
Bu gun blogda yazmaya başlayalı tam bir yıl oldu,startı bu yazıyla vermiştim nede çok heyecanlıydım,yapabilecekmiydim duygularımı yaşanananları yazıya dökebilecekmiyim korkuları ile başladım bir yıl oldu bile... Net dünyasında ilk tanıştığım forum olan bebişler de oğlumun güncesini tutuyordum,orada tanıştığım sevgili edacım sayesinde bir çok arkadaşım gibi bende blog sahibi oldum,fakat orada hiç bişey yapmadım sadece bebişlerdeki yazdıklarımı kopyala yapıştır yaptım ve hiç cazip gelmiyordu o dönem blog olayı.Daha sonraları ilgi ile takip ettiğim ayşemin bloguna yorum yazmak istedim fakat bir türlü yazamıyordum, şimdi aklıma geldikçe gülüyorum :) Ayşe'mden yardım istedim oda saolsun bana şu anda ki kullandığım blog adresini aldı ve sadece Ayşe'ye yorum yazmaya başladım.Sonraları yine Ayşe'min desteği ile "sen neden yazmıyorusun,sende yazabilirisin" şeklindeki telkinleri ile denemekten zarar gelmeyeceğini olmazsa bırakırım düşüncesi ile başladım yazmaya.İlk yorumları bekleyişim,neden kimse yazmıyor diye pes etmiştim ilk günden meğerse yorumlara onay vermem gerekliymiş bunuda kendi çabamla bulunca bir baktım ki Ayşem den yorum var,sonrasında şimdilerde blog yazmayan yine bebişlerden tanıdığım Ayşe'nin, aysunun ,kızkardeşimin arkadaşının tesadüfen benim blogumu görmesi ve yine ilk yorum yazanlardan biri olan serpil, birannenurgul ,yarenin yorumlarını görmek süperdi benim için...Tabi sonraları bende başladım arkadaşlarımın linklerinde gördüğüm ilgimi çeken bloglara yazmaya ve bana geri dönşülerle kocaman bir aile gibi olduk.Her yayınladığım postta kaç yorum olmuş kaç kişi yazmış diyerek günde kaç kez pc başına geçerdim meraktan benide okuyan var mı acaba diye:) İki,beş,on ,yirmi,otuz,hatta ve hatta elli yorumu görmek benim için ulaşılmaz bir şeyken şimdi bu kadar yorumların gelmesi beni çok sevindiriyor.Her yazdığım yazıyı önce canım arkadaşım selmaya okutup onun yorumunu alınca rahatlıyordum ki halen öyle,acab abartı var mı, yazım düzgün mü,yanlışlıklarım var mı gibi sorularla hâlen başını şişirirm canım arkadaşımın,çünkü kelimlerle aram pek iyi değildir olanları düzgün bir biçimde ve okuyanları sıkmadan yazabilmeyi çok isterim ama elimden gelen ancak bu kadarı ve beni bu şekilde sevenlerde olduğu için çok mutluyum ayrıca çok sevdim bu blog arkadaşlığını blogta yazmayı,en azından oğlum büyüdüğünde neler yapmış neler söylemiş kendisi de okuyabilecek buda sevindirici olan diğer bir yanı tabi.. Neyse efenimm ben hepinizi çok seviyorummmmmmmmm,ömrüm yettiğince blog camiasında bende varım....
*******
Gelelim Ömer'in öğretmen meselesine,geçen hafta toplantı yaptı sözde öğretmenimiz ilk cümlesi"geçen hafta olan olaylardan dolayı özür diliyorum fakat kendimi suçlu görmüyorum" diyerek söze başladı, "beni bu okuldan kimse gönderemez, ben bu sınıfa bayılmıyorum" diyerek de açıkçası bizi tehdit etti,sürekli çocuklarımızı aşağıladı,geçen seneki öğretmenimizle mukayeseler yaptı durdu.Sonra yapacakalarından bahsetti,eğitim sistemini anlattı ,bizlerden neler istediğini söyledi, sabırla söz almayı bekledim sonra "şikayetlerinizi dinleyebilirim konuşacaklarınız varsa dinlerim" dediği anda bir arkadaş oğlunun geçen yıl ateşli oldu hallerde bile okula istekle geldiğini bu yılsa okula gelmek istemediğini söyleyince öğretmen hanım müsvettesi diyecem izninizle,o korkunun sebebini bulmak lazım dedği anda dayanamadım daha fazla ve söz aldım ve gayet sakin bir şekilde sebebin kendisi olduğunu çocukları çok korkuttuğunu şiddetle hiç bir şey elde edemiyeceğini aksine başarısızlığın ve ruhsal durumu bozuk bir çok çocuğun sebebinin kendisi olacağını söyledim,tabi arkadaşlarda bana destek çıktı he bu arada bazı veliler "döveceksiniz tabi hakederlerse döversiniz" demesi beni çıldırttı,"ben dövmüyorsam bir Allahın kuluda oğlumu dövemez" dedim," tabiki disiplin şart dinlemedikleri takdirde cezada verisiniz bağırısınızda ama şiddet ve hakaret yapamazsınız" deyince " ben şiddet uygulamıyorum" dedi,"tokat atmak şidet değil mi" dediğimde aldığım cevap dahada kötüydü "ben oğlumuda dövüyorum hakedenide döverim" dedi yüzsüzce ve "tamam ben çocuklarınızla uğraşmıyorum ne halleri varsa görsünler "dedi ve sınıfı terketti...
Bizde ardından yine müdüre çıktık bir hafta bekleyelim dedi tamam bekleyelim dedik,dün müdürle görüştüğümde hiç bir şey yapmayacağını anlamış oldum maalesef..
Bir hafta boyunca ders yapmadılar gibi birşey,öğleden sonraları beden dersi yaptı dört gün boyunca...
Hareketlerinde düzelme olduğunu sanıyordum ki yanıldığımı dün maalesef anladım,çocukları çok korkuttuğu için sınıfta olanları söylemiyorlar ,maalesef bazı çocuklardan duyduğum kadarı ile Ömer'e takmış durumda,eksik yazdığı harflerde,yanlış okuduğu her şeyde kafasına kitapla vuruyor ve çok bağırıyormuş ama bunu Ömer söylemiyor sadece bağırdığını söylüyor..
İki haftada ömrümden iki yıl geçmiş gibi,gerekli yerlere başvuralarımızı yaptık imza toplama aşamasındayız,eğer ki öğretmen gönderilmezse karar verdik Ömer'i okuldan alıcaz...