15 Eylül 2008

Kötü Başlangıç

Eğitim-Öğretim yılı başladı geçen hafta herkese hayırlı olsun ,ama bizim için pek hayırlı olduğu söylenemez maalesef :(
Ömer Talha'dan bahsediyorum bu yıl ikinci sınıf oldu ve geçen yıl ki öğretmenimiz mecburiyetten emekli oldu biz bunu sene sonundan itibaren biliyorduk fakat öğretmenimizi sözleşmeli görev yapmak üzere geri getirebiliriz belki diyede çok üzülmemiştik.
Neyse büyük bir heyecanla pazartesi günü okula gittiğimizde yeni öğretmenimizi haliyle öğrenciler kadar bizde merak ediyorduk veliler olarak,dışarıda tören sırasında çocukların yanında yoktu bizde törenden sonra sınıfa girdik çocuklarla birlikte bekledik,sınıfa bir bayan öğretmen geldi ve bize hiç bir şey demeden sınıfı boşaltmamızı söyledi,çıktık dışarıya ama yaptığının doğru olmadığını sesli bir şekilde herkes kendine yakın hissettiği kişiye söylüyordu,bana göre de en azından kendini tanıtıp bizi dışarı çıkarması gerekir diye düşündürdü,yanlışmıyım bilmiyorum ama bana göre öyle...

Tabi bekledik tenefüs olmasını ve Ömer'e sorduğumda "nasıl geçti öğretmeninizle ilk dersiniz "dediğimde ben Nafiye öğretmenimi geri istiyorum dedi ağlamaklı bir ifadeyle,bu öğretmen çok sinirli çok bağırıyor diyede ekledi ki baktım ki tüm çocuklar aynı şeyleri söylüyor.Tabi ki Ömeri sakinleştirdim.
Öğle tatilinde sınıfı temizlemek için sınıfa gittiğimde oradaki bir kaç veliden öğretmenin çocuklar üzerinde çok fazla şiddet içeren sözler sarfettiğini duydum ki kanım dondu sanki o anda :(
bir kaç sözünden örnek ve bu sözler daha ilk üç ders içinde söylenen sözler...
"birbinizin eşyasını habersiz alırsanız parmakalrınızın ucundan bıçakla keserim" heleki bu laf yenir yutulur cinsten değil bana göre,bir eğitimcinin bir öğretmenin daha ana kuzusu olan yavrulara bu sözü tanıştığı ilk derslerde söylemesini kaldıramadım ben ve benim gibi düşünen en az on beş veli dahası"ağzınıza çakarım,kemiklerinizi kırarım,gözlerinizi oyarım,saçlarınızdan camdan aşağı sarkıtırm sizi" gibi ağıza alınmıyacak cümlelerle kendini saydırmak istemesi ancak hasta ruhlu bir insana ait kelimeler diye düşünüyorum..

Akşama Ömer eve gelince bunların tekrar ettiğini söylemesi ve ogün içinde üç çocuğu tokatlaması ve kulaklarını çekmesi karşısında,benim çocuğuma yapılmamış olsada bu duruma kayıtsız kalamadım ve yedi sekiz arkadaşla birlikte ikinci gün sabahında müdür beye çıktık şikayetimizi dile gitirdik ve çok şaşırdı "iki yıldır okulumuzda sözleşmeli bir öğretmen olduğu çok iyi bir kişi olduğunu bu tür şikayetlerle ilk kez karşılaştığını" falan söyledi ve öğretmenle konuşacağını söyledi.İçimiz hiç rahat değildi tabiki bende okul aile birliğinde olmamın rahatlığı işle sürekli okuldaydım ve müdürün konuşmasının hiçbir şeyi etkilmediğini gördüm maalesef ,ilk günki kadar yoğun olmasada aynı şekilde davranışlarda bulunmaya devam etti,her gün mutlaka iki üç çocuk tokat yedi,kafalarına pet şişe ile vuruldu kulak çekmeler ve tehditlerde cabası...

Üçüncü günde ilçe milli eğitim müdürüne çıktık,asıl gayemiz eski öğretmenimizi geri getirebilmekti,kimsenin ekmeği ile oynamak gibi bir derdimiz olmadığını da üstüne basa basa belirtik hem kendi müdürümüze hem ilçe milii eğitim müdürüne...Milli eğitim müdürü"altı yıldır burada görevde olduğunu ama şimdiye kadar hiç bir emekli öğretmenle sözleşme yapmadıklarını ,açıkta bekleyen binlerce genç öğretmenin olduğunu bunu yaprsa onlara karşı haksızlık olacağın"ı söyledi ki sözlerine hak vermemek mümkün değil.bu konudaki ümidimizide yitirmiş olduk ama yeni öğretmenimiz hakkındaki şikayetlerimizi dile getirince presedüre göre haraket edeceğini,önce müdür beyle konuşacağını gerekirse öğretmenle konuşacağını bunlarda kafi gelmezse görevden alınacağını söyledi..

Ömer çok etkilnemiş ki gece uykusunda "ağlıyor ben çok korkuyorum,nafiye öğretmenim geri gelsin yeni öğretmenimiz çok bağırıyor"yavrum ne kadar kokrmuş ki rüyasında sayıklıyor zor sakinleştiridim o gece oğluşumu..

Bizim okul müdürümüzünde cuma günü söylediğine göre" iki kez uyarı aldı üçüncü uyarıda sözleşmenin fesh edileceği"
Öğretmenle muhattap olmadık ki önceki öğretmenimizi geri getirebiliriz umudu vardı içimizde oda olmadı:( Cuma günü Ömer'de nasibini aldı ve kulağı kızarmış bir şekilde yanıma geldi okul aile birliği odasına ağladı ağlayacak yinede öğretmene karşı hiç bir kötü söz söylemiyorum yanında yatıştırmaya çalıştım "yapmasaydın oğlum dedim hareketlerine dikkat et öğretmenini dinle kulağını çekmesin öğretmenin" dedim demek zorundaydım,eğerki" ayy ne oldu sana kulağın neden bu kadar kızarmış desem çok ağlayacak susturmam zorlaşıcak öğretmene daha bir kinlenicekti,doğru mu yanlış mı tartışılır..

Bugün öğlende toplantımız var tabiri caizse dananın kuyruğu kopacak...
****

Büyük oğluma Enes'e gelince çok zor karar verme aşamasından sonra hiç istemediğim bir düz liseye kaydını yaptırdık ve oda okuluna gidip geliyor.bu lise hakkındada hiç iyişeyler duymadım ama çevremizde gönderilecek en düzgün liselerden biri olduğunu öğrendik uzun araştırmalarımız sonucu,iki liseden bahsettiler bize biri evimeze yakın olan şimdi gittiği lise diğeri çarşıda merkezde olan birlise araba ile yarım sattlik bir mesefade.Eşimin işyerine yakınlığı evimize yakınlığını göz önüne alarak burayı tercih ettik etmek zorunda kaldık,seneekler kısıtlı olunca,geçiş dönminde çok korkuyorum açıkçası değişmesinden kötü arkadaşala uymasından,Rabbim yardımcısı olsun..

4 Eylül 2008

Yaş otuz beş yolun yarısı

Otuz beş yıl önce bugün annesinin dediğine göre “akşam ile yatsı ezanı arasında” dünyaya gözlerini açan şahsiyet yine şairin demesine göre yolu yarılamış bulunmakta…Tabiî ki şaire göre öyledir,doğum günü çocuğuna soracak olsanız daha on yedisi bitmekte on sekizinden gün almakta hissetmekte केंदिनी।



Koskoca otuz beş yıl acısı tatlısı ile geride kalmıştır, fakat doğum günü çocuğu hiçbir şey anlamamıştır bu otuz beş yıldan, belki otuz beş yıl daha yaşasa bile yinede hiçbir şey anlamayacaktır…

Çocukluk dönemine ait çok güzel anıları olan bu doğum günü çocuğu, özellikle babası ile oynadığı oyunları hiç unutamıyor, belkide bu yüzdendir ki babasına ayrı bir düşkündür bu çocuk…Yine evinde babasının her gece sesli kitap okuması sonucu kitap okumayı sevmesini de babasına borçludur…

İlkokulda başarılı bir öğrencidir,yoksulluk günlerinde dahi babası tüm çocuklarına yaptığı gibi kızının da hiçbir şeyini eksik etmemiştir..
Anne ve babasının ,onunla konuşmamasını göze alarak kızını ortaokula yazdırır o müthiş baba.Doğum günü çocuğu babasını memnun ederek ortaokulu tek dersten bütünlemeye kalsa da bitirir.Fakat “ben okula gitmek istemiyorum “ diyerek babasını hayal kırıklığına uğratır ve babası da anlayış gösterir kızının bu isteğine.bilse ki kızı eğitim-öğretim yılı başladığı anda pişman olmuş fakata babasına hiçbir şey dememişतीर


Bu dönmede doğum günü çocuğunun annesi devreye girer ve kızını iki yıl dikiş kursuna bir yılda makine nakış kursuna göndererek el becerileri kazanmasına sebep olur düşünceli anne…

Bu arada babasının kızını okutabilme isteği devam etmekte en azından liseyi dışarıdan bitirebilmesi için kızını ikna etmeye çalışmaktadır .Fakat doğum günü çocuğu buna cesaret edemez…

Görücü usulu ile on sekizinde evlenir doğum günü çocuğu,yakışıklı mı yakışıklı iki oğlu olur bu evlilikten.

Kız kardeşi ve babasının desteği ile eşinin tüm karşı çıkmalarına rağmen ortaokuldan kalan tek derisini vererek açık liseye kaydını yaptırır.İki çocuklu bir anne aynı zamanda bir öğrencidir artık…

Bir müddet başkalarına dikiş diker harçlığını kazanır daha sonraları Avon’da temsilci olur ve takım öncüsü olarak kendi gurubunu kurup azda olsa para kazanmak ,eşine bağımlı olmamak çok hoşuna gider.Biraz ileriye giderek Amway ve Tappırwer işlerinide dener fakat onları uzun süre sürdüremez.Ayrıca siyasi bir partide beş yıldır kadın kollarında gönüllü olarak çalışmaktadır.bu arada bilgisayar kursuna giderek sertifikasını alır.Bütün bunları yaparken eşi sürekli yoluna köstek olmakta,fakat doğum günü çocuğu buna aldırmamakta ve bildiğini okumaktadır…
Kısmetse bir dönem sonra lise diploması elinde olacak olan doğum günü çocuğunun çok arzuladığı üniversite hayalleri gerçek olur inş.Şu sıra yine dikiş dikmeye başlamakta,gönlünde yatan kendi atölyesini kurmayı da çok istemektedir…

Doğum günü çocuğunu az da olsa tanıdınız,hakkında ne düşünüldüğünü bilmek istemektedir çok sevdiği arkadaşları tarafından…

25 Ağustos 2008

Küçüğüm sekiz yaşında..




Mutlu yıllar küçüğüm



hediyelerin veriliş ve paketlerin açılış aşaması:D
Odaya bir girdim ki kardeşlerim Ömer'e gelen hediye oyuncak ile oynuyorlar:D

Küçüğüm sekiz yaşında..

Oğlum;yaşama sebebim, balım, kaymağım, bitanem,hassas,iyi niyetli düşünceli,güler yüzlü bebeğim benim..

Ailemize geldiğin dönem çıkmazların olduğu bir dönemdi bizim için,sana hamile kaldığımı öğrendiğimde ağır antibiyotikler kullanmış vitamin ilaçları almıştım nereden bilebilirdim ki ailemize katılabileceğini,çünkü doktorlara göre benim çocuğum olamazdı ama Rabbim istedikten sonra oluyor işte,Rabbim ol dedikten sonra onu ne durdurabilir ki?

Evde tahlili yaptığım sabah o çift çizgiyi görünce ne yapacağımı şaşırdım,hıçkırarak ağlamaya başladım ilaç kullandığım bir dönemdi ve sen engelli olabilirdin.Bu karmaşık düşüncelerle akşama doktora gittim,bunları düşünmek için çok erken olduğunu söyledi doktor,daha kalp atışların bile duyulmuyordu bir hafta süre sonunda büyümüştün ve canlıydın kalp atışların duyulmuş ve elimizde ultrason fotoğrafı ile odadan çıktığımı hatırlıyorumda ne çok sevinçliydim.Babanla aldığımız kararı ertelemeye en azından zamana bırakmaya karar vermiştik...

Ben ne olursa olsun seni dünyaya getirmeye kararlıydım doktorlar isterlese yüzde yüz engelli bu bebek deseler dahi sen benim bebeğimdin ve doğmalıydın bana göre ve çok şükür ki sonuçlar iyi çıktı ve senin hiç bir şeyin yoktu,Rabbimin mucizesini yaşadık bir kez daha,o istesin yeterki tüm olumsuzlar yok olur..

Çok rahat hamilelik döneminin son günlerinde(27.08.2001) yüksek tansiyon nedeni ile hastaneye gidişimizde kollarımda seninle birlikte çıktık o hastahaneden.Çok tatlı bir bebektin,Gerçi tüm annelerin çocukları kendilerine dünya güzeli gözükse de sen yine de çok tatlıydın..

Çocukluğunda; uysal, akıllı, söz dinleyen, bir okadar da kendine güvenen sosyal biri oldun.Beş yaşında seni ilk kreşe bıraktığım gün hiç aklımdan çıkmayacak günlerden biri,seni kollarımdan koparırcasına almışlardı ve sen çığlık atarak ağlıyordun beni dışarı çıkardılar sen beni gördükçe daha çok ağlıyordun çünkü,sen içerde ben dışarda ağladık.Sonraları alıştın ama yine bana yapacağını yapıyordun,servise binene kadar ağladın ilk on beş gün ama okulu aradığımda hiç sorun olmadığını söylüyorlardı.Sonra her şey yoluna girdi sen alıştın ve kendi isteğinle gittin kreşe.

Sonra ki sene anaokuluna gidişinde hiç problem çıkarmadın zaten kocaman adam gibi akıllı bir çocuktun,tüm sosyal aktivitelerde rol aldın kendi isteğinle,ve ilköğretime başladın artık okullu bir çocuk olmuştun ve beni biraz zorlasanda okumayı da öğrendin ya çok şükür:)

Duygusal bir okadar da düşünceli,yardımsever güler yüzlü bir çocuksun inş büyüdüğün zamanda bu özelliklerini kaybetmezsin.Rabbim hayırlı bir evlat olmanı nasip eder inş.tüm kötülüklerden uzak ol,büyüklerine itiraz etme,yaşlılarımıza çok saygı ve sevgi göster emi benim akıllı oğlum..İyi ahlakınla çevrene örnek bir insan olursun inş..
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BİTANEM SENİ ÇOK SEVİYORUM YAKIŞIKLIM


20 Ağustos 2008

Dostum Selom geldi ve pikniğimiz..

Bu yaz geçmek üzere koşturmacalar, temizlikler, hastalıklar derken sonbahar geldi bile,Rabbim bu günlerimizi aratmasın.
Ömer Beyimizden inciler bizi şaşırtarak devam etmekte fakat ben not almadığım için bloguda çabuk güncelleyemediğim için ee birde benim gibi balık hafızalı bir annesi olunca yaşanılann diyaloglar hiç aklımda kalmıyor maalesef.Ömer çok agresif çok sinirli bir çocuk oldu hiç böyle değildi,resmen abisini taklid ediyor ,tamam abiyi biraz da olsa anlamaya çalışıyorum nede olsa şu bir türlü geçmeyen ergenlik döneminde olduğunu düşünerek kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum ama abimiz on beşinde bu yedi yaşında ki velete ne oluyorda bu kadar asabi oldu anlamış değilim.Bu yaz Ömer'le hiç ilgilenemedim diyebilirm , başta badana boya temizlik işleri ardından da babamın hastalığı derken başı boş çok kaldı, okuması ilerliyeceğine geriledi heceleyerek okumaya başladı ve birde bilmiş bilmiş "-anne sen bana hatırlatmıyorsun ki kitap okumayı hep senin yüzünden geriledim ben" demesi yok mu ? Şu bir kaç gündür her gün aralıklarla bir saat okutmaya gayret ediyorum inş okul açılana kadar telafi ederiz.
Aslında yazacak belli birşeyler yok karşık ve kısa bir yazı olacak ve bu postta sadece fotoğraflar konuşacak diyebilirm hee tabi benim çenem düşmezse orası ayrı bakalım yazının sonunda ne diyecem neler çıkacak hep birlikte görecez :)
****
Üç yıl önce forumlardan tanıştığım şimdi dostum dediğim Ankaradan selma geldi geçen hafta.
Kim demiş internetten arkadaş, dost edinilmez diye cümle aleme duyrulur ki benim canım arkadaşım net aleminden bulunmuştur :))
Dört gün kaldı ama zamnın nasıl geçtiğini anlamadık bile genelde bana hep kışın geldiği için bu gelişinde hiç evde oturtmadım onu her gün bir yerlere götürdüm ki kendileri gezmeyi çok fazla sevmezler ama maalesef benim gibi gezmeyi seven bir arkadaşı olduğu için eli mahkumdu tabi ki..
Neyse efenim geçelim fotoğraflara biraz da onlar konuşsun belli oldu benim çenem açılmaya başladı yoksa bu postun sonu gelmiyecek sizde okumadan sıkılıp sadece fotolora bakıp çıkmayasınız diye susmak en iyisi..
ilk gittiğimiz yer Değirmendire oldu ,oraya vapurla geçtik ben deniz yolculuğunu çok severim değişiklik olsun dedim ama maalesef selma hanım pek sevmezlermiş ya neyse ee ev sahibi ben olduğum için bana uymak zorunda kaldı tabi :) Üstteki pozlar Ömer beyimize ait görüldüğü üzere vapurda ve hariklar sahilinden bir iki poz..


Bu fotoğraflarda harikalar sahilinde ve annemlerin bahçesinde
selomu sallarken çektim oda benim babamla fotomu çekti ..



Bir gecede zorla Koceli fuarına götürdüm yine selocuğumu şansımıza Zara'nın konseri varmış gittiğimize pek memnun geri döndük efenim.. tabiki Ömer bizden çok memnun du o ayrı mesele lunaparktan zorla çıkardık onu,hee bu arada genç delikanlılarımız bize takılmadılar aynı akşam fuardaydık fakat sadece dönüş yolunda oyobüste buluştuk :P


Bunlar bizim delikanlılar sadece bizim görüştüğümüz zaman görüşürler,ne msn ne de telefonda hiç konuşmazlar ama hiç ayrı kalmamış gibi kaldıkları yerden devam ederler pek bir samimi olurlar bu her sene aynı nasıl arkadaşlık anlamadık ya neyse en azından bir arada olunca çok güzel vakit geçiriyorlar..



Bu fotorafta gözleriniz kamaşmasınn karşınızda iki güzel bayannnnnnn :P biri şişko güzel ama (bendeniz az buçuk şişko biriyim de)




Selmayı yolcu ettiğimiz pazar günü annemlerle birlikte pikniğe gittik ,altı kardeş olunca ee birde dördümüz evli olunca hee birde çocuklarımız olunca haliylen kalabalık bir aile oluverdik gitti gari:P Tek eksiğimiz iki damat,onlarında işleri vardı zaten, ne işleri varki aramızda dimi ama yabancılar otyursunlar otuırdukları yerde :P aslında ikide gelin vardı aramızda yabancı ama onlar gelmese çocuklarına kim bakardı o yüzden "-gelsinler" dedi kötü görümce ben :P şaka bir yana keşke eşim ve kızkardeşimin eşide olsa idi çok güzel bir gün geçirdik..Erkek kardeşim düzenledi pikniği babamı elinden geldiğince mutlu etmeye çalışıyor(uz),ne kadar çok hep bir arada vakit geçirisek bu günler bizim için mutlu bir anı olarak karelere yansıyor..






6 Ağustos 2008

Üzgünümm hemde çokk..

Aslında ne yazacağımı pek bilmiyorum, düzensiz karışık bir yazı olabilir, düzenleme falan yapmadan şuan aklımdan geçenler ve olanları paylaşıcam..
Babamın biyopsi sonuçları iyi çıkmadı maalesef :( Pazartesi günü itibari ile kemoterapi başlandı,şu an için çok kötü yönde etkilenmiyor çok şükür inş tedavi boyunca böyle iyi olur,mide bulantıları ve halsizlikler oluyor ama bunlarda olağan şeyler..Hastalığının başlangıcında olması biraz teselli bizim için ,doktorlar tedavi ile düzelebileceğini söylüyor ,Rabbim neylerse güzel eyler, imtihan dünyasındayız elimizden hiçbir şey gelmiyor maalesef,dua etmekten başka..

On gündür annemlerdeyim bazı akşamlar orada kalıyoruz bazen eve geliyoruz ama sabah yine gidiyoruz,her anı birlikte geçirmek istiyorum insanın başına gelmeyince anlamıyor maalesef.. Gelen misafirlere hizmet etmek yorucu olduğu kadar babam için geldiklerini düşününce ve babamın mutlu olduğunu görünce yorgunluk falan kalmıyor büyük bir zevkle hizmet ediyoruz sakın ha yanlış anlaşılmasın misafiri çok severiz ailecek. Sadece gün içinde gelen kişilerin sayısı otuz ile elli kişi arasında olunca biraz koşturmaca içinde oluyoruz o kadar,gelen kişilerin çokluğunu görünce babamın ne kadar çok sevilen biri olduğunu bir kez daha anladık..Biliyorum ki rabbimde seviyor babamı ve çok acı çektirmeyecek inş ,hastalığı verdiği gibi kaldırmasını da sağlayacak ve babam düzelecek buna inanmak istiyorum..

****





Bahçemizde yok yok,annem ve babamın sayesinde tabiî ki, pazarda olan tüm sebzelerden tutun da meyvelere kadar haliyle bahçeden toplanan sebzelerle yapılan yemeğinde tadına doyum olmuyor..
Domates toplarken Ömer’de bana yardım etti ve çok hoşuna gitti,henüz yeni olgunlaşırken domatesleri seçmede bana yardımcı oldu ..



Ömer kendine yeni yeni oyun alanları buluyor son günlerde ki favorisi yukarıda gördüğünüz direğe tırmanmak ve kaymak..



Kuzenler ,halam ve eniştem den oluşan ailenin sadece küçük bir kısmı..







Ailece yenilen bir kahvaltı sofrasından görüntüler..




İlk kez çaydanlıktan bardağa çay dökmenin şerefine erişen Ömer beyimiz ve “teyze çay dökerken benim fotoğrafımı çeker misin “demesi sonucu karşınızda Ömer..



Yağlı boya resim tablosu yapan teyzesini izleyen Ömer..




Dayı ve yeğenleri ..








16 Temmuz 2008

Biraz ondan ,biraz bundan, biraz şundan ..

Merhaba, blogumuzu güncellemeyeli epey bir süre geçmiş,yaşanılanlar geçmişte kaldı fakat arşivde yer almasını istediğim için olanları sırası ile yazıcam..
****
Babam görünüşte iyi fakat, ak ciğerde bir kitle tespit edildi ve bugün biopsi yapıldı sonuç ona göre belli olacak,inş sadece görünüşte değil gerçekten de iyidir babacım benimL Kandaki mikrop normal değerlerin altına düştü,buna şükür ediyoruz.Babamın piskolojisi kötü durumda onun yanında ne kadar güçlü isek yanından ayrıldıktan sonra bir o kadar güçsüz hissediyoruz. ,biopsi sonucu inş dermansız hastalık çıkmaz, rabbim neylerse güzel eyler deyip bekleyip hayırlısı ne ise onu görücez inş..
****
İki hafta önce Ayşemmmmmmmle tanıştık üç yıl sonunda,yinede Ayşe’min sayesinde oldu tabii saol canım benim sıcaklığını yüz yüze gelince de hissedebilmek çok güzeldi bir kez daha yanılmadığım için çok sevinçliyim.Ankara’ya giderlerken beni aradı bir kahve içimlik de olsa görüşelim deyince sünnet dolayısı ile evde olan misafirleri kayınvalideye emanet edip soluğu annemlerin orada aldım yol üzeri bulmaları daha kolay olacaktı ve bahçe içinde çocuklarla daha rahat edebiliriler diye annemlerin orayı tercih ettim..İsteğimiz gibi ağırlayamadık ani olunca, ama telafi edeceğim için de rahatım aslında.Ailecek sizi tanıdığımız için çok mutlu olduk Ayşe’m,annem babam kız kardeşim de sizleri çok sevdi..İler ki günlerde bol bol görüşürüz artık inş..

Geçtiğimiz hafta sonunda ayşe, aysun ve emine buraya geleceklerdi çok güzel program planlamıştık ama maalesef babamın hastalığı dolayısı ile ertelemek zorunda kaldık,çok üzüldüm ama telafi edecem ve mutlaka sizi burada görmek istiyorum..


Soğutulmak üzere kuyuya atılan karpuz çıkarılırken ..




Afiyet olsun şeker kızlar ..


*****

Amcamızın oğlu Kerem sünnet oldu , Ömer iki buçuk yaşında sünnet olduğu için hiçbir şey hatırlamıyor,biz sünnet töreni falanda yapmamıştık dolayısı ile süslü püslü kıyafetler ile fotoğrafları da olmadığı için Ömer çok özendi kuzenine.Davetiye dağıtımı sırasında sürekli Keremin pelerini ile şapkasını takıp asasını elinde gezdirdi durdu,o anlarda çok üzüldüm erken mi yaptırdık diye çünkü çok özendi yavrum benim..Hatta sünnet töreni akşamın da “neden beni küçükken sünnet ettirdiniz bak Kerem’in ne çok parası var,bende şimdi olsaydım benimde çok param olacaktı” diye söylendi durdu küçük beyimiz…





Komşumun yaşça Ömer’den büyük kızı Ömer’e boncuk vermiş, eve geldi” anne ben bu boncuklardan kolye yapıcam” dedi, önce bana sonra kuzenine arkadaşlarına da bileklik yapacakmış neyse merakla başladı boncukları dizmeye, tabi bu arada ben ona iğne iplik verdim dizmesi konusunda hiç fikir vermedim kendisi bir küçük bir büyük boncuk şeklinde dizmiş.Tabi kolye işi ona sıkıcı gelince bilekliğe döndürdü işi, bitirdiğindeyse ortaya yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bileklik çıktı..Asıl meseleye gelelim çok uzattım yine lafı :D Ertesi akşam bana anlattığına göre küçük beyimizin;benim de evde olmayışımdan faydalanmış olsa gerek,etrafımızdaki iki bakkal ve iki markete giderek yaptığı bilekliği bir liraya satmak istemiş ve hiç birisi satın almamış,ayrıca mahallemizdeki çocuklara satmak istemiş onlarda almayınca çok üzülmüş,bana anlatırken nerdeyse ağlayacak o derece yani..Bende ona bir teklifte bulundum tabii sevinerek kabul etti, bilekliği ben satın aldım kuzenine hediye etmek üzere..Daha önceki postalarda bahsetmiştim, Ömer’i ailecek çok seven komşum var onun kızına anlattığımda hem çok güldü hem de çok kızdı neden almamışlar sanki bir lira için çocuğu üzmeye değer mi şeklinde neyse bana geldi bir akşam Mukadder abla kızmayacaksın ama sana bir şey söyliyecem Ömer’e ben bana bileklik yapmasını söyledim ama zam yapmış iki liraya çıkarmış fiyatı deyince çok güldüm,sanki çok satış yaptı da rağbet görünce fiyatı yükseltti küçük beyim :D





Evet gelelim sirk hikayemize, Kocaeli Fuarına İtalyan’ların Royal sirki geldi, eğlenirler diye kuzenlerimiz Aysima ve Ahmet Faruk ve kız kardeşimle birlikte sirke gittik.açıkçası ben sıkılırım diye düşünürken çok eğlenceli geçti bizim içinde..Hatta çocuklarda çok eğlendiler..Küçük atlar vardı, sirk öncesi isteyen çocukları üzerlerine bindirip gezdiriyorlardı Ömer ve Aysima hadi bizde binelim deyince aldım ikisini de atların bulunduğu yere gidince Aysima anında vazgeçti biraz ürktü,ama Ömer ile beklerken Ömer’de vazgeçti sonradan , sebebi de “çok pis kokuyorlar anne ben dayanamam bu kokuya” demesi oldu :D Köpeklerin ve atların gösterisi çok güzel ve eğlenceliydi, bu arada Ömer bana “ anne hayvanlara eziyet ediyorlar mıdır sence” sorusu karşısında bir kez daha ne kadar hassas bir oğlum olduğuna şahit oldum..





Veeee sıra gecenin finalinde :D biz sonradan çok güldük kardeşimle durup durup hem de aklımıza geldikçe J:)sizde gülün bakalım çekinmeyin emiiii gülün gülünnnnnnnnn :D Hatta kahkaha bile atabilirsiniz serbesttir yani :D iki aylık bir aslanı seyircilerin içinde gezdirip foto çekiyorlar çocukları gördükleri yere anında oturup aslanla birlikte fotoğraflarını çekiyorlardı tabii bizim çocukları da görünce hemen fotoğraflarını çektiler,yukarıda gördüğünüz fotoğraf on ytl yanlış duymadınız bildiğimiz fotoğrafa on ytl verdik biraz daha büyüğü onbeş ytl imiş içimden yuhh yani dedim sizi soyguncular siziiiiiii bende göz varmnı size para vericek derkennnnnnn, ama kız kardeşimin hiçbir şeye hayır diyememesi sonucu gecenin sonunda elimizde nur topu gibi bir aslanımız oldu ay pardon aslanla çekilmiş nur topu gibi bir fotoğrafımız oldu ..
****
Gelelim oks sonucuna; bizi bir yıl boyunca geren ama sonucunda elde koskocaman bir sıfır olan oks sonucuna Lpuanlar çok düşük hem de çok fazla düşük şok olduk, değerlendirmeleri birlikte yapmasak yanlış hatırlıyor diyecem oğlum ama birlikte yapmıştık değerlendirmeleri, sınavdan çıkınca bir saat sonra tv den, soru çıktığı anda Enes ben ”a” yaptım diyordu ve ardından doğru sonuç açıklanıyordu bu şekilde yanlışları ve doğruları hesaplayarak netleri çıkardık ortaya.Ama ne oldu halen anlamış değilim beklediğimizin çok altında bir sonuç ve imkansız bir yere yerleşmesi,artık hayırlısı diyoruz ,demeliyiz elimizden bir şey gelmez ve geriye dönüş yok maalesef , işin kötüsü babası hiçbir şeye demedi ona ama davranışları ile tepkisini belli ediyor ve çok üzülüyor oğlum ,babamızı sakinleştirene kadar neler çektim bir ben bilirim,onun açısından bakınca oda haklı oğlumuz bu seviyede bir çocuk değildi ama napalım diyorum ya oğlumuza bir şey olsa bu daha mı iyi olurdu deyince biraz susuyor ama beni yiyip bitiriyor açıkçası..Koleje göndermemizin imkanı yok şartları zorlayarak ilköğretimi bitirdik zaten , liseyi asla kaldıramayız,işin kötüsü etrafta gönderecek doğru düzgün bir lise yok,Enes Anadolu teknik lise olsun diyor,ama ben bu sistemde meslek lisesinde okumasını istemiyorum, off çok zor bir durumdayız nasıl halledecez bakalım,rabbim yardımcımız olsun..


3 Temmuz 2008

Babam zatürre:(

Çok üzgünüm,üzgünüz ailecek.. Babam son zamanlarda çok kilo kaybetti ve doktora gitmiyordu dün gece itibari ile ateşi düşmeyince bugün doktora gitmesi sonucu zatürre teşhisi konuldu ve kana karışmış,hastahaneye yatırdı doktor,sizden bu güzel ve özel gecede babam için de dualarınızı bekliyorum,rabbim tüm hastalara acil şifa versin babacımı da ayırmasın inş..
***
Ezhib''l be''se Rabbin''nasi esfi ve entes''safi la sifae illa sifauke , sifaen la yügadiru sekama"
***
(Bu hastaligi gider ey insanlarin Rabbi! Sifâ ver, çünkü sifâ verici sensin. Senin verecegin sifâdan baska sifâ yoktur. Öyle sifâ ver ki hiç bir hastalik birakmasin)
aminnn..
***
Ragaip kandiliniz mübarek olsun..
***
[Dipnot ] dün gece babamı öyle halsiz bitkin gördüm ki daha önce hiç öyle görmemiştim çok kötü oldum, babamı hiç hasta yatarken görmedim ben bu yaşıma geldim, çok ümitsiz ben iyileşemiyecem deyip hepimizi çok üzüyor annem sürekli ağlıyor,kızkardeşimle göz göze gelmekten kaçınır olduk ağlamamak için:(
annemin demesine göre,doktor hiç iyi olmadığını söylemiş,raabbim dermansız hastalık verip imtihan eylemesin ,babacımın yaptığı iyilikleri karşısına çıkarsın ..
Birazdan yanına gidecem inşş iyi görürümm babamı..

17 Haziran 2008

İlk gözağrım mutlu yıllar

İlk göz ağrım ,yaşama sebebim ,canım oğlum ,yakışıklı delikanlım, annesinin gözbebeği,bitanem bu kelimelerin sonu yok, sana güzel kelimeler söylemekle tükenmez ki bebeğim..

Babanla evlendiğimiz ilk günden itibaren bir çocuğumuz olmasını ne çok istemiştik,ama sen biraz geç geldin yuvamıza yaklaşık iki yıl senin özleminle yandık tutuştuk,tedaviler den bıkan ben tam ümidimi kestiğim anda senin varlığını öğrenince dünyalar benim oldu..Baban yanımda değildi doktor hamilesiniz dediğinde.Tabi doktorun yanından çıkar çıkmaz babanı aradım ki,sevinç çığlıkları halen kulaklarımda..Çok rahat geçen bir hamilelik ve son günlerde yüksek tansiyon sebebi ile doğum gününe karar verildiğinde sana kavuşmak için nede çok heyecanlıydım,son gece geçemek bilmemişti,saatleri dakikaları hatta saniyeleri sayarak sabahladım..

Veee sen kucağımdaydın ne muhteşem bir duyguydu bu, senin o misler gibi kokunu içime çekerek başladım ağlamaya anneannen ve baban da benimle birlikte ağlıyorlardı,Rabbime binlerce kez şükrettim ki sağlıklı bir evlat vermişti bize.

Anne sütü almamak için elinden ne geliyorsa yaptın sana bir türlü sütümden içiremedim,kaşıkla verdim bir süre sonra onuda almadın,bir hafta sonra kazanan sen oldun ve biberonla mamaya başladın.Sonraları doktorunun dediği gibi anne sütü emmeyişinden olsa gerek sürekli hastalanırdın,ayda bir mutlaka ama onbeşte birde doktor teyzemizi görmeye giderdik,ama bu durum sen büyüdükçe düzeldi çok şükür..

Bir buçuk yaşındayken geçirdiğin havale yi ömrüm boyunca unutamam.Oysaki bir gün öncesi doktordaydık yine ve orta kulak iltihabı geçirdiğini anlamamış doktor ve bir de dört diş birden patlamaya hazır beklerken yüksek ateş sonucu,ateşini düşüremeyince babanla soluğu hastahanede aldık fakat yolda senin gözlerin kaydı gözlerin görünmüyor ağzından köpükler çıkıyordu baban arabayı zik zak çizerek sürüyordu bir yandan ona bağırıyordum arabayı durdur diye bir yandan seni kendine getirmeye çabalıyordum.Baban sakinleşince tekrar yola çıktık bir kaza olmasından korktuğum için babana düzeldiğini söyledim fakat halen ağzından köpükler çıkıyordu..Hastaneye vardığımızda düzelmiştin fakat ömrümden ömür gitmişti..Bir yandan baban ağlıyor bir yandan seninle ilgilenmem gerek ,baban sakinleşince tetkikler sonucunda hiç bir şeyin olmadığını öğrendiğimde ben başladım ağlamaya ,o ana kadar dişlerimi nasıl sıktıysam bir hafta boyunca çenem ağrıdı ,seni kucağımda göz göre kaybetmeyi yaşadım Rabbim kimseye evlat acısı göstermesin..

İlkokula başladığın günde hep gözümün önünde ,doğduğun andan itibaren okula başlayacağın günü hayal ettim durdum ,benim biricik oğlum okullu olmuştu sonunda ölsemde gam yemem diye düşünüyordum o dönem,şimdi ise liseli bir delikanlı oluyorsun zaman ne çabuk geçiyor,oysa daha dün kucağımda seni seven ben, şimdi kendini öptürmüyorsun bile bana,delikanlı oldun ya büyüdün..

Şu dönem zor dönemdeyiz bunun farkındayım,gerek bizim sorunlarımız gerekse senin içinde bulunduğun ergenlik dönemi ister istemez birbirimizi kırmamıza sebep oluyor.Ama bu durum geçecek biliyorum,yine gözleri gülen, benim boynuma sarılan, hatta kucağıma atlıyan oğluşum olacaksın bunu nasıl sabırsızlıkla bekliyorum bilsen annecim..

Haketmediğin halde seni kırdığım incittiğimde olmuştur,hatta sesini yükseltiğin anlarda üzerine çok geldim ama hep senin iyiliğin için be güzel oğlum, seni çok sevdiğimi hiç unutma olur mu annecim..

Rabbimden tek dileğim,senin iyi ahlaklı,çevrene saygılı,atasına sahip çıkan,sağlıklı bir kişi olman..

İlk göz ağrım doğum günün kutlu olsun bitenem ,bu sevgi şaiirin dediği gibi"vurulmuş ceylanın yavrusuna su aradığı gibi" bir sevgi canım oğlum.

SENİ ÇOK AMA ÇoK SEVİYORUM YAŞAMA SEBEBİM!!






16 Haziran 2008

Karnelerrrrr

Merhaba,bir yıl daha geride kaldı ve karneler alındı,çok şükür ki karneler de bizi üzecek hiç bir şey yok..Karne günü Ömer'in öğretmeni beni çok duygulandırdı açıkçası:"sen çok özelsin benim için ,beni okuma bayramında çok gururlandırdın,senin velim olmandan dolayı çok mutluyum sen herşeyin en güzeline layıksın ve Ömer'de aynen senin gibi" demesi karşısında hem çok mutlu oldum hemde çok duygulandım.
****
Okuma bayramının hemen ardından Ömeri'min saçlarına elveda dedik,zaten benim ısrarımla uzamışlardı eşim her seferinde keslicek bu saçlar deyip duruyordu fakat ben takmıyordum tabi bildiğimi okuyordum ,ama Ömer'de istiyordu uzun saçlarını seviyordu,ama ne olduysa artık oda istemeyince saçlar kesildi..
İşte karşınızda kısa saçlı Ömer'im..
Perşembe akşamı Harikalar sahilindeki anfi tiyatro da Ömer'lerin de yıl sonu gösterisi vardı,o akşma ait fotolar..



Karne alınan gün çekilmiş fotoğraflar.




Veeeeeeeeeeee karnelerimizzzzzzzzzz :D Ömer'imin karnesi hepsi beş çok şükür,karneyi ilk eline aldığında "oleyyyyy geçmişim artık ikinci sınıfa gidecem ben"diye sevindi oğluşum benim.Karneler dağıtılırken tüm herkesin içinde,"artık yaz geldi sürekli oyun oynamak yok çok ders çalışacaz ,az oyun çok çalışmak"çalışkan oğlum benim herkesi güldürdü tabii..


Vee Enes'im takdir aldı oğluşum,bir tane dördü var geri kalan tüm dersleri beş,çok şükür geçen yıldan eser yoktu bu sene..

İnşallah tüm eğitim - öğretim hayatlarınız boyunca böyle başarılı olursunuz benim yaşama sebeplerim,canlarım..








Gösteri sırasında oynadıkları flamingo dansından bir bölüm




12 Haziran 2008

Okuma bayramı,oks,mezuniyet ve anneler günü etkinliği..





Merhaba, uzun ve karışık bir sürü şey anlatacam artık aklımda da kaldığı kadarı ile..
Önce geçen hafta olan Ömer’in okuma bayramından başlayalım..
Daha önce ki postta bahsettiğim gibi öğretmenimize plaket verme fikri çoğunluk tarafından kabul edilince , gidip plaketi yaptırdım,plakete sınıfın toplu bir fotoğrafı ve müdürden aldığım öğretmenimizin vesikalık bir fotoğrafını ekleyerek “okuma bayramı anısına “diyerek güzel bir sözle birlikte plaketi yaptırdım.Ayrıca okumaya geçtiklerine dair bir belge hazırlattım, baktım çok uygun fiyata geliyor kendim yapmaya uğraşmadım çok da güzel oldu tüm çocuklar ve öğretmenimiz çok beğendi.Birde toplanan sınıf paramızdan artınca yine çocuklara birer masa saati aldım kızlara pembe renkli erkeklere sarı, mavi, yeşil renkte olmak üzere ve birde onların paketlemesini yaptım aldığım yerde yapmadılar .Maksat çocukları sevindirmek dimi ama..

Okuma bayramı çok güzel geçti üç perdelik tiyatro oyununu tüm sınıf birlikte çok güzel oynadılar ,hepside birbirinden güzeldi açıkçası.Ardından bilmeceler,şarkılar,fıkralar ,şiirler ve zeybek oyunu,salsa ve flamingo danslarını yaptılar ve birer profesyonel gibi geldi hepside benim gözüme nede olsa bizim çocuklarımız ya belki de o bakımdan dır :P
En son olarak foklör öğretmenimiz ve çocukların öğretmenlerine bir sürprizi vardı,”öğretmenim” şarkısını hep birlikte söylediler ve ellerinde de “öğretmenim seni çok seviyoruz” harflerinden oluşan birer pankrat vardı o kısmıda ayrıca bir güzel di..

Sonunda plaketi takdim etti sınıf annelerimiz öğretmenimize,tabii yine azarı yedik “ben size hediye istemiyorum demedim mi” şeklinde ,sonrasında da her çocuk birer gül verdi öğretmenimize,ve daha sonrada sertifikaları ve hediyelerini alarak okuma bayramını bitirmiş olduk alkışlar eşliğinde.






Seyirci karşısına çıkmadan önce


Tiyatro oyununu oynarlarken,ve ardından renlrle ilgili bir oyunda ömerin bayrağı açması ile salon alkıştan inledi..












*******
Ve bu yoğun günler içinde benim evde badana vardı ,ve ben halen yerleşmiş değilim hayırlısı ile şu okullar bir kapansa da bende rahatca evde oturup işlerimi bitirsem.bu akşam mezuniyet töreni var ve yıl sonu gösterisi okul aile birliği olarak yine okulumuza bir katkısı olur bir açığımızı kaparız düşüncesi ile atmış kilo yufkadan gözleme hazırladık ve akşama sacın üzerinde pişirip satıcaz inş…


*******
Ve gelelim bizi bütün sene boyunca sıkıntıya boğan oks sınavına,yavrum çok heyecanlıydı son günlerde yerinde duramayan eli ayağına dolaşan biri oldu .




Sınav sabahı biraz sakindi neyse ki.Sınavın bitmesini beklerken o iki saat yıl gibi geldi sanki geçmek bilmedi o saatler.neyse son beş dk kala sınavdan çıktı Enes, yüzü çok asıktı eşime yandık dedim belli ki sınav iyi geçmedi neyse birbirimize telkin veriyoruz bi yandan Enes’e doğru gidiyoruz sakın bişey deme çocuğa emi diyerek.


Sınava başladığı ilk anda heyecandan elinin titremesine engel olamamış,optiği göremiyorudum dedi yavrum,ilk on soru eli titreyerek cevalamış ardından sakinlemiş.Matematik dışında iyiydi dedi sorun değil dedik tabiî ki,müfredatın dışın da sorular vardı matematikte dedi 8 boşu var olur mu oğlum diyorum evet ya diye iddia ediyor benimle neyse eve gelince tv den soruların cevaplarını kontrol ettik birlikte her doğruda hava zıplayan yanlışta da eyvah yaaaaaaa bu bildiğim cevaptı nasıl yanlış yapmışım diyerek kontrol ettik.Sonuçlar çok kötü değil çok da iyi değil 70net inş bir aksilik olmamıştır da istediğimiz Anadolu liselerinden birine yerleşiriz.




Akşama dayısı ile matematikde görmediğim dediği boş bırakılan soruları cevapladılar birlikte,bu seferde tühh ya ben nasıl yapamadım bunları ben hep biliyordum şeklinde ahlanmalarla geçti.Hakkında hayırlısı olur inş deyip sonuçların açıklanmasını bekliyecez artık..





Veee gelelim mezuniyet törenine sınavın ertesi günü okulun bahçesinde düzenlendi mezuniyet ve kep attılar çok heyacanlıydı yavrum yine ama annesi onadan heyecanlıydı tabi..
Darısı liseye ve üniversiteye olur inş..
Sertifikalarını alırken tüm öğrencilere duygu ve düşünceleri soruldu ve kendilerini tanıtmaları istendi,anne kamerayı açmış beklerken o anı ölümsüzleştirmek adına benim oğlum sunucunun arkasını dönmesinden fırsat bilerek mikrofonu hiç konuşmadan yanındaki arkadaşına uzattı ..
****
Salı sabahı öğretmen ve arkadaşları ile Ankara kızılcahamama gittiler,bütün senenin yorgunluğunu ,oks stresini üzerlerinden atabilmek için,sesi çok iyi geliyor her konuştuğumuzda çok memnun beyefendi hayatından memnun :D bu gece gelicek inşş çok özledim oğlumuuuuuu..

















Son olarakda katıldığım bir etkinlikten bahsederek yazımı noktalıyayım artık.Sevgili evren ve selcen arkadaşımızın anneler günü dolayısı ile düzenlediği “anneler günü kalpten gelen güzellikler “etkinliği adı altında birbirimize hediye yollamaktı ve bana sevgili ilkay arkadaşımız çıktı ve hediyesini yolladım, eline tam doğum gününde geçmiş buda çok sevindirici oldu benim için.Bana ise sevgili sibel arkadaşımız yolladı hediyelerin için çok teşekkürler arkadaşım kurabiyelerin enfesti görüntülerinin güzelliği kadar tadı ilede harikaydılar,maalesfki vazo kırlmıştı ama hiç önemli değil, içinden çıkan not çok hoştu çok teşekkürlerrrrrrr arkadaşım..




videoyu neden üst taraflara ekliyemedim onuda anlamış değilim..
kepler havaya atılırken..