocaeli Fuarına İtalyan’ların Royal sirki geldi, eğlenirler diye kuzenlerimiz Aysima ve Ahmet Faruk ve kız kardeşimle birlikte sirke gittik.açıkçası ben sıkılırım diye düşünürken çok eğlenceli geçti bizim içinde..Hatta çocuklarda çok eğlendiler..Küçük atlar vardı, sirk öncesi isteyen çocukları üzerlerine bindirip gezdiriyorlardı Ömer ve Aysima hadi bizde binelim deyince aldım ikisini de atların bulunduğu yere gidince Aysima anında vazgeçti biraz ürktü,ama Ömer ile beklerken Ömer’de vazgeçti sonradan , sebebi de “çok pis kokuyorlar anne ben dayanamam bu kokuya” demesi oldu :D Köpeklerin ve atların gösterisi çok güzel ve eğlenceliydi, bu arada Ömer bana “ anne hayvanlara eziyet ediyorlar mıdır sence” sorusu karşısında bir kez daha ne kadar hassas bir oğlum olduğuna şahit oldum..





Veeee sıra gecenin finalinde :D biz sonradan çok güldük kardeşimle durup durup hem de aklımıza geldikçe J:)sizde gülün bakalım çekinmeyin emiiii gülün gülünnnnnnnnn :D Hatta kahkaha bile atabilirsiniz serbesttir yani :D iki aylık bir aslanı seyircilerin içinde gezdirip foto çekiyorlar çocukları gördükleri yere anında oturup aslanla birlikte fotoğraflarını çekiyorlardı tabii bizim çocukları da görünce hemen fotoğraflarını çektiler,yukarıda gördüğünüz fotoğraf on ytl yanlış duymadınız bildiğimiz fotoğrafa on ytl verdik biraz daha büyüğü onbeş ytl imiş içimden yuhh yani dedim sizi soyguncular siziiiiiii bende göz varmnı size para vericek derkennnnnnn, ama kız kardeşimin hiçbir şeye hayır diyememesi sonucu gecenin sonunda elimizde nur topu gibi bir aslanımız oldu ay pardon aslanla çekilmiş nur topu gibi bir fotoğrafımız oldu ..
****
Gelelim oks sonucuna; bizi bir yıl boyunca geren ama sonucunda elde koskocaman bir sıfır olan oks sonucuna Lpuanlar çok düşük hem de çok fazla düşük şok olduk, değerlendirmeleri birlikte yapmasak yanlış hatırlıyor diyecem oğlum ama birlikte yapmıştık değerlendirmeleri, sınavdan çıkınca bir saat sonra tv den, soru çıktığı anda Enes ben ”a” yaptım diyordu ve ardından doğru sonuç açıklanıyordu bu şekilde yanlışları ve doğruları hesaplayarak netleri çıkardık ortaya.Ama ne oldu halen anlamış değilim beklediğimizin çok altında bir sonuç ve imkansız bir yere yerleşmesi,artık hayırlısı diyoruz ,demeliyiz elimizden bir şey gelmez ve geriye dönüş yok maalesef , işin kötüsü babası hiçbir şeye demedi ona ama davranışları ile tepkisini belli ediyor ve çok üzülüyor oğlum ,babamızı sakinleştirene kadar neler çektim bir ben bilirim,onun açısından bakınca oda haklı oğlumuz bu seviyede bir çocuk değildi ama napalım diyorum ya oğlumuza bir şey olsa bu daha mı iyi olurdu deyince biraz susuyor ama beni yiyip bitiriyor açıkçası..Koleje göndermemizin imkanı yok şartları zorlayarak ilköğretimi bitirdik zaten , liseyi asla kaldıramayız,işin kötüsü etrafta gönderecek doğru düzgün bir lise yok,Enes Anadolu teknik lise olsun diyor,ama ben bu sistemde meslek lisesinde okumasını istemiyorum, off çok zor bir durumdayız nasıl halledecez bakalım,rabbim yardımcımız olsun..


3 Temmuz 2008

Babam zatürre:(

Çok üzgünüm,üzgünüz ailecek.. Babam son zamanlarda çok kilo kaybetti ve doktora gitmiyordu dün gece itibari ile ateşi düşmeyince bugün doktora gitmesi sonucu zatürre teşhisi konuldu ve kana karışmış,hastahaneye yatırdı doktor,sizden bu güzel ve özel gecede babam için de dualarınızı bekliyorum,rabbim tüm hastalara acil şifa versin babacımı da ayırmasın inş..
***
Ezhib''l be''se Rabbin''nasi esfi ve entes''safi la sifae illa sifauke , sifaen la yügadiru sekama"
***
(Bu hastaligi gider ey insanlarin Rabbi! Sifâ ver, çünkü sifâ verici sensin. Senin verecegin sifâdan baska sifâ yoktur. Öyle sifâ ver ki hiç bir hastalik birakmasin)
aminnn..
***
Ragaip kandiliniz mübarek olsun..
***
[Dipnot ] dün gece babamı öyle halsiz bitkin gördüm ki daha önce hiç öyle görmemiştim çok kötü oldum, babamı hiç hasta yatarken görmedim ben bu yaşıma geldim, çok ümitsiz ben iyileşemiyecem deyip hepimizi çok üzüyor annem sürekli ağlıyor,kızkardeşimle göz göze gelmekten kaçınır olduk ağlamamak için:(
annemin demesine göre,doktor hiç iyi olmadığını söylemiş,raabbim dermansız hastalık verip imtihan eylemesin ,babacımın yaptığı iyilikleri karşısına çıkarsın ..
Birazdan yanına gidecem inşş iyi görürümm babamı..